Prof. Dr. Sinsi
|
Sıcağın Şiddeti Cehennemin Nefesindendir
Cehennemde, ateş parçaları ve katrandan gömlekler içinde yürekleri parçalayan ve sapasağlam dağların dahi dayanamayacağı azabı çekerler Bukağılara vuruludurlar Zincirler ve bağlar onlara iyice ağır gelir Ayakları yanlara bağlanmış ve günahların zilleti, yüzlerini karartmıştır Orada acı ile bağırıp çağırırlar Yok olmayı isterler ama onlar için cehennem esaretinden asla kurtuluş yoktur (Bir de onlar için demir kamçılar vardır! Izdıraptan dolayı oradan çıkma gayretlerinin her defasında, oraya geri döndürülürler ve “Tadın bu yangın azabını!” denir ) (22/el-Hacc/21-22) Kapılar yüzlerine kapatılır İşte orada, dertler daha da büyür (Cehennemin yedi kapısı ve onlardan her bir kapı için ayrılmış bir zümre vardır ) (15/el-Hicr/44) Üzerlerine üzüntü çöker ve azabın şiddetinden, cehennem vadilerinde ve dört bir yanında çılgına dönmüş bir halde ağlayarak bağrışırlar (“Ey Mâlik! Rabbin bizim işimizi bitirsin!” diye seslenirler Mâlik de, “Siz böyle kalacaksınız!” der ) (43/ez-Zuhruf/77) Üzüntüleri süreklidir ve hiç sevinmezler Yerleri kesindir, bırakıp gidemezler Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Şüphesiz cehennem ehli öyle bir ağlar ki, gözyaşlarında gemiler yüzdürülse yüzer Şüphesiz onlar (gözyaşı yerine) kan akıtırlar ” Bu hadisi Hakim, sahih bir isnatla rivayet eder
Hayatlarını ahiret için azık edinmeden boşa geçirdiklerine ağlarlar Yaratıcının gazabına uğramaları onlar için ne büyük bir kayıp! Bütün insanlar arasında rezil olmaları ne kötü! Bağırıp çağırarak şöyle seslenirler: (“Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızdan başkasını yapalım!”) (35/Fâtır/37) (“Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım ”) (14/İbrahim/44) (Rabbimiz! Gördük ve duyduk Şimdi bizi geri döndür de salih amel işleyelim Artık kesin olarak inandık ”) (32/es-Secde/12) (“Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik Rabbimiz! Bizi buradan çıkar Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız ”) (23/el-Mü’minûn/106-107) Emrine karşı gelip durdukları, sınırlarını çiğnedikleri ve dostlarına düşmanlık ettikleri ilaha yalvarırlar Haklarındaki hükmü kesinleşmiş, gazabına ve azabına uğradıkları ilaha yalvarırlar ((Allah) buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Artık, bana konuşmayın!) (23/el-Mü’minûn/108) Ağlayanlarına acınmaz ve yalvaranına cevap verilmez İsteme vakti geçmiş ve günahları onları kuşatmıştır Bir münadi çıkıp “Ey cennet ehli! Artık ebedilik var, ölüm yok! Ey cehennem ehli! Artık ebedilik var, ölüm yok!” diye ilan edinceye kadar kurtuluş ve çıkış ümit ederler Sönmeyen bir ateş, ölmeyen bir nefis  (Öldürülmezler ki ölsünler Cehennem azabı da biraz olsun hafifletilmez ) (35/Fâtır/36) (Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkar olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir O ise orada ne ölür, ne dirilir ) (20/Tâhâ/74) Birbirlerini suçlar, birbirlerine lanet eder ve birbirlerini yalanlarlar (Her ümmet girdikçe, yoldaşlarına lanet eder ) (7/el-A’râf/38) Bir kısmı diğerini inkar eder ve bazısı, bazısına lanet eder Onları sapıklığa düşüren ve günahlara sürükleyenlere kızgınlıkları iyice artar ve şöyle derler: (“Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım Onlar, en aşağıda kalanlardan olsunlar!”) (41/Fussilet/29) Rahman’ın zikrinden gafil olan, kendisini Kur’an’dan alıkoyan ve kendisine günahı güzel gösteren dostuna şöyle der: (“Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın sen!”) (43/ez-Zuhruf/38) Ancak bu onlara hiçbir fayda sağlamayacak Çünkü onlar, azapta birlikte olacak Her biri için iki kat azap olacak fakat onlar bunu bilmez
