Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
namazın, sürekliliği

Namazın Sürekliliği

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazın Sürekliliği




Namazın Sürekliliği

“Amellerin Allah’a en sevimli geleni, az da olsa sürekli ve devamlı olanıdır (Buhârî, İman 32; Müslim, Müsafirîn 216,217, Münafıkıyn 78) Namazı ikame edebilmek; ancak onu sürekli, kesintisiz ve devamlı kılmakla mümkündür Yüce Rabbimiz’in namazla murad ettiği hikmet ve faydaların ortaya çıkması ve bunların bir ömür boyu kulun hayâtını süslemesi için namaza kesintisiz devam etmek şarttır Hiçbir şey, onun kılınması için bir engel teşkil etmez: Ne meşgale, ne iş, ne eş, ne aş ve ne de savaş!

Namaz; her halde, her ortamda ve her durumda terkedilmemelidir:
Darlıkta da, bollukta da namaz!
Meşguliyette de, boşlukta da namaz!
Savaşta da, barışta da namaz!
Fakirlikte de, zenginlikte de namaz!
Yolculukta da, evindeyken de namaz!
İhtiyarlıkta da, gençlikte de namaz!

Özetle, hiçbir bahane ve hiçbir gerekçe namazı terketmeyi gerektirmez Su mu bulamadınız? O halde teyemmüm edeceksiniz Cami veya mescid mi bulamadınız? İşte tüm yeryüzü! Yolculukta mısınız? O halde namazı kısaltacak ve iki vakti birleştirebileceksiniz Savaşta mısınız? O halde binekte, taşıtta, yahut yaya, yahut da nöbetleşe namaz kılacaksınız Hasta mısınız? O halde oturarak, yahut başınızla, yahut da gözünüzle namaz kılacaksınız

Özetle; bütün bu olumsuz durumlarda; Rabbimizi unutmamak, O’nu zikretmek, O’na şükretmek, duâ ve niyazda bulunmak ancak namazla mümkündür Böylesi anlarda namaza devam edebilmek elbette bir sabır ve sebat işidir Bu sebepledir ki Yüce Allah sadece namazı emretmekle yetinmemiş; ona devam etmeyi, onu muhafaza etmeyi ve onun güçlüklerine sabredip göğüs germeyi de emretmiştir Şu âyetler, namazla sabır arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından dikkate şayandır:

“Ehline, ailene namazı emret, kendin de o(nun güçlükleri)ne sabret (20/Tâhâ, 132) “(Lokman, oğluna) ‘Yavrum, namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve (bu hususlarda) başına gelene sabret Doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdendir (31/Lokman, 17) “Sabırla ve namazla yardım dileyin; şüphesiz bu, huşû duyanlardan başkasına ağır gelir (2/Bakara, 45)

Namaz; bir anlamda irade ve sabır eğitimidir Bitmeden, tükenmeden, bir ömür boyu, her türlü psikolojik hal ve ortamda namaza devam edebilmek, Allah’tan hakkıyla korkan salih kulların vasfıdır İşte böylesine kesintisiz bir namaz; mü’mini sabırlı, iradeli, azim ve sebat sahibi bir insan haline getirecektir

Namaza devam etmek, sadece zor ve güç anlarda önem kazanan bir husus değildir Huzur ve refah ortamında da namaza devam edebilmek, şüphesiz bir sabır ve sebat işidir Hatta diyebiliriz ki; rahat, huzurlu ve imkânların bol olduğu ortam ve zamanlarda namazı muhafaza edebilmek, sıkıntılı ve meşakkatli anlarda namaza devam etmekten daha güç bir iştir Aşağıdaki âyetler, böylesi ortamlarda mü’minin namaz konusunda gösterebileceği gevşekliğe dikkatimizi çeker:

“Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleşik kılıp iktidar sahibi yaptığımız takdirde, namazı ikaame ederler(22/Hacc, 41) “Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, Allah’ı anmak, namazı ikaame etmek ve zekatı vermekten kendilerini alıkoymaz (24/Nur, 37) Allah Teâlâ, kullarının hangi hallerde gevşeyip namazı ihmal edebileceklerini en iyi bilendir İşte bu âyetlerde, iktidar sahibi olmanın, maddî olarak kuvvetli olmanın, alışveriş ve ticaretle meşgul olmanın, Allah’ı anmayı unutturabileceğine ve namazı ihmale sebep olabileceğine işaret vardır Bu yüzdendir ki, Allah böyle ortada kalma ihtimali olan namazlara özellikle titizlik gösterilme-sini istemiştir:

“Namazların hepsini ve hele ‘salât-ı vustâ’yı muhafaza ediniz (2/Bakara, 238) Âyette geçen “salât-ı vustâ”nın, ikindi namazı olduğu yolundaki görüş ve rivâyetler kuvvetlidir Bu da, meşgalelerin daha çok ikindi vaktine denk gelmesi ve böylece bu namazın ortada kalma ihtimali-nin daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır Ancak, “salât-ı vustâ”nın ikindi namazı olduğu kesin değildir Kaldı ki, meşgûliyet ve engeller diğer namazlara da denk gelebilir Dolayısıyla deNebîlir ki; her şahıs için, engellerin çokluğu sebebiyle kılınması müşkil olan ve ortada kalan namaz hangisi ise, onun hakkında en efdal olan namaz ve “salât-ı vustâ” da odur Üstelik, ikindi dışındaki namazların da salât-ı vustâ olabileceği yolundaki rivâyetlerin varlığı bu görüşü kuvvet-lendirmektedir Şu halde salât-ı vustâ, beş vakit namazdan biridir ve namaza itinayı temin için kesin olarak belirtilmemiştir (3) Sözgelişi, sabah namazını en çok terkedip ortada bırakan birisi için, en efdal olan ve en fazla itina gösterilmesi gereken namaz, yani “salât-ı vustâ” sabah namazıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.