Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Bilsen Ne Kadar Özledik Seni
Bir Bilsen Ne Kadar Özledik Seni
Selim Gündüzalp
BİR BİLSEN ne kadar özlediğimizi seni? O beyaz gecelerini Ve ne kadar hasret kaldığımızı sana, bir bilsen ey mübarek ay Ey mübarek Ramazan Bir bir saydık her bir ayı On bir ayı Tesbih gibi çektik haftaları, günleri birer birer Bize seni getirsin ve sen çıkıp gelesin diye Gözümüz ufuklarda bekleştik
Nice korkuyla karışık yaşadık Ya ömür biter, ecel erişir de yetişemezsek Ya son bir defa olsun, bir daha kavuşamazsak diye Ne endişeler yaşadık Son haftanın, son Cumasını da geçtik Heyecanımız dorukta Bir duygu seli kapladı dört bir yanımızı
Yaşlarımız her yıl biraz daha ilerledikçe, gelişine ayrı ağlar olduk sevinçle  Gidişine ayrı ağlar olduk hüzünle  Mübarek ihtiyarlar hatırlarım, dizlerini dövüp, “ah Ramazan, ah canım ay yine gitti, gitti” diye samimi yakınır, feryat edip ağlarlardı Biz de öyle olduk Ardından “ah” eder olduk Ömrümüzün bu deminde, yufka yürek, gözü yaşlı olduk Bir “elveda yâ şehr-i Ramazan” denilmesin, biz de o ihtiyarlar gibi dayanamaz olduk
Sana hasret, sana iştiyak ne güzel bir duygu Getirdiğin hediyeleri tanıdıkça ve onları tek tek tattıkça kıymetini daha çok anlıyoruz Geç kalışımıza yanıyoruz 21 yüzyılın akşamlarına sönmeyen güneşler, batmayan aylar, yıldızlar getir Ne olur! Ezanlar getir, sadece sana has, sadece sana mahsus tekbirler, dualar getir Ne büyük bir aysın, sen ki ayların sultanısın Hoş geldin sefalar getirdin  
Altın kulelerden yeniden gelişini ilân etsin, müjdelesin ipincecik hilâller  Ve başlasın ruhlarımızın şöleni
GEL ey mübarek ay! Yaramıza şifalar, derdimize devalar sende İçinde taşıdığın o incide Vahyin gözbebeğinde Oruç sende, Kadir sende ve son kitap Kur’an sende Binbir güzellikler saklı sende  
Nasıl beklenmez ki yolun ey sevgili ay, nasıl özlenmez ki gündüzlerin, gecelerin ve içinde saklı hediyelerin İftarlar, sahurlar nasıl özlenmez? Her ibadetin sevabı belli, ancak orucun sevabını yalnız Rabbimiz biliyor ve kimseye de bildirmiyor O kadar değerli bir inci sende gizli, onunla geliyorsun Rahman’dan sayısız armağanlar getiriyorsun
Kur’an o gece nazil olduğu için “Bin aydan daha hayırlı” olan Kadir gecesi de senin içinde Belki de kader gecesi  Ve daha nicesi  Sayısız iyilikler, rahmetler hep sende gizli Merakla ve iştiyakla beklenmeye değer bir mübarek aysın
Uykularımız bile ruhanîleşecek, gündüz yemek içmekten uzaklaşıp melekleşecek, hakiki bir kul, gerçek bir mümin olup, içimizdeki o enerjiyi bir nefes gibi salacağız kâinata Bir iman soluğu nice cansızlara can olacak
Senin için davetlerde bulunacağız Davetlere uyacağız Zengin, fakir ayırmayacağız Senin için aç kalacağız Allahım Emrinle aç kalmak, emrinle tok olmak kadar lezzetlidir bileceğiz Nefsimizin oyununa gelmeyeceğiz Dilimize de kötü söz, dedikodu ve gıybet ettirmeyeceğiz Ona da bir nevi oruç tutturacağız inşaallah
Senin için Allahım, zor da olsa uykularımızı bölüp, sahurlara kalkacağız Birkaç yudum su da olsa içip, diğer dinlerin mensuplarına muhalefet edeceğiz Hz Peygamber (asm ) yaptı diye, Onun sünneti diye, üç lokma da, üç yudum da olsa sahurda nasibimizi arayacağız inşaallah
PERDELERİMİZİ aralayıp, ışık yanan, sahura kalkan evlere bakıp şükredeceğiz, tüm kardeşlerimiz için dualar edeceğiz Ve imsakla beraber huşu ile sabah namazını bekleyeceğiz
Ey mübarek ay, sana hürmet, sana saygımız Kur’an’adır Kur’an’a saygımız ise Allah’adır Sana ey mübarek ay, sana hürmet ise, seni oruçla geçirmektir
Şeytanlarımızın içimizdeki yollarını daraltacağız Hz Peygamber (asm ) “Şeytan, insanın içine kan damarları yoluyla girer” buyuruyor Biz de şeytanın, şehvet ve maddî arzular yoluyla saldırdığını görüp, onun içimizdeki yardımcıları olan kuvvetlerin oruçla yollarını keseceğiz
