Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hüsni, ihlas, nıyet

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




İHLÂS VE HÜSN-I NİYET:

Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyuruyor:
"Insanlar, ihlâsli ibadetden baskasiyla emir olunmadi" (Beyyine :5)
"Hâlis din Allah için olandir" (Zümer:3)
Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor:
"Allah Teâlâ buyuruyor ki: Ihlâs benim sirlarimdan bir sirdir Onu, sevdigim kulun kalbine yerlestiririm"
Ahmed ibn Hadraveyh Allah Teâlâ'yi rüyasinda gördü, buyurdu ki :
-Bütün insanlar benden isterler, yalniz Ebu Yezid beni ister"'

Siblî' yi -kuddise sirruh- rüyada gördüler "Allah Teâlâ sana ne yapti?" dediler Dedi ki :
-Bana biraz gazaplandi Çünkü bir defa dilimden ,"Cenneti kaçirmaktan büyük hangi ziyan vardir?" sözü çikmisti
Sonra buyurdu ki:
-Hayir öyle degildir Seni görmeyi kaçirmakdan, daha büyük hangi ziyan vardir " demeliydim
Niyet amelin fevkîndedir Bir kimsenin kulluk niyeti cehennemden korkmak yahud cennet nimetlerine kavusmak olabilir Cennet için kulluk eden, mide ve fercin kulu olur Kendisini; mide ve ferç arzularinin bulundugu yere çeker ve götürür Cehennemden korkdugu için amel eden, kötü köle gibidir,ancak korkusu yüzünden is yapar Bunlar her ikisi de Allah için amel yapmis sayilmaz Begenilen kul, yapdiklarini cennet ve cehennem sebebiyle degil,Allah için yapan kuldur Bu, bir kimsenin, sevgilisine , sevgili oldugu için bakmasi, onu sevdigi için olub, altun ve gümüs beklememesine benzer Altun ve gümüs için bakanin niyeti, altun ve gümüs olur O halde Allah Teâlâ'nin cemâl ve celâlinin, mahbub ve mâsûku olmayanlar, böyle niyet edemez Böyle olan kimsenin ibadeti Allah Teâlâ 'nin cemâlinde tefekkür ve onunla münacaat olur Bunlar hakikatte Allah'in dostlari âriflerdir"

Kulluk vazifelerimizi Hak celle ve âlâ hazretinin rizasi için yapmaliyiz Baska maksadlarla yapilan islerde hayir yokdur Ibadet Allah Teâlâ için yapilirsa, degeri çok büyük olur Baskalarinin senâsina veyahud ihsanina nail olmak gayesiyle yapilirsa, bilakis Hak celle ve âlâ hazretlerinin gadabina sebep olur, ki zâhiren kusursuz gibi görünen bu ameller sahibinin cehenneme girmesine bile sebep olur
Ibâdetler ne niyetle yapilirsa, karsiligi da ihlâs ve niyet ölçüsünde olur Hâlis bir niyetle vazifesini ifa edenler hem dünya hem de âhiret nimetlerine nail olurlar Niyetlerinde samimi olmayanlar ihlâssizliklarinin neticecesi olarak hüsrana ugrarlar
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri, kullarinin hatasiz, ihlâsla yapmis olduklari dis ibâdetlerini mükâfatlandirdigi gibi, kullarinin kalplerinde beslemis olduklari saf, temiz niyetlerini de belki daha ziyadesiyle degerlendirir Elhamdülillah
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretlerini sevmek ve kendisine karsi hüsnü zan sahibi olup, teslim olmak ne büyük seadettir Keza Fahr-i Kâinat, Esref-i mahlûkat olan Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ve Ashab-i Kiram -radiyallahu anhum- hazeratini sevmek kendileri hakkinda iyi niyet beslemek, Rabbimizin bizlere ne güzel ihsanidir Allah Teâlâ hazretlerinin velilerini sevmek, onlara karsi hürmetli olmak, hüsn ü zan beslemek, tarifi kabil olmiyan büyük besâretdir
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri:
“-Ben kulumun zanni üzereyim”, buyurmaktadir
Cenab-i Hakkin afvinden ümidvar olup hüsn ü zan besleyen bir fâsik, Cenab-i Hakkin rahmetinden ümidini kesen, ye'se düsen bir âbidden Rabbisina daha yakin olmus oluyor
Seytanin tuzaklarindan birisi de, daima mü'minleri ümidsizlige düsürmek suretiyle kalblerine vesvese vermektir Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
- Allah Teâlâ rahmeti yüz parça kilmis,doksan dokuzunu kendi yaninda tutup, bir cüz'ünü yeryüzüne indirmistir Bütün halk, mahlûkat bu bir cüz sâyesinde birbirlerine merhamet ederler Hatta yavrusunu incitme korkusuyla kisragin ayagini kaldirmasi bu rahmetten dolayidir" (Buhârî, Kitabü'l Edeb)


