Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çekilmesi, görevlilerin, hesaba, valilerin

Valilerin Ve Diğer Görevlilerin Hesaba Çekilmesi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Valilerin Ve Diğer Görevlilerin Hesaba Çekilmesi




Valilerin Ve Diğer Görevlilerin Hesaba Çekilmesi


Bu yönlendirmeler, takip edilmeden terk edilmiş olsaydı ideal vaazlardan ve minber hutbelerinden farkı olmayan ve gerçek hayatta bir değeri bulunmayan sloganlardan ibaret kalırdı Fakat Ömer b Hattab kendi nefsini hesaba çekip en katı şekilde bu muhasebeyi yapıyorsa çocuklarım ve yakınlarını da aynı şekilde hesaba çekiyor onlara hayat düşüncesini ve metodunu empoze ediyordu Ölüm yalağında iken itiraf ettiği gibi, onları konlrol etmiş ve ağır bir şekilde gerekli şeyleri uygulamıştır Görevlendirdiği kişileri kontrol eden casusları mevcuttu Bu casuslar bülün haberleri ayrıntılı bir şekilde kendisine intikal ettirirlerdi Öyle ki bu görevlilerden bazıları kendileri için en yakın ve şahsi kişileri Ömer'in casusudur diye suçlamışlardı Bunların ne derece sadakat sahibi insanlar olduklarını mütevatir rivayetlerden müşahede etmekteyiz Mesafenin bütün uzaklığına rağmen suç işleyen kişi anında cezalandırılıyordu

Ömer (ra)'in bazı valilerini nasıl hesaba çektiğini gösteren birkaç örnek takdim edeceğiz; böylece okuyucu, İslamdaki geçmişi ve toplumdaki mevkii ne olursa olsun, hiçbir vali bu hesap verme işinden kurturamadığını görecektir [136]

1- Sa'd b Ebi Vakkas'ın hesaba çekilmesi:

Birden fazla yerde zikrettiğimiz gibi, Sa'd Resulullah'ın dayısı ve ilk Müslümanlardandır Ayrıca Irak'ın fatihidir Ancak daha sonraları, nifak ve bölücülükle, kötü ahlaklarıyla tanınan bir kavimle tecrübeler yaşadı Kendisine defalarca aslı astarı olmayan suçlamalar yönelttiler

Ömer, Sa'd'ın suçsuzluğuna inanmasına rağmen, kendisine yöneltilen suçlamaları araştırmaktan sakınmadı Bu durum öyle bir merhaleye geldi ki, Ömer onun adaletinden, namazından ve dininden şüpheye düştü Müslümanların düşmanlarından İranlılar Nihavend'de Araplarla kesin zaferi, belirleyecek meydan savaşı için toplanmışken Ömer, Muhammed b Mesleme'yi suçlamaları araştırmak için Sa'd'a gönderiyordu

Soruşturma gizli olarak yürütülmedi Tam aksine, günümüzde normal ve sıradan bir memurun bile kabul edemeyeceği bir şekilde görüldü Şunu da belirtilmek gerekir ki, Sa'd Irak'taki orduların başkomutanı dini ve içtimai statüye sahip yüce bir kişi idi Muhammed b Mesleme Sa'd'ı yamna alarak camiden camiye geçmek suretiyle halktan tasarruflarını soruyor ve kendilerinden şu cevabı alıyordu:

“Onun hakkından iyilikten ve hayırdan başka bir şey bilmiyoruz Onun yerine başka birisinin gönderilmesini de istemiyoruz” Nihayet Mesleme Benî Abs camisine vardı ve dedi ki:

"Allah adına yemin et Hakikati bilen kişinin söyleyeceği ne olabilir?" Üsame b Katade diyor ki:

“Yemin ederim ki, Sa'd eşit olarak taksim etmez Raiyesine adaletle hükmetmez Ve ordusuyla gazada bulunmaz” [137]

Sonunda Muhammed Sa'd ve diğerleriyle birlikte Ömer'e gelerek haberi ilettiler Ömer (ra) Sa'd'a dedi ki:

“Ya Sa'd, nasıl namaz kıldırıyorsun?” Sa'd cevap verdi:

“İlk rekattan uzatır, sonrakileri ise kısaltırım” Ömer dedi ki:

“Senin hakkında böyle bir kanaatte sahiptim” Daha sonra kendisine şöyle söyledi:

“İhtiyatı elden bırakmış olsaydım, onların gittiği yol aşikardı” Daha önce de bahsettiğimiz gibi bununla bahsettiği Sa'd'ın suçsuz olduğunu daha önceden biliyordu Buna rağmen ihtiyat babından soruşturma yaptırdı

2- Ebu Musa el-Eş'ari'yi hesaba çekmesi:

Arabinin biri ona bazı suçlamalar yöneltmişti Şöyle ki: Dihkanlardan kendisine altmış uşak seçmişti Ukayle adında bir cariyesi vardı, iki kafız (yüz kırk dört zira' boyunda toprak parçası) ve iki yüzüğe sahipti, işlerini yürütmesi için Ziyad'ı görevlendirmişti, el-Hatie denilen vurup yere sermeyi bin dinar veya dirhem karşılığında caiz görmüştü

Ömer (ra) Ebu Musa el-Eş'ari'yi çağırdı Kendisini şikayet eden kimseyle yüzleştirdikten sonra vali kendisine yapılan ithamları aşağıdaki şekilde çürüttü:

Uşaklar için büyük bir fidye ödeneceğini bildiğini, bunları fidye karşılığı serbest bıraktığını ve fidyeyi Müslümanların arasında taksim ettiğini isbatladı

İki kafizden birinin valiye ve ailesine, diğerinin ise erzaklarını elde etmek için Müslümanlara tahsis edildiğini belirtti

Ziyad'ın görevlendirilmesine gelince; Ebu Musa onun gün görmüş, ilim sahibi olduğunu, asil bir kimse olarak tanındığını gerekçe göstererek kendisinden faydalandığını dile getirdi

el-Hatie'yi caiz görmesinin sebebini ise kimsenin kendisine küfretmemesini ve ağızını kapamasını sağlaması için yaptığını ifade etti

Ancak vali cariyesi Ukayle için makul bir özür beyan edemedi

Bunun üzerine Ömer b Hattab onu görevine iade ederek kendisine şöyle dedi:

“Bana Ziyad ve Ukayle'yi gönder

Ziyad kendisine geldiğinde, feraiz, hadis ve Kur'an'dan kendisine sorular yöneltti Kendisini bu konularla ilgili ilim sahibi buldu Yaptığı işlemleri de inceledikten sonra tasarruflarının iyi olduğunu tesbit etti Ve tekrar Ebu Musa'ya geri gönderdi Daha sonra Basra emirlerine yazdığı mektupta, Ziyad'ın görüşlerini, yapacakları işlemlerde dikkate almalarını ve ona göre hareket etmelerini emretti

Cariyeye gelince; valiye ceza olmak üzere onu Medine'de bıraktı, tekrar geri dönmesine müsaade etmedi

Şikayetçiye gelince; Dubaa el-Anezi diye isimlendiriliyordu Vali Ebu Musa el-Eş'ari'ye karşı olan kızgınlığının sebebi Ömer'e feyi götüren gruba kendisini de katması ve Ebu Musa'nın onun bu isteğini reddetmesiydi Halife onun hakkında şöyle bir beyan çıkarmak suretiyle yetindi "Haklı olmadığı halde Dubaa el-Anezi Ebu Musa'ya kızdı Dünya menfaatlerinden birini elinden kaçırınca Ebu Musa'yı terketti Önce onun hakkında doğru, sonra da yalan söyledi Onun yalanı doğruluğunu ifsad etti Yalan söylemeyin Yalan kişiyi ateşe götürür"

Aynı vali için başka bir soruşturma da şöyledir:

Ebu Musa ile birlikte bir adam vardı Çok cesurdu, yüksek bir sese sahipti, düşmanı ezen bir kahramandı Birlikte savaştılar ve büyük çapta ganimet elde ettiler Ebu Musa kendisine hissesini verdi Ancak o bunu kabul etmeyerek bütün ganimetleri almakta ısrar etti Ebu Musa kendisine yirmi kırbaç vurdurdu ve başını tıraş ettirdi Adam saçlarını toplayıp Medine'ye Ömer'e yanına gelerek saçlarını halifenin göğsüne fırlattı Valisinin kendisine yaptıklarını anlatarak şikayet etti Ömer (ra) adamın hareketlerine kızmadı ve dedi ki:

“Bütün halkın bu adamın katılığında olması Allah’ın bize ganimet olarak bağışladığı bütün ganimetlerden daha çok benim için sevindiricidir

