Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karşı, kerim’e, kur’ani, vazifelerimiz

Kur’An-İ Kerim’E Karşı Vazifelerimiz

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur’An-İ Kerim’E Karşı Vazifelerimiz




KUR’AN-I KERİM’E KARŞI VAZİFELERİMİZ

Yüce Rabbimiz, insanoğlunu yaratılmışların en şereflisi kılmıştır Akıl, düşünme, konuşma, faydayı zararlıdan ayırabilme gibi kabiliyetler vermiş, her biri cihan-değer nimetlerle bedeni ve ruhi varlığımızı donatmıştır Dünyayı insana beşik kılmış, uçsuz bucaksız kainatı ve içindekileri insanın emrine, hizmetine sunmuştur Yeryüzü ve içindeki bütün varlıklar insanoğluna itaat ediyor, Toprak, su, hava, hayvanlar, bitkiler, ay, güneş, yıldızlar, gece ve gündüz Her şey Cenab-ı Rabbü’l-Alemin’in yarattığı gaye istikametinde insanlara hizmet veriyor

Rabbimiz nimetlerini bunlarla da bitirmemiş, hayatın karanlık yollarında yürürken önümüzü aydınlatmak için uyacağımız iman, ibadet ve ahlak kurallarını da bildirmiştir Bunca nimetleri bizlere bahşeden Yüce Mevla’mıza nasıl kulluk edeceğimizi, niçin yaratıldığımızı, nerede ve ne diye bulunduğumuzu, yolculuğumuzun nereye doğru sürüp gittiğini, bu dünya ötesinde nelerle karşılaşacağımızı, gönderdiği peygamberleri ve bu peygamberleri aracılığı ile bizlere ulaştırdığı kitapları vasıtasıyla bildirmiş, öğretmiştir

Allah’u Teala,ilk insan ve nebi olarak yeryüzüne indirdiği Adem(as)ile başlayan insan oğlunun hayat sürecini de,nebi olarak Muhammed(as)ile tamamlamıştır İnsanoğluna bu iki peygamber arasında hayat verecek ve emir ve fermanlarını beyan edecek bir çok kitaplar da göndermiş,fakat ne yazık ki tahrif etmişlerdir Allah’u Teala,insanlık alemine Habib-i edibi Muhammed (as)hatırına bir fırsat daha vermiş ve diğer gönderdiği kitaplardan faklı olarak bu kitabı bütün insan ve cinlere göndermiş ve onun üzerindeki tahrifatını önlemek için de koruması altına almıştır

Şanı yüce olan Rabbimiz:“O zikri (Kur’an’ı)biz indirdik ve biz onu koruyacağız” [544] fermanıyla Kur’an-ı Kerimi bozulmadan,kaybolmaktan bizzat İzzet-i Celali tarafından korunacağını beyan buyurmaktadır

İş artık insanoğlunun inisiyatifinden çıkıp Allah’u Teala’nın inisiyatifine intikal etmiştir Öyleyse mü’minlere kalan yaratıcının gönderdiği kitaba edeb ve hürmetle yaklaşıp onun gereğince amel etmektir

Bilinmelidir ki, kendisinde şu hasletler bulanan kimse, Kur’an’ın müşahede ile anlaşılan ve melakût aleminden zuhur eden ince manalarını anlama imkanı bulamaz “Az da olsa bid’at işlemek Günahlarda ısrar etmek Kalbinde kibir bulunmak Kalbini kötü ve haram arzuların sarması Aşırı dünya muhabbeti İmanının hakikatine ermeyip taklitte kalmak Yakîninin zayıf olması Okuduğunun manasını anlamamak Kur’an’ın sadece harfleriyle ve zahiri okunuşuyla yetinmek Sırf zahir ilmi olan bir müfessirîn sözüne bakıp inceliklerinden sarf-ı nazar etmek Kalbini bir tarafa bırakıp sadece aklıyla yetinmek Arapça’daki söz sanatının inceliklerine ve hitabın gizli manalara bakan yönlerine hakim olmamak İşte bu özellikleri taşıyan insanlar, Kur’an’ı gerçek hâliyle anlamaktan mahrumdurlar Onların anlayışı kendi bildikleri ile sınırlıdır Onlar anlayışta akıl seviyelerinin ötesine geçemezler Bu alanda en fazla zahir ilimleri kadar ilerleyebilirler Tabiat ve fıtratlarına göre bir anlayışa sahip olabilirler

