Prof. Dr. Sinsi
|
Ümmetin Kur’An Ve Sünnet Metoduna İhtiyacı
Ümmetin Kur’an ve Sünnet Metoduna İhtiyacı
Şeyh Hüseyn Âlu’ş Şeyh
30/05/1423 Hicri – 09/08/2002 Miladi
Muhterem müslümanlar! Kalplerin zevk alacağı ve kulakların hoşlanacağı bir konuya ihtiyacı var Gölgesinde zihinlerin dinleneceği, bakışların ve basiretlerin genişleyeceği bir konuya ihtiyaç var
Bu, sınırlı sürenin yetmeyeceği ve dilin tam olarak açıklayamayacağı bir konudur Kalemler onu ne kadar yazsa da öneminden ve konumundan bir şey kaybetmeyecek bir konudur
Bu; fertlerin en çok ihtiyaç duyduğu bir konudur İslam ümmeti, içinde bulunduğu bu trajik ortamda onu anlamaya ve düşünmeye muhtaçtır
Bu; kaynağı kurumayan, hayrı tükenmeyen ve bağışı kesilmeyen “nurani metot” konusudur
Bu; Allah celle ve alâ’nın Muhammed ümmeti için seçtiği metottur Bu metot; hayır ve saadet dolu olan, sonunda da ebedi kurtuluşa ve kalıcı nimetlere götüren bir hayat gölgesinde fertlerinin yaşantılarını belirler ve toplumlarının temellerini ayağa kaldırır
Allah’ın kulları! Bu metot, hatları belirgin, kaynakları saf ve temiz, Kur’an ve Sünnet metodudur Bütün örnek değerleri belirleyen, verimli ve parlak bir uygarlık kuran bir metottur Bu metot, aşırılığa ve ihmale çağırmadan orta yola sevkeder
İslam kardeşleri! Her ıslah çağrısı ve yaşantıyı güzelleştirme beklentisi Kur’an ve Sünnet’in yoluyla sınırlıdır Kim bu yolu kabul ederse, karşılıksız ihsan edenin hayrını kabul etmiş ve isteklerin en yücesini elde etmiştir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Şüphesiz ki bu Kur’an, en doğru yola iletir ) (17/el-İsrâ/9)
Hayatı koruyan ve selametini garantileyen, şehvetleri kontrol altına alan ve zararını önleyen, fıtratı muhafaza eden ve asâletini kalıcı kılan ne varsa Kur’an ve Sünnet metodunda mutlaka ona işaret vardır
Kur’an ve Sünnet metodu, bütün hayır çeşitlerine ve yollarına yöneltir Beşeriyeti, kötülüklerden ve kötülük yollarından uzak tutar Bu metotta ruh ve beden için, akıl için, fert ve toplum için, dünya ve ahiret için ince kurallar vardır Bozulmamış fıtratın ve aydınlık düşüncelerin kucakladığı, sağlıklı akılların ve arınmış nefislerin kabulleneceği kurallar vardır Bir metot ne zaman kalplere ve düşüncelere gıda, hastalıklara ve rahatsızlıklara şifa olursa; davranışların ve tasarrufların hareketini belirler, işleri ve durumları bilirse işte o zaman hayat; huzur ve mutluluk dolu bir hayat olur Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifa ve rahmettir ) (17/el-İsrâ/82) (De ki: “O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır ”) (41/Fussilet/44)
İslam kardeşleri! Hayat ne zaman Kur’an’ın metoduna ve İnsanların Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem’in metoduna uygun olarak kurulursa, o örnek bir hayat olur Onunla nefislerden mutsuzluk kalkar ve akıllardan karmaşa silinir Göğüslerden sıkıntı ve endişe uzaklaştırılır Allah Subhânehu şöyle buyurur: (Şayet benden size bir hidayet gelir de her kim ona tâbi olursa, onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler ) (2/el-Bakara/38) Ve şöyle buyurur: (Artık, benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz ) (20/Tâhâ/123)
İslam ümmeti! İslam ümmeti için dünyada da, ahirette de Kur’an ve Sünnet’e sarılmaktan başka şeref yoktur Şeriat ve yol olarak, hüküm ve yargı olarak, inanç ve davranış olarak, ahlak ve âdâp olarak Kur’an’ın metodu ve Peygamber'in yolu üzere yürümedikten sonra İslam ümmeti, izzetinin zirvesine asla ulaşamaz Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl Zira sen, dosdoğru yoldasın Doğrusu Kur’an, sana ve kavmine bir ikaz ve öğüttür; yakında ondan sorguya çekileceksiniz ) (43/ez-Zuhruf/43-44)
