Prof. Dr. Sinsi
|
Dedikodudan Ve Laf Taşımaktan Sakının!..
Dilin sapmalarından sakının ve dizginlerini kendisine bırakmayın Çünkü dil, kişiyi büyük günahlara ve tehlikelere düşürür Pişman olunacak işlere ve afetlere yolaçar Ebu Said el-Hudri radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Ademoğlu sabahlayınca âzâların hepsi dile boyun eğerek "Bizim hakkımızda Allah'dan kork, çünkü biz seninleyiz; sen doğru olursan biz de doğru oluruz, sen eğrilirsen biz de eğriliriz" der " Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder
Muaz radıyallahu anh'tan şu rivayet edilir: Dedim ki: "Ey Allah'ın Rasulü! Beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel haber ver " Şöyle buyurdu: "Büyük bir şey sordun Şüphesiz o, Allah'ın kolaylaştırdığı kimse için kolaydır Allah'a ibadet eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı kılar, zekatı verir, Ramazan orucunu tutar ve oraya yol bulabilirsen Beyt'i haccedersin " Sonra şöyle buyurdu: "Seni hayır kapılarına yönelteyim mi? Oruç bir kalkandır Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahı söndürür Kişinin gecenin ortasında namaz kılması da " Sonra (Yaptıklarına karşılık olarak)(32/es-Secde/17) kavline ulaşıncaya kadar şu ayetleri okudu: (Vücutları yataklardan uzak kalır  ) (32/es-Secde/16-17) Sonra şöyle buyurdu: "Sana işin başını, direğini ve en üst noktasını haber vereyim mi?" "Evet, ey Allah'ın Rasulü!" dedim Şöyle buyurdu: "İşin başı İslam'dır Direği de namazdır En üst noktası ise Allah yolunda cihad etmektir " Sonra şöyle buyurdu: "Sana bütün bunların esasını haber vereyim mi?" "Evet, ey Allah'ın Rasulü!" dedim Dilini tutarak "Bunu tut!" buyurdu Dedim ki: "Ey Allah'ın Rasulü! Bizler, konuştuklarımızdan hesaba çekilir miyiz?" Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ey annesi kaybedesice! İnsanları, dilleriyle işlediklerinden başka cehenneme yüzüstü başka ne atar!?" Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder ve "Sahih-hasen bir hadistir" der
Enes radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Miraca çıkarıldığımda bakırdan tırnakları olan, yüzlerini ve göğüslerini tırmalayan bir gurup insana rastladım "Bunlar da kim ey Cibril!" dedim "Bunlar, insanların etini yiyen ve onların ırzlarına dil uzatanlardır" dedi " Bu hadisi, Ebu Davud rivayet eder
Gıybetin günahını küçümseme ey müslüman! Gıybeti hiçbir zaman küçük görme ve önemsiz zannetme! Çünkü, günahı büyük ve tehlikesi geniştir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Bunun önemsiz olduğunu zannediyorsunuz Halbuki bu, Allah katında çok büyüktür ) (24/en-Nûr/15)
Ebu Bekr radıyallahu anh, dilini tutarak "Beni bu tehlikelere düşürdü" der Bunu, mütevaziliği dolayısıyla ve kendini hesaba çekme niyetiyle yapar
Gıybetin zararı yayılmış ve tehlikesi artmıştır Toplantıların ana konusu ve gece sohbetlerinin eğlencesi; öfke ve kızgınlığın, kin ve hasedin ortaya dökülmesi haline gelmiştir Gıybet eden, gıybet etmekle kendi ayıplarını örttüğünü ve gıybetini ettiği kişiye zarar verdiğini zanneder; gıybetin zararlarının ve kötü sonuçlarının sahibine olduğunu bilmez Şüphesiz gıybet eden kimse zalimdir ve gıybeti edilen mazlumdur Kıyamet günü, zalim ve mazlum adalet sahibi hakim Allah'ın karşısında durdurulur Mazlum, Rabbinden hakkını ister Ve Allah, bu gıybetçi zalimden hasenatlarını alarak mazluma verir Ya da hakkı ölçüsünce mazlumun günahlarından alarak gıybet edenin üzerine yükler Bütün bunlar; babanın çocuğuna bir hasene dahi vermediği, samimi arkadaşın arkadaşına bir hasene bile vermediği ve herkesin "nefsim, nefsim" dediği bir günde olacaktır Bir hadiste şu zikredilir: "Faiz yetmiş iki guruptur En küçüğü kişinin annesiyle zina etmesi gibidir Şüphesiz ki faizin en şiddetlisi kişinin (gıybet ederek) kardeşinin namusuna dil uzatması gibidir " (Bkz es-Silsiletu's Sahiha: 1871)