Nitekim Resulullah (sav), kamil aklın sıfatı hakkında şöyle buyuruyor:

“Gerçek akıllı Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını hakkıyla anlayan kimsedir” [545] beyanıyla Allah’u Teala’nın dostu olmuş ehlullahı tarif etmektedir İlmin zahiriyle yetinmek olmaz Bizden istenen şey, ilimle ihlas üzere amel etmektir

Çünkü bir hadiste şöyle buyurulmuştur:

“Ümmetimin münafıklarının çoğu Kur’an okuyucular içinden çıkar” [546]

Burada anlatılan nifak, kalbi Allah’tan başka şeylerin üzerinde tutma ve O’ndan başkasına nazar etme nifakıdır Yoksa, Yüce Allah’ın kudretini inkar ederek düşülen bir şirk ve nifak çeşidi değildir Bu kimse, imandan çıkmış, tevhid inancından ayrılmış da değildir Fakat bu hâliyle daha fazla manevi ilerleme kaydedemez

Onun içindir ki Kur’an’ı Kerim sıradan kitaplar gibi okunacak bir üslupla değil edep ve erkan içinde okunup tefekkür etmeyi gerektiren bir kitaptır

KUR’AN OKUMANIN FAZİLETİ VE EDEPLERİ

Kur’an okumanın en faziletlisi,tane tane, ağır ağır okuyarak ve manalarını düşünerek yapılandır Çünkü bu okuyuşta emredilen ve teşvik edilen okuyuş şekli mevcuttur Ayrıca onda okuduğunu düşünme ve anlama imkanı bulunmaktadır

Hz Ali’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Fıkhını bilmeden yapılan ibadette ve derin düşünce olmadan yapılan Kur’an okuyuşunda hayır yoktur

Düşünerek ve anlayarak yapılan en faziletli Kur’an okuyuşu namazdaki okuyuştur Denilir ki; namazda yapılan tefekkür, namazın dışındakinden daha faziletlidir Çünkü bu durumda iki amel birden yapılmış olur Biri namaz, değeri tefekkür Çünkü namazdaki tefekkür, okunan ayetlerdeki ilahi müjde ve tehdidinin manasını, emir ve yasakların hikmetini anlamak, kullarını azabıyla korkutan ve onlara emirler veren Allah’ı yüceltmektir

İbrahim b Havvâs şöyle demiştir: “Kalbin ilâcı beş şeydir:

1 Tefekkür ede ede Kur’an okumak

2 Karnı boş bırakmak

3 Gece ibadete kalkmak

4 Seher vakitlerinde tazarru ile rabbe niyaz etmek

5 Sâlihlerle birlikte oturmak” [547]

Oku! ama insanlara karşı büyüklenerek ve onlara gösteriş yaparak asla okuma bakın Allah’ın dostu Ebu Turab Nahşebî(rah)ne diyor:”Kim,mushafı (Kur’an’ı) açarak insanlara gösteriş olsun ve sesini duysunlar diye sürekli Kur’an okursa, o da insanlardan bir şeyler dilenmiş olur” [548] diyerek kalbin ilacı olacak okumanın riya ve kibirden uzak olan okuma olduğunu beyan buyurmuşlardır

Yüce Allah bir ayette şöyle buyurur:

“Allah onların kalbine imanı yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir” [549]

Denilmiştir ki, ayette zikredilen ruhdan maksad “Kur’an-ı Kerim”dir Yani Kur’an, ilmiyle onların imanını kuvvetlendirmiştir Çünkü Kur’an, imanın ruhudur Onların Kur’an’la desteklenmeleri demek, Kur’an’ı yaşamada muvaffak kılınmaları demektir

Şanı yüce olan Allah Teala bir başka ayet-i celilede ise:

“Size verdiğimiz kitabı, kuvvetle tutun” [550]

“Kuvvetle tutun” demek; onunla amel edin, demektir

Ariflerden birine, “Kur’an okuduğunda içinden herhangi bir şeyi düşünüyor, başka şeyle meşgul oluyor musun? Diye sorulunca şu cevabı vermiştir: “Bana, Kur’an’dan daha sevimli ne var ki, onu okurken başka bir şeyle meşgul olayım!”

