Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bayramlar, islâm, kardeşliği

Bayramlar Ve İslam Kardeşliği

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bayramlar Ve İslam Kardeşliği




BAYRAMLAR ve İSLAM KARDEŞLİĞİ (PLAN)
Dini Bayramlarımız Nelerdir?
Kardeşlik Nedir?
Bayramların Önemi:
Bayramlar Kardeşliği Canlandırır
Bayramlar Ziyaretleşmeyi ve İletişimi Artırır
Bayramlar Toplumsal Dayanışma Ruhunu Kuvvetlendirir
Bayramlar Hayata Neşe Katar
Bayramlar Dargınlık ve Küskünlükleri Giderir
Kardeşlik Bilincinin Önemi:
Kardeşliği Canlandırıcı Bazı Davranışlar:
a- Sağlıklı İletişim Kurma
b- Hoşgörü, Sevgi ve Saygı
c- Yardımlaşma, Dayanışma
d- Hediyeleşme, Ziyaretleşme
e- Güleryüz ve Merhamet
f- Affedici Olmak
Kardeşliğin Önündeki Bazı Engeller:
1- Kaba Sert ve Katı Davranmak
2- Ayıp ve Kusurları Araştırmak
3- Su-i zanda bulunmak
4- Kötü Söz Söylemek
5- Bencillik
6- Arkasından Çekiştirmek
7- Lakap Takmak
8- Alay Etmek

BAYRAMLAR VE İSLAM KARDEŞLİĞİ

Dini Bayramlarımız Nelerdir?

Diğer dinlerde olduğu gibi Müslümanların da dini bayramları vardır Bizlerin dini bayramı da "Kurban ve Ramazan" bayramıdır
Rasulullah (sav) Şöyle buyurmuştur:
وعن أنسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قَدِمَ رَسُولُ اللّهِ وَلَهُمْ يَوْمَانِ يَلْعَبُونَ فِيهِمَا فَقَالَ: مَا هذَانِ الْيَوْمانِ؟ قَالُوا: كُنَّا نَلْعَبُ فِيهِمَا في الْجَاهِلِيَّةِ فقَالَ: قَدْ أبْدَلَكُمُ اللّهُ خَيْراً مِنْهُمَا: يَومَ الاضْحى وَيَوْمَ الْفِطْرِ
Peygamberimiz Medine'ye hicret buyurduklarında Medinelilerin eğlendikleri iki günleri vardı Peygamberimiz: "Bu günler ne oluyor?" diye sorduğunda, onlar "Biz cahiliyette bu günlerde oynayıp eğlenirdik'' dediler Bunun üzerine peygamberimiz : "Bunların yerine Allah Teâla size daha hayırlı iki gün verdi: Ramazan bayramı, kurban bayramı" buyurdu[Ebû Davud, Salât 245, (1134); Nesâî, Iydeyn 1, (3, 179)]
Bayramların Önemi:
Bayram günleri sevinç günleridir Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü görünmek tavsiye edilmiştir
Bayramlar Kardeşliği Canlandırır
Bayramlar Ziyaretleşmeyi ve İletişimi Artırır
Bayramlar Toplumsal Dayanışma Ruhunu Kuvvetlendirir
Bayramlar Hayata Neşe Katar
Bayramlar Dargınlık ve Küskünlükleri Giderir
عن عبداللّه بْنِ قرط قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ: إنَّ أعْظَمَ الايَّامِ عِنْدَ اللّهِ يَوْمُ النَّحْرِ ثُمَّ يَوْمُ النَّفْرِ أخرجه أبو داود»يَوْمُ« النَّفْرِ« هو اليوم الثاني من أيام التشريق
Abdullah İbnu Kurt anlatıyor: "Resulullah (as) buyurdular ki:"Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban bayramı günüdür, bunu, fazilette Nefr günü (teşrik günlerinin ikinci günü) takib eder" [(Ebû Davud, Menâsik 19, (1765)]
وعن أبي هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: قَالَ النَّبِيُ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: الصَّومُ يَومَ تُصُومُونَ وَالفِطْرُ يَوْمَ تُفْطِرونَ، وَا‘َضْحَى يَوْمَ تُضَحُّونَ أخرجه أبو داود والترمذي
Hz Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: "Rasulullah (sav) buyurdular ki:"(Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir (Muteber) iftar, (hep beraber) ettiğiniz gündekidir (Muteber) kurban (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir" [Tirmizî, Savm 11, (697); Ebu Dâvud, Savm 5, (2324)]
Bu itibarla bayramın toplum hayatımızda üstün yeri ve değeri vardır Bayram günleri toplum şuuru bütünleşir Toplum fertleri birbirleriyle sevinip kaynaşır Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir ve çalışma azimlerini artırır
Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimiz kuvvetlenir, birlik ve kardeşliğimiz güçlenir
Kardeşlik Nedir?
Aynı anne ve babadan doğan veya ortak değerlere sahip olan kimseler Arapça'da ahi kelimesiyle karşılanmaktadır Kardeşler, arkadaşlar anlamına gelen ihve ve ihvân kelimeleri ise ahi kelimesinin çoğuludurlar
Kardeş denildiğinde akla genellikle aynı anneden ve babadan dünyaya gelen kişiler gelmektedir Bu soy-sop kardeşliğinin dışında bir de aynı dine veya dünya görüşüne mensup olmayı ifade eden akide kardeşliği söz konusudur
İslâm dininde kardeşlik, bütünüyle akide temeline dayanmaktadır Allah (cc), Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

