Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adem, asin, atası, masum, oluş, peygamberlerin

Peygamberlerin Atası Hz. Adem (A.S)'İn Masum Oluş

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamberlerin Atası Hz. Adem (A.S)'İn Masum Oluş




PEYGAMBERLERİN MA'SUMİYETİ


Peygamberlerin Atası Hz Adem (as)'ın Masum Oluşu İle İlgili Mesele




Hz Adem (as)'ın masum oluşu, Yüce Allah'ın şu ayetinde açıklanmaktadır:


"Adem (kendisine ve eşine yasaklanan ağacın meyvesini yemesi suretiyle) Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı Daha sonra da Onu (peygamberliğe) seçip tevbesini kabul etti ve Onu hidayete eriştirdi"[35]


1 Allah'ın emrine karşı yapılmış bu muhalefet ve masiyetin, Hz Adem (as)'m kendisine Peygamberlik verilmezden önce olduğunu gösteren delil, Yüce Allah'ın şu ayeti kerimesidir:


"Daha sonra Rabbi, Onu, (Peygamberliğe) seçti"[36] Ayeti kerimede geçen "seçme"den maksat; Yüce Allah'ın,


Hz Adem'i, peygamberliğe seçmesidir Zira Hz Adem (as)'da meydana gelen masiyet, ona, Peygamberlik verilmezden Önce gerçekleşmişti


2 Yüce Allah'ın başka bir sözünde ise; Hz Adem (as)'m ancak kendisine yasaklanan ağaçtan "unutarak" yediği belirtilmektedir Bu da Yüce Allah'ın şu ayeti kerimesidir:


"And olsun ki, Biz daha (Peygamberlik vermeden) önce Adem'e de (yasaklanan ağaçtan yememesi için ) ahid vermiştik Fakat Adem, (kendisine yapılan bu yasaklamayı) 'unuttu'


Ve Biz, onda (Allah'ın emrine aykırı hareket etme konusunda da) 'bir kasıt (ve yönelme) bulmadık"[37]


3 Hz Adem (as)'ın, yasaklanan ağaçtan bir şey yememesi gerektiği, Yüce Allah'ın şu ayetinde belirtilmektedir:


"Denildi ki: Yalnız şu ağaca yaklaşmayın"[38]


Hz Adem (as), yasaklanan bu ağacın dışında aynı cinsten başka ağaçlardan yasaklanmadığını sadece bu ağaçtan yemesinin yasaklandığını zannetti Bundan dolayı Hz Adem (as), yasaklanan ağacın cinsinden olan başka bir ağaçtan yemiştir Böylece Allah'ın emrine muhalefet etmiş oldu İşte bu ise, Hz Adem (as)'dan ictihâd sebebiyle olup kasten ve ısrar mahiyetinde bir muhalefet değildir


a Bu konudaki görüşlerin en uygun olanı, şöyle dememizdir: "Hz Adem (as), yasaklanan ağaçtan unutarak yemiştir Unutma ise, günah fiilini işleyen kimseden günahı kaldırır Çünkü Resulullah (sav), unutan kimsenin yapmış olduğu fiilden dolayı sorumlu tutulamayacağına dair şöyle buyurmaktadır:


"Ümmetimden hata, -unutma' ve zorla kendilerine yaptırılmış olan şeylerin hükmü kaldırılmıştır (affedilmiştir)"[39]


Yüce Allah, bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:


"Ey Rabbimiz! Eğer 'unutursak' veya yanılırsak, bizi (bunlardan ötürü) sorumlu tutma"[40]


Hz Adem (as)'dan sadır olan günah, masiyet üzere ondan isteyerek ve kasten olmamıştır Buna delil, Yüce Allah'ın şu ayeti kerimesidir:


"Fakat Adem, (kendisine yapılan yasaklamayı) 'unuttu' Ye Biz, onda (Allah'ın emrine aykırı hareket etme konusunda da) bir 'kasıt' (veyönelme) bulmadık"[41]


Kurtubî ve İbnü'l-Arabî gibi bazı tefsirciler, bu görüşü tercih etmişledir


b Veya bu konuda şöyle dememiz daha uygundur: "Masiyet, Hz Adem (as)'a Peygamberlik verilmezden önce meydana gelmiştir" İşte bu görüş "Menar Tefsiri"nin sahibi olan Reşid Rıza'nm tercih ettiği görüştür


Reşid Rıza, "Tefsirü'l-Menar" adlı tefsir kitabında bu konuyla ilgili olarak şöyle der:


"Hz Adem (as)'m masumiyeti meselesine gelince bu mesele; selefin yolu üzere yürümek bizi, Hz Adem (as)'m isyan ve tevbesine dair ayetlerin müteşabihlerden olduğu sonucuna götürür Tıpkı bu kıssada geçen dış görünüşünü aklın kavrayamadığı diğer ayetler gibi