Bu, imanı kuvvetli ve sağlam bir kimsenin sıfatıdır Işte Allah dostları gerek namaz kılarken gerek Kur’an-ı Kerim okurken,gerekse yaptığı amellerin tümünde bu hassasiyete sahiptir

Ebu Hafs Haddad’ın (rah) “Kim, her zaman işlerini ve hallerini Kur’an ve sünnet ile ölçmez ve kalbine gelen düşünceleri kusurlu bularak tenkit süzgecinden geçirmezse, biz onu Allah adamları arasında saymayız” [551] demiştir

Bir alim de şöyle demiştir: “Manasını anlamadığım ve kalbim katılmadan okuduğum her ayet için, bir sevap düşünemiyorum

Önceki alimlerden birisi de, bir sûreyi okurken kalbi hazır olup ne okuduğunu anlamazsa onu tekrar okurdu

Kur’an okuyan kimse bir tesbih ve tekbir ayetine geldiğinde, hemen tesbih ve tekbir getirmeli Bir dua ve istiğfar ayetine geldiğinde dua edip istiğfarda bulunmalı Korku ifade eden veya ümit veren havf ve reca ayetlerine geldiğinde, azabından Allah’a sığınmalı ve O’ndan müminlere müjde ettiği nimetleri istemelidir

Bu anlatılanlar şu ayette öz olarak ifade edilmektedir:

“Kendilerine kitap verdiğimiz kimselerden bazısı,onu hakkını gözeterek okurlar” [552] Hz Rasulullah (sav), Kur’an tilavet ederken böyle yapardı [553]

Kulun,Kur’an okurken Yüce Mevla’sının kendisine kelamıyla hitap ettiğine şahid olması gerekir Çünkü; her şeyden münezzeh olan Cenab-ı Hakk, kendi sözüyle kelam etmektedir Onda, kulun hiç bir kelamı yoktur Ancak Yüce Allah kelamını ifade etmesi ve kendisini zikretmesi için, kula ifade imkanı verip onu konuşma mahalli yapmıştır Nitekim Allah’ın emrini duyuran ağaç da, Hz Musa (as) için bir yön olmuş, Allah, ağaç cihetinden ona kelam etmiştir[554]

Cafer b Muhammed es-Sadık şöyle demiştir: “Vallahi, Yüce Allah halka kelamında tecelli etmiştir Fakat onlar bunu görmüyorlar

Allah’ın Resulü(sav)Kur’an-ı Kerim okunurken nasıl tavır takınmamız gerektiğini de:

“Kur’an-ı Kerimi okuduğunuzda ağlayınız Eğer ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapınız” [555] buyurmustur Bunun bir benzeri de şudur:

“Kur’an-ı Kerim,hüzün ile inmiştir Onu okuduğunuzda hüzünlü bir hal alınız” [556] Yani Kur’an’da ağlamayı ve hüznü gerektiren tehditler, azap haberleri, ibretler ve emirler yer almaktadır Eğer gerçekten hüzünlü olamıyor ve ağlayamıyorsanız, o halde ağlar gibi, üzüntülüymüş gibi bir hal alınız ki, hadisteki emri tatbik ve tasdik etmiş olasınız

Hadis, Kur’an okuyanları tilavet esnasında üzüntülü olmaya ve ağlar gibi bir vaziyet almaya teşvik etmiştir Çünkü okuyucunun dikkati ancak bu şekilde okuduğu ayetler üzerinde toplanır, ilahi kelamın manasını daha iyi düşünür ve kalbi ayetin manasıyla meşgul olur Ayrıca ağlar bir vaziyette ve üzüntü içinde olmak, insanın tek derdinin okunan ayetler olmasına ve kalbinin diğer şeylerden ayrılmasına sebep olur Çünkü ağlamaya çalışan kimse, düşüncesini ağladığı şey üzerinde toplamış olur Üzüntülü olan, kalbiyle dert ettiği şeye bağlanır,kendini ona verir ve düşüncesini başka şeylerden keser

İşte Allah’ın seçkin kulları böyledir Onlar bir ayeti, kalplerinde tekrar edip dururlar Sonra tecellilerini müşahede ettikleri Yüce Rablerinin yardımıyla ayetin hakikatına ererler Öyle ki o anda anladıkları manalar kendilerini sarar ve ilahi ilim denizine dalıp kaybolurlar

Arapça bilenlerin manalarını düşünmeleri varken,ümmi olanlara ise,hem arapça hem de ayet-i celilelerin mulak karşılığına isabet eden meallerini okumaları,ayet-i celilerin haline bürünmelerine sebep olacaktır

