08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tenbihü-L Gafilin
TENBİHÜ-L GAFİLİN
Kaab-ul Ahbar'a göre;"Kibirliler kıyamet günü, insan şekline girmiş tohum taneleri halinde mahşere gelirler, her yandan kendilerini zillet kuşatır, her biri cehennemin ayrı bir köşesine gönderilir, orada cehennemliklerin pisliklerini içerler (178)
Süfyan bin Musır'ın anlattığına göre Hz Hüseyin (ra) bazı yoksulların yanından geçiyordu Adamlar önlerindeki bir kemik parçasını sıyırıyorlardı Hz Hüseyin'i görünce yemeğe buyur dediler O'da Allah kibirlileri sevmez dedi attan indi ve o yoksullarla beraber bir şeyler yedi Arkasından da kendilerine " Ben sizin davetinize icabet ettim, şimdi, de siz benim davetime icabet ediniz" diyerek onları evine çağırdı Evine varınca da cariyesine "ilerisi için sakladığın yiyecekleri çıkar da getir bakalım dedi " (178)
Ulu Allah üç kimseden genellikle nefret eder, fakat bunlar arasında da üç kimse de vardır ki; onlardan daha çok nefret eder Allah genel olarak fasıklardan nefret eder fakat yaşlı fasıklardan daha çok nefret eder Allah cimrilerden genellikle nefret eder fakat zengin cimrilerden daha çok nefret eder Allah genel olarak kibirlilerden nefret eder, fakat fakir kibirlilerden daha çok nefret eder (179)
Yahya bin Cale'den (ra) rivayetle; Efendimiz (sav) bir gün;"Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse cennete giremez "buyurdu Ashabdan biri ise ;"Ya Resulallah , elbisemin temizliği, pabucumun şıklığı ve değneğimin kıvrık olması hoşuma gidiyor bu kibir sayılır mı " diye sorunca; Efendimiz (sav) ;"Allah güzeldir ve bu yüzden güzeli sever Ayrıca kuluna bir nimet bağışlayınca onun eserini üzerinde görmeyi sevdiği gibi nobranlıktan ve yoksul görünmekten de nefret eder Kibir ,hakka önem vermemek ve insanları hor görmektir "(180)
Anlatıldığına göre bir defasında Hz Musa (as) ;"Ya Rabbi mahlukatın içinde en nefret ettiklerin kimlerdir?" diye seslendi Ulu Allah' da (cc) şu cevabı verdi;"Ya Musa, en çok nefret ettiklerim, kalbi kibirli, dili kaba, imanı zayıf ve, eli sıkı kimselerdir "buyurdu (180)
Urve bin Zübeyr (ra) 'e göre ;"Alçakgönüllülük şeref kazanma yollarından biridir Çünkü alçakgönüllülük dışında kalan her nimet kıskançlığa hedef olur "(180) Ehli hikmetten bir zata göre ;kanaatkarlığın ürünü huzur, alçakgönüllülüğün ürünü de sevgidir
Haccac'ın ordu komutanlarından biri olan Muhalleb bin Ebu Sufre, bir, defasında , ipekli üniforması içinde caka sata sata Mutrif bin Abdullahın yanından geçerken bu zat kendisine "Ey Allah'ın kulu, bu yürüyüş Allah'ın ve Resulünün nefret ettiği bir yürüyüştür" dedi Bunun üzerine Muhalleb beni tanımıyor musun? Diye sorunca Mutrif 'te kendisine şu cevabı verdi;"Evet tanıyorum Başlangıcın murdar bir meni damlası, sonun iğrenç kokulu bir leş, bu ikisi arasında da bir gübre çuvalının hamalısın "Bu söz üzerine bir daha cakalı yürümedi (181)
Hz Ömer (ra) der ki;"Alçakgönüllülüğün başı, karşılaştığın Müslüman'a önce senin senin selam vermen, mecliste arkalarda oturman, bir de iyi ve takva sahibi olarak anılmaktan hoşlanmamandır "(181)
Anlatıldığına göre Selman-i Farisi (ra) Medain emiri iken bir gün çarşıya gezmeye çıkmıştı O sırada bir şeyler satın alan şehrin ileri gelenlerinden biri yanından geçmekte olan Selman'ı hamal sanarak " gel şunları eve götür" dedi Selmen'da adamın eşyasını yükleyerek yürümeye başladı Yolda kendisini görenler 'Allah emirin iyiliğini versin, yükünü ver de biz taşıyalım" dediler Fakat O vermedi bu durumu gören yük sahibi içinden "Tuh be şehrin emirini hamal tutmuşum meğer !" dedi ve Selman'dan özür diledi "Allah iyiliğini versin, ben seni tanımıyordum" dedi Selman'da adama " Haydi yürü gidelim " diye cevap verdi Adamın evine varınca adam bir daha hiç kimseye yük taşıtmam dedi (184)
Anlatıldığına göre Ammar bin Yaser (ra) Küfe emiri iken bir gün hayvan yemi çarşısına gitti ve biraz yonca satın aldı Satıcı yoncayı demet yapıp bağladı Ammar demeti sırtlayarak evine götürdü (184)
İbni Mesud'a (ra) göre ;"Kim Allah korkusundan alçakgönüllülüğü benimserse kıyamet günü Allah onun derecesini yükseltir Buna karşılık kim kibirlenerek büyüklük taslarsa ,Kıyamet günü Allah onu aşağılar " (185)
Abdullah bin Ebu Cafer'in anlattığına göre bir gün Hz Ali(ra) çarşıdan altı sarı liraya iki sade gömlek almıştı ve kölesine "Ya Esved, hangisini istersen seç ,senin olsun" dedi Köle gömleklerden daha iyicesini seçince Hz Ali'de (ra) onu giydi Fakat kolları uzun geldiği için terziyi çağırarak kollarını kestirmişti (185)
|
|
|