Prof. Dr. Sinsi
|
Hz.Lokman (Lukman)(A.S.)
Bir nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir şahsiyet
Kur'ân-ı Kerîm'de Lokman adı iki yerde geçer (Lokman, 31/12,13) Kelime, aynı zamanda Mekkî bir surenin adıdır Bu sûrenin nüzul sebebi Kureyşlilerin Lokman'ı Hz Peygamber (s a s)'e sormalarıdır
Lokman'ın adı geçen iki ayetin meâli şöyledir: "Andolsun Biz Lokman'a Allah'a şükretmesi için hikmet verdik Şükreden kimse ancak kendisi için şükretmiş olur Nankörlük eden ise, bilsin ki Allah her şeyden müstağnîdir, övülmeye lâyık olandır Lokman, oğluna öğüt vererek "Yavrum, Allah'a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür" demişti " (Lokman, 31/12,13) Lokman'ın adı içinde geçmese de onun oğluna öğütleri devam etmektedir Ancak arada iki ayet içinde Yüce Allah, Lokman'ın öğüdündeki eş koşmayı(şirk) tekit için ana-babaya iyi davranmak; yaradana şükür, ana-babaya teşekkür etmesini bilmekle beraber; eğer ana-baba Allah'a eş koşmak üzere çocuğunu körü körüne zorlarlarsa o çocuğun onlara itaat etmemesi, dünya işlerinde onlarla güzelce geçinip Allah'a yönelen kimselerin yoluna uyması gerektiğini bildirmektedir (Lokman, 31/14,15) Lokman'ın öğütleri şöyle devam etmektedir: "Yavrum, işlediğin şey bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa da, Allah onu getirip meydana kor Doğrusu Allah Lâtif'dir, haberdar'dır Yavrum, namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret; doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdir İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseyi hiç şüphesiz ki sevmez Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini de kıs! Seslerin en çirkini şüphesiz merkeplerin sesidir" (Lokman, 31/16-19)
Lokman suresinde geçen meâli verilen ayetlerden anlaşılmaktadır ki, bu zat bir hakimdir Çünkü ona hikmet verilmiştir Böyle bir hikmete ulaşan kimseye gereken, o hikmete şükürdür Aslında Yüce Allah'ın, şükür de dahil hiç bir şeye ihtiyacı yoktur Ancak şükre ihtiyacı olan insandır Çünkü Allah, şükredince nimetleri artırma vadinde bulunmuştur (İbrâhim, 14/7) Lokman, üç kere "yavrum" veya "oğlum" diye hitap ederek oğluna öğüt vermiştir Bunlardan ilkinde Allah'a eş, ortak koşmamasını öğütlemiştir Çünkü bu, Allah'ın hakkını başkasına vermek, kulların ve bütün varlıkların yaratanına olan bu haksızlıkla onların haklarını çiğnemek, başta Yüce Allah'ın ikram ettiği, şerefli kıldığı insan olmak üzere bu varlıkları esas yaratanından başka fâni, âciz, güçsüz şeylere yönelterek onları tahkîr etmektir Lokman, ikinci "yavrum" hitabiyle başlayan öğüdünde, Yüce Allah'ın hardal tanesi kadar da olsa yapılan bütün iyilik ve kötülükleri gördüğünü, bildiğini ve onları ahirette değerlendireceğini anlatmıştır Nitekim Yüce Allah, zerre miktar hayır-şer işleyenin karşılığını göreceğini bildirmektedir (ez-Zilzâl, 99/7-8) Lokman, yine oğluna hitaben üçüncü öğüdünde onun namazı kılmasını, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmesini, başına gelene sabretmesini, insanlara böbürlenip kibirlenmemesini, çalım satıp öğünmemesini, yürümesinde, konuşurken sesinde ölçülü olmasını tavsiye etmiştir