"Mü'minler ancak kardeştirler Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup sakının umulur ki esirgenirsiniz" (el-Hucurat 49/10)
Buna göre yeryüzünün neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşuyor olurlarsa olsunlar, hangi kavme mensup olurlarsa olsunlar veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar bütün mü'minler kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin kardeşleridirler yani birbirlerinin sadık dostlarıdırlar Bu kardeşler kendi aralarında apayrı bir topluluk oluştururlar Kendi akidelerine saldıran veya imana karşı küfrü tercih eden kimselere-kendilerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar- asla sevgi beslemezler; bu anlamda sadece akide kardeşliğini esas tutarlar; Rabblerinin şu uyarılarını asla unutmazlar:
لَاتَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا ابَاءَ هُمْ اَوْ اَبْنَاءَ هُمْ اَوْ اِخْوَانَهُمْ اَوْ عَشيرَتَهُمْ اُولئِكَ كَتَبَ فى قُلُوبِهِمُ الْايمَانَ وَاَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدينَ فيهَا رَضِىَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ اُولئِكَ حِزْبُ اللّهِ اَلَا اِنَّ حِزْبَ اللّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluk bulamazsın ki onlar Allah'a ve Resûlüne karşı başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar bunlar ister, babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri olsun Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir" (el-Mücadele, 58/22);
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا لَا تَتَّخِذُوا ابَاءَكُمْ وَاِخْوَانَكُمْ اَوْلِيَاءَ اِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْايمَانِ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاُولئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

"Ey iman edenler, eğer imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınıza ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin Sizden kim onları veli edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır" (et-Tevbe, 9/23)
Kuşkusuz mü'min gönülleri en sağlam ve köklü bir biçimde bağlayan bağ, iman ve takva esasından kaynaklanan kardeşlik bağıdır Bu, Cenab-ı Allah'ın mü'minlere bahşettiği en güzel nimetlerden biridir Âyet-i kerimede bu durum şöyle ifade edilmektedir:
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّهِ جَميعًا وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ اِذْكُنْتُمْ اَعْدَاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِه اِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ ايَاتِه لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

"Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapısın Dağılıp ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın Hani siz düşmanlar idiniz O kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz Yine siz bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size âyetlerini işte böyle açıklar" (Al-i İmrân, 3/103)

