Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cengiz, istilası, moğol, yasası

Moğol İstilası Ve Cengiz Yasası

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Moğol İstilası Ve Cengiz Yasası




Moğol İstilası ve Cengiz Yasası

Yusuf Yavuz


Dünyanın en büyük istilâcılarından biri de Moğol hükümdarı Cengiz (Çingiz) Han’dır (Ö 1227)
Zalim Cengiz ordusu, Harzemşahlar döneminde (1220 ve sonrasında), Türk ve İslâm ülkelerini süratle istilâ etmiştir Türkistan ve Horasan bölgelerinde Buhara, Semerkand, Herat, Merv, Nişabur ve Harezm gibi medeniyet merkezlerini yakıp yıkarak yerle bir etmiş, buralarda yaşayan ve büyük çoğunluğu Türk olan milyonlarca müslümanı katletmiştir
Cengiz Han, eski Türk ve Moğol geleneklerinden derlenen “Yasa” isimli bir kanun külliyatı hazırlatmıştı Cengiz Yasası’nın bazı maddeleri şöyleydi:
1- Zina eden, yalan söyleyen, sihir yapan, casusluk eden kimseler öldürülür
2- Kavga eden iki kişiden birine yardım eden öldürülür
3- Durgun suya dalan veya bevleden öldürülür
4- Üç defa, kendisine teslim edilen eşyayı tahrip eden öldürülür
5- Sahibinin izni olmadan bir esiri yediren, içiren ve giydiren öldürülür
6- Bir hayvanı müslüman usulü boğazlayan, kendisi de öyle boğazlanır Hayvanı boğazlamadan, karnı yarılıp kalbi çıkarılmalıdır
7- Kimse, başkaları yanındayken tek başına yemek yiyemez
8- Kimse elini suya daldıramaz, ancak suyu bir kapla alabilir
9- Suyla elbise yıkamak yasaktır
10- Temiz ve pis ayrımı yasaktır
Cengiz Han’a gelince: Asıl adı Timuçin’dir Yesügey adında bir Moğol başkanının oğludur Türklerle akraba olmakla beraber, Türk kavminden değildi Kendisi bilinen bir dine bağlanmamış son derece zalim, kâfir, kültür ve medeniyet düşmanı bir despottur
Cengiz Han dinsiz olmasına rağmen, kendisi kimsenin inancına ve dini hayatına karışmazdı Ele geçirdiği ülkelerden birçok müslüman ve Türkleri de ordusuna katmıştı Savaşlarda direnmeden teslim olanlara pek ilişmez, fakat karşı koyanları teslim de olsalar acımasızca ve topluca öldürürdü

el-Bidaye ve’n-Nihaye, 13/102-108; el-Kâmil fi’t-Tarih, 12/358-400; Yılmaz Öztuna: Büyük Türkiye Tarihi, 1/238-242; Türk Ansiklopedisi, 12/55-58; İbrahim Hasan: Tarihu’l İslâm, 4/130-140

İstila ve Vahşet
Büyük tarihçilerimizden İbnü’l-Esîr (Ö 1233) der ki: Moğol Tatarların İslâm diyarına girişleri hadisesini kaleme almaktan yıllarca çekinip durdum Kim bu büyük felaketin yazılmasını ve anlatılmasını kolay bir iş gibi görebilir? Keşke annem beni doğurmasaydı; keşke bu büyük felaketten önce ölüp gitseydim! Biri çıkıp, ‘Adem Aleyhisselam’ın yaratıldığı günden bugüne kadar, alemde bu felaketin benzeri görülmemiş ve yaşanmamıştır’ dese, mutlaka doğru söylemiş olur
Moğol istilâcıları, ihtiyaç duydukları buğday gibi yiyeceklerin sıkıntısını çekmiyor ve yardım da istemiyorlardı Çünkü geçtikleri her yerden ganimet olarak aldıkları koyun, sığır, at ve benzeri hayvanlar olduğu için, sadece bunların etini yiyorlardı Otlarla beslenen binekleri de, yerleri tırnaklarıyla kazıyarak çıkardıkları bitki köklerini de yiyorlardı Bunun için konakladıkları yerlerde hariçten bir şeye muhtaç olmuyorlardı
Moğollar’ın dinlerine gelince: Doğuş anında güneşe secde ediyorlar, hiçbir şeyi haram olarak görmüyorlardı Köpek ve domuz dahil, her türlü hayvanı yiyorlardı Nikah işini de bilmezlerdi Bir kadınla birçok erkek karı-koca gibi olabilirdi Doğan çocuklar da babasını bilmezdi
Moğol çapulcuları, geçtikleri hiçbir şehri yakıp yıkmadan, uğradıkları en ufak bir köyü ateşe verip yağlamadan geçmiyorlardı Kendilerine yarayanı alıyor, alamadıkları eşyaları, evleri ve cami leri ateşe veriyorlardı Hatta değerini bilmedikleri için, ipek iplikleri bir araya toplayıp yakarak seyrediyorlardı
1220 yılında Cengiz Han’ın başlattığı Moğol İstilası, bir sene içinde Türkistan, İran ve Azerbaycan ülkelerini dehşet verici tahribatla, kan ve ateşle ele geçirmişti Müslümanların uğradığı bu büyük belanın, dünyada benzeri görülmemiştir

