Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
asin, gitmesi, musa, mısıra

Hz. Mûsâ (A.S)'İn, Mısır'a Gitmesi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Mûsâ (A.S)'İn, Mısır'a Gitmesi




Hz Mûsâ (as)'ın, Mısır'a Gitmesi ve Firavunu Yüce Allah'a İman Etmeye Çağırması:


Hz Mûsâ (as), Rabbiyle Tur dağında konuşup Peygamber olduktan sonra geri dönüp ailesiyle birlikte Mısır'a doğru yürüyüp gitti Mısır'a bir gece yarısı vardı Cenab-ı Allah, Hz Mûsâ (as)'m kardeşi Harun'a, Hz Mûsâ (as)'ın kendisine doğru gelmekte olduğunu ve onunla buluşmasını müjdeledi, ayrıca kendisini, Hz Mûsâ (as)'m yardımcısı ve onunla birlikte Firavunu Allah'a davet etmek için Peygamber olarak gönderdiğini bildirdi


Daha sonra Hz Hârûn (as), Hz Mûsâ (as)'ı karşılayıp bir araya gelerek Firavunu Allah'a kulluk etmeye çağırmak üzere ona gittiler Saraya vardıklarında Hz Mûsâ (as), Firavunun huzuruna girmek için kapıdan kendisine izin vermesini istedi Kapıcı ise Hz Mûsâ (as)'a: "Firavuna ne söylemek istiyorsun?" diye sordu Hz Mûsâ (as) ise kapıcıya: "Firavuna alemlerin Rabbinin peygamberinin geldiğini söyle?" diye cevap verdi Kapıcı ise Hz Mûsâ (as)'m bu sözlerinden korkup hemen efendisinin huzuruna girerek Hz Mûsâ (as)'m söylediği ve ondan işittiği sözleri Firavuna şöyle haber verdi:


- "Kapıda deli bir adam bulunup kendisinin alemlerin Rabbinin peygamberi olduğunu iddia ediyor" dedi Firavun:


- "Onu içeri al" dedi


Hz Mûsâ (as), beraberinde Hz Hârûn (as) olduğu halde Firavunun huzuruna girdiler Daha sonra Hz Mûsâ (as) konuşmaya başlayarak Firavunu Allah'a kulluk etmeye davet edip ona Rabbinin risaletini tebliğ etti[54] Firavun ise Hz Mûsâ (as)'ın bu sözleriyle alay ederek ona:


- "Burada benden başka bir ilah var mıdır?" diye sordu


Daha sonra Firavun Hz Mûsâ (as)'ı inceleyip düşünerek onu kendi sarayında yetiştirdiği Mûsâ olduğunu anlayıp ona, daha Önceki durumuna dair -Kur'ân-ı Kerîm'in anlattığı gibi-şöyle dedi:


"Çocukken biz seni (Nil nehrinden alarak) yanımızda alıp yetiştirmedik mi? Ve sen hayatının birçok yıllarını (Kıptî'yi öldürmezden önceki dönemini) aramızda geçirdin ve yapacağın işi (bizden olan Kıptî'yi öldürme işini) yaptın Sen (bu kadar iyi imkanlarda yetiştiğin halde ve bunun karşılığı olarak bir Kıptî'yi öldürmekle) nankörlük edenlerdensin' dedi (Firavun Musa'nın davetine cevap vermekten kaçınıp ona iyilikleri hatırlattı) Mûsâ: 'Ben, bu (Kıptî'yi öldürme işini) cahillerden olduğum halde yaptım (Bu işin öldürmek noktasına ulaşacağını bilmiyordum ve bu olay; Yüce Allah'ın, beni, hidayet ve vahyi ile lütuflandırıp Peygamber yapmasından önce idi) Bundan dolayı siz (in beni öldüreceğinizden korktuğum için (Medyen'e) kaçtmı Sonrada Rabbim bana hüküm (peygamberlik ve ilim) ihsan etti (Böylelikle bilgisizlik ve sapıklıktan kurtuldum) ve beni peygamberlerden kıldı"


