Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. İsmâîl (A.S)'İn Kurban Edilme Kıssası:
Hz İsmâîl (a s)'ın Kurban Edilme Kıssası:
Hz İbrâMm (a s), uyurken öyle bir rüya gördü rüyasında: "Yüce Allah, Hz İbrâhîm (a s)'e; oğlu İsmail'i kendisi için kurban kesmesini emrediyordu " O sırada Hz İbrâhîm (a s)'in İsmail'den başka bir çocuğu yoktu Üstelik Allah, Hz İbrâhîm (a s)'a yaşlı ve ihtiyar olduğu bir sırada İsmâîl'i vermişti Ve şimdi de geri istiyordu
Hz İbrâhîm (a s), uykusundan uyandıktan sonra tereddüt*süz, kayıtsız ve şartsız olarak Allah'ın emrini yerine getirmek için hemen Filistin'den Mekke'ye geldi Hz îbrâhîm (a s), Mekke'ye oğlunun yanma geldiğinde[66] onun, Allah'ın emrini kabul etmedeki ölçüsünü ve Allah'a olan itaatini görmek için Allah'ın kendisine emretmiş olduğu işi oğluna haber vermeyi isteyerek ona:
"Ey oğlum! Doğrusu ben, uykuda iken seni (Allah 'in isteği doğrultusunda) boğazladığımı gördüm Bir düşün! (Bu konuda) Ne dersin?" dedi (Saffât: 37/102) Yani Hz İbrâhîm (a s), oğlunun kalbinin huzur ve sükunete kavuşması için ve oğluna Allah'ın emrini zorla kabul ettirmektense daha kolay ve hoş bir şekilde Allah'ın bu emrini oğluna arz etti Bunun, Allah'ın emri olduğunu duyan oğlu, yumuşak bir şekilde kabul etti
Hz İsmail'in Allah'ın emrine karşı olan sonsuz itaati ve bunu kabul etmede gösterdiği cüretkarlığı, babası Hz İbrâhîm (a s)'ı çok sevindirdi Hz îsmâîl(a s), babasının bu sözüne ka r-şılık şöyle cevap verdi:
"Ey babacığım! Ne ile emrolunduysan onu yap Allah di*lerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin "(Saffât: 37/102)
Hz İsmail'in bu davranışı, büyük bir iyilik, Allah'tan b ü-yük bir başarı, -babada ve oğulda- dağları şiddetle sallayan ve bu konuda Allah'a kullukta ubudiyyetin en güzel bir şekliyle -babada ve oğulda tezahür eden bir imandı
Baba oğlunu, kurban kesmekle emrolunuyor ve Allah'ın emrini yerine getirmeye koşuyor Oğul ise babasıyla istişare ediyor ve Allah'ın hükmüne yönelerek ve boyun eğerek kabul ediyor
Sanki bu iş, avuç dolusu sudan bir yudum gibi Çünkü o-ğul, babasına, sevdiğini kaybetmenin verdiği acıyı hafifletmeyi isteyerek onu maksadına ulaştırmak için yolların en güzeliyle irşat ederek şöyle diyor:
- "Ey babacığım! Beni boğazlamak istediğin zaman iple sıkıca bağla Üstelik bağımı iyi yap ki bıçağın tenime değdi*ğinde hareket etmeyeyim Ölümün bana daha hafif ve kolay olması için bıçağını iyice keskinleştir Boğazımı bıçak ile kesmede çabuk davran ki bıçak beni çabuk öldürsün Çünkü Ölüm, çok çetin ve zordur Aynı zamanda bana bakınca, ka I-binde yumuşama meydana gelirde benim hakkımda Allah'ın sana emrettiği işi yerine getirmede kötü bir durum meydana gelebilir Hz İbrâhîm (a s) ise oğluna:
- "Ey oğlum! Sen bana Allah'ın emrettiği işi yerine geti r-mede ne güzel yardımda bulundun" dedi
