Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
armağan, ilahi, meclis

İlahi Armağan -56- Meclis

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -56- Meclis




56 MECLİS


Bu konuşma pazar sabahı Ribât’ta yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 19 Ramazan 545, Milâdî 1150


Ey evlat! Uğruna ömür tüketmekte olduğun işlere bakıyorum: Hakk'ı murakabe edenlerin işlerine benzetemiyorum Hiç bir işin on­dan korkanların işine benzemiyor Şer ve fesat ehli ile birleşmekte, velî ve temiz insanlardan ayrılmaktasın Kalbin Hak'tan yana boş Dünya ve dünya ehlinin sevgisi ile ferahyâb olup kalbini onlarla doldurmaktasın
Dünya sevgisi ile dolup taşmaktan kork, onun ne demek olduğu­nu bilmez misin? Bir kalbin içinde yaşayan korku, oranın muhafızı­dır Kalbe nur verir Kalbin içinden çıkamadığı ve tefsiri güç şeyleri açıklar Korkuyu kalbine yerleştirdiğinde oraya dünya ve âhiretin selâmetini yerleştirmiş olursun
Öleceğini düşünmüş olsaydın, dünya ile şâd olman azalırdı Mümkün olduğu kadar ona karşı yeterlik duygusu beslerdin Bir kimsenin ki, sonu ölümdür, onun için ferahlık nasıl olur?
Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurur: “Her çalışmanın bir sonu vardır Her dirinin sonu ise, ölüm­dür
Hüzünlerin ve sevinçlerin, zenginliğin ve fakirliğin, darlığın ve genişliğin, hastalığın ve ölümün sonları ölümle biter Bir kimse ki, ölür, işte onun kıyameti kopar; onun hakkında uzak sayılan işler ya­kın olur
İçine belenmiş olduğun bütün şeyler bir hevesten ibaret Kal­bin, sırrın ve iç âleminle bugünkü hâlinden soyun Dünya, bilinen bir zamana kadar devam eder Âhiret ise sonu malûm olmayan bir vakte kadar uzar gider Dünyada yaşaman, bilinen bir vakte ka­dardır; öbür âlemdeki ömrün ise sonsuzluğa kadar uzar Buna göre, bütün hâlinin tâatle geçmesine dikkat et Bunu yapabilirsen bütün varlığın Allah için olur Mâsiyet denilen nesnenin asıl mânası nef­sin varlığı olup tâat ise onun yokluğa karışmasıdır Şehvetle bir şe­yi almak, nefsin varlığını ispat eder Şehvetin erimesi, nefsin ıslâh olduğuna işaret sayılır
Şehvet arzularından kendini çek Onları ancak kadere uymak şartı ile yap Kendi arzun ve ihtiyarınla yapma
Hayvanî arzuları yık Zühd ile alıp yemek, seni gönül zenginli­ğine iletir Hayvanî arzuları şehvet eli ile alıp yemek, seni nefsin ku­cağına atar Kendi hâlini bilmeden önce zâhidlik yolunu tutmak la­zımdır Karanlık zamanlarda alıp yediğine dikkat et Işık olduğu za­man rağbet ehli olursun; korkmadan alırsın