Peki kur’anı kerimi okumanın fazileti nedir denirse,

Sehl b Muaz(ra)’dan rivayetle Peygamberler Peygamberi(sav)buyurdular ki:“Kim kur’an okur ve onunla amel ederse kıyamet günü ana ve babasına bir tac giydirilir ki ışığı, parlaklığı dünya evlerindeki güneş ışığından daha güzeldir Ya bir de bununla amel eden kimse hakkında ne dersiniz?“ [557]

Resulullah (sav) bir balka hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur: “Kim kur’an-ı Kerimi okur,ardından da başkasına verilenin kendisine verilenden daha üstün olduğunu düşünürse Allah Teala’nın azametini küçük görmüş olur“ [558]

Yezid b Hubeyb’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte ise Resulullah(sav)şöyle buyurmuştur:”Kur'ân-ı kerîm okuyanın ana-babası kâfir olsalar bile, azapları hafifler” [559]

Yine Allah’ın Resulü(sav)şöyle buyurmuştur:“Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’an-ı Kerim tilavetidir“ [560]

Bu konuda o kadar çok hadis-i şerif var ki bir tane daha söylersek yeter zannediyorum

Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:“Demir paslandığı gibi kalp de paslanır! Sahabe-i Kiram dediler ki:“Peki onun cilası nedir ey Allah’ın Resulü? Efendimiz buyurdular ki: “Kur’an-ı Kerimi tilavet ve ölümü hatırlamaktır“ [561]

Kur’an-ı Kerimi ne zaman zarfında hatim edilebilr diye sorulursa, Bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Kim, Kur’an-ı Kerimi üç günden daha kısa bir süre de hatmederse, onu anlayamaz” [562]

Resulullah (sav), Abdullah b Ömer’e Kur’an-ı Kerimi, her yedi günde bir hatmetmesini emretmiştir[563] Aynı şekilde Sahabe-i Kiramdan bir cemaat, hatimlerini cuma günü tamamlıyorlardı Yani her hafta hatim indiriyorlardı

Öyleyse asgari zaman dilimi bir haftadır

Bu hadis, güzel sesin faziletini göstermektedir

Enes b Malik rivayetine göre Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

“Her şeyin bir süsü vardır; Kur’an’ın süsü de güzel sestir” [564]

Bera b Âzib (ra), Hz Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Kur’an’ı sesleriniz ile güzelleştirin; hiç şüphesiz güzel ses Kur’an’ın güzelliğini artırır” [565]

Bir başka hadis-i şerif de ise Resulullah (sav):

“Allah’u Teala, güzel ses ve name ile Kur’an okuyan peygamberini dinlediği gibi, hiçbir şeyi dinlememiştir” [566] buyurması da sesi güzel olanların kur’an-ı Kerimi tilavet etmesi gönüllerin kapılarını sonuna kadar açmasına işarettir Bu şöyle dile getirilmiştir

“Kur’an’ı, kıraat edenlerin en güzel sesli olanı, Kur’an okurken Allah’tan korktuğunu gördüğün kimsedir” [567]

O’ndan, ancak marifet ehli olanlar korkar O’nun marifetine ancak O’nunla muamelesini düzeltenler erer Bu muameleyi ancak, ilahi yakınlığa erenler gerçekleştirir O’na ancak, O’nu maksud edinenler ve O’nun nazarına nail olanlar yakın olur İşte bu durumda olanlar, ilahi hitabın sırrına ve marifete ererler Kitabın iç yüzüne vakıf olurlar

KUR’AN’I KERİM BİR HİDAYET KİTABIDIR

Kur’an-ı Hakim bir hidayet kitabıdır Onu gerçek manada takva sahipleri anlar ve yaşarlar Haramları terk etmeyen kimse Kur’an ve zikirden tat alamaz

Burada şunu hatırlatalım: Yüce Allah, ayetlerini bir delil ve açıklama olarak bütün insanlara göndermiş, ancak onları iman ve takva sahipleri için hidayet ve rahmet sebebi yapmıştır Şu ayetler bunu ifade ediyor:

Şanı yüce olan Allah’u Teala:

“İşte o kitap,bunda şüphe yok,muttakiler(kötülükten korunacaklar)için hidayettir” [568]

Bir başka ayet-i celile de ise:“Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik” [569]

Bu konuda diğer ayet-i celileler ise şöyledir:“İşte bütünüyle bu Kur'ân, Rabb’inizden gelen basiretlerdir (kalp gözünü açacak beyanlardır), iman eden bir kavim için hidayettir, rahmettir” [570]