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Ebû Hüreyre radiyallahu anh'den:

Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem -'den isittim Buyurdu ki:
-Kiyamet gününde, halkdan ilk sorgulanacak üç kisiden biri, sehid olmus bir kimsedir ki, huzura getirilir Cenab-i Hak ona ihsan ettikleri nimetleri sayar O da mazhar oldugu nimetleri ikrar eder, Hak Teâlâ :
-Bu nimetlere mukabil ne yaptin , der O da :
- Ya Rab senin ugrunda savasdim da sehid düstüm, deyince:
-Hayir, yalan söylüyorsun Sana cesûr desinler diye savasdin Nitekim bu söz de söylenmistir, buyurur Sonra verilen emir üzerine yüzü koyun sürüklene sürüklene cehenneme atilir
Ikincisi ilim ögrenip ögretmis, Kur'an okumus bir kimsedir ki, bu da celbolunup Cenab-i Hak ona lütuf ve ihsan buyurdugu nimetleri sayar O da bu nimetleri ikrar ve itiraf eder Hak Teâlâ ve Tekaddes hazretleri :
-Bu nimetlere karsilik ne yapdin? der O da :
-Ya Rab! Ilim ögrendim ve ögretdim,Kur'an okudum, cevabini verince; Cenab-i Hak ve Tekaddes hazretleri:
-Hayir yalan söylüyorsun Ilmi, sana âlim desinler deye ögrendin Kur'an'i sana kârî desinler deye okudun Nitekim bu söz de söylenmistir, buyurur Verilen emir üzerine yüzü koyun sürüklenerek atese atilir
Üçüncüsü de Hak Teâlânin kendisine vüs'at verdigi ve türlü servetten ihsan buyurdugu kimsedir ki, huzura getirilir Cenab-i Hak ona ihsan buyurdugu nimetleri sayar O da onlari itiraf eder Cenab-i Hak ve Tekaddes hazretleri :
- Bunlara mukabil ne yaptin? der
-Ya Rab! Servetimi sirf senin ugrunda, sevdigin yollarda harcadim, deyince:
-Hayir yalan söylüyorsun Riyâkârsin,bunlari sana cömerd desinler deye yaptin; bu söz de söylenmistir, buyurur Sonra emrolunup o da sürüklene sürüklene atese atilir (Riyâzü's-Sâlihîn Hadisi Müslim rivayet etmistir)


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Ebu Hüreyre radiyallahu anh'den:

Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
-Aziz ve Celil olan Allah'in rizasini kazanmaya yarayan bir ilmi sirf dünyaligini elde etmek için tahsil eden kimse, kiyamet gününde cennetin kokusunu duymaz (Riyâzü's-Sâlihîn,
hadisi Ebû Davud rivayet etmisdir)
Ebû Abdullah b Câbir bAbdullah el-Ensârî radiyallahu anh'den:
Bir gazada Rasûlullah ile berâberdik
Buyurdular ki :
-Hastaliklarindan dolayi Medine'de kalan öyle adamlar vardir ki, her yürüyüsünüzde ve herhangi bir vâdiyi geçtiginizde (niyetleri sâyesinde) sizinle beraberdir Bir rivayetde “onlar ecirde sizinle müsterekdirler
Buhârî'nin rivayetine göre, Enes radiyallahu anh söyle demistir:
Peygamberle Tebük Gazvesi' nden dönüyorduk Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu:
-Bir cemaat bizim arkamizda Medine'de kaldilar Her hangi bir kisiga girer veya bir vâdiyi geçersek onlar bizimle beraberdirler Onlari mâzeretleri alikoymustur (Riyâzü's-Sâlihîn, Buhârî ve Müslim'den)
Imam Ebu'l-Kâsim el-Kuseyrî - kuddise sirruh- rivayet eder:

Horasan Sultan ve kahramanlarindan Saffar ismiyle bilinen Amr bin el-Leys öldükten sonra rüyada görünüp kendisine sorulur:
- Allah sana ne yapdi?
Cevap verir:
- Allah beni afvetti
- Allah seni ne ile afvetti! Ne is yaptin ki hayatta Allah seni afvetti?
- Günlerden bir gün yüksek bir tepeye çikdim Orada askerlerimin çoklugundan gurur duydum ve Rasûlullah'in zamaninda vâkî olan savaslara katilsaydim deye duygulandim Bunun için Allah günahlarimi bagislayarak beni mükâfatlandirdi


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Ömer bin el-Hattab radiyallahu anh'den:

Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurur :
"Ameller ancak niyetlere göre degerlenir Herkesin ancak niyetine göre amelinin karsiligi verilir " (Buhârî ve Müslim)
Zamanimizdaki insanlarin her hangi bir hadise vukuunda niyetlerinin muhtelif oldugunu müsahede etmekteyiz
Mesela bir yangin vukuunda, civarda bulunan herkes heyecanla kosarlar Kimisi kosar, niyetinde samimidir, ihlâslidir Allah rizasi için kurtarilacak bir kimse veya esya varsa, kurtarmak için, kendini atese atmayi göze alir
Kimisi kosar merhametlidir, üzülür, faideli olmak ister, beceriksizdir, elinden bir sey gelmez
Kimisi olanlari seyretmek için kosar, seyir etmekten adeta zevk alir, üzülmez, hissizdir
Kimisi, kosar, olanlarin sebebini dahi bilmez, herkes kosusdugu için o da kosar
Kimisi kosar, kötü niyet sahibidir Bu hengamede acaba bir sey çalabilir miyim,deye
Trafik kazalarinda, zelzele ve emsali felâketlerde vaziyet aynidir Zahiren yani dis görünüse göre, kosusmalar heyecanlar aynidir Fakat niyetler ayridir
Hüsnü niyetle yardima kosan, istedigi yardimi yapamasa bile gene temiz niyetinin mükâfatini görür
Bakiniz o büyük sultan ve kumandan Amr ibni el-Leys zâhiren Fahr-i Kâinat Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin gazasinda bulunamadigi ve hiçbir yardimi, hizmeti dokunamadigi halde, o, saf, temiz, pürüzsüz niyetiyle Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretlerinin rizasini kazaniyor ve mükâfatlandirili yor
Iman ve niyet temizligi ile manevi dereceler alinir Her sey Cenab-i Hakkin yardimi ile fethedilir Iman, samimiyet ve niyet temizligi gene onun en büyük atiyyesidir O bahsettiginin muhafizi ve yardimcisidir


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Muhterem Üstaz Mahmud Sâmî kuddise sirruh, asagidaki menkibeyi sik sik tekrar ederlerdi
Bir gencin içinde Yusuf Hemedânî hazretlerini ziyaret etmek, onun manevi halinden istifade etmek, hem de duâsini almak arzusu vardir
Nihayet kararini vermis ve bu istegini komsusu terziye açmisti O da " Ben de gelmek isterim, sebebi ise kalbimde o zâta karsi bir tereddüt var Bu zât hakikaten Allah'in dostu mu, degil mi?" aslini ögrenmek isterim, dedi
O gâyenin tahakkuku için yola çikmislar ve bu esnada âlim bir kimse ile karsilasmislardi Âlim sordu:
-Nereye gidiyorsunuz?

Onlar cevaben:
- Yusuf Hemedânî isminde bir sahis varmis, onu ziyarete gidiyoruz, dediler
Zâhiri âlim dedi ki:
- Ben de uzun zamandan beri, su adamla karsilasip soracagim suallerle, onu mahcûb etmek isterdim, dedi
Üçü yola çikdilar, zâhiri halleri ayni, yani ziyaret Fakat niyetleri degisik
Genç, temiz saf bir niyetle ziyâret etmek arzusunda
Terzi sübhesini gidermek niyyetiyle ziyaret etmek arzusunda
Zâhiri âlim, hasedi sebebiyle, mahcup etmek niyyetiyle ziyaret arsuzunda idi
Nihayet Allah dostunun bulundugu yere gelmisler, ziyaretçi odasina kabul olunmuslar ve oda kapisi da kapatilmis
O gâyenin tahakkuku için yola çikmislar ve bu esnada âlim bir kimse ile karsilasmislardi Âlim sordu:
-Nereye gidiyorsunuz?

