08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Nûh (A.S)'İn, Kendi Kavmini Allah'a Davet Etme
Hz Nûh (a s)'ın, Kendi Kavmini Allah'a Davet Etmesi:
Hz Nûh (a s)'ın hayatı, zorlu ve sıkıntılı bir hayat olup kavmiyîe olan mihneti, elem verici şiddetli bir mihnetti Çünkü Hz Nûh (a s), kavmi arasında uzun nesiller ve zamanlar kaldı*ğı halde onlarda; sağır bir kulak, kapalı bir kalp ve taşlaşmış bir akıldan başka bir şey göremedi Zira onların nefisleri, bü*yük bir kaya parçasından daha sert ve kalpleri, demirden daha sert bir hal almıştı
Hz Nûh (a s)'ın uzun müddet devam ettiği nasihat ve ö-ğüdü onlara bir fayda sağlamadı Ayrıca Allah'ın azabıyla korkutması ile de onları yaptıkları şeylerden alı koyamadı Zi*ra Hz Nûh (a s) onlara, nasihat ve öğüdü artırdıkça, onların daha da inadını ve kibrini artırıyordu Ne zamanki Hz Nûh (a s) onlara Allah'ı hatırlatınca, bu hatırlatması onların sapık*lık fesadını daha da artırıyor ve diğer çeşitli sapıklık yollarına yöneliyorlardı Üstelik Hz Nûh (a s)'ın davetine aldırış etmiyorlar ve Hz Nûh (a s)'m onları, Allah'ın azabıyla kor*kutması ve uyarması da bir fayda vermiyordu
Hz Nûh (a s) kavmi arasında yaklaşık 950 sene davetçi, öğütçü ve nasihatçi olarak kaldı Bu zaman zarfında Hz Nûh (a s) onları sapıklıktan kurtarmak ve onları taşlar ile bakırlar*dan yapılmış putlara tapmaktan uzaklaştırmak için "hikmetli yolların" hepsini kullandı Buna rağmen Nûh kavminin ileri gelenleri ile birlikte bulunan diğer kimseler ise hiçbir şekilde kurtuluş yolunu bulamadılar Fakat Hz Nûh (a s), onlarm bu yaptıklarına rağmen gece-gündüz ve gizli-açık olarak davetine devam etti Ama bunların hepsine rağmen Nûh kavminin kalp*leri yumuşamadığı gibi hakkı da bulamadılar
Ayrıca ihsanı kötülüğe ve lütfü zorluğa tercih ettiler Bu*nunla yetinmeyip Hz Nûh (a s)'ı dövmeye, eziyet etmeye ve zulmetmeye yeltendiler Fakat Hz Nûh (a s)'ın onların bu yap*tıkları karşısında şöyle demeye devam ediyordu: 'Ey Allahım! Kavmimi bağışla Çünkü onlar, hakikati bilmiyorlar "
Tefsircilerin naklettiğine görefHz Nûh (a s), kavmine gi*diyor ve onları putlara tapmaktan vazgeçip bir olan Allah'a ibadet etmeye davet ediyordu Bunun üzerine kavmi, Hz Nûh (a s)'a karşı bir araya toplanıp memleketten terk ettirecek bir şekilde onu dövüyorlar, bayıltmcaya kadar boğazını sıkıyorlar, soma da eti kemiğinden soyulmuş bir vaziyette hasırın içeri*sinde yolun kenarına atıyorlar ve ona:
- Bugünden itibaren (almış olduğun bu yaralar ile) yakın bir zamanda ölürsün ve azığın ile Cenab-ı Allah'a dönersin, diyorlardı Onlar bu sözleri sarf ettikleri halde yine de Hz Nûh (a s) onlara -yaralı olduğu halde- geri dönüyor ve onları Al*lah'a davet ediyor Fakat onlar, Hz Nûh (a s)'m bu hareketine karşılık yine daha önce yaptıkları hareketlerin benzerlerini ya*pıyorlardı "
İşte Nûh kavmi, Hz Nûh (a s)'a böyle eziyet ediyor ve ona zulmediyorlardı Buna rağmen Hz Nûh (a s), kavminin kendisine bu yaptıklarına karşılık sabrediyor ve onlara azabın gelmesi için duada bulunmuyor, onlar için ve oğullan için hayr ve kurtuluşu umuyor ve:
- Belki Allah, onların soylarından davetimi kabul edecek ve kendisine iman edecek kimseleri çıkarır, diyordu Bununla birlikte uzun bir müddet Hz Nûh (a s) ile beraber, onlardan iman edenler çok azdı Hz Nûh (a s)'ın peygamberliği müddetinde ilk nesil yok olup gidince, onların yerine onlardan sonra daha kötüsü ve Allah'ın rahmetinden uzak olan kimseler geldi Fakat yeni gelen bu nesil, oğullarına, Hz Nuh'a iman etmeme*lerine dair tavsiyede bulunuyorlardı Çocuk ergenlik çağına eriştiğinde babası, oğluna:
- Ey oğlum! Bu adamın davetinden sakm ve ona yüz ver*me Yoksa seni atalarının dininden ve ilahlarından geri gönde*rir, diyordu
Hz Nûh (a s), onların iman etmeyeceklerinden ümit ke*since, onların azaba uğratılması için Yüce Allah'a şöyle duada bulundu:
"Nûh: "Ey Rabbim! (Gece-gündüz ve gizli-açık olarak kavmime tebliğde bulundum Fakat bunun karşılığında onlar uzun bir müddet geçtiği halde iman etmediklerinden dolayı) kafirlerden yeryüzünde dolaşan hiçbir kimseyi bırahna! Çün*kü sen onları (yeryüzünde dolaşır bir vaziyette) bırakırsan (sana iman etıniş olan) kullarını (senin hak) yolundan çıkarır*lar, (sonra onlar) kötüden ve Öz kâfirden başkada çocuklar doğurmazlar"[46]
Buna göre tufan, Hz Nûh (a s)'ın bu duasından sonra ol*muştur Abdullah ibn Mesud (r a)'ın şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
"Sanki ben, Hz Peygamber(sav)'i, "Kan akıtıncaya kadar kavminin dövdüğü ve yüzündeki kanlan silmeye çalışan ve kavmi hakkında:
- Ey Allah'ım! Kavmimi bağışla Çünkü onlar hakikati bilmiyorlar" diyen peygamberlerden bir peygamberi anlattığını gorur gibiyim [47]
[46] Nuh: 71/26-27
[47] Buharî Enbiyâ 54; Müslim, Cihad 104: îbn Mâce, iten 23 (ç)
Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 319-321
|
|
|