İşte senin başıma kalktığın bu nimet[55], İsrailoğullannı (emrin altında kullanmak üzere) köle ettiğin içindir' dedi (Bunun üzerine Firavun ise 'Alemlerin Rabbi dediğin de nedir? ' dedi (Mûsâ 'da 'Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir? Eğer siz yakın (yani eşyayı delilleri ile bilip delil) getirebilenlerden iseniz (bu böyledir)' dedi[56]




Hz Mûsâ (as) ile Sihirbazlar, Firavunun Huzurunda:


Hz Mûsâ (as), Rabbinin asaletini Firavuna anlatmaya devam ediyor Firavun ise onu, hapiste cezalandırma ve kovma gibi tehditlerde ve vaatlerde bulunuyordu Hz Mûsâ (as) ise ona:


- "Biz sana apaçık delillerle gelen kimseleriz" dedi Firavun ise:


- "Senin yanındaki de nedir?" diye sordu


Hz Mûsâ (as)'da yanında bulunan asayı yere attığında asa büyük bir ejderha oluvermişti Elini de koynuna koyup çıkardığında ise eli, güneşin parlamakta olan ışığından bir parçası gibi olmuştu[57] Firavun, Hz Mûsâ (as)'m göstermiş olduğu bu mucizeler karşısında şaşkınlığa uğrayıp hemen üst düzey devlet yöneticilerini çağırdı ve onlarla Hz Mûsâ (as)'m durumunu istişare etti Onlar, Firavuna, Hz Mûsâ (as)'ın getirdiği mucizeleri boşa çıkarabilmek için sihirbazlarının ona karşı toplanmaları gerektiğini söylediler[58] Çünkü onlar böyle söy-iemekte, Hz Mûsâ (as)'ı normal sihirbazlardan biri olduğunu zannetmişlerdi


Bir müddet sonra sihirbazlar Firavunun huzurunda toplandılar Firavun onlardan, "Musa'nın sihrine karşı bütün güç ve kuvvetlerini toplamalarını ve hedeflerini birleştirrmelerini" istedi Eğer bunu başarırlarsa kendilerini, "mal ve makam ile mükafatlandıracağını" ve Musa'yı yendiklerinde ise onları, "kendisine yakın kimselerden yapacağına" dair söz verdi[59]


Daha sonra her iki taraf, önemli bir günde[60] şehrin geniş bir yerin de halkın huzurunda bir araya geldiler[61]


Sonuç ise; sihirbazlar sayı bakımından çoğunlukta[62] olduklarından dolayı onlar, Hz Mûsâ (as)'dan yanında bulundurduğunu yere atmasını istediler Hz Mûsâ (as)'da, onlara, kendilerine saygıdan dolayı ve onları yeneceğine inandığından kendilerinin yanlarında bulundurduklarını yere atmasını istedi

Nitekim Yüce Allah, Hz Mûsâ (as) ile sihirbazlar arasında geçen olayı şöyle anlatmaktadır:

"Sihirbazlar: 'Ey Mûsâ! Sen mi (asanı) atacaksın yoksa (yanımızdakileri) atanlar biz mi olalım?' dediler Musa'da: '(ilk önce) siz atın!' dedi (Bunun üzerine sihirbazlar, yanlarında bulundurdukları ipleri yere) atınca (attıkları ipleri çeşitli hile ve göz bağcılık yaparak) halhn gözlerini büyülediler, (yaptıkları hileler ile) onlara korku saldılar ve büyük bir sihir getirdiler


Biz de, Musa'ya: 'Asanı (yere) bırak' diye vahyettih Bir de (sihirbazlar ile halk) ne görsünler! (Yere atılan asa,) onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor Böylece hak yerini buldu ve sihirbazların yaptıkları şeylerde boşa gitti"[63]


Sihirbazlar, yanlarında bulundurdukları iplerini ve değneklerini yere attılar Sihirbazlar, çeşitli hile ve gözbağcılık ile yere attıklarını yılan haline dönderdiklerinden dolayı; 'Firavun hakkı için, şüphesiz biz (Mûsâ 'ya karşı) mutlaka üstün geleceğiz' dediler"[64]