Onlar cevaben:
- Yusuf Hemedânî isminde bir sahis varmis, onu ziyarete gidiyoruz, dediler
Zâhiri âlim dedi ki:
- Ben de uzun zamandan beri, su adamla karsilasip soracagim suallerle, onu mahcûb etmek isterdim, dedi
Üçü yola çikdilar, zâhiri halleri ayni, yani ziyaret Fakat niyetleri degisik
Genç, temiz saf bir niyetle ziyâret etmek arzusunda
Terzi sübhesini gidermek niyyetiyle ziyaret etmek arzusunda
Zâhiri âlim, hasedi sebebiyle, mahcup etmek niyyetiyle ziyaret arsuzunda idi
Nihayet Allah dostunun bulundugu yere gelmisler, ziyaretçi odasina kabul olunmuslar ve oda kapisi da kapatilmis
Bir müddet oturmuslar, merak ve heyecanlari artmis Odanin ortasinda büyükçe bir post varmis Kapi kapali oldugu halde,Yusuf Hemedânî hazretleri postun üzerinde zuhur edivermis Bir müddet sükût etdikten sonra evvelâ gence dönmüs ve söyle hitab etmis:

- Evlâdim elhamdülillah senin hem dünyan hem de âhiretin mamur görünüyor, deyerek bu gence büyük teveccüh ve iltifat göstermis Bu temiz ruhlu genç istikbalin meshur Abdülkadir Geylânî'si olacakdir
Ikinci defa kalbinde tereddüd bulunan terziye dönerek buyurdular ki:
-Senin imtihan gâyesi ile geldigini biliyorumSen dünyada çok sikintilara maruz kalacaksin Fakat son demde imânini kurtaracaksin
Üçüncü def'a da hüsn ü niyet sahibi olmayan mütekebbir âlime dönerek:
-Sen hem dünyada perisan olacaksin, hem de imanini muhafaza edemeyib, imansiz olarak öleceksin, buyurmuslardir


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Enes bMalik radiyallahu anh'den:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
-Simdi size cennetliklerden bir adam çikagelecektir
Bir de bakdik ki, Ensar'dan, abdest suyu sakalindan damlayan ve ayakkabilarini sol eline asmis bir adam çika geldi Ertesi günü olunca Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yine evvelki gibi söyledi Bu adam gene birincide oldugu gibi çikageldi Üçüncü günü Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ayni sözü tekrar etdi YIne ayni adam ilk hali gibi çika geldi Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem kalkinca Abdullah bin Amr o adami takib etdi ve dedi ki :
-Ben babamla münakasa etdim Üçgün onun yanina girmeyecegime yemin etdim Eger sen beni bu zaman zarfinda yanina alikoymagi muvâfik görürsen öyle yap Adam :
- Olur, dedi,
Enes radiyallahu anh dedi ki : Abdullah sözüne devamla söyle anlatiyor :
- Üç geceyi onunla bir arada geçirdik Fakat gece kalkdigini görmedim Ancak sabah namazina kadar uyandikça Allah Teâlâ'yi zikretdi ve tekbir getirdi Abdullah dedi ki:

-Onun hayirdan baska bir sey söyledigini isitmedim Üç gün geçince sanki onun amelini küçük görür gibi dedim ki:
-Ey Allah'in kulu, babam ile benim aramda bir ayrilik ve ihtilâf vâki' degildir Fakat Rasûlü Ekrem'in senin için üç kere (Simdi size cennetliklerden bir adam çikagelecekdir) dedigini isittim Üç defasinda da sen çikageldin Amelini anlamak için senin yaninda kalmak istedim Böylece sana uymak istedim Fakat büyük bir amel isledigini görmedim Seni Rasûlü Ekrem Efendimizin söyledigi mertebeye ulasdiran nedir? dedim
Dedi ki: -Su gördügünden baskasi degildir
Ben dönünce bana seslendi ve dedi ki:
- O senin gördügün seyden baskasi degildir Ancak ben müslümanlardan hiç bir kimseye kalbimde bir hile ve kin tutmam ve Allah'in verdigi her hangi bir hayirdan dolayi hiç bir kimseye asla hased etmem Bunun üzerine Abdullah :
- Iste seni bu dereceye ulasdiran budur, dedi




