Prof. Dr. Sinsi
|
Ne Okumalı Ne Kadar Okumalı?
Ne okumalı ne kadar okumalı?
Fethullah Gülen Hocaefendi, insanlığın kurtuluşu için çalışmayı (aksiyon) hayatımızın en zaruri hadisesi olarak anlatır
Ancak aksiyonun en önemli yanı "kendi olarak kalmak"tır Değişmemek, başkalaşmamak, hizmet ediyorum derken pörsümemek, hadiselerin yoğunluğu ve boğuculuğu içerisinde eriyip kaybolmamak gerekir Kendi olarak kalmayı plânlayanlar, bütün arzularıyla, istekleriyle, kalbleriyle, vicdanlarıyla, davranış ve düşünceleriyle onu istemelidirler Önce kendi olmak sonra da kendi olarak kalmak, insandan kol ister, kanat ister, kalb ister, kafa ister
Bugün insanlığın kurtuluşu adına yola koyulan insanların en fazla dikkat etmeleri gereken husus "kendileri olarak kalmak"tır Bu açıdan sahip oldukları değerler bütününü sürekli hatırlamalı, onları bir ayna olarak kabul edip günde birkaç defa o aynada kendilerini seyretmelidirler Talip oldukları tek ama tek şeyin "Allah'ın rızası ve Resûlullah'ın hoşnutluğu" olduğunu bir an bile unutmadan nefsin, çevrenin, şartların ve şeytanın kendilerine kurduğu tuzaklara karşı olabildiğince dikkatli davranmalıdırlar Bunun için, her an Allah'la irtibatlarını gözden geçirmeli, ibadet ü taate karşı hassas olmalı, evradını aksatmamalı, konumun hakkını vermeye çalışmalı ve sürekli bir muhasebenin içinde bulunmalıdırlar Peki, bir hizmet insanının, kendi olarak kalmasına vesile olacak günlük evradı ve ibadeti asgari olarak hangi seviyede olmalıdır?
Öncelikle namaza karşı hassasiyet çok önemlidir Çünkü namaz, imandan sonraki en büyük hakikattir Namaza karşı hassasiyetin en önemli göstergesi, onu vaktin evvelinde ve cemaatle kılmaktır Hangi bahaneyle olursa olsun, namazı geciktirmek, istişare ya da görüşme bahanesiyle onu sürekli geç vakte bırakmak ve bunu bir alışkanlık haline getirmek en büyük bereketsizlik sebebidir Hele bu durumdan rahatsızlık duymamanın ve bunu marifetmiş gibi bir kısım laubali ifadelerle anlatmanın vebali çok büyüktür Bu konuda, varsa yerleşmiş bir kısım yanlışları derhal terk etmek ve namazı hayatımızda hak ettiği yere oturtmak bir Müslüman'ın en birinci vazifesidir
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da Kur'an-ı Kerim'le münasebettir Kur'an'ı anlamak kadar okuyabilmek de bir Müslüman'ın olmazsa olmazlarındandır Allah'ın kelamını, hak ettiği güzellikte okuyabilmek, Allah'a saygının gereğidir Bir yabancı dil için yıllarca kurslara gidip, değişik kurlar üzerinden eğitimini sürdüren insanların, yıllar geçmesine rağmen Allah'ın kelamını hâlâ kekeleyerek, duraklayarak okumalarının hiçbir mazereti olamaz Nebiler Sultanı, bir hadislerinde "Ayda bir defa hatmedilmezse Kur'an terk edilmiş sayılır " buyurmaktadır Dolayısıyla her gün bir cüz Kur'an okumak ya da her gün mutlaka yarım saat Kur'an çalışmak günlük evradımızın vazgeçilmez bir esası olmalıdır
Allah Resûlü'nün hayat-ı seniyyelerinden haberdar olmak, hadis-i şeriflerini okuyup gereğince amel etmek de O'na ümmet olmanın şiarıdır İnsanlara örnek olma makamında bulunan her Müslüman'ın en az kırk tane hadisi Efendimiz'in mübarek ağızlarından döküldüğü haliyle ezbere bilmesi gerekir
Kıvamı korumanın en önemli vesilelerinden biri de, kalbî ve rûhî hayatımızı besleyen "eserler"i sürekli okumak, "sohbetler"i devamlı dinlemektir Senede bir defa "külliyât"ı bitirmek, "pırlantalar"dan hemen her gün istifade etmek, "sohbetler"in bereketli sofrasında kalbi doyurmaya çalışmak canlı kalmanın şartıdır Bunun yanı sıra sahabe hayatına, İslam tarihine ve Allah dostlarının hayatlarının anlatıldığı eserlere de müstağni kalmamak gerekir
Kendisini günahlardan muhafaza etmek, kalbinde oluşan lekeleri temizlemek isteyen bir insan, her gün mutlaka sayısız kelime-i tevhid okumalı, salâvat-ı şerifelerle Efendiler Efendisi'ne bağlılığını bildirmelidir Cevşen-i Kebîr'i, elinden ve dilinden düşürmemelidir Delâilü'n-nûr, Evrâd-ı Kudsiye, Tahmidiye gibi dualar dönüşümlü olarak okunabilir Ayrıca, Kulûbu'd-dâria'dan bir parça mutlaka okunmalıdır Allah dostlarının dillerine vird-i zebân olmuş kısa dualar, zikirler de tesbihle çekilmelidir İştirak-i a'mâl-i uhreviye düsturuyla bazı dua ve virdlerin paylaşılarak okunması duanın külliyet kesbetmesi açısından da önemlidir O duaya iştirak eden her bir ferd, duanın tamamını okumuş gibi bereketinden istifade eder
Cenab-ı Hakk'a yakın olmanın en önemli yolunun nafile namazlar olduğu da unutulmamalıdır Üç kişinin bile sorumluluğunu üzerinde taşıyan bir insanın, evvabin namazını terk etmesi, hâcet namazına ilgisiz kalması, duhâ namazı sanki yokmuş gibi davranması doğru değildir Hele teheccüdsüzlüğün hiçbir bahanesi olmamalıdır Haftada kılınacak teheccüd sayısını sınırlamak da doğru değildir Hedef, haftanın her gecesini teheccüdle nurlandırmak olmalıdır Hiç kimse bir başkasına "sen üç gün kılsan yeter" dememelidir Bütün çetelelerde, teheccüd tam olarak gösterilmelidir Çünkü gece ibadeti aksiyon düşüncesini besleyen, onu canlı tutan en temel azıktır O olmazsa hizmetin, koşturmanın bir bereketi de olmaz
05 Mart 2010, Cuma
SÜLEYMAN SARGIN
|