Hz Mûsâ (as), sihirbazların yere attıkları iplerin ve değneklerin sanki koşan yılanlar gibi vadiyi dolduran ve birbiri üzerine binen dağlar gibi gösterildiğini gördüğünde onların, bu yaptıklarına karşılık içine bir korku düşmüş ve dehşete kapılmıştı Fakat Yüce Allah, Hz Mûsâ (as)'a, önünde yükselip kalkmakta ve hareket etmekte olanların hepsi karşısında sükunete erdirdi ve ona korkmamasını, çünkü kendisinin onlara karşı zafer kazanacağına ve kendisine yardım edileceğine dair vahiyde bulundu Bundan dolayı Yüce Allah, Hz Mûsâ (as)'a, yanında bulundurduğu asasını yere atmasını emretti Hz Mûsâ (as)'da asasını yere attığında, asa, büyük bir ejderha oluverip sihirbazların yalan ve dolandan yapıp da yere attıkları yılanların vb şeylerin hepsini yakalayıp yutuverdi

Nitekim Yüce Allah, Hz Mûsâ (as)'m sihirbazlara karşı durumunu şöyle anlatmaktadır:


"(Sihirbazların çeşitli hile ve gözbağcılıkları ile yaptıkları dalaverelerle yere attıkları ipleri ve değnekleri koşan yılanlar gibi gördüğünde Mûsâ taşıdığı yapı nedeniyle veya insanların bunlardan dolayı tereddüte kapılıp kendisine tabi olamayacaklarından dolayı) içinde bir korku hissetti (Musa'nın durumunu gören Yüce Allah, ona 'Ey Mûsâ! Onların bu yaptıklarından dolayı korkma! Çünkü (bu mücadeleden) üstün çıkacak olan sensin sen Sağ elinde bulunan (asayı yere) at da onların (gerçeğe aykırı olarak) yaptıkları (bu gösteri ve uydurmalarını) yutuversin Çünkü onların bu yaptıkları sadece bir sihirbaz hilesidir Nerede olursa olsun sihirbaz asla başarı kazanamaz' dedik[65]


Tarihçilerin kaydettiğine göre;[66] Hz Mûsâ (as) elinde bulunan asayı yere attığında, asa, uzun ve kaim bir boynu ile insanı ürküten korkunç büyük bir yılan haline dönüvermişti Öyle ki asanın bu hale dönüştüğünü gören insanlar, ondan u-zaklaşmaya ve kaçmaya başlamışlardı Bu yılan, firavun ve halkın gözlerine doğru koşan yılanlar gibi görünen sihirbazların iplerini ve değneklerini hızlı bir şekilde birer birer toplayıp yutmaya başladı Bu sebepledir ki insanlar, onun yaptığından etkilenerek korku içerisinde, bozguna uğramış bir vaziyette, dehşet içerisinde ve zor bir durumda kalmışlardı Daha sonra Hz Mûsâ (as), büyük bir yılan şekline dönüşen asasını tekrar eline alınca, eskiden olduğu gibi -sihirbazların yılanlarını ve değneklerini yutmuş olduğu halde- asa haline donuverdi Hz Mûsâ (as)'m göstermiş olduğu bu mucizenin; büyü, göz boyama, hayal, yalan, iftira ve sapıklık olmadığını iyiden iyiye anlamış olan sihirbazlar, bu mucizenin ancak Yüce Allah tarafından yapılabilecek bir mucize olduğunu kabullenmişler ve Hz Mûsâ (as)'a inananların da ilki olmuşlardı Çünkü Allah, kalplerindeki gaflet perdesini aralamış ve kalplerini içinde yaratmış olduğu hidayet nuruyla aydınlatmış ve kalplerinin katılığını gidermişti Onlarda kalplerine yönelerek huzurunda secdeye kapanmışlardı İşte bu sihirbazlar, Firavunun düşmanı olan Hz Mûsâ (as)'a karşı zafer kazanmaları için ve galip gelmeleri için getirttiği sihirbazlardı


Sihirbazlar, Hz Mûsâ (as)'m göstermiş olduğu bu mucize karşısında iman edip Şanı Yüce Allah'ın birliğini kabul etmişlerdir Çünkü sihirbazlar, bu mucizenin; sihir, gözbağcılık, yalan ve iftira olmadığını kesin ve net olarak anlamışlardı Firavuna karşı peygamberliğinin doğruluğuna bir delil olması için Hz Mûsâ (as)'m eliyle ortaya çıkan bu mucize, ancak galip gelen Allah'ın mucizelerinden bir mucizeydi


