|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
ahlâkından, cömertlik, dostlarının, hak, örnek |
![]() |
Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından -6- Cömertlik Ve |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından -6- Cömertlik VeHak Dostlarının Örnek Ahlâkından -6- Cömertlik ve İnfak Yıl: 2008 - Ay: Nisan - Sayı: 266 Îmânın ilk meyvesi merhamettir ![]() ![]() ![]() ![]() Hayırda Yarışın ![]() ![]() ![]() Birgün Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldıktan sonra ashâbına dönüp: “–İçinizde bugün oruçlu olan var mı?” diye sordu ![]() “–Yâ Rasûlallâh! Dün gece oruç tutmak aklıma gelmedi, onun için şimdi oruçlu değilim ![]() ![]() “–Ben dün gece oruç tutmayı düşündüm ve sabaha oruçlu çıktım ![]() ![]() Rasûl-i Ekrem Efendimiz yine: “–İçinizde bugün hasta ziyâretinde bulunan var mı?” diye sordu ![]() “–Yâ Rasûlallâh! Sabah namazını yeni kıldık ve yerimizden ayrılmadık, nasıl hasta ziyâret edebilelim ki?” dedi ![]() “–Duydum ki kardeşim Abdurrahman bin Avf rahatsızlanmış ![]() ![]() ![]() Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz: “–İçinizde bugün bir yoksulu doyuran var mı?” diye sordu ![]() “–Yâ Rasûlallâh! Sabah namazını yeni kıldık ve henüz yerimizden ayrılmadık ![]() ![]() “–Mescide girdiğimde, ihtiyâcını arz eden birini gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “–Seni cennetle müjdelerim (ey Ebû Bekir)!” buyurdu ![]() Hazret-i Ömer derin bir iç çekerek; “Âh cennet!” dedi ![]() “–Allah Ömer’e rahmet eylesin, Allah Ömer’e rahmet eylesin! Ne zaman bir hayır yapmak istese Ebû Bekir muhakkak onu geçer ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hadîs-i şerîften almamız gereken en büyük ders, her an Allâh’ın rızâsına vesîle olacak bir amel arayışında olabilmektir ![]() “Bir (hayır) işini bitirince hemen (başka bir iş veya ibâdete) koyul ve yalnız Rabbine yönel ![]() ![]() Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- da bir defâsında: “–Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur ![]() “–(Ölen), muhsin (ihsan sâhibi, sâlih) bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artıramamış olduğuna; şâyet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini ıslah etmediğine pişman olacaktır ![]() ![]() Rabbimiz, râzı olduğu sâlih kulları hakkında âyet-i kerîmede: “…Onlar hayırda birbirleriyle yarışırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sebepledir ki Hak dostları da cömertlikte bereketli ırmaklara benzerler ![]() ![]() ![]() ![]() Rabbimiz, aslında insanlık şerefinin en tabiî bir îcâbı ve merhametle yoğrulmuş selîm vicdanların en asil bir ifâdesi olan infâkı, ictimâî ibâdetlerin en mühimlerinden biri kılmıştır ![]() ![]() ![]() Dîni Yücelten Haslet: Cömertlik İnfak ibâdetinin îfâsı için gerekli olan yegâne gönül sermâyesi “cömertlik”tir ![]() ![]() Hadîs-i şerîfte, cömertliğin ilâhî muhabbet ve yakınlığa vesîle olduğuna şöyle işâret buyrulmaktadır: “Allah Teâlâ cömerttir, ihsan sâhibidir; cömertliği ve yüksek ahlâkı sever…” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 60) Îmânın lezzeti olan cömertlik, halkın da Hakk’ın da sevgisini celbeder ![]() “Bu dîn (yâni İslâm), Zâtım için seçip râzı olduğum dîndir ![]() ![]() Cömertlik, Allâh’a ve âhirete kâmil mânâda îmânın bir neticesidir ![]() “Îman bir ağaç gibidir: Kökü yakîn, dalı takvâ, nûru hayâ, meyvesi cömertliktir ![]() Şeyh Sâdî-i Şîrâzî de: “Cömert kimse, meyve veren bir ağaç gibidir ![]() ![]() ![]() İki Büyük İllet: İsraf ve Cimrilik İsraf, kendine harcamak; cimrilik ise kendine biriktirmektir ![]() ![]() ![]() “Eli boynuna bağlıymış gibi cimri olma! Elini büsbütün açıp isrâfa da kaçma! ![]() ![]() “Onlar verdikleri zaman isrâf etmezler; cimrilik de etmezler; ikisi ortası bir yol tutarlar ![]() İmam Gazâlî Hazretleri, “israf ile cimrilik arasındaki denge hâlini, cömertlik” olarak târif etmiştir ![]() Servetin hakkını vermek; onu men edilen yerlere harcamamak ve iki büyük tehlike olan israf ve cimrilikten uzak durmakla mümkündür ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan, cömertliğin âfeti ise israftır ![]() ![]() Ancak infak bahsinde şuna da dikkat etmek gerekir ki israf, çok harcamak demek değildir ![]() ![]() ![]() Öte yandan cimrilik de az miktarda vermek