İşte şu an karanlıktır; dikkatli ol Bu hâli atlatınca ışığı bulursun Kudret âlemi sana karanlıktır; mukadder olan şeye vâkıf isen karanlık kalmaz
İlk işin karanlıkla başlar Hak tarafından bir keşif yolu bulur, bu hâlini onun katında tasdik ettirirsen, işlerin açığa çıkar; yolun ay­dınlık olur Marifet ayının nuru doğunca kader gecesinin karanlığı zail olur İşte o zaman etrafını görür ve senden uzak kalanları sey­re dalarsın Önceleri müşkül olan şeyler sana açık ve vazıh olur Se­nin için kirli ve temiz ne ise kendisini gösterir, anlarsın Hem senin için hem de başkaları için olanı Hakk'ın istediği sana açılır; bun­ları kendiliğinden ayırt edersin Hak kapısı sana anlatılır Ve o za­man hiçbir gözün görmediğini, kulakların işitmediğini, beşer kalbi­nin hatırlayamadığını apaçık görür olursun
Kalbin müşahede taamı yer; ünsiyet şarabını içer Hak katına kabul olma nişanları kalbine takılır Sonra halkın iyiliği için araları­na girersin Onları isyan hâlinden alırsın Yaratanlarından ayrılık duygusunu taşımaktan kurtarırsın Ve onlar, sayende hisar içinde hisara girerler Onlar senin sayende kötülükten devamlı ve sonsuz selâmete ererler
Ey aklı ermeyen ve bu anlatılanlara inanma gücünü benliğinde bulamayan, sen içi boş bir kabuksun Dayak olan bir ağaç gibisin ve çürümüş sopasın Ancak ateşe yararsın Bundan kurtulmak için tevbe etmeli ve anlattığımızı tasdik etmelisin
Yazık, tevbenin neler getireceğini anlamıyorsun? Tevbe eder, di­nî ahkâmı tasdik edersen, içinde tat bulur, hoş olursun Hayra ve selâmete erersin Söylediğimi yapamazsan, için cıncık ve boncukla dolar Onlar dilini keser ve ciğerini parçalar; perişan olursun Sözü­mü kabul et; ben, senin yumağını sarmaktayım Sözlerimi dinle, ba­na düşmanlık etme Seninle olan düşmanlığımız nereden geliyor? Ben, namazgâhınım; pisliğini ve kirlerini gidermeye çalışırım Hâl böyle olunca, düşmanlık için ne sebep var? Senin için yollar aç­maktayım; orada yemek, içmek hazırlamaktayım Bunları senin için yaparım; yaptığım işlere senden mükâfat istemem İstediğim ve ar­zum başka yerdendir İhtiyacımı senden başkasından alırım Bütün uğraşmam Hak talipleri içindir Onlar için çalışırım Hakk'ı araman doğru olursa, emrine girerim; hizmetçin olurum Bir kulun kast ve talebi ki, Hak içindir, bütün eşya onun için çalışır

