Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hadden, küfren, namazı, terkeden

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Namazı Terkeden Küfren mi? Yoksa Hadden mi?
Öldürülür Faslı

Üçüncü meseleye gelecek olursak; bu da:
“Namazı tekeden tıpkı savaşlı ve zanı gibi hadden mi öldürülür? Yoksa mürted ve zındık gibi küfren mi öldürülür” sorusudur Bu konu hakkında alimlerce iki kavil vardır Bunlarda İmam-ı Ahmed’den rivayetledirler
1- Tıpkı mürtedin öldürüldüğü gibi öldürülür
Bu; Said b Cübeyr, Amir Eş-Sabi, İbrahim En-Nehai, Ebu Ömer, Evzai, Eyyub Es-Sehteyani Abdullah b Mübarek, İshah b Rahaveub ve Maliki mezhebinden Abdulmelik b Hubeyb’in görüşü olup, aynı zamanda bu şafii mezhebinin iki vechinden birisinin kavlidir Bunu Tahavi bizzat şafii’nin kendisinden hikaye etmiştir Ebu Muhammed b Hazm, bunu, Ömer b Hattab’dan (ra), Muaz b Cebel’den (ra), Abdurrahman b Avf’dan (ra), Ebu Hureyre’den (ra) ve diğer bazı sahabelerden hikaye etmiştir
2- Hadden öldürülür, küfür olarak değil Bu da Malik ve şafii’nin görüşüdür Bu rivayeti Ebu Abdillah b Batta tercih etmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Namazı Terkedenin Kafir Olmayacağını
Söyleyenlerin Delilleri

şimdi bizler her iki fırkanın da delillerini zikredelim:
Namazı terkedenin kafir olmayacağını söyleyenler şöyle demişlerdir:
“Namaz kılmayan bu kişi hakkında İslam’ın hükmü, onun İslam içerisinde olduğu hükmünün sabitliğidir Onu, kesin bilmeden dinden çıkarmayız” Devamla şöyle demişlerdir: Ubade b Samid’den rivayetle Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Allah’tan başka hiçbir ilahın olmadığına, O’nun tek ve ortağı bulunmadığına, Muhammed’in de O’nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederse, İsa’nın (as) da Allah kulu ve Rasulü, Meryem’e ilka edilen Allah’ın kelimesi ve O’ndan bir ruh olduğuna, cennetin ve ateşinde hak olduğuna inanırsa, Allahu Teala okişiyi işlediği amel (nisbetince), cennete sokar”43
(43) Buhari: 6/342; Enbiyalar hadislerinde: “Ey kitap ehli! Aşırıya kaçmayın” kavlindeki babda; Müslim: 28, İman bölümünde: “Her kim tevhid üzere ölürse muhakkak cennete girer” babında rivayet etmişlerdir
Bunu Buhari ve Müslim “sahihayn”larında rivayet etmişlerdir
Enes’den (ra) rivayetle, Rasulullah (sav), Muaz’da (ra) bineğinin terkisinnde iken:
“Ey Muaz!”
diye buyurdu Muaz’da (ra) üç defa:
“Buyur ya Rasulallah emrine amadeyim” dedi Rasulullah (sav):
“şüphesiz ki kul: “Lailahe illallah, Muhammeden Rasulullah” demeye şehadet ederse Allah (cc) mutlaka ona cehennemi haram kılar”
diye buyurdu Muaz (ra):
“Ya Rasulallah! Bunu insanlara haber vereyim de müjdelensinler?” deyince Rasulullah (sav):
“O zaman da tevekkül eder (yan gelip yatarlar)
diye buyurdular Nitekim Muaz (ra) bunu ölüm anında -ilmini gizlemiş olmasın diye- haber vermiştir44
(44) Buhari: 1/199-200, İlim bölümünde: Anlamazlar korkusundan dolayı kim bir kavim dışında başka bir kavim için ilimle hastır babı; Müslim: 32, İman’da: Tevhid üzere ölenin cennete gireceği babında, hadisteki “teessümen” kelimesinin manası, ilmini gizlemiş, korkusu olmasın diye manasındadır
Bu sahihliği hususunda ittifak edilen bir hadistir Ebu Hureyre’den (ra), Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“şefaatıma en saadetli olan “La ilahe illallah” sözünü kalbiyle ihlaslı olarak söyleyen kişidir”45
(45) Buhari: 1/173, İlim bölümünde: Hadise (konuşmaya hırslı olma babında ve Rikak bölümü: Cennet ve cehennemin sıfatı babında rivayet etmiştir
Bunu Buhari rivayet etmiştir
Ebu Zerr’den rivayetle, Rasulullah (sav) Kur’an’dan bir ayeti defalarca okudu, tekerrüs de bulundu taki öğle namazı girdi ve:
“Ümmetim için istedim Öyle şeylerle de cevaplandım ki şayet bu onlara muttali olmuş olsa (verilse), onlardan çoğu namazı da terkederler
diye buyurdu Bunun üzerine Ebu Zerr:
“İnsanları müjdeleyeyim mi?” dedi Rasulullah (sav):
“Evet”
dedi ve o da gitti Ömer (ra) dedi ki:
“şüphesiz sen bunu insanlara söyleyecek olursan ibadetle yan gelip yatarlar” dedi ve: “Hadi dön git” diye seslendi O da gitti şu ayeti de:
“şayet onları azaplandıracak olursan, şüphesiz onlar senin kullarındır şayet onları bağışlarsan muhakkak ki sen Aziz ve Hakim olansın” (Maide: 5/118)


