![]() |
Allah’İn Rahmetinin Genişliği |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Allah’İn Rahmetinin GenişliğiALLAH’IN RAHMETİNİN GENİŞLİĞİ Resûlullah (s ![]() ![]() ![]() Bizi kurtarmaya yetecek kadar amelimiz olmadığından hiç olmazsa bu hususta Resûlullah’a tâbi olmalıyız ![]() Nitekim Allah Teâlâ âyet-i kerimelerde şöyle buyurmuştur: “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını (günahları) dilediği kimse için bağışlar ![]() “(Resûlüm) de ki: Ey nefislerine kötülük ederek haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar ![]() ![]() “Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici olarak bulur ![]() Bu ve yazdığımız diğer bütün kitaplarımızda, ayağımızın sürçtüğü, kalemimizin kaydığı her şey için Allah’tan af ve mağfiret diliyoruz ![]() Sözlerimizin amellerimize uymadığı hususlardaki kusurlarımızdan ötürü Allah’tan mağfiret diliyoruz ![]() İlim ve basiret ile Allah’ın dini hususunda iddia ettiğimiz ve ortaya koyduğumuz meselelerdeki kusurlarımızdan dolayı O’ndan mağfiret diliyoruz ![]() O’nun rızasını elde etmek uğruna, kazandığımız ilmin ve yaptığımız amelin içine, rızasının olmadığı bir şeyler karışmışsa, bu kusurumuzdan dolayı da af ve mağfiret diliyoruz ![]() Allah için yapmaya söz verdiğimiz ancak, daha sonraları nefsimiz sebebiyle ifa edemediğimiz borçlardan ötürü bağışlanmayı istiyoruz ![]() Bize kendisine şükretmemiz için verdiği ancak, ona isyan yolunda kullandığımız nimetlerden ötürü bağışlanmayı ümit ediyoruz ![]() Esasen sahip olduğumuz her türlü noksanlık, kusur, açık ve gizli hatalarımızdan bağışlanmayı istiyoruz ![]() Bizi tehlikeye götüren her türlü yapmacık davranıştan ve insanlara süslü göstermek için kitaba yazdığımız her kelimeden, konuştuğumuz her sözden ve bu türden faydalandığımız veya faydalandırdığımız her ilimden Allah’a sığınıyoruz ![]() Bu istiğfarlarımızdan sonra; kendimize, bu kitabı ibret ve istifade üzerine okuyanlara, onu yazanlara ve onda olanları dinleyenlere, Allah’ın rahmet ve mağfiretini ihsan edeceğini, görünen ve görünmeyen tüm günahlarımızı affedeceğini ümit ediyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() “Allah Teâlâ rahmetini yüz parçaya böldü ve ondan bir tanesini insanlar, cinler, kuşlar ve hayvanlar arasında paylaştırdı ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayet edildiğine göre Allah Teâlâ kıyamet günü Arş’ın altında bir kitap çıkarır ![]() “Muhakkak ki rahmetin gazabımı geçmiştir ![]() ![]() Sonra cennete giren müminler kadar cehennemde azap görmeyi hak etmiş müminler de çıkarılır ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() “Allah Teâlâ kıyamet günü mümin kullarına, gülerek tecelli eder ve onlara, ‘Ey Müslümanlar topluluğu! Muhakkak ki sizlerden her birinizin ateşteki yerine bir Yahudi ve Hıristiyan koydum’ buyurur ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() “Allah Teâlâ kıyamet günü Âdem’e (a ![]() ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() Kıyamet günü Allah (c ![]() —Bana kavuşmayı istemiş miydiniz? diye sorar ![]() —Ey Rabbimiz, evet istemiştik, diye cevap verirler ![]() ![]() —Neden? diye sorar ![]() —Çünkü senin affını ve mağfiretini umuyoruz, derler ![]() ![]() —O halde ben de sizlere mağfiretimi gerekli kıldım, der ve onları bağışlar ![]() Nebi (s ![]() ![]() “Kıyamet günün Allah azze ve celle, ‘Beni bir gün olsun zikredeni veya benden korkanı cehennemden çıkarın’ buyurur ![]() Resûlullah’ın (s ![]() ![]() “Cehennemde devamlı azap çekmeye müstahak olmuş cehennem ehli insanlar bir araya toplandıklarında; aralarında Allah’ın dilediği bazı kıble ehli (müslüman) kimseleri gördükleri zaman, —Cehennemde ne işiniz var? Sizler müslüman değil miydiniz? diye sorarlar ![]() —Evet, bizler müslümandık, diye cevap verirler ![]() —O zaman müslüman olmanızın size bir faydası olmamış; sizler de bizimle beraber ateştesiniz, derler ![]() —Bizim günahlarımız vardı; onların cezasını çekiyoruz, diye cevap verirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() “Allah (c ![]() ![]() Câbir b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayet edildiğine Allah (c ![]() ![]() “Kârûn senden yardım istediğinde ona yardım etmedin ![]() ![]() Bilâl b ![]() Kıyamet günü iki adamın cennetten çıkarılması emredilir ![]() —Bu çektiğiniz azap, kendi ellerinizle yaptıklarınız sebebiyledir, yoksa ben hiçbir kuluma haksızlık ve zulüm etmem, der ve tekrar cehenneme götürülmelerini emreder ![]() Bu adamlardan biri bağlanacağı zincirlerin yanına koşa koşa gider ve hemen cehenneme girer ![]() ![]() ![]() ![]() —Günahlarımın üzerimde bıraktığı şu vebali düşündüm ve ikinci bir kez senin gazabına uğramak endişesiyle