Rasûlü Ekrem sallalahu aleyhi ve sellem buyurdular:
- Üç sey vardir ki, bunlardan kimse kurtulamaz ( Diger rivayetde " az kimseler kurtulur" seklindedir) Bunlar kötü zan, ugursuzluk saymak ve hased Yani çekememezlikdir Simdi bunlardan kurtulus çarelerini size ögreteyim: Kötü zanna kapildigin zaman, üzerinde durub da iç yüzünü arasdirma Ugursuz deye bildigin bir sey ile karsilasdigin zaman aldiris etmeden isine devam et Hased ettigin kimseye karsi haddi asma" ( Ihyâ ü Ulûmiddin Tercümesi, c 3 sh 421)
Rasûlü Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular :

-Amellerin sihhati ancak niyetlere göredir Herkese ancak niyyet etdiginin karsiligi vardir Artik kimin hicreti Allah ve Rasûlüne müteveccih ise, hicreti de Allah ve Rasûlünedir Kimin hicreti de kavusacagi dünya (mali) yahud nikâhlayacagi kadin için (yapilmis) ise, hicreti de (Allah ve Rasûlünün rizasi için degil ) göç etdigi seyedir (Tergib ve't-Terhib, c2 sh 297)
Islerinizi ihlâs ile yapiniz Zira Allah ancak kendisi için hâlisâne olarak yapilani kabul eder (Feyz ü'l-Kadir)


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Ibn-i Abbas radiyallahu anh'in söyle dedigi rivâyet edilmisdir:

- Bir adam gelip "Ey Allah'in Rasûlü, ben hem Allah rizasini hem de derecemi (n halk tarafindan bilinmesini) dileyerek (bir is yapmaga) durdugum oluyor" dedi Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem : Bir cevab vermedi Nihayet su meâlde âyet-i kerime indirildi:
"Artik kim Rabbine kavusmayi ümid (ve arzu) ediyorsa güzel bir amel islesin ve Rabbina ibâdete (hiç bir kimseyi ve hiç bir seyi ) ortak tutmasin" (Kehf:110) (Tergib ve Terhib)
Rasûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular :
- (Müslümanlar hakkinda) iyi zan beslemek, kulluk (vazifelerinin) güzel olmasindandir " (Feyzü'l-Kadir)
- Sizden hiç biriniz, Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri hakkinda güzel zanda bulunmadikça ölmesin " ( Feyzü'l-Kadir)


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Sa'd Ibn-i Ebî Vakkas radiyallahu anh demisdir ki:

Vedâ Hacci yili Mekke'de siddetli hastaligimda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zaman zaman beni ziyaret ederdi Bir ziyaretinde ben :
-Ya Rasûlallah bendeki hastalik görüyorsunuz ki su müzmin hadde varmisdir Ben servet sahibiyim Kizimdan baska vârisim yokdur Malimin üçde ikisini tasadduk edeyim mi? diye sordum Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :
- Hayir tasadduk etme, buyurdu Ben:
- Yarisini tasadduk edeyim mi? dedim
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- Hayir tasadduk etme, diye cevap verdi Ve sonra Rasûlullah sözüne devam ederek söyle buyurdu:
-Sülüsünü (üçde birini) tasadduk et Malinin üçde biri de büyükdür yahud çokdur Yani hayli yekûn tutar Ey Sa'd! Senin varislerini zengin birakman, muhtaç ve halka ellerini açar halde birakmandan çok hayirlidir
"Ey Sa'd! Allah rizasi için infak etdigin her nafakadan süphesiz me'cur olursun! Hatta yemek yerken hayat yoldasinin agzina verdigin lokmadan bile me'cur olursun!"
Âile hayatinda pek ziyade lütufkâr ve son derece sefkatli olan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu vecizelerinde âile seadetinin her safhasini bütün esbab ve neticeleriyle ümmetine göstermis bulunuyorlar