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Ahmed b Hanbel “Müsned”inde rivayet edilmiştir46
(46) Ahmed: 5/170; Nesai: 2/177, İftitah bölümünde: Ayetin çokça okunuşu babında; İbni Mace: 1350, Namazın ikamet olunuşu bölümünde: Gece namazında okuma ile ilgili babda; Hakim: 1/241’de rivayet etmişlerdir Hakim hadisi sahihlemiştir Zehebi de onaylamıştır “Zevaid” adlı eserde El-Busiri’de bunu sahihlemiştir
Yine “Müsned”de Aişe’den (ra) gelen bir hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah katında divanlar üçtür Bunlardan birisi Allah’ın bir şey hazırlamadığı bir divan, birisi Allah’ın ondan bir şeyi terketmediği bir divan, birisi de Allah’ın afetmediği divana gelince; bu şirktir Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Allah’a ortak koşarsa, Allah hiç şüphesiz cenneti ona haram kılar” (Maide: 5/72)
Allah’ın bir şey hazırlamadığı divana gelince; bu da kul ile Rabbi arasında olup, terkettiği oruç ya da terkettiği namazı olup (bundan dolayı) nefsine işlediği zulümdür şüphesiz Allah (cc) bunu afeder ve dilerse ona karşılık verir Allah’ın ondan bir şeyi terketmediği divana gelince; bu da kulların birbirleriyle işledikleri zulümdür şüphesiz bu da kısas’tır”47
(47) Ahmed: 6/240 hadiste Sıdka b Musa vardır Kendisi sadık birisidir Ancak evhamlıdır Yezid b Babnus da vardır kendisini İbni Hibban hariç güvenen olmamıştır
Yine “Müsned”de Ubade b Samit’den gelen bir rivayette kendisi Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduklarını işitmiştir:
“Allah (cc) kullar üzerine beş vakit namazı farz kılmıştır Her kim bunları yerine getirirse Allah katında, Allah’ın (cc) onu cennete sokacağı ahdi bulunur Her kimde bunları yerine getirmezse Allah katında onun ahdi kalmamıştır Allah dilerse azap eder, dilerse afeder”48
(48) Ahmed: 5/315-319; Bunu başkaları da rivayet etmiştir Bak sayfa: 29 te: 2
“Müsned”de yine Ebu Hureyre (ra) hadisinde, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet gününde kulun ilk olarak hesaba çekileceği ameli farz namazlar olacaktır şayet bunları tamamlamış ise (tamamdır), aksi takdirde ona: “Bakın nafileleri var mıdır?” denilir şayet onun nafileleri (kıldığı) olmuşsa, nafileleri ile farz tamamlanır Sonra da diğer farz ameller de böylece yapılır”49
(49) Hadis sahih’tir Sayfa: 32’de geçmişti
Ehli Sünen rivayet etmiştir Tirmizi de: “Hadis hasen’dir” demiştir Demişlerdir ki: Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğu sabit olmuştur:
“Her kimin son sözü “Lailahe illallah” diye bitmişse cennete girer”50
(50) Müsned: 5/233- 247; Ebu Davud: 3116, Cenaze bölümünde: Telkin etme babında; Hakim: 1/351, rivayet etmiştir Hakim: “İsnadı sahihtir” demiştir Zehebi de onaylamıştır Bu da ikisinin dediği gibidir Salih b Ebi Urayb hariç ravilerinin hepsi sika’dır Ondan da sika (güvenilir) kimselerden bir grup rivayet etmiştir İbni Hibban’da ona güvenmiştir İbni Mendeh ise: “O meşhur mısırlıdır” demiştir Bak: “Tevhid” adlı esere G: 48/2
Başka bir lafızda ise:
“Her kim “Lailahe illallah” sözünü bilir olarak ölürse cennete girer”51
(51) Müslim: “26” İman’da: Tevhid üzere ölenin kesinlikle cennete gireceği hakkında delil babı
“Sahih”de geldiği üzere Itban b Malik kıssasında:
“Muhakkak ki Allahu Teala: Gerektiği gibi umarak “La ilahe illallah” diyee ateşi haram kılmıştır
diye buyrulmuştur52
(52) Buhari: 1/433-436, Namaz bölümünde: Mesatler evlerdedir babında; Teheccüd bölümü: Cemaatle nafile namazı babında; Müslim: 33, İman’da: Tevhid üzere ölenin kesinlikle cennete gireceği hakkında delil babı
şefaat hadisinde ise yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“İzzetim ve Celalim hakkı için şüphesiz Ben: “La ilahe illallah” diyen kimseyi mutlaka ateşten çıkaracağım
Başka bir rivayette ise:
“Hiçbir hayır işlememişse de ateşten çıkar
diye buyurulmuştur53