Daha sonra Hz İbrâhîm (a s), oğlunu bağrına bastı ve onu Öpmeye başladı Çünkü oğluyla son defa ve dalaşıyordu Daha sonra Hz İbrâhîm (a s), oğlunu Allah'a teslim etmek üzere yanı üzere yere yatırdı Elini ve ayağını omzundan bağladı Bıçağı boğazına koydu Boynunun altından bıçağı bastırdı Fakat bıçak kesmedi Bıçağı elinde ters çevirdi Yine kesmedi Sanki bıçak, sert bir ağaç veya taş parçasıyla karşılamıştı Hz İsmâîl, babasına:
- "Ey babam! Beni yüzümün üzerine yatır Çünkü sen, b a-na baktığın da, bana karşı acıma hissin gelirde benim hakkı m-da senin ile Allah'ın emrini yerine getirme arasında engel te ş-kil edersin" dedi
Bunun üzerine Hz İbrâhîm (a s), oğlunun söylediğini ya p-tı Daha sonra da bıçağı, oğlunun ensesine koyup bastırdı B ı-çak yine kesmedi Çünkü Yüce Allah bıçağı, kesin hususi hükmü altına almıştı Böylece Hz İbrâhîm (a s), imtihanı k a-zanmış oldu Bunun yanı sıra ilahi ses, şu şekilde geldi:
"Ey ibrâhîm! Rüyayı gerçek yaptın İşte Biz iyi davranan*ları böyle mükafatlandırırız" diye seslendik Doğrusu (İbra*him'e yapılan) hu (iş) apaçık bir imtihan idi Ona (bu yaptığı davranışa karşılık) fidye olarak büyük bir kurbanlık ver*dik "[67]
Kurban Edilen Kimdir?
Daha önce anlattığımız üzere, Hz İbrâhîm (a s)'m kurban etmekle emrolunduğu oğlu, Hacer'in soyundan olan Hz İsmâîl (a s)'dır Alimlerin çoğunun itimat ettiği Sahih olan görüşte budur Çünkü bu kıssanın Mekke'de meydana gelmesi, Hz İbrahim (a s)'m hanımı Hacer'i ve oğlu İsmail'i daha önce o-raya bırakıp gitmesinden dolayıdır Zaten Hz İsmâîl, o esnada Mekke'de yaşamaktaydı İshâk ise o sırada daha bilinmiyordu Üstelik İshâk, Mekke'ye hiç gelmemişti bile Hz İsmâîl ise küçüklüğünde iken Mekke'ye annesi Hacer ile birlikte gelmiştir "[68]
Ehl-i Kitabın inancına göre;[69] kurban edilen Hz İsmâ-îl(a s) olmayıp Hz İshâk(a s)'dır Bu görüş, Kur'anî nasslara muhalefet ettiğinden dolayı batıl ve merdut bir görüştür
İbn Kesîr, bu konuyla ilgili olarak şöyle der:
"Kur'an'm açık ifadesi budur (Yani Hz îsmâıl(a s)'ın kurban edildiğidir Kur'an'daki ve hadisteki) bu ifadeler, kur*ban edilenin Hz İsmâîl(a s)'ın olduğu hususunda hemen he*men bir delil gibidirler [70] Çünkü bu ayetler de, kurban edile*nin kıssası anlatılmakta,[71] sonrada şöyle denilmektedir:
"iyilerden bir Peygamber olacak "İshâk"ı İbrahim 'e müj*deledik " (Saffât: 37/112)
Hz İshâk(a s)'m Hz İbrahim (a s)'a müjdelenmesi -ayetlerdeki konunun sıralanışında da görüldüğü gibi - Hz İs-mâîl(a s)'m Mekke'de iken kurban edilişinden sonra olmuş*tu [72] Çünkü Hz İbrahim (a s)'m Allah'a olan imanın kuvve t-lenmesi ve itaati, Mekke'ye gelip oğluna Allah'ın emri ni ilet*tikten sonra ortaya çıkmıştı Hz İbrahim (a s)'m bu imtihanı kazanmasından dolayı Allah ona, Hz İsmail'in dışında başka bir çocuğu verip ona, -yukarıda geçen ayette görüldüğü üzere-İshâk'ı müjdelemiştir
