Prof. Dr. Sinsi
|
Öyle İdare Et Ki
"Öyle idare et ki  "
Hz Ömer, bir gece, kenar bir mahallede, sıkıntıda olan kimse var mı, diye kendini tanıtmadan dolaşırken, açlıktan perişan hâle düşmüş üç çocuklu dul bir kadın görür Hemen geri dönüp, bir çuval unu sırtlayıp getirir Kadının, "Yazıklar olsun Ömer'e ki, bizim bu hâlimizi görmüyor!" sözü üzerine, "Sen durumu gidip kendisine bildirmezsen nasıl bilsin?" der Bunun üzerine kadın, "Madem bilmiyecekti, niçin halife oldu?" diye cevap verir
Bir hatıratta geçen şu nasihat de çok ibretli: Muhterem bir zat, bir ömür harcayıp meydana getirdiği müessesesini halefine devrederken şu nasihatte bulunuyor: "Evlâdım; gerisi öyle veya böyle hallolur Yalnız sen şunu hiçbir zaman unutma! Müesseseyi öyle idare et ki, kimse senin yüzünden cehenneme gitmesin!"
Bu iki misal ve bunun gibi daha pek çok misaller, idareciliğin çok zor ve veballi bir iş olduğunu göstermektedir
Bunun için vebalden kurtulmak ve en azından zararını azaltmak için, idarecinin şu hususlara azamî olarak dikkat etmesi gerekir:
1- İdareci, adaletle hareket etmeli, fakat merhametli olmayı, affetmeyi de elden bırakmamalıdır Hissî davranmamalı ve sabit fikirli olmamalıdır Her iki tarafı da dinlemeden kesinlikle karar vermemelidir
2- Kızmamalı; sabırlı, soğukkanlı olmalıdır Sözünü dinletebilmesi için, karşısındakini de dinlemesini bilmelidir Personelle lâubalî olmamalı, ciddî ve mert olmalıdır Yapamayacağını vadetmemeli, vadettiğini de mutlaka yerine getirmelidir Özür dileyenin özrünü makul ve münasipse kabul etmelidir Kendisini diliyle ve hâliyle sevdirmesini bilmelidir Kendini sevdirenin yaptıramayacağı iş yoktur
3- Kendisini üstün görmemeli, kibir ve gururdan uzak olmalıdır Yanına gelen kim ve yaptığı iş ne olursa olsun ona saygılı davranmalıdır Başarılarını Allahü teâlâdan; hezimetleri, başarısızlıkları da hatalarından, günahlarından bilmelidir
4- Kısa ve net konuşmalı, sözleri başka manaya çekilmeyecek açıklıkta olmalı ve işi hiçbir zaman sürüncemede bırakmamalıdır Verdiği işin neticesini istemeli, müessesesine sahip çıkmalıdır Ekmek yediği kapıya nankörlük etmemeli, yoğun iş altında boğulmamalı, kendisine düşünecek zaman ayırmalıdır İşine hâkim olmalı; iş onu değil, o işi yönlendirmelidir
5- Hüsnüzan etmeli, elemanı hakkında hep iyi şeyler düşünmeli; ama şeytan ve nefsi de unutmamalıdır İnsan her zaman bunların tuzağına düşebilir Suizan etmemeli, kimseyi kötü bilmemeli, ama insanın her an hata yapabileceğini de unutmamalıdır Hıyanete meydan vermemeli, haini affetmemelidir Yerli yersiz merhamet maraz doğurur Kangren olmuş uzuv koparılıp atılmazsa, bütün bedeni götürür Sorulan her soruya, kendinin ve karşısındakinin sonunu, ahiretini düşünerek cevap vermelidir
6- Müesessede bir eleman herhangi bir kusur işlerse, bu kusurdan doğan vebale, başındaki idareci de ortaktır Bunun için her faaliyetten mutlaka haberdar olmalıdır "Ben bilmiyordum, görmedim" demek, insanı vebalden kurtarmaz Bilmiyorsan, göremiyorsan niçin idareci oldun, derler adama 
7- İdareci, maiyetindekilerden doğrudan sorumludur İdareci olan kimsenin odasına, işi olan çekinmeden girebilmelidir Eleman, ceketini korkudan değil, muhabbetinden iliklemelidir Böyle durumlarda insanın idareci olması da şart değildir Zira bir kimse, herhangi bir arkadaşının yanına, herhangi bir iş için rahat gidemiyorsa, o kimsenin sonundan korkulur İdareci şunu unutmamalı: Bütün idareciler bir eli boynunda bağlı olarak hesap gününe gelecekler Hesap temiz çıkarsa, eli çözülüp cennete; kötü çıkarsa, öteki eli de bağlanıp, doğru cehenneme götürülecektir
8- Güler yüzlü ve tatlı dilli olmalıdır Kindar olmamalıdır Bunları kendine prensip edinen kimsenin hâli değişir, kimsenin ayıplarını artık görmez olur; kötü niyeti acıma duygusuna, şefkate dönüşür Hep iyilik yapmak duyguları hâsıl olur Böylece çalışanlar arasında düşmanlıklar tamamen ortadan kalkıp, herkes birbirini sevmeye başlar
Hadis-i şerifte şöyle buyuruldu: "En kıymetli iki şey vardır, ondan daha kıymetlisi yoktur Bunlardan birincisi Allahü teâlâya iman, diğeri de Onun kullarına faydalı olmak, insanları sevindirmektir En kötü olan iki şeyden de birincisi, imansızlık; diğeri ise Onun kullarına zulmetmektir; onları üzmek, kalblerini kırmaktır "
İdareci maiyetindekilere zulmediyorsa, çalıştığı müesseseye zarar veriyorsa, bu kimse iflah olmaz; hem bu dünyada hem de âhirette bunun cezasını çok feci şekilde mutlaka görür
Mehmet Oruç
|