değil, imkâna göre verilmesi gereken nisbette vermemektir ![]() ![]() Şeyh Sâdî bu hakîkati ne güzel îzah eder: “Hak Teâlâ, kimseye iyilik kapısını kapatmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yermük Harbi’nde üç şehîdin son nefeslerinde büyük bir fedâkârlıkla birbirlerine devrettiği, lâkin neticede ortada kalan bir bardak suyun infâkı, belki birçok büyük zannedilen infakları aşmıştır ![]() ![]() Bu bakımdan az miktarda vermek cimrilik olsaydı, cömertlik, sırf varlıklı kimselerin bir imtiyâzı olurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Yâni imkânı kıt bir mü’min de pekâlâ cömert olabilir ve olmalıdır da ![]() ![]() ![]() Nitekim Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korununuz, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun ![]() ![]() Bu husustaki nebevî telkin ve teşviklerden birkaç misal: “Yâ Âişe! Yarım hurmayla bile olsa fakiri geri çevirme ![]() “Din kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır ![]() Yine Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- sahâbenin fakirlerinden Ebu’d-Derdâ -radıyallâhu anh-’a; “Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularına bak, onlar(ın muhtaç olanların)a da ver ![]() ![]() Kasvet-i Kalbin İlâcı: Cömertlik ve İnfak Her ibâdetin gönle kazandırdığı apayrı güzellikler, fazîletler ve mânevî kazançlar vardır ![]() ![]() Ömer bin Abdülaziz -rahmetullâhi aleyh- buyurur ki: “Namaz, seni yolun yarısına; oruç, tam Melik’in kapısına iletir ![]() ![]() “İnfak” kelimesinin taşıdığı mânâ iyi tahlil edilirse, bu ibâdetin bir hikmetinin de, insanı ruh, şahsiyet ve karakter bakımından maddenin esâretinden kurtararak mâneviyâtı maddiyâta hâkim kılması olduğu görülür ![]() ![]() Ali İsfehânî -rahmetullâhi aleyh- bu hakîkati ne güzel ifâde eder: “…Âfiyet ve günahsız olmayı aradım; zühdde, yâni şüphelilere düşmek korkusuyla mübahların çoğunu terk etmekte buldum ![]() ![]() ![]() Zîrâ her mü’min, çevresinden mes’ûldür ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak, rızkın temininde mahlûkâtı birbirine vesîle kılmıştır ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ ne güzel buyurur: “Şunu iyi bil ki, bedenden, maldan, mülkten kaybetmekte, ziyâna uğramakta rûha fayda vardır, onu vebâlden kurtarır ![]() Dünyâ serveti; en yakınlardan başlayıp toplumdaki âcizlere, kimsesizlere, gariplere yardımda bulunmak sûretiyle, vicdan huzûruna ve âhiret saâdetine ermek için kazanılmalıdır ![]() ![]() Günümüzün en büyük hastalıklarından biri olan kalp katılığının devâsını, Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’dan dinleyelim: “Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakiri yedir, yetimin başını okşa! ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ da âdeta bu hadîsin şerhi mâhiyetinde şöyle buyurur: “Fakr u zarûret içinde boğulan gönüller, dumanla dolu bir eve benzer ![]() ![]() İşte cömertçe infakların rakikleştirdiği, olgunlaştırdığı huzurlu ruhlar, yaptıkları infakların, ilâhî muhâfazaya da vesîle olduğunu müşâhede etmenin sürûrunu yaşarlar ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ ne güzel buyurur: “Kıldığın namaz, sana çobanlık eder; seni kötülüklerden, kurtlardan kurtarır! Verdiğin zekât, kesene bekçilik yapar, onu korur! Altın; zekât vermekle hiç eksilmez; aksine fazlalaşır, artar!” Hakîkaten de infâk edilen mal eksilmez, kaybolmaz, bilâkis infaktaki ihlâs nisbetinde bereketlenir ![]() ![]() ![]() “Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz dâne bulunan bir tek tohumun hâli gibidir ![]() ![]() ![]() İnfak edilmeyen mal ise dura dura bozulan, kokuşup kirlenen suya benzer ![]() “Para yığmakla yükseleceğini sanma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ da bu gerçeği şöyle ifâde eder: “Ekin eken, önce ambarı boşaltır, ama sonra hâsılâtı pek çok olur ![]() ![]() Verilen zekât ve sadakalar, geriye kalan malı temizler ![]() ![]() “Sadaka vermekte acele edin ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm’de 200’den fazla yerde infâkın emir ve teşvik edilmesi, Rabbimizin kullarına olan sonsuz merhametinin bir neticesidir ![]() ![]() İhtiyaç Fazlasını Ver Kalpler muhabbetle Hakk’a râm olduğunda, zühd hâli başlar ![]() ![]() ![]() Kur’ân ve Sünnet iklîminde yetişen sahâbe nesli