Kurban edilenin Hz İshâk olduğunu söyleyenlerin[73] da*yanakları İsraili rivayetlerdir Halbuki İsrail oğullarının kitapları tahrif edilmiştir Üstelik onların yanında bulunan Tevrat'ta Yüce Allah, Hz îbrâhîm (a s)'a; bekar olan oğlunu kurban etmeşini emretmişti Halbuki Hz İsmâîl 'as o sırada bekardı (ve Hz İshâk(a s) ise o sırada henüz daha mevcut değildi) İsrail oğullarını böyle bir yalan söylemeye iten faktör; Arapları çekemeyişleridir Çünkü Hz îsmâîl, Hz Muhammed (s a v)'inde mensup olduğu Hicaz bölgesi Araplarmın atasıdır Hz İshâk ise, İsrail oğullarının atası Hz Yakub'un babas ıdır Hz Yakub'un diğer ismi de "İsrail"dir İsrail oğullan bu yüce şerefi, Araplardan alıp kendilerine mal etmek istediler Bu nedenle de Allah'ın kelamını tahrif ettiler ve ilaveler yaptılar Üstelik onlar, yalancı bir kavimdirler Çünkü onlar, üstünlük ve şerefin Allah'ın elinde bulunduğunu ve bunları istediği he r-hangi bir yere vereceğini bir türlü kabul etmediler
Selef alimlerinden bir çoğunun söylediğine göre[74], Hz İbrâhîm (a s)'m kurban olarak takdim ettiği oğlu, Hz İshâk(a s)'dır Fakat bunu söyleyenler, bu görüşlerini Yüce Allah Ka'bu'l-Ahbar'dan veya Ehl-i Kitap'm kitaplarından almışlardır [75] Çünkü Hz İshâk (a s)'ın kurban edildiğine dair Resulullah (sav)'den sahîh bir hadis nakledilmemiştir Üstelik bu görüşten dolayı kutsal kitabımız olan Kur'an'm açık ifad e-lerini de terk edemeyiz
Dikkat edildiği takdirde, kurban olarak takdim edilenin, Hz İshâk olduğu, Kur'ân-ı Kerîm'in ifadelerinden anlaşılmıyor Biraz düşünürsek, kurban edilenin Hz İsmâîl olduğunu Kur'an'm ifadelerinden anlarız Hatta bu husus Kur'an'daki ayetlere bakıldığında- kesin ifadelerle belirtilmiş*tir
Kurban edilenin Hz İshâk değil de Hz İsmâîl olduğu hu*susunda İbn Ka'b el-Kurazî'nin getirmiş olduğu delil, ne kadar güzel ve ilginçtir Kurazî'nin getirmiş olduğu delilin kaynağı, Yüce Allah'ın şu ayeti kerimesidir:
"ibrahim'e, İshâk'ı ve (onun oğlu) Yakub'u müjdeledik" (Hûd: 11/71)
Kurazî derki: Bu ayette ilk önce Hz İshâk'in daha so nra da Hz İshâk'in oğlu Yakub'un doğacağı Hz îbrâhîm (a s)'a müjdeleniyor Buna göre Hz İshâk(a s)'m çocuğu doğmadan kendisi de daha henüz küçücük bir çocuk iken- Hz İshâk(a s)'m kurban edilmesi Hz İbrâhîm (a s)'a emrediliyor Küçücük bir çocuk iken kurban edilmesi emredilen bir insanın daha sonra çocuğu hiç doğar mı? Bunun aklen ve naklen olma*sı mümkün değildir Çünkü bu, ayette geçen müjdeleme ile çelişki halindedir [76]
Rivayet olunur ki; Halife Ömer b Abdulaziz, Şam'da ya*şamakta olan bir yahudiye haber salarak huzuruna çağırtmıştı Yahudi alimlerinden olduğuna kanaat getirdiği o adama Ömer b Abdulaziz:
- "Hz İbrâhîm (a s)'a, iki oğlundan hangisinin kurban e-dilmesi emredilmişti" diye sormuş Yahudi alimi de:
- "Hz İsmâîl'in kurban edilmesi emredilmişti Allah'a yemin ederim ki, Ey Mü'minlerin Emiriî Yahııdilerde bunu biliyorlar Fakat onlar, atanız Hz İsmâîl'in kurban edilmesi hakkındaki ilahi emre boyun eğişi ve sabredişi, faziletinin ve üstünlüğünün Allah tarafından anlatılışını çekemediklerinden dolayı Arap topluluğunu kıskanırlar Bu sebeple kurban keşi1me emrinin Hz İsmâîl hakkında verilmediğini bile bile inkar ediyorlar Bu husustaki emrin Hz îshâk hakkında verildiğini ileri sürerler Çünkü Hz İshâk, onların atasıdır" şeklinde c e-vap vermişti "[77]
Meşhur olduğu üzere, Hz Peygamber(sav), "İki kurban*lığın oğlu" diye çağrılırdı [78] "İki kurbanlık" ile kastedilen ise, Hz İsmâîl ile Hz Peygamber'in babası Abdullah'tır [79]
[66] Rivayetlere göre; Hz îsmâîl (a s) bu sırada yedi yaşındaydı, Hz İbrâhîm (a s)'ın ise Mekke'ye gelişinin ilkiydi (ç)
[67] Saffât: 37/104-107 (Hadisi şerifte bu kurbanlığın birkaç olduğu anlatıimaktadır Bu hadis için B k z: Ahmed b Hanbel, Müsned, 1/297) (ç)
Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 375-377
[68] Hz İsmâîl (a s)'m annesi Hz Hacer ile birlikte Mekke'ye gelişini bildiren uzun*ca hadis daha önce geçmişti, (ç)
[69] Bununla ilgiii olarak B k z: Tevrat, Tekvin, 16-23 bah (ç)
[70] Doç Dr Abdullah Aydemir, Kurbanlığın, Hz İshâk (a s) değil de Hz îsnıâîl (a s) olduğuna dair hadisleri ve haberleri şöyle sıralamaktadır:
1 Bubarî, Enbiyâ 12'de ve Ahmed b Hanbel'in Müsned adlı eserinin 1/347'de geçen rivayetler buna delildir (Kısaltılarak alınmıştır)
2 Hz Peygamber (s a v) bir vesile ile: "Ben iki kurbanlığın oğluyum" bu*yurmuştur (B k z: Keşfu'1-Hafa, 1/199) İslam tarihçileri iki kurbanlıktan birinin Hz Peygamber (s a v)'in babası Abdullah, diğerinin de Hz İsmâîl (a s) olduğunu açıklamışlardır
3 İslam'ın ilk devirlerinde, Hz İsmâîl (a s) için kesilen koçun başını, iki boynuzu ile birlikte Kabe'de asılı'bir halde bulunduğunu ve başın kuru*muş olduğuna dair muhtelif senetİerle rivayet edilen hadisler (b k z: Müsned, 4/68; 5/379-380) ve tarihi rivayetler mevcuttur Tek başına sa*dece bu rivayet bile kurbanlığın Hz İshâk (a s) değil, Hz, İsmâîl (a s) ol*duğuna delil olarak yeter Çünkü Mekke'de hakim olan Hz İsmâîl (a s)idi Hz İshâk (a,s)'m küçükken Mekke civarına geldiğine dair elde hiçbiı delil yoktur
4 Hz Peygamber (s a v)'den "Gerçekten kurbanlık İsmail'dir" (Kurtubi, Tefsir, 15/100-101) mealinde bir hadis de rivayet edilmiştir
5 Rivayete göre; el-Esmâî şöyle demiştir: "Bir gün kurbanlığın kim oldu ğunu Ebu Amr ibn el-Alâ'dan sormuştum Cevabında bana: i(Ey Esma! Sen aklını mı yitirdin? Hz İshâk (a s) Mekke'ye nereden gelmiş? Mekke'de ikamet eden Hz İsmâîl (a s)'dır