Bu hadis-i serife nazaran kisi ,infaki üzerine vacip olan âile efradini infak ederken rizâ-i ilâhîyi kasdederse hem vacibi edâ, hem de infak ve tasadduk sevabina nail olmus olur
Bu hadisin mantukuna (mânâ ve mefhumuna) göre âile infakindan dolayi musâb (musibete ugramis) olmak ancak kurbet (Allah'a yakinlik) kasdiyla hâsil olur
Binaenaleyh Cenab-i Allah'in rizasi kasd edilmez ise vâcib sakit olursa da me'cur olamaz
"Ameller niyetlere göredir" ( Buhârî)
Çünkü niyet kalbin amelidir Kalb ise mârifetin yani Allah Teâlâyi tanimanin kaynagidir Allah Teâlâyi tanimanin kaynaginin ameli, yani kalbin ameli ise, digerlerinden daha hayirli ve daha üstündür
Kur'an-i Azimüssan'da söyle buyuruluyor:
"Insanlar, ihlâsli ibadetten baskasiyla emrolunmadi" (Beyyine Sûresi:5)

"Hâlis din Allah için olandir" ( Zümer Sûresi:3)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:
"Allah Teâlâ buyurur ki, ihlâs benim sirlarimdan bir sirdir Onu sevdigim kulun kalbine yerlesdiririm"
Muaz bin Cebel radiyallahu anh buyurur:
"Ihlâs ile amel et, az da olsa yetisir"




Benî Isrâil'de bir âbid vardi, ona filân yerde agaçdan yapilmis bir put vardir Bir kisim insanlar ona Allah deye taparlar, dediler Kizdi ve kalkdi Baltayi omuzuna alip o putu kirmaga gitdi Seytan bir ihtiyar sekline girip onun karsisina çikdi ve: Nereye gidiyorsun? dedi O putu kirip, insanlari Allah Teâlâ'ya tapdirmaya gidiyorum, dedi Seytan :
"Git ibâdetinle mesgul ol, bu senin için daha iyidir," dedi "Hayir putu kirmak daha mühimdir," diye cevap verdi Seytan, "Seni birakmam" deyip kavgaya tutusdular O âbid seytani yere vurdu ve gögsünün üzerine oturdu Seytan, "Müsaade et bir söz söyleyeyim" dedi Müsaade etdi Dedi ki: Ey âbid Allah'in peygamberi vardir O putu kirmayi dilerse, onlara emir verirdi Sen bununla emir olunmadin, bunu yapma "Hayir muhakkak yapacagim" dedi "Birakmam" dedi Gene kavgaya basladilar Abid yine seytani yere vurdu " Müsaade et bir sey daha söyleyeyim," dedi "Peki söyle," dedi "Sen fakir bir âbidsin Senin yükünü insanlar çekiyorlar Senin is yapabilecek bir seyin olmasi, o putu kirmakdan daha iyidir Çünkü onu kirarsan insanlar bir baskasini yaparlar, onlara bir zarar vermis olmazsin Bundan vazgeç, her gün yastiginin altina iki altin koyayim" Âbid , "Dogru söyledin", dedi Biri ile sadaka verib, digeri ile de islerimi görmem bu putu kirmakdan daha iyidir Ben bununla emrolunmadim Ben ne peygamberim, ne de bunu kirmakla vazifeliyim, dedi Böylece geri döndü Ertesi gün yasdiginin altinda iki altin gördü Altinlari aldi Ertesi günü gene gördü ve aldi Kendi kendine " Iyi ki o putu kirmadim," dedi Üçüncü gün yasdigin altinda hiç bir sey göremedi Kizdi ve baltayi aldi Seytan karsisina çikdi ve "Nereye gidiyorsun?" dedi "O putu kirmaya gidiyorum" dedi "Yalan söylüyorsun, yemin ederim ki onu kiramazsin," deyip kavgaya tutusdular Seytan âbidi yere vurdu Seytanin elinde serçe gibi titriyordu "Geri dön yoksa basini koyun gibi keserim," dedi "Peki döneyim, fakat o zaman iki defa ben seni yendim ve simdi sen beni yendin Sebebi nedir?" dedi
Seytan: O zaman Allah için kizmisdin, beni sana yendirmisdi Allah için is yapana bizim gücümüz yetmez Simdi ise kendin için ve dünya için kizdin,kendi arzularina uyan bizi yenemez, dedi (Kimya-yi Seâdet, Niyet-ihlâs bahsi)


