Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
affetmek, fazilettir

Affetmek Bir Fazilettir.

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Affetmek Bir Fazilettir.




AFFETMEK BİR FAZİLETTİR

Aralık 1st, 2010 Mehmet Soysaldi


İnsan yaratılışı gereği, toplum halinde yaşamak zorundadır Onun mutluluğu, huzuru, toplumun huzur ve mutluluğuna bağlıdır Zira kişisel bazda huzur ve mutluluk toplumun huzur ve mutluluğu yakalaması ile mümkündür Toplum halinde yaşamanın belirli ilke ve kuralları vardır Bu ilke ve kurallar yerine göre hukuk, yerine göre dini ve yerine göre de ahlaki kurallar olarak karşımıza çıkmaktadır Ancak, söz konusu bu ilke ve kurallara uymada, toplumun her bireyinin aynı dikkat ve duyarlılığı gösterdiği söylenemez Böyle olunca, toplumdaki bireyler çok farklı sebeplerle birbirlerine kırılmış, küsmüş olabilirler

İnsanlar arasında meydana gelen küskünlükler; bir münakaşada öfke ve kızgınlık sonucu sarf edilen sözlerden kaynaklanabileceği gibi, kimi zamanda bir başkası tarafından taşınan sözlerden meydana gelmektedir Her ne şekilde olursa olsun, bu durumda asıl olan, söz konusu kırgınlığın/dargınlığın, daha ileri boyutlara taşınması değil, kardeşlik anlayışı ve hukukun yeniden tesisi için her bireyin çaba sarf etmesidir

Yüce dinimiz, bu tür istenmeyen hadiselerin ortadan kaldırılması için bir dizi tedbirler almış ve bazı yollar göstermiştir Nitekim Peygamber Efendimiz: لا يحلّ لمسلم أن يهجر أخاه فوق ثلاثة أيام
“Bir müslümanın Müslüman kardeşiyle üç günden fazla küs/dargın durması helal değildir buyurmuştur Dolayısıyla müminler arasında vuku bulan dargınlığın fazla büyütülmemesini, bu halin üç günü geçmemesini tavsiye etmektedir Atalarımız da: “müslümünın müslümana küskünlüğü tülbent kuruyuncaya kadardır” diyerek insanların birbirleriyle küs durmamalarını ve kısa zamanda barışmalarını en güzel bir şekilde dile getirmişlerdir
İslam beşeri ilişkilere çok önem vermiştir İnsanların birbirine karşı daima sevgi ve saygıyla davranması gerekir Zira birbirini seven, birbirine karşı hoşgörülü olan insanlardan meydana gelen bir toplumda huzur, barış ve esenlik olur

Kur’an getirmiş olduğu prensiplerle insanların birbirine karşı hoşgörülü olmasını ve yapılan hataların affedilmesini istemektedir Nitekim yüce Allah, Fussilet Suresi 34-35ayetlerde:
وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الَّذِينَ صَبَرُوا وَمَا يُلَقَّاهَا إِلَّا ذُو حَظٍّ عَظِيمٍ
İyilikle kötülük bir değildir O hâlde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak O vakit seninle kendisi arasında düşmanlık bulunan kişi candan bir dost oluverir Ama kötülüğe karşı iyilik yapma hasleti, ancak sabredenlerin kârıdır, faziletten yana nasibi bol olanların kârıdır
Bu iki ayette insanlar arasındaki anlaşmazlık ve çekişmelerin sonucu meydana gelen kırgınlık ve düşmanlığı gidermenin yolu açıklanmaktadır
İyilik ve kötülük elbette bir değildir Yapılan iyiliğe karşı iyilik yapmak her insandan beklenen ve her insanın yapabileceği bir davranıştır Ancak kötülüğe karşı iyilik yapmak her insanın yapabileceği bir şey değildir İşte Kur’an bu ayetlerde bize insanlar arasındaki dargınlık, kırgınlık ve düşmanlığın giderilmesinin en güzel yolunu göstermektedir O da; yapılan kötülüğe iyilikle karşılık vermektir

İnsan, kendisine yapılan bir kötülük karşısında, kötülüğü yapan insana bir iyilik yapsa böylece aradaki dargınlık, kırgınlık ve düşmanlık bir anda eriyip yok olur Kötülük yapan insana iyilikle karşılık verildiğinde insan hatasını anlar ve kendisine iyilik yapana karşı öfke ve kini bırakıp sevgi beslemeye başlar Çünkü kalpler iyilik yapana karşı sevgi duymak üzere yaratılmıştır Asıl önemli olan kendisine kötülük yapılan insanın, nefsini ve şeytanın vesvesesini yenip kendisine kötülük yapana karşı iyilik yapmaya yönelmesidir Tabi ki bu davranış her insanın yapabileceği bir şey değildir
Yapılan kötülüğe kimler iyilikle karşılık verebilir ve kimler bu olgunluğu gösterebilir? Yukarıda zikrettiğimiz ayette şu iki sıfata sahip olan insanların ancak böylesine bir olgunluk gösterebilecekleri belirtilmektedir:

a) Sabretmesini bilen erdemli müminler,
b) Allah yolunda hizmette büyük paya sahip olan,

faziletli insanlar
Böyle durumlarda şeytan, durmadan insanın nefsine sinyaller gönderip kötülü­ğe kötülükle karşılık vermesini telkin eder Nefis ise kötülüğe daha çok yatkındır

