08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Halifenin Hak Ve Görevleri
Halifenin Hak Ve Görevleri
Ömer'in halifelik makamına karşı olan pozisyonunu, halifenin hak ve görevlerini kısa bir şekilde arzetmeden ve bununla İslam siyasi devlet sistemindeki halifelik ile çağdaş sistemler arasındaki radikal farkını okuyucunun idrak etmesini pekiştirmeden bu etüde kısa bir şekilde son vermemiz imkan dahilinde değildir Biz zaten etüdümüzün bu yöne yönelmesini istiyoruz Bu sahada sadece tarihi etüd, tarihle bugünkü Müslümanların çağdaş durumları arasında bir ilişki kurmadıkça ve her Müslüman gerçekleşen değişim boyutunu ikna edici bir şekilde idrak etmedikçe ve meydana gelen bu değişikliklerin sabit İslam prensipleriyle ne derece uyum sağladığın idrak etmedikçe bir yarar sağlamaz İslam devletinde "yasama organı" hususunda yapağımız açıklamada olduğu gibi, İslam devletinde başkanlığın sembolü olarak "halifeliği" de aynı şekilde arzetmeye çalışacağız
Halifelik İslami görüşe göre din ve devlet işlerinde genel vekalettir Bu sebeple İbn Haldun "Mukaddime"sinde halifeliği şöyle tanımlar:
"Dini ve dünyevî çıkarların ona bağlı ve ona yöneldiği, kanuni görüşün zaruret ve gerekliliğini bütün topluma yüklemeden ibarettir Kanun koyucunun Allah nezdinde dünya alıvali (dünyadaki durumlar) ahiret çıkarlarına yönelme itibarını ifade eder Gerçekte bu dünyadaki politika ve dinin korunmasından ibaret olan kanun koyucunun (Allah'ın) hilafetidir "
İşte büyük tarihçi bu anlam ile değişik politik sistemler arasında İslam politik sistemini gerçek yerine oturtmuştur İbn Haldun'a göre, bütün politik sistemleri üç gruba ayırmak mümkündür:
a) Tabii monarşi: Şehvetlerin ve arzuların yerine getirilmesi ve gerçekleşmesinin bütün toplumdan istenmesidir diye tanımlar İbn Haldun Diğer bir ifadeyle, günümüzde yönetilenlerin despot idareciye ve kaprislerine boyun eğdiği idare sistemidir diyebiliriz
b) Politik monarşi: İbn Haldun bunu da şu şekilde tanımlar: Bilinç veya akli görüşün zaruretlerine göre, toplumun yönetilmesidir Diğer ifadeyle bu sistemde halk sadece akli normlara boyun eğmekte ve bu normlarla idare edilmektedir diye biliriz Bu mutlak veya demakrasi, günümüzün çağdaş yönelim sistemidir
c) Halifelik: Aklın doldurmuş veya meydana getirmiş olduğu hükümlere boyun eğmemekle büyük bir farklılık gösterir Bu sistemde normal olarak Allah'ın kanunlarından iktibas edilir Çünkü Allah yaratıkların ihtiyaçlarını en iyi bilendir Bu sebeplere Müslümanlara düşen görev, içtihad etmektir İçtihad bölümünde arzettiğimiz gibi, Allah’ın beyan ettiği doğrultuda ve bu sınır dahilinde Müslümanların akıllarıyla çalışmaları gerekmektedir
işte bu sebeple İslam devleti, din ve devlet işlerinin ayırt edilmesini, birbirinden ayrılmasını tanımaz
Ancak burada halifenin dini liyakatiyle kastedilen şeyi tahdit etmemiz gerekmektedir İlk başta, İslâm devletinin başkanı olarak halife ile Katolik akidesi başkanı papa arasında bazı benzerlikleri olabileceği akla gelebilir [127] Halifenin kendisine has dini ihtisasları ve görevleri mevcut olup yeri geldiği zaman bunlara temas edeceğiz Bununla beraber halifenin ruhani hiçbir otoritesi yoktur Katolik kilisesinin başkan olan papanın durumunda olduğu gibi, günahları affetmeye hakkı olmayıp bir yetki sahibi değildir Aynı zamanda herhangi bir günahkarı kovmak, günahkarın itiraflarını kabul etmek veya bereket bahşetme haklarına ve yetkilerine de sahip değildir
Bütün bunlar İslam düşüncesine göre Allah'a ait olan işlerdir Sapık Şii düşüncesini istisna edecek olursak, İslam halifenin ne hatadan masun olduğunu ne de kendisine mukaddes bir sıfatın izale edilmesini kabul eder Bu hususta büyük üstad merhum Şeyh Mahmud Şaltut "Akide ve Hukuk olan İslam" isimli eserinde bu manada şöyle der:
“Buradan da anlaşılıyor ki, halife veya İslam, hata işlemekten masun olmadığı gibi, kendisine vahiy nazil olmaz Ona doğru yolu gösterme, nasihat ve irşad etme ve Allah’ın çizdiği istikamette hududunu, ceza hükümlerini uygulamaktan başka bir şey düşmez O görevi itibariyle ümmetin vekilidir Bu görevi ona ümmet verir Görevinde kalması da şuna bağlıdır Görevini kanunlara uygun olarak yaptığı takdirde ümmet kendisine itaat eder Allahın çizmiş olduğu sınırların dışına çıkarsa, ümmet onu azleder ”
Halifenin dini görevleri İslam hukukunu korumak ve dini dogmaların kaim olmalarım sağlamaya münhasırdır O, hukuku tefsir ederken, bu görevi müçte-hid sıfatıyla yapar Daha önce de gördüğmüz gibi, o, yapmış olduğu bu içtihadı aktivitesiyle başka müçtehidlerin içtihad sahasındaki haklarını ellerinden almaz Yani onun içtihad yapması başkalarının içtihad yapmasına engel değildir
Maverdî halifenin ihtisaslarını on madde halinde ifade etmek suretiyle inhisar etmiştir Bunu yaparken halifenin dini ihtisasları arasında bir ayrıcalık gözetmemiştir Ancak, dini ve dini olmayan ihtisasları arasında temyiz yapmamız ilmi klasifikasyon açısından faydalı olacaktır Daha sonra da halifenin ihtisaslarının sınırları bunu izleyecektir
[127] el-Mukaddime
|
|
|