Allah İle Kul Arasına Girmek |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah İle Kul Arasına GirmekÇevremizdeki bazı insanların zaman zaman ‘Bir mürşide bağlanmak gerek, tövbe alıp tasavvuf terbiyesine girmek lazım!’ diye söze başladıklarında, kendilerine nedense hep aynı karşılık verilir: “Allah ile kul arasına kimse giremez!” Çoğu kimseler bu sözle, tasavvuf yoluna girenlerin Allah ile aralarına Allah’ın razı olmadığı kimseleri koyduğunu, bir mürşide bağlanmakla şirk tehlikesine düştüklerini, kendilerinin ise böyle bir tehlikeden uzak olduklarını anlatmaya çalışırlar Acaba işin gerçeği böyle mi? Bu sözün gerçek manası bilinmezse fitne kaçınılmaz olur; zarar verir Bu zarar imana dokunur, dini zedeler, din kardeşliğini sarsar, kardeşlik ruhunu öldürür Allah ile kul arasına kimse giremez sözü, niyete göre farklı sonuçlar doğurur Eğer bu söz: “Ben Allah’a kullukta önümde kimseyi istemem, peygamber, kitap, alim, mürşit tanımam, istediğim gibi kulluk yaparım, keyfimce ibadet ederim” Anlamında söyleniyorsa insanı dinden çıkarır Daha doğrusu böyle düşünen kimse küfür, isyan ve gaflet içinde kalmış demektir Eğer bu söz: “Ben Allah’a giden yolda Allah’ın peygamberi ve kitabı ile yetinirim, onlar ne diyorsa onu yaparım, başka kimseyi kabul etmem, alimlere bakmam, velilere bağlanmam, mezhepler beni ilgilendirmez, dini kendi anladığım gibi yaşarım” Anlamında söylenmişse, söyleyen sorumludur Bu kişi inanç esaslarını zorlamış, kendini tehlikeli bir sona doğru sürüklüyor demektir Çünkü arada alimler olmadan kendi başına dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanması nasıl mümkün olacak!? Oysa Kur’an ve Sünnet, hak yolda birlik (cemaat) olmayı, bu beraberliğin başındaki imama itaat etmeyi, topluca Allah’ın ipine sarılmayı, hep birlikte tövbe etmeyi, bilmediklerimizi alimlere sormayı, takva ve iyilikte yardımlaşmayı, bunun için Allah’ın sadık kulları ile beraber olmayı açıkça emretmektedir Dinin hükmü bu iken, bir mümin hangi delil ve mantıkla, ‘Bana bunlar gerekmez’ diyebilir? Dese bile bunun Allah katında ne kıymeti olabilir? Eğer bu söz: “Allah benim her hâlimi görüyor, biliyor, sözümü işitiyor, niyazımı dinliyor Ben namazda, secdede, zikirde, duada ve tövbede kalbimi Rabbime bağlıyorum Onun için gönlüme kimseyi koyamam, kimseden bir şey bekleyemem Benim korkum, sevgim, niyetim, hedefim sadece Allah’tır” Anlamında söyleniyorsa ne güzel İşin doğrusu da budur, böyle olması lazımdır Zaten bütün peygamberler kalbi dünyadan çekip bu şekilde Allah’a bağlamak için gelmişlerdir Onlara vâris olan alimlerin ve kamil mürşitlerin işi de budur Buna Allah adamı olmak denir Ama ne var ki, kalbin bütün varlıklardan çekilip sadece Yüce Allah’a bağlanması kolayca elde edilecek bir nimet değildir Bu tam bir hürriyet hâlidir Arifler o hâli elde etmek için nefisleri ile bir ömür mücadele vermekte ve Allah ile aralarına giren engelleri yok etmek için mücadele etmektedirler Şu halde Allah ile aramızdaki engeller nedir? Allah’a gitmek, Allah’a kavuşmak deyince ne anlaşılmalıdır? Bizi ilgilendiren konu budur Allah’a gitmek gönül ile olur Allah’a ulaşmak bir hâldir, sevgidir, aşktır Bu kavuşma dışa doğru değil, içe doğrudur Kalıp ile değil kalp iledir Kalpleriyle manevi engelleri geçenler, nefislerini aşanlar Yüce Mevla’yı bulurlar Allahu Teala’nın insana şah damarından daha yakın olduğunu anlarlar Bu buluşma O’nun razı olduğu amelleri yaparak gerçekleşir Bu iş insanın nefsi ve keyfine göre değil, Yüce Allah’ın çizdiği sınırlara göre olur Bu sınırlara din denir Bizi Yüce Allah’a götürecek tek din İslam’dır İslam, Kur’an ve Sünnetin çizdiği yoldur Kur’an, Yüce Rabbine kavuşmak isteyenlere yolu şöyle tarif eder: “Kim Rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel yapsın ve Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin” Demek ki Yüce Allah’a gitmek için iman, ihlas ve salih amel lazımdır Allah’a giden yola uyanık kalple varılır, sevgi ile engeller aşılır, ihlasla hedef bulunur Bu yolun başı ve sonu edepten ibarettir Bu yolun en büyük engeli nefis, en azılı düşmanı şeytan, en sarp yokuşu dünyadır Nefis edeple süslenmeden, şeytan sindirilmeden, dünya sevgisi kalpten silinmeden Yüce Allah’a gidilemez Buna manevi terbiye ve arınma denir Kendisini aşamayan insan, varlığın sahibine ulaşamaz Bir arif şöyle diyor: Allah’a giden yol iki adımdır: Birinci adımda nefsine bas İkinci adımda Rabbine kavuşursun KAYNAKLARIYLA TASAVVUF DR DİLAVER SELVİ |
|