“Ey insanlar! Size Rabb’inizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi” [571]

“Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür” [572] beyanlarıyla,Kur’an-ı Hakim’in kalplere huzur verecek gönüllerin derdine şifa,bir öğüt,yol gösterici ve rahmet,kötülüklerden koruyacak bir hidayet olduğunu buyurmuştur

Bu konuda Efendimizin (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kur’an’ı okuyunuz ve onun gizli manalarını araştırınız” [573]

İbn Mesud şöyle demiştir: “Kim öncekilerin ve sonrakilerin ilmini elde etmek istiyorsa Kur’an-ı Kerime sarılsın

Hz Ali, Hz Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederek söylerim ki, ümmetim dinin aslı ve birliği konusunda yetmiş iki fırkaya bölüneceklerdir Hepsi hak yoldan sapmışlardır, insanları da sapıtırlar Onlar, ateşe çağırırlar Böyle bir durum olduğunda, sizin, Allah’ın kitabına sarılmanız gerekir Çünkü, onda sizden öncekilerin ve sizden sonrakilerin haberleri ve aranızdaki meselelerin hükmü vardır Ona zalim kimselerden kim muhalefet ederse, Allah onu helak eder

Allah, ondan başkasından ilim arayanı sapıklığa düşürür O, Allah’ın sağlam kopmaz ipi, aydınlatan nuru, fayda veren şifasıdır Kendisine sarılan için koruyucudur Kendisine uyan için bir kurtuluş vesilesidir Onda eğrilik yok ki düzeltilsin Onda sapma yok ki istikamet verilsin Onun hayret verici yönleri bitmez Onun ayetleri çok tekrar etmekle eskimez O, cinlerin dinlediği ve: “Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur’an dinledik Ve ona iman ettik”[574] Dedikleri bir kitaptır

“Ona göre konuşan doğru söylemiş, onunla amel eden sevap almış, ona sarılan en doğru yola ulaşmış olur” [575]

Hz Huzeyfe’nin rivayet ettiği hadis de, bu manadadır O demiştir ki:

“Rasulullah (sav), kendisinden sonra doğacak bir takım ihtilaf ve gruplaşmaları haber verdiğinde, ben: “Ya Resulallah! O zamana yetişirsem bana neyi emredersiniz?“ dedim

Şöyle buyurdu:“Allah’ın kitabını öğrenir,onda olanlarla amel edersin;bu seni onlardan kurtarır

Ben aynı soruyu tekrar sordum: Rasulullah (sav) yine:“

Allah’ın kitabını öğrenir,onda olanlarla amel edersin;o seni ihtilaf ve fitnelerden kurtarır” buyurdu Ben tekrar aynı soruyu dile getirdim

Resulullah (sav) tekrar: “Allah’ın kitabını öğrenir, onda olanlarla amel edersin Kurtuluş Kur’an’dadır” [576] buyurdu

Hasıl olan bir haberde şöyle denmiştir:“ “Kur’an’ın bir zâhiri manası, bir Bâtınî manası vardır Onun her ayetinin bir haddi ve bir matlaı vardır” [577]

Bu konuda Ebu Talib el-Mekki(ks) şöyle der:”Kur’an’ın zâhiri manasını Arapça’yı iyi bilenler anlar Bâtınî manasını ise yakin ehli arifler anlar Onun haddini yani ayetlerin manalarının sınırını zahir ilme sahip alimler bilir Matlaını, yani ayetlerin kalp gözüyle görülebilecek gizli sırlarını ise, seçkin arifler, Allah dostları ve gerçek manada O’ndan korkanlar bilir Bunlar, kendilerini bu ilme ulaştıran Rablerinin azabından korktukları zaman O’nun özel ihsanlarına ulaştılar Bundan sonra kendilerine emin bir makamda özel sırlar emanet edildi, sağlam bir hâle ulaştıklarında gizli haberlere vakıf edildiler Böylece ilahi huzurda yakınlık elde ettiler Çünkü onlar devamlı O’nu müşahede etmekteydiler Bunun için herkesten ayrı bir ilme sahip oldular” [578]



KUR’AN’IN HAKİKATİ ANCAK SÜNNETLE ANLAŞILIR



Peygamber efendimiz(sav)Kur’an-ı Kerim’in canlı tefsiridir Yüce Allah’ın muradını ve dinimizin hakikatini ancak sünnet ile anlayabiliriz