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -56- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -56- Meclis




Ey evlat! Sen kendin için öğütçü ol Benimle ve başkası ile çeki­şip durma; bizi hüccet olarak kabul etme; kendine bak Benim söy­lediklerim dış cephen için; nefsine vereceğin öğüt ise, iç âlemine te­sir eder
Ölümü durmadan hatırlayarak nefsine öğüt ver Bütün ilgilerden, sebeplerden kesil; hâlini düzelt Kendisini yaratıcı tanıtanların Yaratan'ı ile ol O büyük Yaratıcı, yüce ve âlimdir Onun rahmet ete­ğine yapış, başkası ile uğraşma Başkası ile uğraşırsan yarın utanırsın İyi ol, felah bul Sizin biriniz elimde ıslâh olursa, en büyük ferahı o zaman duyarım Biriniz söylediğim şeyi tutmazsa, ona da üzülürüm
Bana yaklaşınız; benden uzak olmayınız İman sahibi bana ya­kın olur İçi bozuk olan ise benden kaçar
Ey münafıklar, ben Hak Teâlâ'nın size darılmasında O'na uya­rım O, beni üzerinize yaman bir ateş etti Tevbe eder, sözlerimi tu­tar, ayrıca sözlerimin sertliğine de dayanırsanız, ateşim sizin için soğur ve selâm evi olur
Yazıklar olsun size, utanmaz oldunuz Dıştan tâat gösterisi ya­parsınız; fakat içinizden hata, isyan bayrağı çekersiniz Yakında ölüm ve hastalık eli ile tuzağa düşeceksiniz Sonra Allah'ın ateşten zindanına atılacaksınız
Ve siz, ey amelde kusur edenler; bu hâlinizden utanmaz mısı­nız? Gece ve gündüz tembellikle ömür tükettiniz ve ona da razı ol­dunuz Bu kusurla beraber Allah Teâlâ'dan iyilik umarsınız
İyi işler etmeye yöneliniz Nefsinizi de, o işlere alıştırınız Bu yo­la ilk giren bir dehşete ve hayrete düşer; sonra işler aydınlanır ve kederler gider
Kötü hâlinizden tevbe ile dönünüz Tevbeniz işin önünden sonu­na kadar olsun
Ey efendisinin hizmetinden kaçanlar ve peygamberlerin, sâlih kulların, evliyanın görüşünü bir yana atıp kendi görüşü ile yetinen kimseler ve ey Hakk'ı bırakıp halka güvenen kimseler, hâliniz nice olacak? Peygamber (sav) Efendimiz’in şu kelâmını duymadınız mı: “Melundur, melundur o kimse ki, kendi gibi bir mahlûka dayanır
Dünyayı kalbinle isteme, ondan herhangi bir şeye de darılma; böyle yaparsan kalbin fesat olur Şirk kalbi perişan ettiği gibi, dün­ya sevgisi de kalbi batırır
Yazık sana Dünya sevgisini ve kibri kalbinde bir ettin Bunlar öyle şeylerdir ki, tevbe edilmediği takdirde sahipleri mahvolur
Akıllı ol Sen kimsin ve nesin? Düşün Ve neden yaratıldın, niçin yaratıldın? Böbürlenme Büyüklük satma Büyüklük satan, Allah'ı bilmeyendir Peygamber’ini taramayan, iyi kulları bilmeyen büyüklük satar
Ey akıldan yana nasipsiz! Kibirle büyüklük elde edeceğini umar­sın Bu düşüncen yanlış! Aksini yaparsan isabet etmiş olursun; çün­kü Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurur: “Bir kimse ki, Allah için tevazu eder Allah onu yükseltir ve bir kimse ki, kibir yolunu tutar, Allah onu düşürür
O kimse ki, âhirete inanır, yüksek olur Azla yetinene çok gelir Zillet hâlini sabırla karşılayana izzet gelir Bulunduğun alt hâle razı ol, işlerin aniden değişir Bağırıp çağırma Verilmiyor diye bağırırsan, verilince utanırsın Bir kimse kader önünde boynunu eğer, elin­de hazır olana razı olursa her şeye gücü yeten Hak Teâlâ, onu her şeyin üstüne çıkarır Tevazu sahibi olmak ve iyi edep tavrı takın­mak seni arzularına yakın kılar; büyüklük satmak ve üstelik edepsiz olmak, seni arzuladığın şeylerden uzak eder İtaatli olmak, seni sev­dirir ve sevdiklerine yakın eder İsyan ise seni perişan eder; arzu ettiğin iyi şeylerden uzak tutar

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -56- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -56- Meclis