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




(53) Buhari: 13/296, Tevhidde: Allah’ın kıyamet gününde nebilerle ve başkalarıyla kalanı babı ve “Ben elimle yarattığımda” kavli ve ikisinden başkası da haklar babda; Rikak bölümünde: Cennet ve ateşin sıfatı babında; Müslim: 193, İman’da: Cennete menzili en ait olan babında rivayet etmişlerdir
“Sünen” ve “Müsned”lerde şu rivayet mevcuttur:
“Bitaka (kart) sahibi, doksan dokuz tane tescil edip neşr olunur ve bunlardan her birisi gözün uzanacağı kadar (çoktur) Sonra da üzerinde: “La ilahe illallah” şehadet kelimesi bulunan bir kart çıkar ve günahlarına ağır basar”54
(54) Müsned: 2/213-221-222; Tirmizi: 2641, İman’ın kapıları: La ilahe illallaha şehadet edenin ölümü hakkında bab; İbni Mace: 4300, Zühd’de: Kıyamet günü Allah’ın rahmetini umma babı; isnadı ise sahihtir
Nitekim bu kartda şehadet kelimesinden başka bir şey zikredilmemiştir şayet başka bir şey daha olmuş olsaydı o zaman iyiliklerin yazıldığı sahifeler de çıkıverirdi ve günahlarına ağır basardı Aynı zamanda bizler hadiste (az önce geçen):
“Hiç bir hayır işlememişse de ateşten çıkar”55
hadisi yetmektedir Eğer bu kişi namazı kılmamakla kafir olsaydı o zaman ebedi cehennemde kalır, oradan da asla çıkmazdı
(55) Bu geçen şefaat hadisinden bir parçadır
Dolayısıyla bu ve benzer hadisler kişiyi tekfirlikten ve ebedi ateşte kalmaktan alıkoymaktadır Nitekim bu kişiye namazı gerekli kılmak ve büyük günah işleyenlerden görmek gerekir Demişlerdir ki: Çünkü küfür demek tevhidi risaleti, dönüş yerini ve Rasulullah’ın (sav) getirdiklerini inkar etmek demektir
Çünkü kelime-i tevhidle kul vahdaniyet şahit olmakta, Rasulullah’ın (sav) Allah’ın Rasulü olduğunu takrir etmekte, kabirde olanları Allah’ın dirilteceğine inanmaktadır Dolayısı ile küfrüne nasıl olurda hükmedilir? şüphesiz iman tasdik etmek demektir Zıddı da yalanlamak demektir, amelin terki demek değildir Öyleyse apaçık inkar edenin yalanı ile (inkar etmeyen) sadık bir kimse ile nasıl hükmedilebilir?***