Allah’ın kulları! İşte bunlar cehennemin ve cehennem ehlinin bazı nitelikleri  Cehennemden, Allah’a sığının! Cehenneme götürecek sözden ve davranıştan sakının! Bugün sizler, arka arkaya gelen fitneler ve kötülükler çağındasınız Birbirine zemin hazırlayan, kendisine yönelen herkesi inancında ve ahlakında, düşüncesinde ve davranışında geriye götüren şüphe ve şehvet fitneleri  Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Sizin için en çok korktuğum, midelerinizde ve ferçlerinizde günaha düşüren şehvetler ve hevâ ve hevesin saptırıcı etkenleridir ” Bir başka rivayette de, “Fitnelerin saptırıcı etkenleridir” buyurur Bu hadisi, İmam Ahmed rivayet eder Yine, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Cennet hoşlanılmayan şeylerle kuşatılmış ve cehennem de şehvetlerle kuşatılmıştır ” Bu hadisi, Buhari rivayet eder Cennetin etrafındaki hoşlanılmayan kuşağı sabırla aşın Kalpleri gaflet uykusundan uyandırın Nefisleri, şehvet kaynaklarından uzak tutun Allah’ın Kitabı ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti ile ilgilenin Bilin ki sizler, mühlet verilen günlerdesiniz ve bunun arkasından ecel gelecek Bugünü kendisine fayda vermeyen, gelecekte daha çok muhtaç ve aciz olacak
Gafletten daha ağır bir uyku ve şehvetten daha kötü bir kölelik yoktur Kalbin ölmesi gibi bir musibet daha yoktur İhtiyarlıktan daha açık bir uyarıcı ve cehennemden daha kötü bir son yoktur (Bu ancak, insanlık için bir öğütten ibarettir Hayır, hayır (öğüt almazlar)! Aya andolsun ki, dönüp gitmekte olan geceye andolsun ki, ağarmakta olan sabaha andolsun ki, o (cehennem) insanlık için, sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için gerçekten pek büyük bir uyarıcıdır ) (74/el-Müddessir/31-37)
Allah, beni ve sizleri Yüce Kur’an ile mübarek eylesin  
İhsanı için Allah’a hamdolsun Başarılı kılması ve nimetlendirmesi dolayısıyla Allah’a şükürler olsun Şehadet ederim ki Allah’dan başka ilah yoktur O’nun şânı yücedir Ve şehadet ederim ki, nebimiz ve efendimiz Muhammed, O’nun kulu ve rasulüdür O’nun rızasına davet edendir Allah O’na ve ailesine, ashabına ve din kardeşlerine salât ve selam eylesin! 
Bundan sonra  Ey Müslümanlar! Allah’tan hakkıyla korkun ve O’nu gözetin O’na itaat edin ve asla O’na isyan etmeyin (Ey İman edenler! Allah’tan hakkıyla korkun ve doğrularla birlikte olun!) (9/et-Tevbe/119)
Ey müslümanlar! Nefislerinizi ateşten kurtarın! Sizden sonrakiler sizden ibret almadan önce siz, sizden öncekilerden ibret alın Tevbe edenlerin izinden gidin ve günahlarından dönenlerin yolunda yürüyün Vakit; tevbe ve bağışlanma dileme, hataları ve günahları bırakma vaktidir
Ey Allah’ın kulu! Ey Allah'ın sınırlarını çiğneyen ve doğru yoldan ayrılan! Tevbe etmekte acele et ve günah kirini temizle! Nefsini ateşten kurtar!
Allah Teâlâ (Telaşa düştükleri zaman onları bir görsen! Hiç kaçacak yerleri yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır ) (34/Sebe’/51)buyururken, günah ehli nasıl olurda yaşamdan zevk alır!?
Allah’ın kulları! Nefislerinizi ateşten kurtarın ve Cebbâr olan Allah’ın gazabından sakının! Adiyy b Hâtim radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Sizden hiç kimse yok ki, kendisiyle arasında bir tercüman olmadan Rabbi onunla konuşmasın Sağına bakar, daha önce yaptığı amelinden başka bir şey görmez Soluna bakar, daha önce yaptığı amelinden başka bir şey görmez Önüne bakar, tam karşısında duran cehennemden başka bir şey görmez Yarım hurma ile de olsa, güzel bir söz ile de olsa cehennemden sakının!” Bu hadisi, Buhari rivayet eder
Allah’ın kulları! Nefislerinizi ve eşlerinizi, çocuklarınızı ve emriniz altındakileri ateşten kurtarın! Bilin ki namazları ihmal etmek, kafirlere ve günahkarlara benzemek, televizyon kanalları aracılığıyla haramlara bakmak, açılıp saçılmak ve içki içmek; bunların hepsi cehennem ehlinin amellerindendir Allah’a ve Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’e her karşı geliş, cehennem ehlinin bir amelidir Cehennemden sakının ey Allah’ın kulları! Allah Tebârake ve Teâlâ şöyle buyurur: (Kim Allah’a ve peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır ) (4/en-Nisâ/14)
Allah’ın kulları! Ey Rabb olarak Allah’ı, din olarak İslam’ı ve peygamber olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i kabul edenler! Rabbinizin çağrısına katılın ve tevbe edin! Rabbinizin şu çağrısına kulak verin: (Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun! Onun başında iri gövdeli, sert yapılı, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır ) (66/et-Tahrim/6)
Bilin ki Allah; önce kendi nefsini, sonra melekleri ve son olarak da –ey mü’minler- sizleri zikrettiği kavlinde şöyle buyurur: (Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ederler Ey mü’minler! Siz de O’na salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin ) (33/el-Ahzâb/56)
|