de, fetihler neticesinde Medîne’ye akan ganîmet mallarıyla zenginleşmelerine rağmen, lüks ve saltanata meyletmediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik Hazretleri, zamanının halîfesine yazdığı bir mektupta der ki: “Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- on defa haccetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yâni Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- iktisâda riâyet ederek ve kendi ihtiyaçlarında kifâyet miktarıyla yetinerek haccını îfâ ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hususta Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- da şöyle buyurmuştur: “Ey Âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki şahsî harcamalarda “ihtiyaç” miktârını aşmamak, ihtiyaç miktârını da insaf sınırları içerisinde belirlemek ve bu sınırın dışına taşan imkânları infakta değerlendirmek îcâb eder ![]() Cömertliği Artırma Gayreti Ahmed bin Ebû Verd -rahmetullâhi aleyh-, Hak dostlarının hâlini şöyle hülâsa eder: “Üç şey vardır ki, bunlar bir velî kulda arttıkça, güzel hâlleri de artar: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Hak dostlarından Ramazanoğlu Mahmud Sâmi Hazretleri de, öyle bir infak heyecanı içindeydi ki, yaptığı hayır ve infakları hiçbir zaman kâfî görmez, çalıştığı iş yerine giderken dolmuşa vereceği parayı bile infâk edebilmek için Karaköy’den Tahtakale’ye kadar yürüyerek giderdi ![]() ![]() Zîrâ infâk edilen mal veya imkânlar, ebedî saâdetin sermâyesidirler ![]() “Bu dünyada yediğin ve içtiğinden bir miktarını hayrın için azalt ki, ileride Kevser havuzunu bulasın ![]() ![]() ![]() Bugün de şahsî rahat ve konfordan, evlerin dekorundan ve günlük harcamalardan yapılacak küçük fedâkârlıklarla bile olsa, bu yüce ahlâkı herkes mümkün olduğu kadar yaşamaya çalışmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Cimrilik Körlüğü! ![]() ![]() Gerçek bir infâk ehli olabilmek için, ihsan kıvâmında, yâni Cenâb-ı Hakk’ı görürcesine bir kulluk hayatı şarttır ![]() ![]() ![]() “Hazret-i Peygamber buyurdu ki: «Kıyâmet gününde verilecek karşılığı iyiden iyiye bilen; bir verdiğine karşılık on verileceğine inanan, her zaman cömertliğini türlü şekilde artırır durur ![]() Cömertlik, bütün karşılıkları görmektir ![]() ![]() ![]() Cimrilik ise Peygamberimiz’in müjdelediği mükâfatları görmemektir ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki cömertlik gözden geliyor, elden değil ![]() ![]() ![]() Hakîkaten de cimrilik; hem hayatın âkıbeti olan ölüm ve sonrasına karşı bir kalp körlüğüdür, hem de her şeyi yaratıp kullarına lutfeden Rabbimize karşı dehşetli bir nankörlüktür ![]() Hazret-i Mevlânâ’nın îkâzı ne müthiştir: “Irmak kıyısında oturup da suyu esirgeyen, ırmağı görmeyen kör bir kişidir ![]() Rabbimiz, âyet-i kerîmelerde biz kullarını böyle bir gönül körlüğüne ve nankörlüğe dûçâr olmaktan açıkça îkaz buyurmaktadır: “Size ne oluyor ki, Allah yolunda infâk etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mîrâsı Allâh’ındır…” (el-Hadîd, 10) “…Göklerin ve yerin hazineleri Allâh’a âittir ![]() ![]() “İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılıyorsunuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yani kimin mülkünde yaşıyoruz, kimin verdiği rızıkla rızıklanıyoruz ve neticede kimin malını kimden esirgiyoruz?! ![]() Şüphesiz ki mülkün gerçek sahibi Allah’tır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnfâk Et ki Sana da İnfâk Edilsin ![]() ![]() ![]() Allâh’ın mahlûkâtına merhamet ve infak, Allâh’a muhabbetin en güzel göstergesi, lutfettiği nîmetlerine karşı da en güzel bir şükür ifâdesidir ![]() ![]() ![]() Hadîs-i kudsîde buyrulur: “Ey Âdemoğlu! İnfâk et ki, sana da infâk edilsin!” (Buhârî, Tevhîd, 35) Yine bir hadîs-i şerîfte Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- buyururlar ki: “İnfâk et, sayıp durma, Allah da sana karşı nîmetini sayıp esirger ![]() ![]() Yâni Allâh’ın râzı olduğu güzel bir mü’min olabilmek için O’nun bize ihsân ettiği gibi, biz de O’nun muhtaç kullarına cömertçe ikrâm etmekle mükellefiz ![]() Rabbimiz, kalblerimizden îman vecdini, ruhlarımızdan cömertlik neşesini, vicdanlarımızdan infak huzurunu eksik etmesin! Âmîn ![]() ![]() ![]() Dipnotlar: 1) Bkz ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|