Ey müslümanlar! Fertleriyle ve halklarıyla bugünün dünyası, bitmek tükenmek bilmeyen tamahlarla doludur İnsanlar yerler-içerler fakat doymazlar Fertleri ve devletleri acizliğe, yok olmaya ve mutsuzluğa götürebilecek; belki de büyük bir kötülüğe ve yıkıma sürükleyecek bir yaşam sürmektedirler Böyle bir ortamda akıllı insanlar acaba Allah azze ve celle’nin çağrısına katılmaktan başka kurtuluş ve çıkış olmadığını fark ediyor mu? Bu çağrı durumları düzeltecek ve ortamları güzelleştirecek bir çağrıdır (Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik Allah’a iman edip O’na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf içine sokacak ve onları kendine giden dosdoğru bir yola yönlendirecektir ) (4/en-Nisâ/174) Yöneticiler ve yönetilenler olarak İslam ümmetinin mensuplarının bu yola koyulması gerekir Çünkü o olmazsa sürekli sıkıntılar, kayıplar ve mutsuzluklar içinde yaşarlar Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Her kim Allah ve Rasulü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur ) (33/el-Ahzâb/36) Ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Sizin aranızda ona sımsıkı sarıldığınızda sapmayacağınız bir şey bıraktım: Allah’ın Kitabı ” “Sizleri, gecesi gündüzü gibi olan aydınlık bir yol üzere bıraktım Ondan ancak helak olan sapar ”
İslam kardeşleri! Geriye dönüp muhasebe yapmanın vakti gelmiştir İslam ümmeti, bugün çektiği bu sıkıntıları çekerken durumunu gözden geçirmeli ve gafletinden uyanmalıdır Sonra, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e tâbi olanların ciddi ve samimi bir şekilde O’nun dininden kendi yaşantılarında ne olduğuna, O’nun ahlakından kendi ahlaklarında ne bulunduğuna bakmalarının vakti gelmiştir (Namazı kılın, zekatı verin ve Rasul’e itaat edin ki merhamete nail olasınız ) (24/en-Nûr/56)İslam ümmetinin, Allah celle ve alâ ile ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti ile bağını kuvvetlendirmesi gerektiğini bilmesinin vakti gelmiştir Bu bağı görünüşte değil özde kuvvetlendirmeli, gösterişte değil gerçekte kurmalıdır (İman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen gerçek için kalplerinin saygıyla yumuşaması zamanı gelmedi mi?) (57/el-Hadid/16) Fertler ve toplumlar olarak, yönetenler ve yönetilenler olarak İslam ümmeti ancak işlerini ve durumunu; ahlakında ve yaşantısında, savaşında ve barışında, ilminde ve amelinde, adetlerinde ve ibadetlerinde Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem’in metoduna göre düzelttiği zaman kurtuluşa erecektir (Andolsun ki Rasulullah’ta sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örnek vardır ) (33/el-Ahzâb/21)
Ey müslümanlar topluluğu! İslam düşmanları, müslümanların birliğini parçalamakta ısrarlılar Müslümanları bölmek için planlar yapıyorlar Müslümanların haklarını gasbetmek için birbirlerini yardıma çağırıyorlar Yeryüzünü parça parça edip insanları gruplara bölmek, yeni yetişen nesillerin beyinlerini yıkamak istiyorlar Ne din bırakıyorlar ne de dünya  
Evet; İslam ümmetinin, düşmanları olduğunu bilmesi gerekir Ağızlarından, kalemlerinden ve medya organlarından ateş püskürür, kin ve düşmanlık saçarlar Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerden) belli olmuştur İçlerinde sakladıkları (düşmanlık) ise daha büyüktür )(3/Âl-i Imrân/118)
İslam ümmeti acaba kendisine isabet edenin, bir çok alanda dine bağlılığının eksikliği ve Alemlerin Rabbi’nin şeriatını beşeri kanunlarla değiştirmesi nedeniyle olduğunun farkında mıdır?!