el-Kâmil, 12/358 vd; el-Bidaye ve’n-Nihâye, 13/102 vd

Moğolların Gelişi ve Dönüşü
Cengiz Han’ın torunu Hülagu, 1258 yılının Şubat ayında 200 bin kişilik Moğol ordusuyla Bağdat’a saldırmıştı O sırada son Abbasî halifesi olan Mustasım’ın veziri İbnü’l-Alkamî ve Hülagu’nun danışmanı Nasıruddin Tusî idi İlginç olan, bunların her ikisi de Şiî idi Bunlar, Hülagu’yu hilafet merkezi Bağdad’ın işgaline, halifeyi de ona teslim olmaya teşvik etmişlerdi
Bu işgalde Bağdat’a giren zalim Moğol ordusu, kırk-elli gün boyunca her türlü vahşet ve tahribatı yapmıştır Kütüphanelerdeki paha biçilmez kitapları topluca imha ettiler Yüzbinlerce yazma kitapların atıldığı Dicle Nehri günlerce mürekkep renginde aktı Kubbelerdeki altınları sökmeki çin camileri yıktılar Alimlerin çoğunu öldürdüler Bir milyondan fazla insan öldürüldü Bazı idari hataların kurbanı olan Halife de, işkenceyle öldürüldü İslâm medeniyetinin beş asırlık kültür ve sanat merkezi olan Bağdat, medeniyet düşmanı Moğolların işgal ve tahribatıyla harab oldu gitti
Moğollar Bağdat’ı harabeye çevirdikten iki yıl sonra Şam’ı da işgal etmişler ve Mısır’a göz dikmişlerdi Fakat o sırada Memlûkler’in başındaki Melik Muzaffer Kutuz, ordusuyla Şam üzerine yürüdü Filistin’de “Aynu Câlût” denilen yerde, Ketboğa Noyan komutasındaki Moğol ordusunu, kırk yıldır görmedikleri bir yenilgiye uğrattı (1260) Böylece Şam’ı Moğollar’dan geri aldı
Dini inancında Budist olan Hülagu’nun (Ö 1265), İran-Irak bölgesinde 1256 yılında kurduğu İlhanlılar Devleti ve Moğollar, Aynu Câlût mağlubiyetinden sonra ezici gücünü kaybetmeye başlamıştır İlhanlı hükümdarı Gâzan (Mahmud) Han’ın müslüman olmasından itibaren de (1295) Moğolistan dışında kitleler halinde müslüman olmuşlardır
Böylece Türkçe konuşmaya başlayan ve İslâm dinini kabul eden İhanlı Moğolları, 40-50 yıl içinde Türkleştiler ve İslâmlaştılar; Tatar Türkleri olarak, İslâm kültür ve medeniyetiyle kaynaştılar

el-Bidaye ve’n-Nihaye, 13/235-240, 258-260; Tarihu’l-İslâm, 4/147-154; es-Süyutî: Tarihu’l-Hulefâ, s 519-528; İslâm Ansiklopedisi (TDV) 4/275-76, 18/473

Akıl Almaz Korku
Zalim Moğol ordularının İslâm dünyasında kırk yıl kadar süren ezici hakimiyetleri döneminde (1220-1260), müslümanlar onlardan çok korkar olmuşlardı O korkulu günleri bizzat yaşamış olan değerli tarih bilgini İbnü’l-Esir, konuyla ilgili şunları yazıyor:
“Moğolların Diyarbekir ve Bitlis bölgelerini işgal ettiği yıllarda (1231), yaşananlarla ilgili öyle şeyler anlatılıyordu ki, insanın inanası gelmiyor Moğollardan bir tek asker bir köye yahut kaleye girse, orada yüzlerce kişilik bir insan topluluğu bulunduğu halde, yalnız başına onları tek tek öldürürken hiç kimse elini kaldırıp, bu Moğol atlısına vurmaya cesaret edemiyordu
Bana anlatıldığına göre, Moğollardan biri bir adamı yakalamış, fakat yanında adamı öldürecek birşey yokmuş Yakaladığı adama: ‘Başını yere koy da bekle, sakın kıpırdama!’ demiş Adamcağız da başını yere koyup beklemiş Moğol ise gidip bir kılıç getirmiş ve adamı öldürmüş!
Başka biri de şöyle bir olay anlattı:
‘Onyedi arkadaşımla bir yolculuktaydım Bir Moğol atlısı çıkıp yanımıza geliverdi Bize birbirimizin ellerini iple bağlamamızı emretti Arkadaşlarım da onun emrettiğini yapmaya başladılar Onlara dedim ki:
- Bu tek başına bir adamdır Neden bu herifi öldürüp kaçmıyoruz?
- Biz korkuyoruz, dediler
Ben de dedim ki:
- Bu adam şu anda hepimizi öldürmek istiyor İyisi mi biz onu öldürelim Belki Allah bize kurtuluş yolu açar
Vallahi hiç kimse bunu yapmaya cesaret edemedi Ben de bir bıçak alıp saldırdım, adamı öldürdüm Sonra kaçıp kurtulduk
Moğol işgalinde buna benzer olaylar çoktur

el-Kâmil fi’t-Tarih, 12/500-501

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.