Ebu Musa'ya yazdığı mektupta şunları söyledi:

"Esselamü aleyk falanca bana şu ve şu şekilde haber vermiştir Ona yaptıklarını şayet toplum huzurunda yaptıysan aynısını sana uygulamasını emrettim Ta ki, hak yerini bulsun Şayet halkın huzurunda yapmadıysan yine aynı şekilde halkın huzurunda olmaksızın kısas uygulanacaktır"

Adam Ebu Musa'mn yanına vardığı zaman, halk kendisine dedi ki:

“Onu affet” Adam cevap verdi:

“Hayır Onu kimseye bırakmayacağım” Kısasın uygulanması için Ebu Musa yere oturunca adam başını gökyüzüne kaldırdı ve şöyle dedi:

“Allahım Ben onu gerçekten affettim

3- Amr b As hakkında yapılan soruşturma:

Amr b As'ın oğlunun bir Mısırlıya saldırması hususundaki soruşturma bütün dünyaca meşhurdur Muhammed b Amr b el-As ile bir Mısırlı at koşturdular Mısırlının atı İbn Amr'ın atını geçince İbn Amr sinirlendi ve kırbacıyla Mısırlının üzerine saldırarak şöyle dedi:

"Al, ben ekreminin (âli,cenab, asil) oğluyum" Amr Mısırlıya insaf etmedi Haberin Ömer'e ulaşmasından korkarak bunu önlemek için Mısırlıyı hapsetti Ancak Mısırlı kaçmayı başararak, halifenin yanına geldi ve tazallüm etti Halife Amr ve oğlunu getirtten sana Mısırlıya asasını verdi ve kendisine dedi ki:

“Amr'a vur, o (oğlu) ancak babasımn otoritesinin fazileti sebebiyle sana vurdu” Mısırlı dedi ki:

“Ey mü'minlerin emin, bana vurana vurdum” Halife dedi ki:

“Vallahi, şayet onu vuracak olursan, sen kendin yeter deyinceye kadar vurabilirsin Bu hususta sana kimse engel olmaz

Sonra Amr'a dönerek meşhur sözünü söyledi:

“Ya Amr! Annelerin kendilerini hür olarak doğurduğu halkı ne zamandan beri köleleştirdin?” Mısırlıya dedi ki:

“Şimdilik git Herhangi bir şüpheye düşersen bana yaz

Ömer'in dönemi boyunca, bundan başka bir olay meydana gelmemiş olsaydı bile onun adaletini tam manasıyla göstermek için yeterli olabilirdi Ömer'in çok basit bir şekilde dile getirdiği şiarı, bütün dünya on dört asır boyunca gerçekleştiremedi

Bir defasında Amr, bir grup halk karşısında bir adama "ya münafık" dedi Adam dedi ki:

“İslam’ı kabul ettikten sonra nifakta bulunmadım” Ömer'e geldi, halife haberi duyunca Amr'a şunu yazdı:

"Falanca adamın söylediğine göre sen kendisine münafık demişsin Şayet iki şahit gösterirse sana kırk değnek vurması için emrettim" Adam geri gitti ve camiye girdiğinde halka şöyle söyledi:

“Amr'ın beni münafık ilan ettiğini duyan kişi Allah aşkına ayağa kalksın ve şahitlikle bulunsun Camide bulunanların hepsi ayağa kalktı Adamı razı etmek istedilerse de başarılı olamadılar” Adam dedi ki:

“Burada, Ömer'e itaat edeni göremiyorum Halk deşarı çıkacağı sırada Amr korktu ve halkın geri dönmesini emretti, eline kırbacı verdi, cezanın uygulanması için önüne oturdu” Adam kendisine dedi ki:

“Otoriteni kullanarak benim bu hareketime mani olabilir misin?”