Buna göre bizim, Şanı Yüce Allah'ın da; "Fakat O, (yani Adem, kendisine yapılan yasaklamayı) unuttu Ve Biz, onda (Allah'a aykırı hareket etine konusunda da) bir kasıt (ve bir yönelme) bulmadık"(Tâhâ: 20/115) buyurduğu gibi, (Allah'ın emrine aykırı olarak yapılmış) bu muhalefet, Hz Adem (as)'a Peygamberlik görevi verilmezden önce meydana gelmiştir' dememiz gerekmektedir Yalnız Hz Adem (as)'m, (Peygamberlikten önce) Allah'ın emrine karşı muhalefet ettiğinden dolayı onun masumiyetinin Peygamberlikten sonra olduğunda ittifak edilmiştir Fakat Hz Adem (as)'m bu durumu, unutkanlık eseri de olabilir Olayın büyüklüğüne dikkat çekmek için unutmaya, nisyan denilmiştir Unutma ve yanılma, zaten masumiyet lige zarar vermez ve üstelik ona çelişik de değildir"[42]


İbnü'l-Arabi'ye[43] gelince; O, birinci görüşü tercih etmiş ve muhalefeti, Hz Adem (as)'dan unutma sebebiyle meydana geldiğini ileri sürmüştür Nitekim İbnü'l -Arabi'nin, "Ahkamu'l-Kur'an" adlı tefsir kitabında bu konu şöyle geçmektedir:


"Niceleri, Peygamberleri, cahillerin; -haşa Peygamberler, günah işlemeye kasten ve bile bile can atarcasına girmişlerdir şeklihde- onlara nispet ettiği mevki ve makamlarına uygun düşmeyen günahlardan tenzih etme yani günahı onlardan gide- j rip temize çıkarma hususunda söz söyledi Ama Müslümanlar- | dan orta yolu tutanlar bile bu şekilde günah işlemekten kendi- | lerini korurken, Peygamberlerin günah işlemeye can atması 1 nasıl olur??!! Halbuki Yüce olan Allah, ezelde neticelenmiş ve jj geçmiş hükmüyle Hz Adem (as)'ı; kendisine muhalefet etme- | ye yöneltti Bu ilahi emirle, Hz Adem (as)'da, yasaklanan a- İ ğaca karşı bir kasıt ve Allah'ın yasağını çiğnemeye dair unutma meydana gelmiştir Zira Hz Adem (as)'ın, günahı işlemeye yönelmesi hususunda 'Adem, (kendisine ve eşine yasaklanan ağacın meyvesini yemesi suretiyle Rabbine isyan etti' (Tâhâ: 20/121) denildi Ve Hz Adem (as)'m, özrünü açıklama mahiyetinde ise;


'Andolsun ki, Biz, daha (Peygamberlik verilmezden) Önce Adem'e de (yasaklanan ağaçtan yememesi için) ahid vermiştik Fakat Adem, (kendisine yapılan yasaklamayı) unuttu Ve Biz, Onda (Allah 'm emrine aykırı hareket etme konusunda da) bir kasıt (ve bir yönelme) bulmadık '(Tâhâ: 20/115) denildi


Bunun pratik uygulanışı ise şöyledir: "Bir adam, bir eve kesinlikle girmeyeceğine dair yemin etse bunun üzerine de yeminini unutarak o eve kasıtlı olarak veya yorumunda hatalı olarak girse, işte bu, 'kasıt' ve 'unutma'dır Burada, kasıt ile unutma aynı şey değildir Birbirinden farklıdır Eve girmemeye yemin eden kimsenin unuttuğu şey, yemindir Kastettiği ise eve girme meselesidir Yoksa yemini bozmak değil (Buna göre Hz Adem (as) da Allah'ın emrini unuttu Fakat ağaçtan, kendi kastıyla yedi) Çünkü bir efendinin, kölesini küçük düşürerek ve cezalandırarak; 'isyan etti' demesi caizdir Efendinin, kölesine bu sözü söylemesinden sonra da tekrar faziletiyle birlikte kölesine yönelerek onu (daha önceki sözünden) temizleme şeklinde; 'unuttu' diyebilir


Fakat bugün bizden birisinin; Hz Adem (as)'m, isyan ettiğini haber vermesi caiz değildir Lakin Yüce Allah'ın, Hz Adem (as)'ın bu durumuyla ilgili ayetlerini okurken veya Resulullah (sav)'in bu konuyla ilgili sözlerini okurken, Hz Adem (as)'m isyan ettiğini söylememizde ve bunu açıklamamızda herhangi bir sakınca yoktur Ama Hz Adem (as)'m isyan ettiğini, kişinin kendisi tarafınca bahsetmesine gelince ise; bizim için örnekler ve rehberler olan normal babalarımız hususunda bu caiz olmadığına göre Yüce Allah'ın, özrünü ve tevbesinı kabul ettiği ve bağışladığı atamız olan Hz Adem (as) hakkında ise bu, nasıl caiz olur?!!"[44]


Allame Kurtubî de bununla ilgili olarak şöyle der:


"Alimler, Hz Adem (as)'m yasak olan ağaca yaklaştığı taktirde müstahak olacağı cezayı -ki bu da Yüce Allah'ın; '(Yasaklanan ağaca yaklaştığınız taktirde) zalimlerden olursunuz' (A'raf: 7/19) sözünü- bildiği halde o ağaçtan nasıl yediği hususunda ihtilaf etmişlerdir


a Alimlerden bir topluluk bu konuda; 'her ikisi de, Yüce Allah'ın yasakladığı ağacın dışındaki bir ağaçtan yemişlerdir Fakat onlar Yüce Allah'ın yasağını, yasaklanan, ağaç cinsinin tamamına şamil olduğuna dair yorumda bulunmamışlardır' demiştir


b Diğer bir topluluk ise; 'her ikisi de, Yüce Allah'ın yasakladığı ağaçtan unutarak yemişlerdir, (kasıtlı olarak değil)' demiştir Yüce Allah, yüce kitabı Kur'ân-ı Kerîm'de bunu; 'And olsun ki Biz, daha (Peygamberlik verilmezden) önce A-dem'e de (yasaklanan ağaçtan yememesi için bir) ahid vermiştik Fakat O, (kendisine yapılan yasaklamayı) unuttu Ve Biz, onda (Allah'ın emrine aykırı hareket etme konusunda da) bir kasıt (ve bir yönelme) bulmadık' (Tâhâ: 20/115) ayetinde kesin ve net olarak haber verdiğinden dolayı; doğru olan görüş budur


Fakat Peygamberlerin, derece ve makamlarının yüceliği ve anlayışlarının çokluğundan ötürü onların bu durumlarına zarar verecek her türlü şeyden sakınmaları ve dikkatli olmaları gerekmektedir Bunların zıddı ise (yani unutmak ve gaflet) onlarda bulunmaz Lakin Hz Adem (as)'ın, Allah'ın yasağını zayi ederek onu hatırlamaktan meşgul olması kendisini asi etti


Ebu Ümame, Hz Adem (as) ise ilgili olarak şöyle der: 'Yüce Allanın, mahlukatı yarattığı günden itibaren kıyamet gününe kadar gelecek olan AdemoğuHarının sabırları (veya vakarını) terazinin bir kefesine, Hz Adem (as)'m sabrı ise terazinin diğer kefesine konulsa Hz Adem'in ki, diğerlerine daha üstün gelir'


Yüce Allah bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:


'Biz onda (Allah'ın emrine aykırı hareket etme konusunda da) bir kasıt (ve bir yönelme) bulmadık,' (Tâhâ: 20/115)[45]


Alimlerin ve tefsircilerin görüşlerinden; Hz Adem'in, Yüce Allah'ın emrine muhalefet etmeye yönelmediği, O'nun emrini unutarak veya ictihad yoluyla Allah'ın emrini yorumlayarak yasaklandığı ağaçtan yiyerek onun emrine muhalefet edip ve bundan dolayı da Yüce Allah'm, Hz Adem (as)'ı cennetten çıkarıp yeryüzüne indirmek suretiyle onu cezalandırdığı, işte bunun da Yüce Allah'ın Hz Adem (as)'m bu işi yapacağına dair geçmiş ilahi hikmetine binaen olduğu açıkça gözlerimizin önüne serilmektedir Buna göre olay, "unutma" sonucunda nıeydana gelmişken, bizim, Hz Adem (as)'m isyan ettiğine dair suçu ona yüklememiz caiz olmaz Hele de Yüce Allah, Hz Adem (as) hakkında ayet indirip "Daha sonrada Rabbi Adem'i, (peygamberliğe) seçip tevbesini kabul etti ve onu hidayete eriştirdi" (Tâhâ: 20/122) buyurduktan sonra, Hz Adem (as) hakkında edebi elden bırakmamamız gerekmektedir [46]







[35] Tâhâ: 20/121-122


[36] Tahâ: 20/122


[37] Tâhâ: 20/115


[38] Bakara: 2/35


[39] İbn Mâce, Talak 16; Acluni, KeşM-Hafa, 1/433 (ç)


[40] Bakara: 2/286


[41] Tâhâ: 20/115


[42] Reşid Rıza, Tefsirü'l-Menar, 1/380


[43] Bu İbnü '1-Arabî ile tasavvufçu îbn Arabî aynı şahıs değildir İlki, Maliki mezle-bİne mensup Endülüslü tefsirci büyük bir alimdir Diğeriise tasavvufçu îbn Arabi'dir, Bu ikisinin arasının birbirinden ayırmak için genellikle ilki, İbnü '1-Arabî, diğeri ise İbn Arabî şeklinde ifade edilmektedir, (ç)


[44] İbnü'l-Arabî eî-Malikî el-Endelüsî, Tefsirö Ayati'l-Ahkam, 3/1249


[45] Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'ân 1/306


[46] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 127-133

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.