acele acele hareket ettim, der ![]() —Ey rabbim! Sana karşı güzel zan taşımaktaydım; öyle ki beni ateşten çıkardıktan sonra bir daha oraya göndermeyeceğini düşünmüştüm, o sebeple ağır ağır hareket ettim, diye cevap verir ![]() Bunun üzerine Allah (c ![]() ![]() Resûlullah (s ![]() ![]() “Kıyamet günü Arş’ın tarafından şöyle bir ses gelir: «Ben sizde olan haklarımı size hibe ettim, bağışladım; geri kaldı sizin birbirinize olan haklarınız ![]() ![]() Bedevînin biri İbn Abbâs’ın (r ![]() ![]() ![]() ![]() Sunâbihî (rah)[16] anlatıyor: Ölüm döşeğinde yatmakta olan Ubâde b ![]() ![]() ![]() —Dur biraz! Neden ağlıyorsun? Yeminle söylüyorum ki, biri hariç Resûlullah’tan (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun peygamberi olduğunu şahitlik ederse, Allah (c ![]() ![]() Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() “Allah Teâlâ kıyamet günü (mizanın önünde) ümmetimden bir adamı seçerek bütün mahlûkatın önüne çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() —Bu defterlerde yazılı olan bir şeyi inkâr ediyor musun? İşlediklerini yazmakla görevli meleklerim sana her hangi bir haksızlıkta bulunmuşlar mı? diye sorar ![]() —Hayır, diye cevap verir ![]() —Peki, bir özrün, mazeretin var mı? der ![]() Adam yine, “Hayır” cevabını verir ![]() —Bilakis, katımızda senin bir iyiliğin bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() —Ey rabbim, günahlarla dolu bunca defterin yanında şu küçük kâğıt parçası ne fayda sağlar ki! der ![]() ![]() —Bugün hiç kimseye haksızlık edilmez buyurur ![]() ![]() ![]() ![]() Yine kıyameti ve sırat köprüsünü anlatan uzun bir hadis-i şerifin son kısmında Resûlullah (s ![]() ![]() “Kıyamet günü Allah Teâlâ meleklerine, —Kalbinde bir dinar kadar da olsa iman bulunan kimseyi cehennemden çıkarın, buyurur ![]() —Ey rabbimiz, emrettiğiniz gibi orada kalbinde dinar ağırlığı kadar imanı olan kimseyi bırakmadık; hepsini çıkardık, derler ![]() —Şimdi tekrar geri dönün ve kalbinde yarım dinar ağırlığınca iyilik bulduğunuz kişileri de çıkarın, buyurur ![]() —Ey rabbimiz, Senin dediğin gibi yaptık ve orada, kalbinde yarım dinar da olsa iyilik (iman) bulunanları çıkardık, derler ![]() —Tekrar geri dönün ve bu sefer kalbinde zerre ağırlığı kadar da olsa iyilik ‘iman) bulunanları oradan çıkarın, buyurur ![]() ![]() ![]() —Ey rabbimiz, bize çıkarmamızı emrettiğin vasıfta olan hiçbir insanı orada bırakmadık, hepsini çıkardık, derler ![]() Bu hadisi rivayet eden Ebû Saîd el-Hudrî (r ![]() “Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez ![]() ![]() ![]() Hadis-i şerif şöyle devam eder: Allah Teâlâ şöyle buyurur: —Melekler şefaat etti, peygamberler şefaat etti, müminler şefaat etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahabeler hayretle, —Ey Allah’ın Resûlü! Sanki çölde hayvan otlatmış bir çoban gibi anlatıyorsunuz, dediler ![]() ![]() ![]() —İşte onlar da inci gibi bembeyazdırlar ![]() ![]() —Bunlar, Allah Teâlâ’nın hiçbir amel ve hayırları olmamasına rağmen cennet soktuğu kimselerdir, derler ![]() ![]() —Haydi, cennete girin ![]() ![]() —Ey rabbimiz! Âlemde hiçbir kimseye nasip etmediğini bize verdin, derler ![]() —Sizin için katımda bundan daha üstünü de var, der ![]() —Ey rabbimiz! Bundan daha üstün şey ne olabilir ki? diye hayretle sorarlar ![]() —Sizlerden razı olmam ve bundan sonra ebedîyen size kızmamamdır, buyurur ![]() [1] Nisâ 4/48 ![]() [2] Zümer 39/53 ![]() [3] Nisâ 4/110 ![]() [4] Müslim, Tevbe, 19, 20; İbn Mâce, Zühd, 35; Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() [5] Buhârî, Tevhîd ![]() ![]() ![]() ![]() [6] Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [7] Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsât, nr ![]() ![]() ![]() ![]() [8] Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [9] Tirmizî, Sıfatü Cehennem, 9; Ahmed b ![]() ![]() ![]() [10] Hicr 15/2 ![]() [11] Hâkim, el-Müstedrek, 2/242; İbn Ebî Âsım, es-Sünnet, nr: 869; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr ![]() ![]() [12] Buhârî, Edebü’l-Müfred, nr ![]() ![]() ![]() [13] Rivayetin son son kısmını bir hadis olarak görmek için bkz: Tirmizî, Sıfatü Kıyâmet, 11; Ebû Dâvûd, Sünnet, 23; Ahmed b ![]() ![]() [14] Iraki, kendisinin bu hadisi, Ebû’l-Es’ad el-Kuşeyrî’nin Subâiyyât adlı eserinde rivayet ettiğini söyler ![]() ![]() [15] Âl-i İmrân 3/103 ![]() [16] Abdurrahman b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() [17] Müslim, İmân, 47; Tirmizî, İmân, 17; Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() [18] Tirmizî, İmân, 17; İbn Mâce, Zühd, 35; Ahmed b ![]() ![]() ![]() [19] Nisâ 4/40 ![]() [20] Hadisin tamamı için bkz: Müslim, İmân, 302 ![]() |
![]() |
![]() |
|