İslam ümmeti, Kur’an ve Sünnet’in yolundan uzak bir çok metot denemiştir Bütün bu denemelerde, başarısızlık ve aşağılıktan başka bir şey elde etmemiştir Çeşitli aşağılamalar tatmış ve zulümler görmüştür Daha da ötesi müslümanlar, birçok felaket ve üst üste yığılan sorunlar yaşamıştır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Yoksa siz, Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden böyle davrananların cezası ancak dünya hayatında rüsvaylıktır Kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilirler Allah, sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir ) (2/el-Bakara/85)
Ey müslümanlar topluluğu! Ümmetimiz zayıflama ve bölünme dönemleri yaşasa da, muhakkak ki bütün ümmetler bir takım gel-git aşamaları yaşar Allah’ın kuralları ve kaderi geçerlidir Günler geçer, zaman değişir Bu hayatta güçlü olan, ebedi olarak güçlü kalmaz Güçsüz de sonsuza kadar güçsüz olmaz Fakat Allah’ın kurallarından biri de şu ayette belirttiğidir: (Gerçek şu ki; bir toplum kendi özünde olanı değiştirmedikçe Allah da hallerini değiştirmez ) (13/er-Ra’d/11) Ümmetin üzerine düşen mutlak görev, bu kurallar çerçevesinde durumuna bakmasıdır Güçsüz olduğu noktalar üzerinde düşünmesi gerekir Islah yolunun, Kur’an ve Sünnet metoduyla güzel bir şekilde ilişki kurmakta olduğunu bilmesi gerekir Bütün darlıklardan ve engellerden kurtulmak için samimi bir şekilde Allah’ın dinine dönmekten, her açıdan Allah azze ve celle’ye sığınmaktan ve tam olarak O’na bağlanmaktan başka bir yol olmadığını bilmelidir İşte bu, yerinde bir karardır Güç ve hükümranlık kaynağıdır Üstünlük yolu ve güvenlik sahilidir Allah Subhânehu şöyle buyurur: (Kim Allah’dan hakkıyla korkarsa, ona bir çıkış yolu ihsan eder ) (65/et-Talâk/2) Ve şöyle buyurur: (Kim Allah’dan hakkıyla korkarsa, ona işinde bir kolaylık verir ) (65/et-Talâk/4)
Değişimler konusunda Allah’ın kurallarını iyi anlayalım! Üstünlük ve hükümranlık yollarını idrak edelim Kur’an ve Sünnet ışığında güçsüz olduğumuz noktaları inceleyelim Hayatı, Kur’an ve Sünnet metodu üzerine bina edelim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Muhakkak ki sizden kim benden sonra yaşarsa, çok ihtilaflar görecek Sünnetime ve benden sonraki Raşid Halifeler’in sünnetine sarılın Onlara sımsıkı tutunun ve azı dişlerinizle (yani sımsıkı) onlara yapışın! İşlerin sonradan uydurulanlarından sakının!”
Şüphesiz ki İslam ümmeti, Allah Teâlâ’nın onu övdüğü hayırlı ümmet olma niteliğini ancak Allah’ın Kitabı’na güçlü bir şekilde sarıldığı, Nebisi sallallahu aleyhi ve sellem’in yolunda kararlılıkla yürüdüğü ve öğretilerine kesin olarak boyun eğdiği zaman kazanacaktır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Elif, Lâm, Râ (Bu Kur’an); insanları Rablerinin izniyle karanlıktan nura, yegane galip ve hamde layık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır ) (14/İbrahim/1)
Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamberlerin Efendisi’nin sünnetinden, kırıldığı zaman azmimizi güçlendirecek, zayıfladığı zaman arzularımızı harekete geçirecek bilgiler edinelim!
Ey müslümanlar! Açıkça sorulması ve samimiyetle tartışılması gereken bazı soruları mutlaka sormamız gerekir: “Kur’an-ı Kerim’in ve Sünnet-i Nebeviyye’nin yargıda ve kanunlardaki konumu nerede?” “Eğitim ve öğretim metotlarındaki konumu nerede?” “Ekonomi ve medya alanlarındaki ayrıcalığı nerede?” “Fertlerin âdâbındaki ve toplumların ahlakındaki etkisi nerede?”
Ey kardeşler! Gafletten kurtulmak için, Allah’ın yoluna ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in yoluna yönelme duygularını uyandırmak için bu sorgulamayı mutlaka yapmak gerekir
Allah’ı bilen ve hakkını yerine getirmeyen, Kur’an okuyan ve onunla amel etmeyen, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i sevdiğini öne süren ve sünnetini terk eden kimsenin hayatı acaba nasıl doğru olur?! Hevâ ve hevesini önüne koyan, şehveti kumandanı ve gafleti bineği yapan, her asi şeytana uyan aradığı mutluluğu nerede bulur?! Kızgınlığı ve rızası dünya içindir Heva ve heves gözünü kör, kulağını sağır eder Kalbi viranedir; ne günahların yarasından acı duyar, ne de hakkı bilmemesi ona rahatsızlık verir (Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman, iman etmiş bir erkek ve iman etmiş bir kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur Her kim Allah’a ve Rasulü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur )
|