“Hayır, sana emredileni yap,” Adam dedi ki:

“Seni affettim

4- Kudame b Mazun'a haddin uygulanması:

Bu muhterem zat Bedir savaşına katılmıştı Resulullah'ın eşi Hafsa'nın dayısı idi Ömer, kendisini Bahreyn'e vali olarak atamıştı İçki içtiği kendisine isnat edildi Bir Müslüman buna şahit oldu Sahabi Ebu Hureyre de buna tamk oldu Onun şehadetine göre kendisini sarhoş olarak gördü Ömer, bu ikisinin şehadetiyle onu cezalandırmada tereddüde düştü Fakat Kudame'nin eşi Hind bint el-Velid şahitlik edince Kudame'nin suçu sabit oldu ve Ömer içki haddini uyguladı

Bir gün Ömer (ra) Medine pazarına gitti Bir adam kendisine gelerek dedi ki:

“Vah Ömer!” Kendisine getirdiği haberi sorduğunda adam dedi ki:

“Görevlendirdiğin kişilerden biri, bir vadinin derinliğini tesbit etmek için bir adama vadiye inmesini emretmiş, fakat adam bu isteğine hayır cevabını vermiş, ancak vali onu vadiye inmeye zorlamış ve bu onun ölümüne sebep olmuş” Ömer (ra) valiyi yanına çağırdıktan sonra dedi ki:

“Şayet Allah'tan korkmasaydım, bunun benden sonra bir gelenek olarak yerleşmesinden çekinmeseydim kafanı vuracaktım Diyeti ödemeden buradan gitme Vallahi seni bir daha asla görevlendirmeyeceğim

Ömer (ra) bazı valilerini de şiir söyleyip kendilerini şüpheli duruma düşürdükleri için görevlerinden aldı Bu husustaki rivayetlere göre, Ömer b Hattab (ra), Numan b Adiy b Nadle'yi Meysan'a vali olarak atadı Daha sonra aşağıdaki şiiri söylediği kendisine iletildi

“Güzele haber veren kim ise, eşi,

Meysan'da bulut gibi kadehte (içki) takdim eder

Dilersem şehrin tacirleri şarkı söylerler bana

Şayet pişman ise daha büyük (kadehle) ver bana

Küçük, etrafı kırık kadehle verme bana

Öyle sanıyorum ki bu emirü'l-mü'minini kızdıracak

Yıkılmış (harap edilmiş) Cevsek ile bizi (yaptıklarımıza) pişman edecek

Ömer (ra) valiye şunları yazdı:

"Ha mim (bu) kitabın indirilmesi, o mutlak galib, o (herşeyi) hakkıyla bilen (mü'minlerin) günahını yargılayan, tevbesini kabul eden (kafirler ve muhalifler için) azabı çetin, (ariflere) fazl(u kerem) sahibi olan Allah'dandır Ondan başka hiçbir tanrı yoktur Dönüş ancak onadır" [138]

“Söylemiş olduğun beyitte öyle sanıyorum ki, bu, emirü'l-mü'mini kızdıracak sözün bana iletilmiştir Vallahi gerçekten bu sözün beni sinirlendirip kötüleşmeme sebep oldu Hemen buraya gel Seni görevinden azlettim"

Ömerin yanına gelince dedi ki:

“Ey mü'minlerin emiri! Hiç içmedim Bir şiirdi, aklıma geldi, okudum Biliyorsunuz ki, ben şairim” Ömer dediki:

“Öyle olduğunu biliyorum Fakat benim görevlendirdiğim hiçbir işte bundan sonra çalışmayacaksın” [139]

Ömer'in bu husustaki pozisyonu bize, yetkisinde kamu otoritesi bulunan kişinin şüpheli durumlardan kaçınması gerekliliği olan çağdaş normu hatırlatmaktadır Aleyhinde suç tesbit edilmesi bile bu norma ters düştüğü takdirde kamu yetkilisi cezalandırılmaya müstehak olur

Valiler arasında şüphesiz hesaba çekilen en meşhur (muhakeme olayı) Halid b Velid'in muhakemesidir O, kınından çıkarılmış olan Allah'ın kılıcı, Kenser'in hakimi, cahiliye döneminde de İslam olduktan sonra hiç yenilmeyen eşsiz kahraman Eba Süleyman'dır Ömer'in idari metoduna uymayan bazı tasarruflarda Halid'in bulunduğunu öğrenen halife, kendisine mektup yazdı Halid'in yaptıklarından biri, hamama giren Halid'in içinde içki bulunan su ile keselenmesiydi Ömer (ra) mektubunda şöyle diyordu:

“Bana gelen haberlere göre içkiyle keselenmişsin Allah içkinin zahirini ve batınını haram kılmıştır İçkiyi vücutlarınıza sürmeyin

Halid kendisine şu cevabı verdi:

“İçkiyi yıkanmak amacıyla kullanmak suretiyle, içkilikten çıkarıp yıkanma suyuna çevirdik” Bu cevap Ömer'in hoşuna gitmedi Kızgın bir şekilde kendisine cevap verdi:

“Halid'in ehli ve akrabaları, uzaklaşması ile hesaba çekilme ve tecrübe edilmektedirler

Okun yaydan çıkmasına sebep olan asıl olay, Halid'in Eş'as b Kays'a on bin dirhem vermesiydi Halife, Şam'ın hakimi Ebu Ubeyde b el-Cerrah'a yazdığı mektupta Halid'i emirlikten almasını, sarığıyla kendisini bağlamasını, başındaki miğferi kendisinden almasını ve sonra halkın karşısına el-Eş'as'a verdiği malın kendisine mi yoksa devlete mi ait olduğunu sormasını emrediyordu Şayet devlete ait olduğunu iddia ederse bununla hiyanetini, yok kendisine ait olduğunu iddia ederse, bununla da israfını kabullenmiş olacağını belirtiyor, her iki durumda da onu görevinden azletmesini, görevi kendisinin üstlenmesini emrediyordu

Ebu Ubeyde, Halid'i çağırdı Geriye kalan emîrül-mü'minin emirlerinin tenfizini (uygulanmasını) onun elçisine terketti Halk camide toplandı Elçi, Halid'e el-Eş'as b Kays'a ödül olarak verdiği malın kaynağını sordu Halid cevap vermeyip sessiz kaldı Soru tekrarlandı Ancak Halid'in susması devam etti Ebu Ubeyde minberde oturmuştu ve hiçbir şey söylemiyordu İşte o zaman Bilal ayağa kalktı ve dedi ki:

“Ne söylüyorsun? Senin malından mı yoksa el mi koydun?” Halid dedi ki:

“Benim kendi malımdır” O zaman Müslümanlar sevinmeye ve çığlık atmaya başladılar Bilal ayağa kalktı, Halid'in ellerini çözdü Miğferini kendisine geri vererek eliyle onun sarığını başına sardı ve dedi ki:

“Emirlerinizi dinler, onlara itaat eder, mevalilerimize de hizmet ederiz

Fakat Ebu Ubeyde, Halid'i azletme kararıyla sürpriz bir durumla karşı karşıya bırakmak istemedi Halife onun tereddüt ettiğini anladı Elçi gönderdi, Medine'ye getirtti ve azlettiğini bizzat söyledi [140]

Halid, Medine'ye sinirli bir şekilde geldi Ömer'le karşılaştığında kendisine şöyle dedi:

“Seni Müslümanlara şikayet ettim ey Ömer! Hakkımda yeteri kadar bilgiye sahip değilsin” Ömer Halid'i suçluyor ve şöyle konuşuyordu:

“Bu zenginliğin kaynağı nedir? On bin dirhem kadar ödül verdiğine göre bu bolluk nereden geliyor?” Ve bu soruyu tekrar tekrar sordu Halid kendisine şöyle söyledi:

“Enfal ve sehimlerden, altmış binden fazla artanı sana olsun

Ömer, Halid'in mallarına seksen bin dirhem olarak kıymet biçti Ona altmış binini verdi Geriye kalan yirmi binini ise Beytülmal'e teslim etti

Halk Halid'e karşı takındığı sert tavırla ilgili olarak Ömer'le konuştu, Halid'in itibar görmeye layık olduğunu belirttiler, halifeden mallarını kendisine İade etmesini istediler Ancak Ömer bu malları iade etmeyi kesinlikle kabul etmedi Kendilerine şöyle dedi:

“Ben Müslümanların taciriyim Vallahi, bu mallan asla geri vermeyeceğim” Halifenin ona karşı yaptığı işlemle Halid kendisine zulmedildiğini devamlı hissediyor ve halifenin kendisine karşı uyguladığı bu tasarrufuyla onu sorumlu tutuyordu Halife ona katı davrandığını itiraf ederek ne kadar bu durum sürdü Sire kitaplarının rivayetlerine göre Ömer ona şöyle söyledi:

“Ya Halid! Vallalıi sen benim nezdimde şerefli ve itibar sahibisin Benim en çok sevdiğim kişisin Bundan sonra beni herhangi bir şey için suçlama

Ömer (ra)'in ihtiyati icraata yöneldiğini daha önce zikretmiştik O, valilerini tayin etmeden önce mallarım tesbit eder, daha sonra makul olmayan artış gördüğünde bu artan malları istimlak ederdi Bu hususta birden fazla kişinin mallarına el koydu Müsadere ile ilgili örnekleri daha evvel arzetmiştik