Yüce Rabbimiz bizlere, cahiliye döneminde birbirlerine düşmanlıklarıyla ün salmış Evs ve Hazreç kabilesine mensup fertleri iman bağıyla nasıl kardeşler haline getirdiğini hatırlatmaktadır Bu hatırlatma, insanlığa kumanda edecek insanların mutlaka akide bağını esas alan, yani hep birlikte Allah'ın ipine içtenlikle sarıları insanlar olmaları gerektiğini zımnen öne çıkartmaktadır Dahası ve en önemlisi, insanlığa kumanda edecek mü'minlerin başarısını, Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp kardeşlik bağını kuvvetlendirmek şartına bağlamaktadır
İslam'da kardeşlik akide temeline oturtulduğu içindir ki, mü'minlerin arasını bozacak her türlü sunî ayrımlar ve böbürlenmeler de haram kabul edilmiştir
Kardeşlik Bilincinin Önemi:
Kardeş olmak, arkadaş ve sadık dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir; bunu fiili olarak göstermek demektir, sevmek, saymak, güvenmek, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışmak demektir
عن النعمان بن بَشير رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: قال رسولُ اللّه: مَثَلُ المُؤْمِنِينَ في تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعاطُفِهِمْ مَثَلُ الجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالحُمَّى أخرجه الشيخان
(3336)- Nu'man İbnu Beşîr (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü'minlerin misâli, bir bedenin misâlidir Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler" [Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586)]
قال رسولُ اللّه: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لاَ تَدْخُلُوا الجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتّى تَحَابُّوا أَلاأدلُّكُمْ عَلى شَىْءٍ إذَا فَعَلْتُمُوهُ تَحَابَبْتُمْ؟ أفْشُواالسَّلاَمَ بَيْنَكُمْ
Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!" (Müslim, İmân 93, (54); Ebû Dâvud, Edeb 142, (5193); Tirmizî, İsti'zân 1, (2589))
Kardeşliği Canlandırıcı Bazı Davranışlar:
Peygamberimiz (sas) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
قالَ رَسُولُ اللّهِ:لا يُؤْمِنُ اَحَدُكُمْ حتَّى يُحِبَّ لاخيهِ ما يُحِبَّ لِنَفْسِهِ

Yine Hz Enes (radıyallahu anh)'in rivayetine göre Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, kendi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez"
(Buhârî, İman 6; Müslim, İman 71, (45); Nesâî, İman 19, (3, 115)
a- Sağlıklı İletişim Kurma
وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَاْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُقيمُونَ الصَّلوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكوةَ وَيُطيعُونَ اللّهَ وَرَسُولَهُ اُولئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّهُ اِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكيمٌ

"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Rasulü’ne itaat ederler İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır" (Tevbe, 9/71)
b- Hoşgörü, Sevgi ve Saygı
مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّهِ وَالَّذينَ مَعَهُ اَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ
"Muhammed Allah'in elcisidir Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı sert, birbirlerine merhametlidirler" (Fetih, 48/29)
c- Yardımlaşma, Dayanışma
وَالَّذينَ تَبَوَّؤُ الدَّارَ وَالْايمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ اِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فى صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِمَّا اُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلى اَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِه فَاُولئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

"Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, kendilerine hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı da içlerinde bir ihtiyaç duymazlar Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah bulanlardır"
(el-Haşr, 59/9)
Peygamberimiz bir hadisinde;
قال رَسولُ اللّهِ: انْصُرْ أخَاكَ ظَالِماً أوْ مَظْلُوماً قِيلَ: أنْصُرُهُ إذَا كَانَ مَظْلُوماً، فَكَيْفَ أنْصُرُهُ ظَالِماً؟ قالَ: تَحْجُزُهُ عَنِ الظُّلْمِ، فإنَّ ذلِكَ نَصْرُهُ

Hz Enes (ra) anlatıyor: "Rasulullah (as) buyurdular ki: "Kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et" "Mazlumsa yardım ederim, zâlime nasıl yardım ederim?" diye sorulmuştu
"Onu zulümden alıkoyarsın, bu da ona yardımdır" buyurdu" (Buhârî, Mezâlim 4, İkrah 7; Tirmizî, Fiten 68, (2256))
d- Hediyeleşme, Ziyaretleşme
e- Güleryüz ve Merhamet
f- Affedici Olmak
Kardeşliğin Önündeki Bazı Engeller:
قالَ رَسولُ اللّهِ: المُسْلِمُ أخُو المُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ في حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللّهُ في حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِماً سَتَرَهُ اللّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