Ebu Derdâ radıyallahu anh, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Kardeşinin ırzını savunanın, Allah Kıyamet günü yüzünü cehennemden korur " Bu hadisi, Tirmizi rivayet eder ve "Hasen bir hadistir" der Gıybet edenleri müslümanların ırzlarından alıkoyun! Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Ey iman edenler! Allah'dan hakkıyla korkun ve doğru söz söyleyin ki Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın Kim Allah ve Rasulü'ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur ) (33/el-Ahzâb/70-71)
Allah beni ve sizleri Yüce Kur'an ile mübarek eylesin  
Celâl ve ikram sahibi, izzet sahibi Allah'a hamdolsun Rabbime hamdeder ve O'na şükrederim O'na tevbe eder ve O'ndan bağışlanma dilerim Şehadet ederim ki, Allah'dan başka ilah yoktur O, tektir ve ortağı yoktur Aziz ve intikam sahibidir Ve şehadet ederim ki, nebimiz ve efendimiz Muhammed O'nun kulu ve selamet yurduna çağıran elçisidir Allah'ım! Kulun ve rasulün Muhammed'e, ailesine ve önder imamlar olan ashabına salât ve selam eyle; onları mübarek kıl!
Bundan sonra  Allah'dan hakkıyla korkun ey müslümanlar! Çünkü Allah'dan hakkıyla korkanı Allah da azaptan korur ve sevabını artırır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Andolsun ki, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadır İnsan hiç bir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın ) (50/Kâf/16-18)
Allah'ın kulları! Şüphesiz gıybet ve nemime, şeytanın insana güzel gösterdiği, insanı tuzağına düşürdüğü ve müslümanın nefsine zulmettiği büyük günahlardan biridir Nemime ise guybetin en çirkin çeşitlerindendir Nemime, insanların sözünü onların arasını bozmak amacıyla birinden diğerine taşımaktır Allah Teâlâ, nemime yapan (laf taşıyan) kimseyi kötüleyerek şöyle buyurur: (Sakın itaat etme; çokça yemin eden, aşağılık ve değersiz kişiye, ayıplayıp duran, durmadan söz taşıyana) (68/el-Kalem/10-11) Huzeyfe radıyallahu anh'tan da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Nemmâm (insanlar arasında laf taşıyan) cennete girmez " Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivayet eder
Allah'dan hakkıyla korkun ey müslümanlar ve hesaba çekilmeden önce nefislerinizi hesaba çekin, tartılmadan önce onları tartın! 
Ey müslümanlar! Alimler; zulme uğrayanın uğradığı zulmü emir, kadı ve benzeri idarecilere bildirmesinin caiz olduğunu zikrederler Aynı şekilde bir münker (kötülük) görenin de bunu o kötülüğü ortadan kaldırabilecek, kötülük yapanı ondan alıkoyabilecek idari makama ve güce sahip kimseye bildirmesi de caizdir Fetva soranın, gerçeğin ortaya çıkabilmesi için düştüğü durumu fetva verecek kimseye anlatması da caizdir Yine, bir kimse hakkında seninle istişare edene de onunla ilgili bazı bilgileri vermen caizdir Özellikle onu kandırabilecek ve tuzağa düşürebilecek şeyleri gizlemen caiz değildir Bütün bunlar, gıybetin mubah olduğu durumlardır
Allah'ın kulları! (Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salât ederler Ey iman edenler! Siz de O'na salât ve çokça selam eyleyin ) (33/el-Ahzâb/56)
|