6 îbn Abbas(ra): "Cam Allah yoluna kurban edilmek İstenen Hz İsmâîl (a s)'dır Yahudiler ise kurbanlığın Hz îshâk (a s) olduğunu iddia ettiler ve (böylece de) yalan söylediler" demiştir
7 İbn Ka'b el-Kurâzî ile ilgili rivayet daha önce geçmişti
(Doç Dr Abdullah Aydemir, a g e, sh 72-73) (ç)
[71] Saffât: 37/99-112 (ç)
[72] "Kurbanlığın Tevrat'ta (Tekvin, 22/1-19) Hz İshâk (a s) olarak ismen açıklan*mış olmasına rağmen, yine Tevrat'a dayanarak bunun bir yalan ve tahrif olduğunu isbat etmek mümkündür Şöyle ki: Yüce Allah Tevrat'ta Hz İbrâhîm (a s)'e şu emri verir: ''Şimdi oğlunu, biricik oğlunu İshâk'ı al  kurban olarak takdim et!" (Tekvin, 22/2) Eğer Tevrat'ı dikkatlice okursak Hz İshâk'ın "biricik" oğul olmadı*ğını görürüz Çünkü (Tevrat'a göre) Hz İshâk doğduğu zaman Hz İsmâîl 14 yaşın*da idi (Tekvin, 17/24-25) Tevrat'a göre Hz İbrâhîm (a s) ile Hz İsmâîl (a) aynı günde sünnet olmuşlardır (Tekvin, 17/25-26) Hz îshâk doğduğu zaman Hz İbrâ*hîm (a s) 100 yaşma basmıştı (Tekvin, 21/5) O halde Hz İshâk için kullanılan biri*cik sıfatı yanlıştır Kendisinden 14 yıl önce dünyaya gelmiş ağabeyisi Hz İsmail varken, Hz İshâk'a "'biricik" oğul denmez Bu açık bir tahriftir Muhtemelen bu biricik sıfatı Hz İsmail'e aittir Bu isim de bilerek tahrif edilmiştir " (Doç, Dr A Aydemir, age sh 73-74) (ç)
[73] Bu görüşte olan kimselerin delilleri için b k z: Doç Dr Abdullah Aydemir, age, sh 69-71 (ç)
[74] Bu görüşte olanlar şunlardır: Hz Ömer, Hz Ali, Hz Abbas, Abdullah b Mes'ud, Ebu Mûsâ eUEş'arİ, Ebu Hureyre, Ka'bu'l-Ahbar, Vehb b Münebbih ve daha bazı tabiin ve onlan takip eden İslam büyükleri de kurbanlığın Hz İshâk ol*duğu yolunda kanaat beyan etmişlerdir B k z; Taberî, Tarih, 1/402; Taberî, Tefsir, 23/71; Zemahşerl Keşşaf, 4/56-57; İbnü'l-Cevzî Tefsir, 7/72; îbnü'I-Esîi el-Kâmü, 1/108, 109, -110, ibn Kayyim el- Cevziyye, Zadü'1-Mead, 1/29; Fahreddîn er-Râzî, Tefsiri Kebîr 26/153-154; Kurtubi, Tefsir, 15/100-101; İbn Kesîr, Tefsir, 4/43-44; İbn Kesir, el-Bidâye, 1/159 (ç)
[75] Tabressi, bu konuyla ilgili olarak şöyle der: "Kurbanlığın, Hz İshâk olduğunu İddia edenler, Ehl-i Kitap olan Yahudi ve Hıristiyanlara dayanıyorlar Onların bu konuda ittifak etmiş olmalarını öne sürerek, görüşlerini takviye cihetine gidiyorlar
[76] Ibn Kesîr cİ-Bk!âye ve'n-Nihâye 1/158
[77] îbn Kesîr: el-Bidâye, ve'n-Nihâye, 1/160
[78] Bununla ilgili hadis için b k z: Acluni, Keşlu'1-Hafa, 1/199 (ç)
[79] İbn Hişam, Siretü'n-Nebeviyye, 1/160 vd; îbn Kesîr, el-Bidaye ve;n-Nihaye, 1/160; Zemahşeri, el-Keşşât; 4/56, İbnül-Esîr, el-Kâmil, 1/108; Tabressi, Tefsir, 4/453, et-Tusi, Tefsir, 8/474; Aynca konuyla ilgili olarak İvad İbrâhîm tarafindan "MecelletiT 1-Ezher" adlı derginin üçüncü sayısının sh 241 ve devamında bir maka*le yayın lanmışîır (ç)
Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 377-382
|