İbnu Ömer (ra) anlatıyor: "Rasulullah (as) buyurdular ki: "Müslüman müslümanın kardeşidir Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür Kim bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu Kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu kıyamet günü örter" (Ebû Dâvud, Edeb 46, (4893); Tirmizî, Hudud 3, (1426); Buhârî, Mezâlim 3, İkrâh 7; Müslim, Birr 58, (2580))
1- Kaba Sert ve Katı Davranmak
2- Ayıp ve Kusurları Araştırmak
3- Su-i zanda bulunmak
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اجْتَنِبُوا كَثيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا

وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ

وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ تَوَّابٌ رَحيمٌ

"Ey iman edenler! Zandan kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır Tecessüs etmeyin Kiminiz de kiminizin arkasından çekiştirmesin Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?" (el-Hucurat, 49/12)

Bu âyet-i celilede Yüce Rabbimiz, mü'minleri açık bir biçimde suizandan, kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan, gıybet, dedikodu ve kulis yapmaktan sakındırmaktadır
Peygamberimiz (sas) ise bu konuda şöyle buyurmaktadır:
إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ، وَلاَ تَجَسَّسُوا، وَلاَ تَحَسَّسُوا، وَلاَ تَنَافَسُوا، وَلاَ تَحَاسَدُوا، وَلاَ تَبَاغَضُوا، وَلاَ تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّهِ إِخْوَانًا

"(Sebepsiz) zandan sakınınız Zira zan sözlerin, yalanı çok olanıdır Birbirinizin ayıbını görmeye ve duymaya çalışmayınız Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız" (el-Lü'lü-ü Ve'l Mercân, Kitabü'l Birr Ves-Sıla Ve'l-Adab, 9/1660)
4- Kötü Söz Söylemek
5- Bencillik, Kibirlilik
6- Arkasından Çekiştirmek
7- Lakap Takmak
8- Alay Etmek
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسى اَنْ يَكُونُوا خَيْرًا مِنْهُمْ وَلَا نِسَاءٌ مِنْ نِسَاءٍ عَسى اَنْ يَكُنَّ خَيْرًا مِنْهُنَّ وَلَا تَلْمِزُوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِ بِئْسَ الِاسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْايمَانِ وَمَنْ لَمْ يَتُبْ فَاُولئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

"Ey iman edenler, bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin, belki alay ettikleri kendilerinden daha hayırlıdırlar Kadınlar da kadınlarla alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar Kendi nefislerinizi yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık kötü lakaplarla çağırmayın İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir Kim tevbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir" (el-Hucurat, 49/11)
Kin, haset ve hakaret de kardeşliği bozan hususlar arasındadır
Kitab-ı Kerim'de kendilerinden övgüyle bahsedilen mü'minlerin her türlü kinden ve hasetten tümden arındırıldıkları belirtilmektedir:
وَنَزَعْنَا مَا فى صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ اِخْوَانًا عَلى سُرُرٍ مُتَقَابِلينَ

"Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar" (el-Hicr, 15/47)

Enes b Mâlik'in rivâyet ettiği sahih bir hadiste ise Peygamberimiz (sas) şu nasihatlerde bulunmaktadır
وَعَنْ جَابِرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

لاَ يَفْرُكُ مُؤْمِنٌ مُؤْمِنَةٌ إِنْ كَرِهَ مِنْهَا خُلْقًا رَضِىَ آخَرَ

Hz Câbir (ra) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir mü'min erkek, bir mü'min kadına buğzetmesin Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir" (Müslim, Radâ 61, (1469))
Irk, soy, cins vs türünden cahilî değerler yerine takva kriteri getirilmek suretiyle toplumsal kardeşliğin ve ahengin bozulmaması sağlanmıştır Bu konudaki âyeti kerime her türlü tartışmayı sona erdirici niteliktedir:
اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّهِ اَتْقيكُمْ

" Hiç kuşkusuz, Allah katında en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır" (el-Hucurat, 49/13)
Mü'min erkekler ile mü'min kadınların, akide ve takva temelinde birbirleriyle yardımlaşmaları kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir Bu yardımlaşma, bireysel ve toplumsal hayatta iman ve takva ilkesinin egemen olmasını sağlamak için gerekli görülmektedir Nitekim bu amaçla biraraya gelen kimselere Allah'ın rahmet edeceği belirtilmektedir:

Kardeş olmak, arkadaş ve sadık dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir; bunu fiili olarak göstermek demektir, sevmek, saymak, güvenmek, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışmak demektir
Bir mü'minin, diğer bir mü'min kardeşine her halükarda yardımcı olması gerekmektedir
Peygamberimiz (sas) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
قالَ رَسُولُ اللّهِ:لا يُؤْمِنُ اَحَدُكُمْ حتَّى يُحِبَّ لاخيهِ ما يُحِبَّ لِنَفْسِهِ

Yine Hz Enes (radıyallahu anh)'in rivayetine göre Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, kendi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez"
(Buhârî, İman 6; Müslim, İman 71, (45); Nesâî, İman 19, (3, 115)
قال رسولُ اللّه: مَثَلُ المُؤْمِنِينَ في تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعاطُفِهِمْ مَثَلُ الجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالحُمَّى

Nu'man İbnu Beşîr (ra) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü'minlerin misâli, bir bedenin misâlidir Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler" (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586))

Mü'minlerin bu denli birbirlerine bağlı olduklarını Peygamber (sas) şöyle ifade etmektedir
Kardeşliğin bir gereği de, zulme meyleden diğer kardeşlerini uyarmak ve onları hizaya getirmek için çalışıp durmaktır
Bu tür bir yardımlaşma fertlerin ve toplumların selameti için oldukça önem arzetmektedir
Peygamberimiz bir hadisinde;
قال رَسولُ اللّهِ: انْصُرْ أخَاكَ ظَالِماً أوْ مَظْلُوماً قِيلَ: أنْصُرُهُ إذَا كَانَ مَظْلُوماً، فَكَيْفَ أنْصُرُهُ ظَالِماً؟ قالَ: تَحْجُزُهُ عَنِ الظُّلْمِ، فإنَّ ذلِكَ نَصْرُهُ

Hz Enes (ra) anlatıyor: "Rasulullah (as) buyurdular ki: "Kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et" "Mazlumsa yardım ederim, zâlime nasıl yardım ederim?" diye sorulmuştu
"Onu zulümden alıkoyarsın, bu da ona yardımdır" buyurdu" (Buhârî, Mezâlim 4, İkrah 7; Tirmizî, Fiten 68, (2256))
Bir mü'min kendi için arzu ettiğini mü'min kardeşi için de arzu etmedikçe olgun mü'min olamaz

Kardeşliği Bozan Hususlar
Kardeşliği bozan pek çok husus vardır Kur'ân-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde bütün bu hususlar açık bir biçimde belirtilmektedir Bir âyet-i kerimede, kardeşliği bozan ve dolayısıyla bireysel ve toplumsal ahengin zedelenmesine yol açan kötü hususlardan bazılarına şöyle değinilmektedir:
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اجْتَنِبُوا كَثيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا

وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَاْكُلَ لَحْمَ اَخيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ

وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ تَوَّابٌ رَحيمٌ

"Ey iman edenler! Zandan kaçının, çünkü zannın bir kısmı günahtır Tecessüs etmeyin Kiminiz de kiminizin arkasından çekiştirmesin Sizden biriniz, ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi?" (el-Hucurat, 49/12)

Bu âyet-i celilede Yüce Rabbimiz, mü'minleri açık bir biçimde suizandan, kardeşlerinin gizli yönlerini araştırmaktan, gıybet, dedikodu ve kulis yapmaktan sakındırmaktadır

Peygamberimiz (sas) ise bu konuda şöyle buyurmaktadır:
إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ، وَلاَ تَجَسَّسُوا، وَلاَ تَحَسَّسُوا، وَلاَ تَنَافَسُوا، وَلاَ تَحَاسَدُوا، وَلاَ تَبَاغَضُوا، وَلاَ تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّهِ إِخْوَانًا