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Namazı Terkedenin Kafir Olacağını Söyleyenlerin Delilleri

Kafir sayanlar şöyle demişlerdir:
“Namazı terkedenin kafir olmayacağı hakkında delil getirmiş olduğunuz hadisleri, bizzat (hadislerin) korunması kendileri vesilesi ile olmuş olan sahabeler, namazı terkedenin küfrüne bizzat hüküm vermişlerdir
Ebu Muhammed b Hazm şöyle demiştir:
“şüphesiz Ömer’den, Abdurrahman b Avf’dan, Muaz b Cebel’den, Ebu Hureyre’den ve başka sahabelerden geldiğine göre onlar:
“Vakti çıkana dek kasten bir vakit farz namazı terkeden kişi kafir ve mürted olmuştur” demişlerdir56
(56) Muhalla: 2/242’de (279) nolu mesele
Demişlerdir ki:
“Bizler bu konuda, sahabelerden aksi bir görüş bildiren kimseyi bilmiyoruz şüphesiz namazı terkedenin kafir olacağına kitap, sünnet ve sahabenin icması delalet etmektedir
Birinci delil: Kitaba gelince bu konuda yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Biz müslümanları o günahkarlar gibi kılar mıyız hiç? Ne oldu size; nasıl hüküm veriyorsunuz? Acaba sizin bir kitabınız var da ondan mı okuyorsunuz? Beğenip seçtiğiniz her şey mutlaka sizindir diye (orda mı yazıyor) yoksa sizin bizim üzerimizde: Ne hüküm ederseniz muhakkak sizindir” diye kıyamet gününe kadar sürecek yeminleriniz mi vardır?”
ayetinden:
“Baldırın açılacağı o günde onlar secde etmeye davet edilecekler de, edemiyecekler Gözleri önlerine eğilmiş, kendilerini de bir zillet kaplamış olarak Halbuki onlar sapsağlam iken secdeye çağrılıyorlardı” (Kalem: 68/35-43)
Evet bu ayetin delalet yönü: şüphesiz ki Allahu Teala müslümanları bir defa mücrimler gibi kılmaz Bu emirde O’nun hikmetine ve hükmüne layık da değildir Sonra Allahu Teala müslümanların zıddı olan mücrimlerin (günahkarların) hallerini zikretmiştir ve: “Baldırın açılacağı o günde” diye buyurmuştur Ve onlar? Rabblerine secde etmek için çağrılırlar Ancak bununla onlar arasında bir engel bulunur Dolayısıyla da müslümanlarla birlikte -dünyada iken namaz kılanlarla beraber iken secde etmeyi terkettikleri için- onlara bir ceza olarak onlar, secde edemeyeceklerdir Bu da onların kafir ve münafıklarla beraber olduklarına delalet etmektedir Öyleki müslümanlar her secde ettikleri vakit (kafir ve münafıkların) sırtları tıpkı ineğin meyaminleri gibi olacaktır57 şayet bunlar müslümanlardan olsalardı onlara da tıpkı müslümanlara izin verildiği gibi secde etmeleri izni verilirdi
(57) Buhari “Sahihin”de, 8/508; Ebu Said’den (ra) rivayet etmiştir Rasulullah’tan (sav) şunu işitmiştir: “Yüce Rabbimiz baldırı açılır Her mü’min erkek ve mü’min kadın Allah’a secde eder Dünyada iken riya ve gösteriş olarak secde eden kimse de kalıverir Secde etmeye gider ancak sırtı (dimdik olup) ters döner de (secde yapamaz)
