Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
algısı, bağlamında, kader, tevekkül

Kader Bağlamında Tevekkül Algısı

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kader Bağlamında Tevekkül Algısı




Bizler ALLAH cc’ı sıfatları ile tanırız, iman ederiz ALLAH cc’a imanın sonucu olarak ta kadere iman ederiz


Kadere iman ALLAH cc’ın ilim, irade, kudret ve tekvin sıfatlarına imandır Çünkü ilim ve irade sıfatları kader ile ilgili, tekvin sıfatı ise kaza ile ilgilidir Kader, ALLAH cc’ın ilim sıfatı ile olacakları bilmesi, dilemesi, kudretini devreye sokup yaratmasıdır


Aslında kader, iç yüzünü ancak ALLAH cc’ın bilebileceği mutlak ve kesin biçimde çözülmesi mümkün olmayan ilahi bir sırdır Bunun sebebi ise zaman ve mekân kavramları ile yoğrulmuş insan aklının, zaman ve mekân ile sınırlı olmayan ilahi ilmi, iradeyi ve kudreti kavrayabilme güç ve yeteneğinde olmayışıdır Resulüllah Efendimizin kader ile ilgili olarak “Kader konusuna dalmayın Siz bunun ile emrolunmadınız” uyarısı kader konusunu kesin çözüme kavuşturmak, kapasiteyi zorlamak, imkânsıza talip olmak anlamına geldiği içindir


Ancak kader mazeret gösterilerek günah işlenmez, işlense bile kendini temize çıkartmak, suçsuz göstermek doğru olmaz


Kader, ALLAH cc’ın ezeli ilminde her şeyi bilmesi manasında elbette vardır Şu ayet bunun delilidir: “Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın


Ayetin devamında da bunun hikmeti açıklanmaktadır “Şüphesiz bu, ALLAH cc'a göre kolaydır (ALLAH cc bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve ALLAH cc'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır Çünkü ALLAH cc, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez” (Hadid 57/22)


Ama kaderin olması tedbire mani değildir Eğer mani olsaydı Yakup (as) oğullarına Mısır’a girerken farklı kapılardan girmelerini öğütlemezdi “Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin Ama ALLAH cc'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam Hüküm ALLAH cc'tan başkasının değildir (Onun için) ben yalnız O'na dayandım Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar


Buradan şu hükme varabiliriz; kul kendi fiillerinde hürdür, baskı altında değildir Yani ALLAH cc’ın ilmi mücbir/zorlayıcı değildir ALLAH cc (cc) insanların irade sahib olmasını takdir buyurmuştur Şu ayette bu konuya ışık tutmaktadır “Kim iyi bir iş yaparsa, bu kendi lehinedir Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir Rabbin kullara zulmedici değildir”(Fussilet 41/46)


O halde insanlar sorumluluklarını bilip güzel işler yapmalı, çirkin işleri terk etmeli ve ALLAH cc nezdinde makbul kul olmaya çalışmalı, ahret mükâfatı için uğraşmalıdır


Sorumluluklar; iradi olanları vardır, iradi olmayanları vardır Nefes alıp-verme, kalp atışları, mide hareketleri iradi olmayan davranışlardır Ancak oturup-kalkma, el-kol hareketleri iradi davranışlarımızdandır Yani gıdayı kazanıp, ağzımıza götürene kadar hatta çiğneyip, boğazımızdan ininceye kadar sorumluyuz Boğazdan geçince sorumluluk düşer


Tevekkül kadere imanın bir sonucudur Tevekkül inananları diri ve hayatta tutacak çok önemli prensiplerden biridir Tevekkül konusundaki yanlış algı insanı pısırık, basit işleri bile yerine getiremeyen kişi haline getirir


İslam toplumlarında farklı tevekkül algıları ortaya çıkmıştır Yerleşik tevekkül algısı bir misalle izah edecek olursak şöyledir: Çiftci, zamanında tarlayı sürer, tohumu atar, sular, zararlı bitkilerden arındırır, ilaçlar, gübresini verir, sonra ALLAH cc’a tevekkül eder


Hâlbuki Kur’an’ın tevekkül anlayışı böyle değildir Kur’an’ın tevekkül algısı, bir işi yapmaya karar verildiği andan başlar Resulüllah’a hitaben inen şu ayet bunun delilidir:


“O vakit ALLAH cc'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış Kararını verdiğin zaman da artık ALLAH cc'a dayanıp güven Çünkü ALLAH cc, kendisine dayanıp güvenenleri sever” (Al-i İmran 2/159)


Resulullah’ın bir bedeviye hitaben söylediği “deveni bağla sonra tevekkül et” sözü tevekkülü, sebebe tevesülün yerine koyma yanlışlığına düşen bu bedeviyi uyarma amaçlıdır Yoksa esabab-a tevesülü ortadan kaldıran bir şey değildir


Bu açıklamalardan sonra tevekkül mü öncedir, çalışmak mı öncedir tercihinde aslında ne tevekkülün çalışmaya, ne de çalışmanın tevekküle tekadümünü öngörmediğimizi ifade etmeliyim Tevekkül, özelde o iş hususunda çalışmakla birlikte olacaktır Genel anlamda ise mü’min her daim tevekkül içerisinde olan insandır


Tevekkül, azmedilen işte ALLAH cc ile bağlantı kurmaktır Bu bağlantı ne kadar güçlü olursa belirsizlik, bilinmezlik bizi korkutmaz, davranışlarımıza olumsuz etki etmez


ALLAH cc’a emanet olunuz



Enver Osman KAAN


Trabzon Akçaabat Eğitim Merkezi Öğretmeni

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.