Sihirbazlar bu mucizeyi gördüklerinde, bunu yapmaya insanın güç ye kudret yetiremeyeceğine anlamışlardı (Çünkü kendileri, sihri en ince noktalarına kadar bilen kimselerdi) İşte bu mucize, (insanlara garip ve) acayip gibi görünen şeyleri yapan ancak ilahi bir güç ve kuvvetten kaynaklanmaktaydı İşte sihirbazlar, bu ilahi güç ve kuvvet karşısında yenilgiye uğradıklarından dolayı Allah'a yönelerek huzurunda secdeye kapandılar ve: "Alemlerin ve Mûsâ ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler"(Şuam: 26/47-48)


Firavun, Hz Mûsâ (as)'ı aciz bırakamayıp aksine Hz Mûsâ (as)'ın, kendisini aciz bıraktığının farkına vardığından dolayı Hz Mûsâ (as)'a karşı kaybettiği güç ve kuvvetinin tekrar kendisine dönmesini sağlamak için ve yenilgisini örtbas etmek için -daha önce hile ve düzenbaz kimseler olan- sihirbazlara: "Doğrusu Mûsâ sizlere sihri (asıl) öğreten büyüğü-nüzdür Andolsun ki (Musa'ya inandığınızdan dolayı sizlerin) ellerini ve ayaklarınızı çaprazlama olarak keseceğim Hurma kütüklerine asacağım O zaman hangimizin (azabının)daha çetin ve daha devamlı olduğunu yakında bileceksiniz" (Tâhâ: 20/71)


Ayette de görüldüğü üzere; Firavun, sihirbazları Allah'a iman ettiklerinden dolayı öldürmek, asmak ve elleri ile ayaklarını çaprazlama olarak kesmek ve onları, Hz Mûsâ (as)'m kendilerine sihir öğretmek suretiyle onun emri altına girerek onu kendilerine sihir öğretmek suretiyle onun emri altına girerek onu kendilerine lider seçtikleri şeklinde ithamda bulundu


Halbuki Firavun, Hz Mûsâ (as)'m daha önceden onları tanımadığını ve onlarla birlikte bir araya gelmediğini yakîni bir bilgi ile biliyordu Çünkü Hz Mûsâ (as), bu olaydan önce yaklaşık on sene Medyen halkı içerisinde kalmıştı Bu sebeple Hz Mûsâ (as), nasıl olurda onlara sihri öğreten büyükleri (ve liderleri olur)?! Üstelik Hz Mûsâ (as), onları bir araya topla-nıadığı gibi onların bir meydanda kendisine karşı toplandıklarını dahi bilmiyordu Bilakis Firavun, sihirbazları, Hz Mûsâ (as)'ın davetini ve mucizesini boşa çıkarabilmek içki onları ülkenin çeşitli yerlerinden çağırıp bir araya getirip onları Hz Mûsâ (as)'a karşı kışkırtmıştı Sonunda ise Firavun mağlup olduğundan dolayı kendi hatasını örtbas edip kapatabilmek için uğraşmaktaydı Çünkü Firavun, Hakkın karşısında hiçbir şeyin fayda sağlamayacağını bilmemekteydi


Sihirbazlara gelince ise onlar, iman üzere sebat ederek Firavunun ceza ve tehditlerine aldırış etmediler Üstelik onlar, cesurca ve imanlarının yardımıyla, Firavunun zalimliğini ve zorbalığını, ona meydan okurcasına onun yüzüne karşı şöyle söylediler: "(Ey Firavun!) Seni bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz (Hakkımızda) ne hüküm vere-ceksen ver! Çünkü sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin (Senin hükmün, dünyada geçerli olabilir Daha önceden işlemiş olduğumuz) hatalarımızı (günahlarımızı) ve (Allah'ın ayetine ve peygamberinin mucizesine karşı çıkmak için) bize; zorla yaptırdığın sihri (n günahım) bağışlasın diye biz, Rabbimize iman ettik Çünkü Allah (bizim için senden veya ona itaat edenlere vereceği sevap ve ecirden) daha hayırlı ve (kendisine isyan eden kimselere cezası da daha) devamlıdır"[67]