"(Sebepsiz) zandan sakınınız Zira zan sözlerin, yalanı çok olanıdır Birbirinizin ayıbını görmeye ve duymaya çalışmayınız Birbirinizin mahrem hayatını da araştırmayınız" (el-Lü'lü-ü Ve'l Mercân, Kitabü'l Birr Ves-Sıla Ve'l-Adab, 9/1660)
Bir başka âyet-i kerimede şu hususların altı çizilmektedir:
Bu âyet-i kerimede de alay, kötü lakap takma ve benzeri gibi fısk kabul edilen davranışlar konusunda mü'minlerin duyarlı olmaları gerektiği vurgulanmaktadır
قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِيَّاكُمْ وَالظَّنَّ فَإِنَّ الظَّنَّ أَكْذَبُ الْحَدِيثِ، وَلاَ تَجَسَّسُوا، وَلاَ تَحَسَّسُوا، وَلاَ تَنَافَسُوا، وَلاَ تَحَاسَدُوا، وَلاَ تَبَاغَضُوا، وَلاَ تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّهِ إِخْوَانًا كَمَا أَمَرَكُمُ اللّهُ تَعَالَى: الْمُسْلِمِ أَخُو الْمُسْلِمِ، لا يَظْلِمُهُ، وَلاَ يَخْذُلُهُ، وَلاَ يَحْقِرُهُ بِحَسْبِ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمُ كُلِّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ، مَالُهُ وَدَمُهُ وَعِرْضُهُ إِنَّ اللّهَ لا يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأَجْسَادِكُمْ، وَلَكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأَعْمَالِكُمْ التَّقْوَى هَهُنَا، التَّقْوَى هَهُنَا، التّقْوَى هَهُنَا، وَيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ أََلاَ يَبْعِ بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضِ، وَكُونُوا عِبَادِ اللّه إِخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لْمُسْلِمِ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثلاَثٍ

Hz Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Rasulullah (as) buyurdular ki: "Sakın zanna yer vermeyin Zira zan, sözlerin en yalanıdır Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekâbet etmeyin, hasetleşmeyin, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah'ın kulları, Allah'ın emrettiği şekilde kardeş olun
Müslüman müslümanın kardeşidir Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkîr etmez Kişiye şer olarak, müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir Her müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer müslümana haramdır Allah sizin suretlerinize ve kalıplarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar Takva şuradadır-eliyle göğsünü işaret etti-:
Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın Ey Allah'ın kulları kardeş olun Bir müslümanın kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl olmaz" (Buharî, Nikâh 45, Edeb 57, 58, Ferâiz 2; Müslim, Birr 28-34, (2563-2564); Ebu Dâvud, Edeb 40, 56, (4882, 4917); Tirmizî, Birr 18, (1928))

Mü'min kardeşinin ufak-tefek kusurlarına ve eksikliklerine bakarak ona kin ve adavet besleyen kişi gerçekte insafsızca ve zalimce davranan kimsedir

Grupçuluk, inhisar-ı zihniyet, benmerkezcilik vb gibi kötü hasletler de kardeşliği bozan ve mü'minleri birbirine düşüren hususlar cümlesindendir

Çünkü bu türden iddialar kaçınılmaz olarak beraberinde tefrikayı, çekişmeyi ve çatışmayı getirmektedir Mü'minlerin birbirine düşmesi veya düşürülmesi ancak bu yollarla mümkün olabilmektedir Nitekim bir hadisi şerifte, şeytanın bu yönde daima bir umut beslediğine işaretle şöyle buyurulmaktadır:
"Şeytan, Kıbleye dönen (mü'minlerin artık kendisine ibadet etmesinden ümidini kesmiştir; fakat onları birbirine düşürmekte (hala ümitlidir)" (Tirmizi, Birr, 25; Müslim, Münafıkun, 65)
Birbirinizi sevmedikçe
قال رسولُ اللّه: وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لاَ تَدْخُلُوا الجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتّى تَحَابُّوا أَلاأدلُّكُمْ عَلى شَىْءٍ إذَا فَعَلْتُمُوهُ تَحَابَبْتُمْ؟ أفْشُواالسَّلاَمَ بَيْنَكُمْ

Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan zâta yemin ederim ki, imân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe imân etmiş olmazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştırın!" (Müslim, İmân 93, (54); Ebû Dâvud, Edeb 142, (5193); Tirmizî, İsti'zân 1, (2589))
Not: Şamil İslam Ansiklopedisi, “Kardeşlik” maddesinden değişikliler yapılarak alınmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.