Prof. Dr. Sinsi
|
Müslümanların Ömer (R.A.)'E Karşı Olan Eleştiriler
Müslümanların Ömer (r a )'e Karşı Olan Eleştirileri
Ömer (r a ), Müslümanları kendisini eleştirmeleri için teşvik ediyordu Eleştiride bulunmayı onlar için yalnız bir hak değil, görev olarak kabul ediyordu Çünkü Ömer de diğer insanlar gibi bir beşerdir ve beşer her zaman hata yapabilir İyi niyetinin veya malûmatının yetersizliği sonucu hata yapabilirdi Bu sahadaki rivayetler oldukça fazladır Bazılarını aşağıda göreceksiniz:
a- Huzeyfe (r a ) diyor ki:
“Mü'minlerin emirinin yanına girdiğim zaman kendisini hüzünlü ve düşünceli buldum Kendisine dedim ki:
“Seni bu hale getiren nedir?” O bana dedi ki:
“Münker yaparken, sahip olduğum unvandan dolayı birisinin beni bu münkerden men etmemesinden korkarım ” Huzeyfe (r a ) kendisine şöyle söyledi:
“Vallahi, hak yolundan çıktığınızı görürsek sizi nehyederiz ” Ömer (r a ) sevinerek kendisine dedi ki:
“Eğri gittiğim zaman beni düzelten sahabileri bana veren Allah'a hamdolsun ”
b- Bir gün minberde iken şöyle söylediği rivayet edilir:
“Ey Müslümanlar! Şayet dünyaya böyle meyledersem ne dersiniz?” Bir adam ayağa kalktı ve kendisine şunları söyledi:
“Evet kılıçla böyle ederiz ” (Kesmeyi işaret etti ) Ömer (r a ) adama sordu:
“Bana mı söylüyorsun?” Adam cevap verdi:
“Evet, seni kastediyorum ” Ömer (r a ) çok sevindi:
“Allah sana rahmetler yağdırsın Raiyemde eğri gittiğim takdirde beni doğruya çevireni yarattığın için sana hamdolsun Allah'ım!”
c- Bir adam Ömer (r a )'e şöyle dedi:
“Allah'tan kork ya Ömer!” Adam bu sözü birkaç kere tekrarladı Ona biri dedi ki:
“Sesini kes Mü'minlerin emirine fazla söyledin ” (Bir kere söyledin, birkaç kere tekrarlamana ne gerek var?)” Bunun üzerine Ömer (r a ) kendisine şöyle söyledi:
“Bırak onu! Eğer onlar onu bize söylemezlerse onlardan hayır gelmez Onların söylediklerini kabul etmezsek bizde de hayır yoktur ”
d- Ömer (r a ), bu eleştiri hakkını halka hatırlatıyor, onu hükmü tamamlayan faktörlerden kabul ediyordu Hutbelerinden birinde şöyle söylemişti:
“Allah sizin işlerinizi, sorumluluklarınızı kısmet olarak bana verdi Sizin hazır olduğunuz zamanlarda sizin için en faydalı şeyi öğrendim Allah'tan arzum, bana bu konuda yardım etmesidir Bana ilham vererek emrettiği gibi, aranızdaki haklan taksim ederken adil olmamdır Allah'ın bana yardım etmesinin dışında ben Müslümanlardan zayıf bir kulum İçinizden birinin bir şeye ihtiyacı varsa, kendisine zulmedilmiş ve bundan şikâyet ediyorsa, veya yaratıklara karşı bir hata yaptığımı görüyorsa bana eziyet etsin yani beni hesaba çeksin Acısını benden çıkarsın Ben de sizden bir kişiyim ”
e- Bu prensiplerin hiçbiri teorik olarak askıda kalmadı
Ömer (r a )'in hedeflerin zirvesine varan adaletine rağmen raiyesinden konuşmaya dalarak aşırı bir
şekilde konuşanların pozisyonlarını tarih kaydetti Buna örnek olarak Uyeyne b Hısn gibilerini verebiliriz Uyeyne b Hısn bir gün Ömer (r a )'in yanına gelerek şöyle dedi:
“Ya İbn el-Hattab! Sen bize atiye (her Müslümana düşen pay veya maaş) ermediğin gibi, aramızda da adaletle hükmetmezsin!” Bu söz üzerine sinirlenince orada hazır bulunan Uyeyne'nin yeğeni, (kardeşinin oğlu) Ömer (r a )'e dedi ki:
“Ey mü'minlerin emiri! Allah, Resulüne şöyle buyurdu:”
"Affı (kolaylıkla yolunu) tut İyiliği emret, cahillere aldırış etme" [80] Bu, gerçekten cahili erdendir Bu söz üzerine Ömer (r a )'in sinirleri yatışır Fakat Ömer (r a ), bir defasında meşhur Yemen elbiseleri mes'elesinde şüpheye düşmüştü Kendisine Yemen'den elbiseler gelmişti Bunları halka birer birer dağıttı Daha sonra iki parçadan meydana gelen bir elbise giyerek minbere çıkmış ve halka şöyle seslenmişti:
“Allah size rahmet etsin, dinleyin!” Selman-ı Farisi ayağa kalkarak kendisine şöyle seslendi:
“Vallahi seni dinlemeyiz! Vallahi seni dinlemeyiz!” Ömer (r a ) sordu:
“Neden ya Eba Abdullah?” Selman-ı Farisi cevap verdi:
“Ya ömer, dünyada kendini bizden faziletli kıldın (Üstün tuttun) Bizlere birer birer dağıttın, sen ise iki parçadan oluşan elbise ile çıkıp bize hitap ediyorsun?” Takva sahibi halife sordu:
“Abdullah b Ömer nerede?” Abdullah cevap verdi:
“Buradayım, ey mü'minlerin emiri!” Ömer (r a ) sordu:
“Üzerimdeki bu iki parçadan biri kime aittir?” Abdullah b Ömer cevap verdi:
“O, bana aittir, ey mü'minlerin emiri!” Selman-i Farisi (r a ) tekrar konuştu:
“Şimdi söyle, seni dinler ve sana itaat ederiz ”
f- Dolaylı eleştiri kapsamına giren diğer bir hak ise tekrar gözden geçirme hakkıdır: Mü'minlerin emiri belli bir görüşe binaen hareket eder, tavır takınır, ancak bu arada tabi olunmaya değer başka bir görüş ortaya çıkarsa ve onun da bundan haberi yoksa; karşı görüş sahibi kendisine gelir, yeni görüşüyle onu ikna ederek onun eski görüşünden vazgeçmesini sağlardı Dolayısıyla yeni görüşe binaen eski tasarruflar değiştirilerek yeni görüşe uygun hale getirilirdi
Ömer b Hattab, halife olmadan önce de Müslümanlar arasında tashih etme konusunda, yani işleri tekrar gözden geçirip rayına oturtma hususunda en cesur kişilerden biriydi
Hatta bunu Resulullah (s,a v )'ın özel hayatını ilgilendiren konularda bile yapardı Resulullah (s a v )'ın eşlerinin örtünmesi için müracaat etmiş, hicab ayeti kendisinin görüşüne uygun olarak nazil olmuştu
Münafıkların ileri gelenlerinden Abdullah b Übey'in cenaze namazının kılınmaması için başvurmuş, vahiy onun görüşüne uygun olarak gelmiştir Resulullah bazı mü'minleri cennetle müjdelediği zaman, mü'minlerin buna itimat etmelerinden korktuğunda, Ömer Resulullah'a müracaat ederek şöyle söyledi:
“Bırakınız güvensinler, itimat etsinler ” Resulullah da aynı görüşü benimseyerek muvafakatini bildirdi ve dedi ki:
“Onları bırakalım (Onlar itimat etsinler)”
İçki konusunda da defalarca Resulullah (s a v )'a başvurdu Bu, müracaat süresi içkinin haram kılındığına dair ayet nazil olmasına kadar devam etti Hudeybiye Antlaşması'nın şartlarına tahammül edemediği için Resulullah'a rahatsızlık verdi O kadar ki Allah'ın Resulü kendisine şöyle söylemek zorunda kaldı:
“Ya ibn el-Hattab! Ben Allah'ın Resulüyüm! Allah beni asla helake götürmez ” Ömer (r a ) bunun üzerine kendisine geldi ve soru sormaktan vazgeçti O gün Resulullah'a takındığı tavır dolayısıyla ömür boyu istiğfar etti
Bazı rivayetlere göre, Ömer (r a )'in bu tavrı Resulullah ölüm döşeğindeyken bile devam etti Peygamberimiz kendisinden sonra Müslümanların dalâlete düşmemesi için onlara yol göstermek maksadıyla bir sayfa getirilmesini istedi Bu sayfayı yazıp Müslümanlara bırakmak istiyordu Bu sırada Ömer (r a ) dediki:
“Resulullah'a hastalığın vermiş olduğu acı galip geldi Elimizde bulunan Allah'ın kitabı bize yeterlidir ”
Bunun üzerine Allah'ın Resulü, Ömer (r a )'in görüşünü benimseyerek bir şey yazmaktan vazgeçti
Halifelik Ebu Bekir (r a )'e geçince, Ömer (r a ) tashih hakkını yine kullandı Bu hususta rivayet edilen en meşhur olay şudur:
Uyeyne b Hısn ve el-Akra' b Habis Ebu Bekir (r a )'e gelip kendisine dediler ki:
“Ey Resulullah'ın halifesi! Elimizde çayırı olmayan ve kendisinden yararlanamadığımız toprağı tuzlu bir arazi var Eğer uygun görüp bize toprak verirsen sürüp ekeriz, belki bugünden sonra Allah bize bir menfaat verir ” Ebu Bekir (r a ) yanındakilere sordu:
“Bu ikisinin söylediklerine ne dersiniz?” Onlar kendisine şunu söylediler:
“Onlara veriniz Belki Allah (c c ) bugünden sonra onların bu topraktan faydalanmalarını nasip eder ”
Ebu Bekir (r a ) kendilerine toprak verdiğine dair bir yazı yazdı Ömer b Hattab orada bulunmamasına rağmen kendisini şahit gösterdi Ve onları ona gönderdi Ömer (r a ) yazıyı okuyup mes'eleyi anlayınca imzayı silerek kendilerine şöyle söyledi:
“Resulullah sizlerle işbirliği yaptığı zaman İslâm zayıftı Ama Allah İslâm'a izzet verdi Gidin ve çaba sarfedin ” Bunun üzerine Ebu Bekir (r a )'e gidip şöyle dediler:
“Vallahi bilmiyoruz, halife sen misin yoksa Ömer mi?” Ebu Bekir (r a ) şöyle konuştu:
“Şayet dilerse halife olur Derken Ömer b Hattab öfkeli bir şekilde geldi Ebu Bekir (r a )'in karşısında durarak:
“Bu iki kişiye verdiğin toprak sana mı yoksa Müslümanlara mı ait? Söyler misin?” Ebu Bekir cevap verdi:
“Bütün Müslümanlara aittir ” Ömer (r a ) tekrar sordu:
“Bütün Müslümanlara değil de yalnız onlara vermene seni iten sebep nedir?” Ebu Bekir (r a ) cevap verdi:
“Yanımdakilerle istişare yaptım Onlara vermeyi uygun gördüm ” Ömer (r a ) yine sordu:
“Etrafındakilerle istişare yapman, bütün Müslümanlarla istişare yapman ve onların rızalarını alman anlamına gelir mi?” Ebu Bekir (r a ) cevap verdi:
“Sana önceden de bu konuda daha güçlü olduğunu söylemiştim İşte bana galip geldin!”
Ömer (r a )'in bütün tashihleri olumlu değildi Her konuda görüşü tercih edilmiyordu Çoğu zaman fikrini ileri sürer, sonra onun tersi uygulanırdı Bu durum halifenin şahsiyetinden bir şey eksiltmiyordu Çünkü o, görevini yerine getiriyordu Buna örnek olarak, Ebu Bekir'in zamanında, komutan Halid b Velid'in durumunu verebiliriz O kadar ki, bu tashih sebebiyle bazen kritik durumlarla karşı karşıya kalırdı Bunlardan biri büyük sahabilerin, tüysüz bir delikanlı olan Üsame b Zeyd'in komutanlığından rahatsız olmalarıydı Onlar İslâm'a ilk girenler, güç ve kuvvet sahibiydiler Ömer (r a )'den bu konuyu Ebu Bekir (r a ) ile konuşmasını ve başlarına komutan olarak Üsame'den daha büyük ve tecrübeli birini tayin etmesini istediler Ömer (r a ) durumu izah etmek maksadıyla Ebu Bekir (r a )'e gittiği zaman yaşlı, yumuşak huylu ve takva sahibi olan Ebu Bekir (r a ) Ömer (r a )'in sakalından tuttu ve dedi ki:
“Annen seni kaybetsin ve yok olasın ey ibn Hattab! Onu Resulullah tayin etti! Benden kendisini azletmemi istiyorsun ”
Ebu Bekir (r a ) mürtedlerle savaşmaya niyetlendiği zaman Ömer'in kendisine gönderdiği tashih aynı şekilde sonuçlandı Ömer (r a )'i azarlayarak kendisine şöyle söyledi:
“Cahiliyette cesursun, güç ve kuvvet sahibisin de, İslâm olduktan sonra mı zayıfsın? Vallahi Resulullah'a karşı verdikleri devenin ipi de olsa bugün onu vermekten vazgeçtikleri için kendileriyle savaşırım!”
Ömer (r a ) bu tashih işini yaparken mes'elelerin değişik yönlerini keşfetmedeki etkilerini anladığından hiç şüphemiz yoktur Her işin müteaddid girişleri vardır Bir işe hükmetmek ise bir açıdan daha fazla olabilir Onun, hüküm sorumluluğunu üstlenmeden önce, tashih işine değer vererek takdir ettiğinden hiç şüphemiz yoktur Çünkü halifelik görevini üstlendikten sonra, herhangi bir İşe teşebbüs etmeden önce, değişik görüşleri en iyi şekilde bilmeye ihtiyacı olan kişiydi
Bu sebeple valilerine karşı oldukça katı ve heybetli hareket etmesine rağmen, kendilerine verilen emirlerde görüşlerine büyük itina gösteriyordu Bunlardan bazı örnekler aşağıdadır:
[80] A'raf: 7/199
|