Sevgili Peygamberimizin (sav ) tavsiyesine uyarak, şeytanın yollarını oruç tutarak daraltacağız Nefsanî duyguları tamamen ortadan kaldırmayacağız ama terbiyesine çalışacağız Çünkü nefsimiz de bizim bineğimiz olduğundan, üzerimizdeki hakkını gözeteceğiz Gaye aç kalmak değil, gaye insanın terbiyesi, tedavisidir Orucu bunun bir vasıtası bileceğiz
Kontrolsüz bir buhar basıncı nasıl kazanı patlatırsa, kontrol altına alındığı zaman da vagonlar dolusu tireni çekebilir Aynı şekilde oruçla, nefsi emaremizi de en faydalı bir şekilde kontrol altına alacağız Allah (c c ), Kur’an’da bize oruç tutunuz, tâ ki korunasınız, buyuruyor
Saymakla bitmez ki güzelliklerin Evimizi ev, ruhumuzu ruh yapar, daha ötesi, yabancılaşan sokağımızı, şehrimizi, kendi sokağımız, kendi şehrimiz yaparsın Göklere mührünü vurup, ruhlarımızı nefsin esaret ve köleliğinden azat edersin Oruç ile özgürleşir, nefsin ve şeytanın esiri olmaktan kurtuluruz
Hem her insanın yapabileceği istekler ve kaldırabileceği tekliflerle gelirsin Maksat, toplumda birkaç tane çok iyi insan bulunsun da diğerleri ne olursa olsun demezsin Kimseyi dışlamaz, toplumun bütün fertlerini bu şölene, bu sofraya buyur edersin O zaman aynı terbiyeden geçmiş insanların oluşturduğu bir toplum ahlakî açıdan yükselmeye başlar Senin gelişinle beraber sayısız suçların önü alınır İnsan gibi, toplumlar da melek gibi bir hayata girer
NAMAZ GİBİ, orucun da bütün topluluklara farz kılınmasının hikmetini bir derece anlarız Kur’an, Bakara suresi, 183 âyetinde, “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sakınıp korunasınız diye, size de farz kılındı” der Oruç bütün insanlık için açılmış ilahî bir kredidir Bu yüzden, oruç tutan bir insan sadece bir emri, bir farzı yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda insanlıkla yaşıt bir ibadet kervanına da katılmış olur
Hele de çocuklar iftar vaktinde, sofradaki nimetlere, anne ve babası dahil hiç kimsenin top atılmadan, ezan okunmadan el süremediğini görerek, o nimetlerin gerçek sahibinin Allah (c c) olduğunu kalbine yazar Uygulamalı bir ders alır Besmeleyi, ikramı, itaati öğrenip, yeryüzünü rızıklarla, nimetlerle dolduran Allah (c c ) ne kadar cömerttir ve ne kadar büyük ve merhametlidir diye hisseder
EVET SEN her yıl bir mucize gibi geliyorsun Kur’an’la geliyorsun Bütün insanlığa rehber olan, hakkı bâtıldan ayıran Furkan’la, vahiyle geliyorsun
Gel de ruhlarımızı doyur Önce bizi açlığa çağır; açlığın da bir nimet olduğunu göster Sonra kutlu bir vakitte, aynı anda milyonlarca insanla beraber iftara çağır Dillerimizde o güzel duayla: “Allahım, Senin rızan için oruç tuttuk, Senin adınla orucumuzu açıyoruz ”
Ne varsa bir yıl boyunca biriken tüm kirlerimizi yıkıyorsun, bizi arındırıp öyle gidiyorsun
Fakiri, fukarayı kollamayı öğretiyorsun Ne kaybettiysek bize ait olan o güzel şeyleri tekrar kazandırıp öyle gidiyorsun
Ey mübarek ay, rahmet sana, selâm sana  Ruhumuzu kendine çağıran, kendine getiren mübarek ay binler selâm sana
Hastaları ziyareti, fakire yardımı, zekâtımızı inceden inceye hesaplayıp vermeyi, Kur’an’ı hatmetmeyi, bol bol salâvatlar getirmeyi ihmal etmeyeceğiz, söz veriyoruz Belki bu son gelişindir; belki bu son buluşmamızdır Kadrini, kıymetini, ne varsa Rabbimizden bize getirdiğin her hediyenin hakkını vereceğiz inşaallah Kalbimizin kıymetşinaslığı ile takdir edeceğiz Yeniden bir insan olarak doğacağız Tövbelerle arınıp, yaratıldığımız o ilk günün safiyetini bulmaya çalışacağız söz veriyoruz Ey mübarek ay, beyaz gecelerin, kandillerin ve vahyin ışığı altında yıka bizi; rahmeti bol padişahın, rahmeti bol, mübarek ayı
Bizi günahlarımızdan arındır  Allahım, bu aya yetişen tüm inananlara ve insanlara hakkıyla bu ayın kıymetini bilmeyi ve Senin o sonsuz rahmetinden kana kana yudumlamayı nasip et  Amin  
|