08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sancak Abdullah Bin Revahâ'nın Omuzunda
Kumandanlık sırası Abdullah bin Ravâha Hazretlerine gelmişti
Atının üzerinde, ak sancak omuzunda düşmana karşı ilerledi Kötülüğü emreden nefis bu vaziyette iken bile onu vesveseye ve tereddütler tuzağına düşürmek istiyordu Hz Abdullah, iki düşman arasında kalmıştı Biri Bizans askerleri, diğeri hiç bir zaman yanından ayrılmayan nefsi
Ama o, bu iki düşmana karşı da gereği gibi mücadele veriyordu Bir taraftan düşmana saldırırken, diğer taraftan en büyük düşmanı olan nefsine şöyle diyordu:
"Ey nefsim! Ben, seni kendime boyun eğdireceğim diye yemin ettim Sen, buna ya kendiliğinden razı olursun, ya da bunu sana zorla kabul ettiririm!"
Müslümanlar, toplanmışlar, bağırıyorlar İçlerinden "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn" diyen ağlamaklı sesler yükseliyor
"Anladığım kadarıyla, sen pek Cennetten hoşlanmamış görünüyorsun "
"Yıllardır, hâlâ itmi'nana ermemişsin "
"Ey nefsim! Sen şimdi öldürülmezsen, sanki hiç ölmeyecek misin?"
"İşte ölüm gelip çattı! Arzu etmediğin halde "
"Eğer, o iki kişinin yaptığını yapar, şehitliği tercih edersen, en isabetli kararı vermiş olursun! Eğer, gecikirsen, bedbaht olursun "
Nefsini mağlûp eden Hz Abdullah, kahramanca bir çarpışma gösteriyordu Bir ara aldığı bir kılıç darbesiyle kesilen parmağı sallanmaya başladı Yüreği Allah ve Resûlullah muhabbetiyle çarpan bu büyük insan, atından yere indi, parmağının üstüne ayağıyla bastı ve sallanan kısmı kopardıktan sonra tekrar atına atlayarak düşman saflarına doğru bir arslan gibi daldı Kalbini kaplayan iman feyz ve cesareti, âdeta vücudunda ağrı, sızı ve acıma nâmına ne varsa hepsini alıp götürmüştü
Hz Abdullah, kahramanca çarpıştıktan sonra, bir ara geri dönüp atından indi Üç günden beri ağzına tek bir lokma dahi almamıştı O sırada biri kendisine üzeri etli bir kemik sundu Üç günden beri ağzına aldığı ilk lokma olacaktı bu Ama nerde? Henüz etli kemiği azıcık ısırmıştı ki, Müslümanların bulunduğu tarafta bir gürültü ve kargaşa koptu Hz Abdullah, elindeki kemiği bir tarafa fırlattı ve kendi kendine, "Sen hâlâ dünyada boğazla meşgulsün" diyerek kılıcını sıyırdığı gibi çarpışmaya katıldı
Bu çarpışma neticesinde Hz Abdullah da arzuladığı makamların en yücesi olan şehidlik makamına erişti
Salih SURUÇ
|
|
|