Sonra kul şunu görmelidir: Fatiha’dan sonuna kadar bütün Kur’an’ın maksadı ve ayetlerin asıl hedefi, insandır İnsan bilmelidir ki Kur’an, onun için misaller getirmiş ve onun zikrine ve vasıflarına yer vermiştir Çünkü her şeyden münezzeh olan Yüce Allah’ın, bu ilâhî kelamla müminleri muhatap almış olması onları bu işe ehil bulduğunu ve onlarla beraber olduğunu gösterir Yüce Allah, kendilerine Kur’an’ın indirilmesi hususunda müminler ile Peygamberini (sav) eşit tutmuş ve şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini, size verdiği hidayeti, size öğüt vermek üzere indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın” [579]

Yine müminlere hitaben şöyle buyurdu:

“Andolsun size içinde alacağınız öğüt, şan ve şerefiniz bulunan bir kitap gönderdik” [580]

Peygambere (sav) hitaben de şöyle buyurdu:

“İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve ola ki düşünüp anlarlar diye sana da Kur’an’ı indirdik” [581]

Şu ayetler de aynı konuya değinmektedir:

“İşte, böylece Allah, insanlara kendilerinin misallerini anlatır” [582] Yani O, insanların vasıflarını anlatır

“Andolsun biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik” [583]

“Andolsun ki, sana apaçık ayetler indirdik” [584]

“Ey Muhammed, Sen, sana vahyedilene uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret” [585]

“Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun” [586]

“O halde, seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol” [587]

Ebu Hureyre bir gün çarşıya gelir ve oradakilere, “Resulullah’ın (sav) mirası camide taksim edilirken, siz burada mı duruyorsunuz?” diye seslenir Halk hemen çarşıyı terkedip mescide koşuşur Taksim edilen bir miras olmadığını görünce geri dönerler ve, “Yâ Ebû Hüreyre! Biz camide taksim edilen bir miras falan görmedik” derler Onlara, “Peki ne gördünüz?” diye sorar Halk, “Bazılarının Allah’ı zikrettiğini, bazılarının Kur’an okuduğunu gördük” karşılığını verirler Ebû Hüreyre onlara, “İşte Resulullah’ın (sav) mirası budur” der [588]

Ebu Bekir Temastânî(rah):”Bizden kim Kur’an ve sünnete yapışır, nefsinin kötü arzularından ve çirkin ahlaklarından uzaklaşır, kalbi ile Allah’a hicret ederse o, hak üzere giden sadık bir mümindir” [589]

Peygamberini örnek alan müminler de, her zaman Kuran’la haşır-neşir oldular, okudular, ezberlediler, manasını anlamaya çalıştılar O’nunla ibadet ettiler, onun emir ve yasakları doğrultusunda hayatlarını düzenleyip, öylece yaşamaya gayret gösterdiler İşte Allah’ın Kelamı, bu canlılığı ile insanların kafalarına ve gönüllerine güçlü bir şekilde yerleşmiş; birbirlerine düşman milletlerden, ırklardan ve kültürlerden ahenkli bir toplum meydana getirmiştir O’nun gelişi ile çöl insanından medeni bir toplum ortaya çıkmış ve tarihin akışı değişmiştir

KUR’AN AHLAKI VE MÜRŞİD-İ KAMİLDEKİ TEZAHÜRÜ

Bugün Kur’an ahlakını gerçek manada kamili mürşitlerde görmek mümkündür Allah dostluğunu anlamak ve dinin hayatta nasıl uygulandığını görmek isteyenler Salih-kamil insanlara bakmalı ve kendilerine örnek almalıdır Dini anlamanın ve yaşamanın en kolay yolu budur

Yüce Allah, iman edenleri, haktan yana ihtilaf edilen konularda doğru yola erdirir

Kalb, yakîn nuruyla temizlenince, akıl ilahi tevfik ve yardımla desteklenince, düşünceler, halka bağlanmaktan tamamen kurtulunca, kul iç dünyasıyla Yüce Yaratıcıya tamamen yönelince ve nefis kötü arzularından kurtulunca, işte o zaman ruh, serbest kalıp, Melakut aleminde dolaşır Kalbin açılması, yakîn nuruyladır Bu nur, Melakut alemine ışık tutar Bu anlattıklarımız, ehlince elde edilen bir takım sıfatlar, ahlaklar, devamlı iç içe olunan haller, tanınıp bilenen alemler, Rauf ve Rahim olan Allah’ın ikram ettiği sırlı ilimlerdir Buna ulaşan kimseler elde ettiklerini keşifle elde etmişler, elde ettikleri bu ilimlerin hakkını vermişler ve şu ayetle övülen kimselerden olmuşlardır:

“Onlar, Kur’an’ı Kerim’i hakkıyla okurlar ve ona inanırlar” [590] Kur’an’ı hakkıyla okumak, mü’minlere aittir Çünkü Yüce Allah, onlara imanla ilgili bir hakikat ihsan ettiğinde, manalarını anlamalarını da onlara ihsan eder Bu ilmin kaynağı, müşahede ile hakikate ermektir Bu kimselerin Kur’an okuyuşları müşahede ile olur ve her okuyuşları ile yeni yeni manalara ererler Bu da, imanlarındaki hakikatin derecesine göre olur Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Mü’minler ancak, Allah’ın ayetleri okunduğunda imanları artan ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir” [591]

“Onlar, gerçekten müminlerdir” [592]

Kul düşüncesini ve aklını okumakta olduğu ayetlere vererek huzur ve iman ehlinden olur Böylece elde ettiklerinin daha fazlasına ulaşır ve ilahi müjdeleri hak eder

Öyleyse Allah dostlarını anlamak için kur’an-ı Kerimi anlamak gerekir ki,

Aslında Kur’ân’ın bütün ayetleri bir yönüyle Allah’u Teala’nın dostunu, dostluğunu ve bunun yolunu tarif eder

İman, emir, nehiy, öğüt, kıssa, ibret, hikmet, ibadet, tefekkür, tezekkür, infâk, cihad gibi konuları işleyen bütün ayetler, baştan sona Allah dostlarının ahlakını anlatır

Onlar her hal ve hareketleriyle Kur’ani ahlak ve düstur üzerine bulunurlar

İşte Kur’an-ı Kerimde ki Allah dostlarının vasıfları:

Ø Veliler hayırlarda en öndedir

“Kullarımızdan bazısı da Allah’ın izniyle hayırlarda en önde olanlardır İşte büyük fazîlet budur” [593]

Ø Veliler hidayet önderleridir,kendilerine uymak gerekir

“Herşeyi ile bana yönelenlere uy” [594]

“Onlar Allah‘ın hidayet ettiği kimselerdir Sen de onların yoluna uy” [595]

Ø Veliler halkın en hayırlılarıdır,Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razıdır

“İman edip salih amel işleyenler var ya, şüphesiz halkın en hayırlısı onlardır Rabb’leri katında onların mükâfâtı, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir Orada ebedî olarak kalacaklardır

Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır Bu (sıfat ve mükâfât) Rabb’lerinden korkan (O’na lâyıkı ile saygı gösteren) içindir” [596]

Ø Velilere özel bir nur verilmiştir,

Onlar bu nur ile yaşar, bu nur ile ruhlarını teslîm eder, bu nur ile mahşere gelirler

“Allah iman edenlerin dostudur,onları(dalalet ve gaflet karanlıklarından (hidayet ve marifet) nurlarına çıkarır” [597]

Ø Veliler canlarını Allah’u Teala’ya feda etmişlerdir,O’nun zikrinde kaybolmuş kimselerdir

“İnsanlardan öyleleri vardır ki,Allah’ın rızası için nefsini(ve malını)feda eder” [598]

Ø Veliler her mümine ihlas, edep ve zikir derslerini öğretir, bu yüzden her müminin onlarla beraber olması gerekir

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun” [599] ayet-i celileleri onların bu vasıflarını zikretmektedir İşte bu ayetlerin bir yaratılmışta tezahürünü ve onların bu emirlere nasıl uyduklarını görmek isteyenler,onları arayıp bulup onlarını bu hallerine ulaşmak için onların terbiyesine girmelidir

Zira kıyamet günü zelil ve hakir olmak istemiyorsan Allah’u Teala’nın şu tavsiyesine uyulmalıdır:

“O gün (Allah için birbirini seven) muttakîlerin dışında bütün dostlar birbirinin (azılı) düşmanı olur” [600]









[544]-Hicr suresi ayet-9

[545]-Gerçek şeref ve kıymetin akıl ve takvada olduğunu bildiren ve bu manayı destekleyen hadisler için bkz: Suyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, VII, 580-581; Hindi, Kenzu’l-Ummal, X, 155-156 (No: 28794, 28801); Gazali, İhya, I, 125