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:

-Kiyamet günü olunca bir kul getirilir Beraberinde de daglar büyüklügünde iyi amelleri vardir Bu sirada bir nâdi, nidâ ederek der ki:
- Filân kisi üzerinde kimin hakki varsa hemen gelsin, alsin! Bu nidâ üzerine oraya bir çok kisi gelir ve daglar büyüklügünde güzel amelleri bulunan o kisiden haklarini alirlar Öyle ki, öteki beriki ala ala, onun daglar büyüklügündeki o güzel amelleri tamamen tükenir Kisi ortada sasirip kalir Fakat bu sirada Rabbi ona hitaben der ki:
- Ey kulum, benim katimda senin öyle bir hazinen var ki ben onu ne meleklerime ne de mahlûkatimdan herhangi birine bildirmedim Onu yalniz ve sadece ben biliyorum Bunun üzerine kul sorar:
-Ya Rabbi nedir o hazine?
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri buyurur:
-Senin hayirli niyetlerindir Ben onlari yetmis kati ile senin lehine yazmisdim
Anlatilir ki; vaktiyle eski kavimlerden biri bir ara siddetli kitliga maruz kalmislar Iste bu kitlik zamaninda, birgün âbidlerden biri, bir kum tepesinin yanindan geçerken, ruhunun derinliklerinden gelen hâlis bir niyetle kendi kendine söyle dedi:
- Ah simdi su kum tepesi tamamen un olsaydi da onunla aç halki doyursaydim
Âbidin bu hâlisane temennisi üzerine , Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri zamanin peygamberine vahyen söyle buyurdu:
- Filân âbide haber ver ki, niyeti kabul edilmis ve sanki o kum tepesi un olmus da o da bununla halki doyurmuscasina kendisine sevab yazilmisdir


Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Hazret-i Âise radiyallahu anha'dan:

Resûlü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular:
"Bir kimse, insanlarin darilmasina ragmen Allah'in rizâsina sarilirsa,kendisinden Allah razi oldugu gibi, kullari da razi eder Buna karsilik, eger bir kimse Allah'in rizasini çigneme bahasina kullari razi etmege kalkisirsa kendisine Allah gazablandigi gibi kullari da aleyhine döndürür Böylece hem Allah'i gazaplandirmis hem de kullari memnun edememis olur"
Ebu Mes'ud Ensarî radiyallahu anh anlatir:
Bir defasinda Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize bir adam çika geldi Cihâda katilmak istedigini, fakat binecek bir seyinin bulunmadigini ifade ederek söyle dedi:
- Ya Rasûlallah, bana bir binek
Rasûlü Ekrem Efendimiz söyle buyurdu:
-Filân kisiye git O,sana bir binek verecekdir
Adam söylenen sahsa gitti O sahis, savasa giderken binmesi için kendisine bir deve verdi Deveyi alinca geri geldi Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e anlatdi Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz söyle buyurdular:
-Kim hayirli bir ise öncülük ederse, kendisine aynen o hayirli isi isleyene verilen sevab kadar sevab verilir
Mesela bir kimse dese ki :
-Eger Kur'an'in tamamini bilseydim, hem onu devamli okur, hem de bütün ahkâmi ile amel ederdim
Böyle deyen kisi, eger Kur'an-i Kerim'den az bir sey de bilmis olsa onu okuyor ve ahkâmi ile amel ediyorsa Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri ona sanki Kur'an'in tamamini okumus ve tamami ile amel etmiscesine sevab verir Zirâ Allah Teâlâ bilir ki eger o, Kur'an'in tamamini bilmis olsaydi, onu da okuyacak ve onunla amel edecekti
Eger bir kisi böyle dedigi halde Kur'an'dan bildigi az bir seyi dahi okumuyor ve onunla amel etmiyorsa böyle bir kisinin niyeti karsiliginda kendisine ecir yokdur Çünkü onun niyetinin halis olmadigi asikârdir Çünkü azi okumayan ve az ile amel etmeyen, çogu da okumaz ve çokla da amel etmez



Alıntı Yaparak Cevapla

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet

Eski 08-02-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhlâs Ve Hüsn-İ Nıyet




Abdülkadir Geylânî hazretleri, ihlâsli mü'minleri söyle senâ ediyor:

Mü'minin bütün fiil ve tasarruflarinda sâlih ve hâlis bir niyeti vardir Dünyada dünya için is yapmaz Bil'akis, dünyada âhiret için bina yapar Câmiler, mescidler, köprüler,mektebler, kervansaraylar (misafirhaneler) yapar, yaptirir, bunlari tamir eder, etdirir Müslümanlarin yollarini yapdirir, güzellesdirir Bunun disinda aile efradinin geçimini saglar Dullara, yetimlere, fakirlere, yoksullara ve muhtac durumda olanlarin kâffesine bakar Onlarin ihtiyaçlarini giderir Bütün bunlari, sirf Allah için ve
âhiretde kendisine bunlarin bedelinde bir seyler yapilmasi için yapar, kendi nefsânî, hevâî arzulari için yapmaz (Fethür Rabbanî, onaltinci meclis)
Gene buyuruyorlar:
Mü'min hirs yükünden kurtulmustur O, dünya için hiç bir zaman hirs beslemez, hirs yükünü yüklenmez,acele de etmez Esyada kalbi ile zühd eder, yine esyadan özü ile yüz çevirir, ne ile emrolundu ise onunla mesgul olur ve bilir ki, kismeti onu mutlaka bulur Bir baskasina asla gitmez Onun için, kismetini aramakda yersiz ve lüzumsuz hirslara kapilmaz Kismetlerini arkasina atar Öyleki bu kismetler, kendilerini kabul etmesi için ona tevazu gösterirler ve kabul etmesini isterler (Yirmisekizinci meclis)
Amellerin esasi, yani temeli, tevhîd ve ihlâsdir Kimin ki tevhîdi yoksa, ihlâsi yoksa, onun ameli de yokdur
Öyleyse sen ey müslüman! Önce amellerinin temelini tevhîd ve ihlâs ile tahkim et, kuvvetlendir Sonra onlari izzet ve celâl sahibi Allah'in lûtfu, kuvveti ve tevfîki ile bu temel üzerine bina et,kur Bu noktada, sakin kendi gücüne, kendi iradene dayanma Mutlak suretde Allah'in iradesine, Allah'in lûtfuna ve kuvvetine dayan (Altinci sohbet)

Gene buyuruyorlar:

Ey ogul! Konusdugun zaman hâlis bir niyetle konus Sükût etdigin zaman sâlih -hâlis bir niyetle sükût et Bir seyi islemeden önce sâlih-hâlis bir niyete sahib bulunmayan kisinin ameli yok demekdir Sen niyetini düzeltmedikçe konussan da, sükût etsen de yine de günah içindesin Çünkü niyetini düzeltmemissin Sükût etmen de, konusman da sünnete uygun degil (Yirmialtinci sohbet)


^

Ibrahim Düsûkî kuddise sirruh hazretlerinin ihlâs hakkindaki pek kiymetli kelâmlari ile mevzuu tamamliyoruz Derdi ki:
-Bir çok suda duran vardir ki; susuzdur Susuzlugunu gidermek için yolunu, erkânini bilmek icab eder
Burada kasdim ihlâsdir, sadâkatdir O ki bir illete veya bir sebebe dayanarak Mevlâsina ibâdet eder Onu nice bulur!
Bilmeli ki: Hak yoluna girmege, ancak mücadele kilici ile nefsi kesip öldürmekle nâiliyet hasil olur Bir de nefsin yersiz isteklerini karsiliksiz birakmakla
Elinizde daima ihlâs olsun ki, susuzlugun hararetinden kurtulup o suya kanasiniz
Bir defa da söyle buyurdu:
"Oglum,fakr elbisesi giy; ama temiz olsun Zarif olsun Is, ne elbise giymekdedir, ne de kubbelerde sâkin olmaktadir, ne de tekkelerde Hatta zaviyeler de önemli degildir Aba giymek, kaba giymek de bir mes'ele degildir Hatta mavili seyleri giymeyi de bir sey saymayiz
Biyiklari kisaltmak, bagli ayakkabi giymek, sofi libasi giymek de bizim için önem tasimaz
Asil dervislik odur ki: kalben bütün islerinde ihlâs yolunu tutasin
Çalismandaki niyetine; sadâkat libâsi giydiresin ve imânina saglamlik asilayasin


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.