Cenâb-ı Hak, mü’minin sözü edilen vesvesenin tesirinden kurtul­ması için en kestirme yolu şöyle belirlemektedir:
وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Şeytandan sana bir vesvese gelecek olursa, hemen Allah’a sığın Çünkü O, duaları işitip icabet eden ve her şeyi bilendir” (Araf, 7/200)
Kur’an bu ayetle bizlere insanlar arasındaki ilişkilerin düzenli bir şekilde başarıyla yürütülmesinin metodunu vermektedir Kur’an’ın verdiği bu yöntem gerçekten çok güzel bir yöntemdir Nasıl ateş karşısında hiçbir buzun dayanması mümkün değilse erimeye ve yok olmaya mahkûmsa aynen öyle de iyilik karşısında insanın öfke ve kini, düşmanlığı ne kadar çok olursa olsun dayanması mümkün değildir

Burada asr-ı saadetten bir örnekle konumuzu daha anlaşılır kılmak istiyoruz:

Hz Ebu Bekir (ra)’ın Mıstah adında fakir ve muhtaç bir akrabası vardı Bu zat onun halasının oğlu olup onun evinde barınan bir yetimdi Hz Ebu Bekir, hem ona hem onun ailesine karşılıksız yardım ederdi
Peygamber aleyhisselamın kıymetli eşi, Hz Ebu Bekir’in de kızı olan Aişe validemize ağır bir iftira atılması şeklindeki İfk Hadisesi gerçekleştiğinde, Mıstah’ın da söylentiyi yayanlar arasında adı geçiyordu Bu sebeple Hz Ebu Bekir, Mıstah’a çok kızmıştı Ona artık yardım etmeyeceğine dair yemin ederek: “Kalkın buradan! Ben sizden değilim ve siz de benden değilsiniz Bundan böyle hiçbiriniz benim yanıma gelmesin” dedi Mıstah ise, kendinin masum olduğunu iddia ediyordu

Söylediğine göre o iftirayı atanlardan değildi Sadece şair Hassan’ın bu konu ile ilgili söylediği bir şiire gülmüştü

Mıstah, yeminler ederek Hz Ebu Bekir’e: “Bizi başkalarına muhtaç etmemen için Allah’a, İslam dinine, şefkatin ve akrabalığımızın namına sana yemin ederim O işte bizim hiçbir günahımız yoktur” demişti
Ancak Hz Ebu Bekir ikna olmamıştı Onun bu ağır yeminine karşı: “İftira hakkında söz söylemedinse de, söyleyenlere gülmedin mi?” dedi

Hz Ebu Bekir ile Mıstah’ın arasında mücadele böyle sürüp giderken, Peygamber aleyhisselama şu ayet vahyedildi: (Buhârî, Şehâdât, 15, Meğâzî, 34, Tefsir 24 sure, 6, 11, Eyman, 18; Müslim, Tevbe, 56; Tirmizî, Tefsir 24 sure, 4)
وَلَا يَأْتَلِ أُولُو الْفَضْلِ مِنْكُمْ وَالسَّعَةِ أَنْ يُؤْتُوا أُولِي الْقُرْبَى وَالْمَسَاكِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلْيَعْفُوا وَلْيَصْفَحُوا أَلَا تُحِبُّونَ أَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
İçinizden fazilet ve servet sahibi kimseler, akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar, feragat göstersinler Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir” (Nur, 24/22)

Vahyin inmesinden sonra, Peygamber aleyhisselam, derhal Hz Ebu Bekir’e haber gönderdi:
“Allah, bana bir ayet vahyetti Mıstah ve ailesini evden çıkarmaktan seni nehyediyor!” dedi

Bu haberi duyan Hz Ebu Bekir, ‘Allahu Ekber’ diyerek tekbir getirdi ve çok sevindi Hemen Rasulullah’ın yanına giderek hakkında inen ayeti kendisine okumasını rica etti
Peygamber aleyhisselam ona ayeti okumaya başladı Hz Ebu Bekir, ayetteki, “Allah’ın da sizi bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? ifadesini duyunca: “Evet Ya Rabbi! Rabbimin beni bağışlamasından elbette hoşlanırım ve onları kovmaktan kesinlikle vazgeçtim” dedi Mıstah’a hemen adam göndererek bu durumdan onu haberdar etti Bu olay üzerine Hz Ebu Bekir, “Allah’a yemin ederim ki daha evvel yaptığım yardımı fazlasıyla yapacağım” diye­rek Mıstah’a önceki yardımının iki katını yapmaya başladı