Lokman hakkında hadislerde de bazı bilgiler bulunmaktadır En'âm suresi'nin 82 ayetinin nüzulünde sahabeler: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim hangimiz nefsine zulmetmez ki  ?" dediklerinde, Peygamberimiz Bu ayetteki zulüm sizin sandığınız gibi değildir O zulüm, şirk demektir Lokman'ın oğluna nasihat ederken, yavrum, Allah'a şirk koşma Zira şirk en büyük zulümdür dediğini işitmediniz mi?" cevabını vermiştir (Sahîh-i Buhârî, Tecrîd-i Sarîh, Tercemesi, IX, 163) Lokman şöyle derdi: "Yavrum, ilmi âlimlere karşı böbürlenmek, sefihlerle münazarada bulunmak ve meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme!" (Ahmed b Hanbel, I,190) Bu anlatım ve devamı başka bir rivayette şöyle yer almaktadır: "  Gınâ göstererek ve cehalete düşerek ilmi terketme! Yavrum, meclisleri ihmal etme! Allah'ı anan bir topluluk gördüğünde onlarla otur Eğer âlimsen ilmin işine yarar; cahilsen onlar sana öğretirler Umulur ki Allah onlara rahmetini lütfeder, onlarla beraber sana da ulaşır Allah'ı anmayan bir lopluluk gördüğünde onlarla oturma Eğer âlimsen ilminin sana bir yararı olmaz; cahilsen onlar seni saptırırlar Allah onları azabına düçar kılar, sana da onlarla beraber isabet eder" (Dârimî, Mukaddime, 34) Yine bir hadis-i şerifde ilim-hikmet hakkında şöyle denilmektedir: "Hakîm Lokman oğluna şu tavsiyede bulunmuştur Yavrum âlimlerin yanında otur ve dizlerinle onlara çok yaklaş Çünkü Allah, gökten indirdiği yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, kalbleri hikmet nûruyla diriltir"(Muvatta, İlim, 1) Lokman hakkında başka bir hadis de şöyledir: "Hakim Lokman, şöyle derdi: Şüphesiz Allah bir şeyi emânet aldığı zaman onu korur" (Ahmed b Hanbel, II, 87)
Bu hadislerin, meselâ zulüm, hikmet, ilim gibi konularda Kur'ân-ı Kerîm'deki Lokman ile ilgili ayetlerle rabıtalı olduğu görülmektedir
Lokman'ın kim olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır İbn İshak'a göre Lokman'ın nesebi [Lokman b Bâur b Nahor b Tarih (Terah: Âzer)] Dördüncü Kuşakda Hz İbrahim (a s)'in babası Âzer'e ulaşır Vâkıdî, Lokman'ın İsrâiloğulları kadısı, Eyle ve Medyen taraflarında yaşayan, Eyle'de ölen bir kimse olduğunu zikreder İkrime'ye göre Lokman bir nebîdir Ancak onun bir hakim olduğunda âlimlerin ittifakı vardır (Sahih-i Buharî Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 163) Vehb b Münebbih'e göre; Lokman İbn Bâûra, Âzer neslindendir Mukâtil'e göre ise, Hz Eyyub (a s)'in kızkardeşinin veya teyzesinin oğlu idi Uzun müddet yaşadı Hz Davud'a yetişti ve ondan ilim aldı Sanat sahibi idi Bir nebî olduğunu söyleyenler de oldu İbn Rüşd, Tehâfüt'ünde söylediği gibi, her nebî hakîmdir, fakat her hakim nebî değildir Bakara sûresi'nin 269 ayetine göre Yüce Allah hikmeti istediğine verir Kime de hikmet verilmişse ona büyük hayır lütfedilmiştir Dolayısıyle o kimsenin ilmen, amelen bunun şükrünü yerine getirmesi gerekir Lokman için de Kur'ân'da böyle söylenmiştir (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, IX, 3842-3843)
Lokman, İslâm'dan önceki Araplarda kendisinden çok bahsedilen bir şahsiyet idi Yahudi ve Hristiyan kutsal kitaplarında adı geçmez Onun Âd kabilesinden veya Habeşli bir köle olduğu da belirtilmiştir (S G F Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London 1970, s 414)
Eski Arap geleneğinde cahiliyye devri insanları bu zata Lukmânü'l-Muammer diyorlardı Onun yedi kartalın ömrü kadar uzun yaşadığına inanılırdı Ebû Hâtim es-Sicistâni'nin "Kitâbül-Muammarîn" adlı eserinde Lokman, Hızır'dan sonra uzun yaşayan ikinci şahsiyet olarak yer alır Yedi kartal ömrü beş yüz altmış yıl yapsa da çeşitli rivayetlerde onun bin, hatta üç bin-üç bin beş yüz yıl yaşadığı bile ileri sürülmüştür Lokman'a, Nâbiga'nın şiirlerinde bile rastlanır Cahiliyye geleneğinde Lokman aynı zamanda bir kahraman ve hakim bir kimse olarak da görülürdü Bir çok macera ona isnat edilmişti
|