08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyaya Yönelmek, Rızıktaki Bolluk Ve Genişlik
Dünyaya Yönelmek, Rızıktaki Bolluk Ve Genişlik
Burada bir kısım insanlara sunulan bir engelden bahsedeceğiz Herkes, bundan şiddetle sakınmaya ve kaçınmaya muhtaçtır Çünkü, cazibesi ve gösterişi oldukça çekici ve çok şiddetlidir O da, dünyaya yönelmek, azar azar gelişen mal kazanma hırsı, bolluk ve refahtır Öyle ki, davetçinin nefsinde, bütün gayret ve çalışmalarıyla, tüm vakti ve düşüncesiyle mal kazanma tutkusu galip gelir Bir de bakarız malın ve maddenin emrine girmiş ve malın zebunu olmuştur Artık tek düşüncesi, bütün zaman ve gayretini vererek mal kazanmak ve mal kazanma hırsı olmuştur Ancak, helal mal kazanmak hususuna gelince, haddi zatında buna itiraz edilmez Fakat bu mal, temel gaye edinilmemeli, Allah'ın hakkını gözetip yerine getirmek ile davanın görevlerini yerine getirmek arasında mal, sahibine engel olmamalı; aksine ilim öğrenmede, dava yolunda gayretleri sarfetmede, tebliğ ve davet görevini yapmada daha çok yardımcı olmalıdır
Maldan bir kısmiyle yardımlaşmak, Allah yolunda yapılan gayretlerden sadece bir cüzdür Bu övülen ve kabul edilen bir iştir Fakat davetin gerekleri, sadece bununla kısıtlanamaz Şüphesiz ashabı kiramdan Hz Osman, Abdurrahman b Avf (r a ) ve benzerlerinin örnek davranışları ortadadır Onlar ticaretten kazandıkları büyük miktarda mal varlığına sahiptiler Bu zenginlik ve bu kadar mal varlığına sahip olmak, onları, davet görevini yerine getirmede ve Allah Resulü (a s ) ile cihad etmekten alıkoymamış ve hiç bir zaman meşgul etmemiştir Onlar, üstün başarılarıyla cihad ve davet görevini yerine getirmekle birlikte, büyük bir cömertlik göstererek mallarını Allah yolunda harcamışlardır Davanın maslahatı gerekli gördüğü anlarda, mallarını Allah yolunda ortaya koymaktan da hiç bir zaman geri kalmamışlardır
Mal toplayıp biriktirme sevgisi, bir kere kalbe girmeye yol bulursa artık o, Allah'a kulluk için bir vasıta olmaktan çıkar, temel gaye haline gelir Böylesi bir adam, değil nafile ibadetleri, farz olan ibadetleri dahi terkediverir Bütün gayret ve didinmesini mal biriktirme yönüne kanalize eder Öyle ki, bu etkiden kurtulmak için uğraşsa bile yine kurtulamayacaktır Ölüm onun canını alsa veya elinde olmayan bir baskı ile malı bırakıp ondan uzaklaşsa da Allah yolunda onu değerlendirmediğinden ve ona olan zaaf ve tutkusundan dolayı tevbe eder
Sadık mü'minin, bu engele takılmaması için kendisini şiddetle sakındırması gerekir İster bu mal-mülk kendisine sunulsun, isterse de sunulmasın farketmez Çünkü yeterli az mal, unutturan ve meşgul eden çok maldan daha hayırlıdır
Müslim'in rivayet ettiğine göre bir hadisi şerifte Resulullah (a s ) şöyle buyurmuştur:
"Allah'ın verdiğine kanaat eden ve rızkıyla yetinen kimse, felah bulmuştur (kurtuluşa ermiştir)
Mustafa Meşhur
|
|
|