Ey evlat! Dinini yemişle değişme Dinini dünya sultanlarının verdiği tatlıya verme Zenginlerin ve dünya adamlarının verdiği şey­le dinini değiştirme Haram olan şeyleri almak için dinini bırakma Aldığın şeyi dininle alırsan, kalbin kararır Niçin kalbin kararmasın ki, halka taptın Ey her şeyini yitiren adam, kalbinde ufacık nur ol­saydı haramı, şüpheliyi ve mubahı ayırt ederdin Ve kalbini karar­tanla nurlandıranı anlayabilirdin Kalbini Hakk'a yakın kılanla on­dan uzak edeni anlardın
İmanın ilk devrinde, çalışarak kazanmak ve onu yemek gerek İman kuvvet bulunca da Hakk'ın emri ile olmak icap eder ki, o za­man aradan vasıtalar kalkar Seninle O'nun arasında vasıta kalmaz artık
Kalp tam kuvvet bulursa, halkın eli üstünde Hak'tan nasip gelir
Vasıtaların kalkması şeklindeki sözümün mânası şudur: Kalbin vasıtalara bağlanmaması, Allah'ın emrini temsil eden şeylere bak­mak ve bu uğurda şirke kapılmamak, halktan alman fâni bir şey için övülmeyi beklememek ve onların kötülemesine aldırış etmemek­tir Bunların hepsi kalbe göredir Halktan bir şey gelirse onda, Allah Teâlâ'nın fiil tecellisini görmek gerek Vermezlerse yine öyle
Kalpleri ile hak yola girenler, Hakk’ın zâtından gayri her şeye karşı kör, sağır ve dilsiz olurlar O kulların yanında yalnız “O” var­dır Allah yolcularının vereni, alanı, yardım edeni, etmeyeni, zarar vereni ve faydalı olanı hep “O” dur Onların yanında kabuksuz iç vardır Safa üstüne safa onlarda vardır Güzellik üstüne güzellik onların elinde bulunur İşte bundandır ki, onların kalbinden, Allah'ın zâtından gayri her şey çıkar Bu çıkış, yalnız Hak için olur, başkası için değil
Allah'ım, zâtını bildiren ilmi bize nasip eyle!
Yazık sana, kendini güçlü sanmaktasın Bu hâl nefsini kabartı­yor Verilmiş hüküm olmasaydı tepene inerdim Ey içi bozuk, seni rezil ederdim Kendi başına kalıp hakkımda kötü düşüncelere dalma Ben, yalnız Allah'tan ve sâlih kullardan utanırım Bir defa Hakk'a karşı marifet sahibi olunca, halk kalbinden çıkar Kuru yaprak dal­dan düştüğü gibi halk iyi kulun kalbinden ayrılır O kul, tek başına halksız kalır Onlara gösteriş yapmaktan kör olur Sağır olur, onla­rın sözlerini işitmez Bu hâl, kalp ve sır gözü ile olur Bir nefis ki, itminan derecesine çıkar, bütün duygular ona teslim edilir Sonra kalple birlikte yola düşer; Hakk'a konuk olur Sonra dünya gelir, nefse seyis olur ve hizmetinde durur Bu, Hakk'ın âdeti olup zâtını dileyen kullarına böyle yapar Dünya, Hakk'ı isteyen kullara bir nasip vereceği zaman, perişan ve derbeder bir hâlde gelir, vereceğini verir, hizmetlerini görür O kullar ise, dünyanın verdiğini alır ve yüzüne katiyen bakmazlar

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -56- Meclis

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -56- Meclis




Ey evlat! Kalbini Hak için eyle Nefsini ve diğer duygularını evladın için çalıştır Bu işleri böylece Allah'ın emri ile yapar, Hakk'ın fiil tecellisine uyar, yavrularının geçimini sağlarsın Hakk'ın kudre­ti önünde sessiz durmak ve O'ndan bir şey talep etmemek, sabırlı ol­mak, razı olmak, duâ ile bir şey isteyip ısrarda bulunmaktan daha evladır
Bildiklerini O'nun bilgisinde yok et Tedbirini O'nun tedbirine bı­rak İradeni O'nun iradesi uğruna kes O'nun hükmü ve kaderi gel­diği zaman, aklını azlet Eğer Hakk'ı bir yaratıcı, terbiyeci, yardım­cı ve teslim olmaya lâyık görüyorsan böyle yap O'nun kudreti önün­de teslim ol; O'na vuslat arzusunda isen böyle et
İman sahibinin hatırladığı ve uğrunda gayret sarf ettiği şeyler, bir merkezde toplanır O da Hak İman sahibinin kalbine Hak'tan gayri bir hatıra düşmez Bu sebeple o imanlı kimse, Hakk'ın yakın­lık kapısına vâkıftır İman sahibinin kalbinde marifet yerleşirse, Hak kapısı yüzüne açılır Dolayısıyla kapıların ötesinde görülen İş­leri seyre dalar Orada öyle şeyleri seyreder ki, düşünceler o hâlleri kalbe anlatamaz; bu imkânsızdır
İşaret, sır âlemi için gizli bir kelâmdır; buna ancak erenlerin aklı erer
Nefsinden, şahsi olan kötü arzularından, iyi olmayan huylardan kurtulan ve halkı kalbiyle terk eden için, sonuç çok iyi ve çok gü­zeldir; nimetler boldur Bu hâlleri benliğinde derleyen bir insanı, Hak, sağa sola çevirir ki, Ashâb-ı Kehf'i de böyle yapar Hak, Ashâb-ı Kehf hakkında şöyle buyurdu: “Biz onları bir sağa, bir de sola çeviririz (el-Kehf, 18/18)
Ey evlat! Bu sözleri işit! Bu sözlere inan Onları yalan sanma Hayır, hangi yönden gelirse gelsin, nefsini ondan mahrum kılma

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.