Halife bu hususta dış görünüşe bakarak hesaba çekme işlemini başlatırdı Bir gün taştan ve alçı taşından yapılan bir evin yanından geçti "Bu ev kime aittir?" diye sorduğunda kendisine Bahreyn'deki valisine ait olduğunu söylediler Bunun üzerine şöyle dedi:

“Dirhemler boyunlarını meydana çıkararak gizlenmeyi reddettiler Ve valinin mallarını taksim etti

Darb-ı mesel haline gelen sözlerinden biri şöyledir:

"Her hainin nezdinde benim iki sır saklayanım vardır: Su ve çamur" Çoğu zaman, soruşturma görevlinin bcratiyle sonuçlandırdı Ancak Ömer, ihtiyatlı davranarak fitneye sebep olur düşüncesiyle eski görevine göndermiyordu Sa'd b Ebi Vakkas'a aynı işlemi uyguladı Kendisine isnat edilen bütün suçlardan beraat etmesine rağmen, onu Irak valiliğinden azlederek Medine'de kalmasını sağladı Çünkü onun bu husustaki usulü şuydu: Valinin değiştirilmesi, raiyenin değiştirilmesinden daha kolaydır Başka bir keresinde de şöyle söylemişti:

"Bir emirin başka bir emirin yerini almasıyla bir kavmin ıslah edilmesi, en basit bir işlemdir"

Aynı zamanda Ömer (ra), azletmiş olduğu suçsuz valilerin beraatlerini herkese duyurma konusunda da itina gösteriyordu Daha önce de belirttiğimiz gibi Halid'e karşı olan pozisyonunda, onun suçsuz olduğunu tesbit edince devletin en ücra köşelerine kadar gönderdiği beyanlarda şöyle diyordu:

“Ben Halid'e ne hıyanet etliği için ne de kendisine karşı bir kinim olduğu için azlettim Fakat halkın Halid'in başarılarından dolayı başı döndü Halkın tamamen kendisine dayanmasından, güvenmesinden korktum Her şeyi yapanın Allah olduğunu onlara göstermek isterdim Fitneye maruz kalmalarını istemedim

Aynı şekilde Sa'd b Ebi Vakkas'ı da görevinden aldı Daha önce bu hususa değinmiştik





[136] Daha önce, halka irtibatlarını kopardıkları için bazı valilerin hesaba çekilmelerini örnek olarak arzetmiştik Burada bazı değişik örnekleri göstereceğiz

[137] Taberi'nin belirttiği gibi Sa'd şöyle beddua etti:

“Ya Rabbi Eğer o, bunu yalan, riya ve kulaktan duyma olarak söylediyse gözlerini kör et Çocuklarını fitneye maruz kıl Bu bedduadan sonra adamın gözleri kör oldu On kız çocuğu oldu ve kadın sözüne uymaya başladı” Kendine sorulduğunda:

"Mübarek zat olan Sa'd'ın bedduasıdır" dedi

[138] Mü'min: 23/1-3

[139] Aynı şekilde Kureyş'ten birini vali olarak tayin etmişti Kendisine iletilen haberlere göre vali şöyle bir şiir okumuştu:

“Bana bu içkinin daha lezzetlisinden ver

Ve aynı bunun gibisinden İbn Hişam'a da

Ömer , onu görevinden azletti Vali yanma geldiğinde, "bu şiiri söyleyen sen misin diyerek şiiri kendisine okudu" Adam "evet" diyerek şiiri tamamladı:

“Bulut suyu gibi soğuk balı

Ben gerçekten sevmem mudami

Bunun üzerine Ömer, kendisine şöyle söyledi:

"Allah canını alsın Böyle söyledin demek?" ve onu tekrar eski görevine gönderdi

[140] Halid b Velid Ömer (ra)'in mektubuyla azledildiğini öğrenince, Ebu Ubeyde'ye gidip kendisini kınayan bir tavırla şöyle dedi:

“Allah sana rahmetler yağdırsın Bu hareketinle ne demek istedin? Bugünden önce öğrenmek istediğim bir işi benden sakladın” Ebu Ubeyde sevgi ve şefkat dolu bir tavırla kendisine dedi ki:

“Vallahi, bu haberi sana vermekle, senin hislerini sarsmak istemedim Sana bu haberi vermekle hislerinin sarsılacağını biliyordum



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.