08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hepimiz Birbirimize Benzeriz
HEPİMİZ BİRBİRİMİZE BENZERİZ
Özlem ŞAHİN EKİNCİ / HAYAT
Küreselleşme olgusu hayatlarımızı birçok açıdan etkiliyor Yeryüzünde yaşayan insanlar tarihin hiçbir döneminde bu denli yoğun bir iletişim ve etkileşim içerisine girmemişti Özellikle iletişim ve bilişim teknolojilerinde kaydedilen olağanüstü gelişmeler böyle bir süreci yaşamlarımıza taşıdı Dünyanın bir ucunda gerçekleşen bir olay saniyeler içerisinde diğer ucunda yaşayanlarca haber alınabiliyor ve görülebiliyor Bu durumun hayatlarımızda nitelik artırıcı etkileri yadsınamaz Ancak küreselleşme tüm kültür ve medeniyetler üzerinde dominant bir konum edinerek dünyada her açıdan bir standartlaştırma ve tek tipleşmeye sebep oluyor Artık kişilerin içinde yaşadığı coğrafi yer ve kültürel mahal ne olursa olsun herkes; neredeyse aynı hedefler için çalışıyor, benzer biçimde giyinip eğleniyor ve yaşıyor
Bu, devletler için de böyle Her devlet; ulusal “refah ve kalkınma”yı en temel hedef olarak belirlemekte, “serbest piyasa” koşullarını benimsemekte, “demokrasi ve insan hakları”nı uygulanacak yegane siyasi proje olarak seçmekte Pekiyi tüm bunlar, özgür irade ve tercihlerle mi oluyor, yoksa işin içinde bir iş mi var? Neredeyse tüm insanlık, nasıl oluyor da aynı biçimde yaşamaya ve düşünmeye yönleniyor?
Günümüzde ister çağdaş/modern dünya olarak adlandırılsın, ister kapitalist/küresel sistem olarak konsun adı, içinde yaşadığımız atmosfer en çok bir dine benzemektedir Din gibi bu yapının da yukarda bahsi geçtiği gibi hedefleri, şeairi, mabetleri, ibadet biçimleri ve türlü-çeşit unsurları var Ancak en dikkat çeken şey, bu modern kültür dinine intisap edenlerin dünya ölçeğinde ve “fevç fevç” olması Günah sevap ayrımı yapmadan herkes bu “küresel” çağrı ve davete doğru koşmakta ve icabet etmektedir Hiçbir dönemde herhalde dine bile bu oranda bir rağbet ve teveccüh nasip olmamıştır Pekiyi insanların tek ortak zemini haline gelen bu yapı, nasıl bir yapıdır ve neleri vazetmektedir?
MODERN YAŞAMIN ESASI BİREYSEL HAZ
Her şeyden önce bu sistem dünyevidir ve semadan kopuktur Ahirete ve din gününe iman ve Allah’a hesap verme hiçbir şekilde ilkeleri arasında yer bulmaz “Bireysel” haz ve menfaat en temel prensiptir Yani dinde “heva ve heves” olarak adlandırılan ve çirkin görülüp, kaçınılması emredilen her şey, burada ulaşılması ve gerçekleştirilmesi gerekenler listesinde en baştadır Kişisel iktidar için sürekli çabalama ve hırs, yaşamın ana saikleridir Tüm bu ve daha sayılabilecek diğer yönleriyle modernitenin esası, dinin “şehadetleri” ve temellerine terstir
Tabi meseleyi böyle temelinden alınca, insanların nasıl oluyor da yaşamlarında tek bir standarda doğru yürüdükleri daha anlaşılır hale geliyor İnanç, ilke ve hedeflerdeki teklik yaşam biçimlerine doğrudan yansıyor Hayata aynı pencereden bakan insanların hal, hareket, davranış ve tutumları da benzeşip standartlaşıyor Yani herkesin jeans giyip, kola içmesi, sinema salonlarına ve alışveriş merkezlerine doluşup, tatillerini plajlarda geçirmesi, varılan noktada tabii sonuçlar oluyor
SÖZDE ÖZGÜRLÜK
Kitle iletişim araçlarıyla sistem, insanlara belirli bir kültür, düşünce biçimi ve yaşam stili empoze ediyor Sinema, dizi filmler, eğlence programları ve reklamlar, toplum mühendisliğinin en bariz zeminleridir Bu vasıtalarla insanlar şekillendirilmekte ve hayatlar yönlendirilmektedir Suyun nasıl akacağını, yatağının şekli belirler Sistem yataklarını belirlemekte ve akış şeklini empoze etmektedir insana Aslında sözde bir özgürlük söyleminin örttüğü bir esarettir dayatılan
Satın aldığımız bir markayla, aslında birileri tarafından tasarlanmış bir yaşam biçimini de almış oluyoruz O markalı ürünü edindiğimizde kendimizi nasıl hissedeceğimiz, nasıl düşünüp nasıl davranacağımız da bize bir şekilde iletilip telkin ediliyor
KADİM KÜLTÜRLER KÜRESELLEŞMEYE KURBAN EDİLİYOR
Sistem, kültürel anlamda da bir kısırlaştırma yaşatıyor Kadim kültür ve medeniyetler, çığırtkan bir çağdaşlık ve küreselleşmeye kurban ediliyor Yerel ve alt kültürler de yavaş yavaş yok oluyor Çeşitliliğin vadettiği her türlü zenginlik ve birikimden mahrum bırakılan insanlık, tek tipli ve standart bir yaşam biçimine mahkum ediliyor Her alanda seri üretimi yapılan geçici modalarla, kalıcı ve sarsılmaz olan yerinden ediliyor Yani yaşadığımız ve bize modern sistem tarafından reva görülen, aslında bir kısırlık ve serbest irade ve tercihlerden yoksunluktur Nasıl olsa bizim adımıza düşünen ve karar veren bir yapı mevcuttur; o halde haydi hep birlikte İsmet Özel’in şiirindeki gibi “Fly Pan-Am/Drink Coca-Cola”* (Pan Am’le uç/Coca Cola iç) diyebiliriz(!)
|
|
|