[546]-Ahmed, Müsned, IV, 151; Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, VI, 229

[547]-Kuşeyrî,er-Risâle,28

[548]-Kuşeyri,Risale,114

[549]-Mücadele suresi ayet-22

[550]-A’raf suresi ayet-l7l

[551]-Kuşeyri,Risale,113

[552]-Bakara suresi ayet-l2l

[553]-İbnu Kesir,Tefsir,I,401-402

[554]-İlgili ayet şudur: “Oraya varınca kutlu mekandaki vadinin sağ tarafında bulunan ağaçtan şöyle nida

edildi:Ey Musa! Ben alemlerin rabbi Allah’ım Şimdi elindeki asanı yere bırak”(Kasas suresi ayet-30)

[555]-Ibn Mace,İkame,176;Zühd,19;Bezzar,Müsned(el-Bahru’z-Zehhâr)No:1235

[556]-Ibn Mace,İkame,176

[557]-İmam Birgivi,Tarikatı Muhammediyye,15

[558]-Abdullah b Mübarek,ez-Zühd ve’r-Reka’ik,799;el Haysemi,Mecmau’z-Zeva’id,11632

[559]-Ebu Leys-Semerkandi,Tenbîhü’l-Gâfilîn,485

[560]-Suyuti,Cami’u’s-Sağir,1304

[561]-Gazali,Kalplerin Keşfi,609

[562]-Ebu Davud,Salat,321;İbn Mace,İkame,178

[563]-Buharî,Fedailu’l-Kur’an,34;Ebu Davud,Salat,320;Tirmizî,Kıraat,4;İbn Mace,İkame,178

[564]-Hakim, Müstedrek,I,505;Dârimi,Fedâilü’l-Kur’an,34;Beyhaki,Şuabu’l-İman,nr:2141

[565]-Abdürrezzak,Musannef,nr:4173;Taberani,el-Evsat,nr:7531;Suyutî,es-Sağîr,8313;Hatib,Tarih,VII,268; Ali

Muttaki,Kenzu’l-Ummal,nr;2768;Heysemi,ez-Zevaid,VII,174

[566]-Buhari,Fedailü’l-Kur’an,19;Müslim,Müsafirin,232;Nesai,İftitah,83 ;İb nu Hıbban,Sahih,nr751

[567]-Ibn Mace, İkame, 176

[568]-Bakara suresi ayet-2

[569]-A’raf suresi ayet-52

[570]-A’raf suresi ayet-203

[571]-Yunus suresi ayet-57

[572]-Al-i İmran suresi ayet-138

[573]-Ebu Ya’la,Müsned,No:6560;İbnu Ebi Şeybe,Musannef,VII,150;Heysemi,Mecmau’z-Zevaid,VII,163;Zebidî, İthafu’s-Sade,IV,529

[574]-Cin suresi ayet-1

[575]-Tirmizi,Fedailü’l-Kur’an,14

[576]-Ebu Davud,Fiten,1;İbnu Mace,Fiten,13

[577]-Ibn Hibban,Sahih,I,276(No75);Beğavi,Şerhu’s-Sünne,I,262;Bezzar,Müsned,No:2312;Tabarani,el-Kebir, No: 10090;Heysemi,Mecmau’z-Zevaid,VII,152

[578]-el-Mekki,Kutu’l-Kulub,I,255

[579]-Bakara suresi ayet-231

[580]-Enbiya suresi ayet-10

[581]-Nahl suresi ayet-44

[582]-Muhammed suresi ayet-3

[583]-Nur suresi ayet-46

[584]-Bakara suresi ayet-99

[585]-Yunus suresi ayet-l09

[586]-A’raf suresi ayet-l3

[587]-Hud suresi ayet-ll2

[588]-Gazâlî,İhyâ,I,303

[589]-Kuşeyri,Risale,141

[590]-Bakara suresi ayet-121

[591]-Enfal suresi ayet-2

[592]-Enfal suresi ayet-4

[593]-Fâtır suresi ayet-32

[594]-Lokman suresi ayet-15

[595]-En‘am suresi ayet-90

[596]-Beyyine suresi ayet-7,8

[597]-Bakara suresi ayet-257

[598]-Bakara suresi ayet-20

[599]-Tevbe suresi ayet-119

[600]-Zuhruf suresi ayet-67

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.