Said b Cübeyr, bu sihirbazların durumu ile ilgili olarak şöyle der:


"Sihirbazlar (Hz Musa'nın göstermiş olduğu mucize karşısında Allah'a yönelerek onun huzurunda yere kapanarak) secde ettikleri zaman, cennette kendileri için hazırlanmış olan ve oraya varışlarını beklemekte olan süslü köşklerini ve saraylarını gördüler Bundan dolayı sihirbazlar, Firavunun tehdit ve cezalandırmalarına aldırış etmediler Bilakis hakkı, Firavunun yüzüne karşı söylediler"[68]


Zalim Firavun, tehdit ettiği şeyle onların ellerini ve ayaklarını çaprazlama keserek şehit etti Firavun onları, en kötü bir şekilde cezalandırmıştı Fakat bununla birlikte Firavunun tehdit ve korkutması, onları, Allah'a olan imanlarından vazgeçirmedi


Sonuçta ise onlar, şehitler ve iyi kullar olarak öldüler Allah onların hepsinden razı olsun


Abdullah ibn Abbas (ra), bu sihirbazlar hakkında şöyle der:



"Onlar, günün ilk başlarında sihirbazdılar Günün sonlarına doğru ise (Allah katında) iyi kullar ve şehitler oldular" [69]





[54] Hz Mûsâ (as)'m bu durumu için bkz: Tâhâ: 20/4S44, 47-48; Şuara: 26/10-18; Naziat: 79/17-19 (ç)


[55] "Yani İsrâiloğullarını, zelil köleler japtığın için bu böyle olmuştur Böylelikle Hz Mûsâ (as), Firavunun lütuf diye göstermeye çahşttği 'Hz Mûsâ {as)1! besst-mesini' kökten çürütmüş olmakta ve buna "nimet" adının verilmesini kabul etm-mektedir Çünkü böyle bir işin asıl sebebi; İsrail oğularının kökleştirilmesi, Hz Mûsâ (as)'ın Firavunun yanında büyümesinin sebebi olmuştur Eğer onlara inmemiş olsaydı, Hz Mûsâ (as)'ı anne babası yetiştirmiş olacaktı" (Said Havva el-Esas fi't-Tefsir, 10/275) (ç)


[56] Şuarâ: 26/18-28 (Benzeri ayetler için bkz: A'râf: 7/103-105) (ç)


Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 414-416


[57] Bkz: A'râf: 7/106-108; Şuarâ: 26/30-33 (ç)


[58] Bkz: A'râf: 7/109-112 (ç) ]


[59] [Bkz: A'râf: 7/113-114 (ç)


[60] Bkz: Tâhâ: 20/59 (ç)


[61] Halkın önünde Hz Mûsâ (as)'m sihirbazları Allah'a davet ettiğine dair bkz; Tâhâ: 20/61 -62 <ç)


[62] Bu sihirbazların sayısı hakkında ihtilaf vardır Muhammed b Kab'a göre bunk-nn sayısı, seksen bin; Kasım b Ebi Berde'ye göre yetmiş bin; Süddi'ye göre otuz bm küsur; Ebu Ümame'ye göre on dokuz bin; İbn İshâk'a göre on beş bin; Kabüi Ahbar:a göre on iki bin; Abdullah ibn Abbas'a göre yetmiş veya kırk kişi idiler, (ç)


[63] A'râf:7/115-I19


[64] Şuarâ: 26/44


[65] Taha: 20/68-69


[66] Bkz: tbn Cenret-Taherî, Tarih, 1/209-210 (ç)


[67] Tâhâ: 20/72-73 (Sihirbazlar ile ilgili ayetler için bkz: A'râf: 7/113-126; Yûnus: 10/80,82, Tâhâ: 20/61-73, Şuarâ: 26/38-51) (ç)


[68] İbn Cesîr, el-Bidlye ve'n-Nihâye, 1/256


[69] Muhammed Ali Sâbûnî, Peygamberler Tarihî, Ahsen Yayınları: 416-422

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.