Dindar, muttaki, faziletli ve varlıklı zengin kişiler, fakirlere, muhtaçlara yapmakta oldukları yardımı, on­ların işledikleri günahlardan ve hatalardan dolayı kesmemelidirler Onların işledikleri suçları affederek daha evvel yaptıkları yardımlarına devam etmelidirler
Bu şekilde davrananların günahlarını da Allah affeder ve onları cennete koyar

Bizler, nasıl Allah’ın, günahlarımızı affet­mesini istiyorsak, o hâlde biz de bize karşı hata yapan insanları affetmeliyiz Affetmek en büyük fazilet ve hayırdır Yüce Allah, Şura Suresinde 36-37 ayetlerde gerçek müminlerin, Allah’a tevekkül eden, büyük günahlardan, çirkin işlerden kaçınan ve kızdıkları zaman da bağışlayan kimseler olduğunu belirtmekte, Al-i İmran Suresi 134ayette de yine öfkelerine hakim olan müminleri övmekte, onlara genişliği göklerle yer arası kadar olan cennet bahçelerini vereceğini vaat etmektedir Hz Peygamber’in ifadesine göre asıl kahraman kızdığı zaman öfkesine hâkim olabilen insandır Nitekim Sevgili Peygamberimiz (sav)’in: “Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz” buyruğu ile de Allah’ın kendisini bağışlamasını isteyen kulların hata yapan insanları affetmeleri gerektiğini belirtmektedir Atalarımız da, “iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdırdemişlerdir
Burada asr-ı saadetten bir olayı aktarmak istiyorum
Bir gün ashap, Peygamberimize (sav) Hz Ali’yi niçin çok sevdiğini sordu Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulanlara sordu:
Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yaparsınız? Cevap verdiler:
“Yine iyilik yaparız
“Yine kötülük yapsa?”
“Biz yine iyilik ederiz
“Yine kötülük yapsa?”
Ashap cevap vermedi, başlarını öne eğdiler Bunun anlamı, kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile, iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti
Bu sırada, Hz Ali o meclise geldi Resulullah Hz Ali’ye sordu:
“Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın?”
“Yine iyilik ederdim
“Yine kötülük yapsa?”
“Yine iyilik yapardım
Hz Peygamber soruyu tam yedi defa tekrarladı Hz Ali, yedi defasında da “Yine iyilik ederdim” diye cevap verdi Ashap: Ya Resulallah, Ali’yi çok sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler
İslam ahlakında “kötülüğe karşı iyilikle muamele etmek” kuralı vardır Fıtratı, temel insanlık nitelikleri bozulmamış insanları ıslah etmenin, kötü yoldan çevirmenin, erdemli topluluğa yeniden katmanın yollarından biri de budur

Netice olarak diyebiliriz ki;
1 Kötülük yapanı affetmek, insanın kâmil iman sahibi olduğunu gösterir Beşeri ilişkilerde daima bağışlayıcı ve hoşgörülü olmak, bağışlayıcı ve hoşgörü sahibi olmanın Müminlere ya­kışan güzel hasletlerden olduğunu unutmamak gerekir

2 Daima Cenab-ı Hakk’ın bizi bağışlamasını arzu etmek gerekir İyilikte bulunduğumuz, insanları affettiğimiz, hoşgö­rüyle davrandığımız nispette Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve mağfiretine lâyık düzeye gelebileceğimizi unutmamalıyız

3 Hayırlı bir işin terki için yemin eden kimse yeminini bozarak o hayırlı işi yapmalı ve yemini için kefaret vermelidir

4 Mal ve serveti faziletle birleştirmek; böylece muhtaç durumda olan yakınlara ve akrabalara yardıma devam etmek gerekir İnsanın yalnız kendisi için değil, ailesi, akrabaları ve çev­resi için de çalışıp kazandığı şuurunda olması gerekir Çünkü fert toplumun kopmaz bir parçasıdır Aynı zamanda ahlak ve fa­ziletten kopuk bir servette hayır ve rahmet bulunmamaktadır

5 Yakınların ve akrabaların bütün iyiliklere rağmen nankörlük etme­lerine kızıp onlardan yardımı kesmemek, yaptığımız ve yapacağımız iyiliklerin karşılığını yalnız Allah’tan beklemek gerekir İnsanlardan takdir ve teşekkür bek­lemeye gerek yoktur
ProfDr Mehmet SOYSALDI
______________________________

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.