İkinci Delil: Yüce Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Her bir nefis kazandıkları karşılığında rehin alınmıştır Ashabul yemin müstesna Cennettedirler, birbirlerine soru sorarlar, suçlular hakkında sizi sakar’a ne sürükledi? Derler ki: Biz namaz kılanlardan değildik, yoksulları yedirmezdik, biz de dalanlarla birlikte daldık Din gününü de yalanlardık Nihayet ölüm bize gelip çattı” (Müddesir: 74/38-47)
Bir defa bu hasletlerden her birisinin, kendilerini sakar’a (ateşe) sürükleyen, kendilerini mücrimlerden ya da topluluklarından kılan -şayet bunların hepsi teker teker mustakil de olsa delalet apaçık zahirdir ya da her dört haslet de bulunsa- işte bu onların küfürlerinin ve akıbetlerinin tehditliliğini ve sakatlığını göstermektedir Aksi takdirde bu hasletlerden her biri için akıbet içeriği bulunmuş olur Öyleki bunlarla mustakil (ayrı ayrı) olana, akıbetin verilişinde, tesiri olmayan konuyu birleştirip bir çatı altında toplamak, caiz değildir
Bilinen şu ki: Namazı ve -kendisi ile beraber zikr olunanları- terketmek din gününü yalanlamadaki akıbet hususunda şart olmayıp bilakis akıbet hususunda tek başına olması bile yeterli olmaktadır Dolayısı ile kendisi ile beraber zikredilen her vasıf; bunun gibi olduğuna delalet etmektedir Öyleki bir kişinin sadece bu dört vasıf toplandığı zaman azab görür demesi imkan dışıdır
Nitekim bu hasletlerden her biri mücrimliği gerektirecek olsa, şüphesiz yüce Allah günahkarları (mücrimleri) müslümanların zıddı kılmıştır Nitekim namazı terkeden kişi mücrimlerden olup sakar’a (ateşe) girecek olanlardandır Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak ki mücrimler sapıklıkta ve çılgın ateş içindedirler O gün yüzleri üzere ateşe sürüklenirler (ve): Cehennemin dokunmasını tadın (denilir)” (Kamer: 54/47-48)
Başka bir ayette ise şöyle buyurmuştur:
“şüphe yok ki o mücrimler, iman edenlerden bir kısmına gülerler” (Mutaffifin: 83/29)


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Dolayısı ile mücrimleri mü’minlerin, müslümanların zıddı olarak kılmıştır
Üçüncü Delil: Allahu Teala’nın şu ayeti:
“Namazı dosdoğru kılınız, zekatı veriniz, Rasule itaat ediniz Umulur ki merhamet olunursunuz” (Nur: 24/56)
Bu ayetin delalet yönü; yüce Allah onlarda rahmetin hasıl olmasını bu zikredilen hasletlere bağlamıştır şayet namazı teketmek onları kafir kılmasa ve ebedi ateşle bırakmasa o zaman namaz kılmadan merhamet olunmuş olacaklar Ancak Allahu Teala, onlar namaz kılarlarsa rahmetin geleceği ümidini kılmaktadır
Dördüncü Delil: Allahu Teala’nın şu ayeti:
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarında tembellik etmektedirler” (Maun: 107/4-5)
şüphesiz selef namazdaki sehvin manası hakkında ihtilafa girmişlerdir
Sa’d b Ebi Vakkas, Mesruk b Ecde’a ve başkaları şöyle demişlerdir:
“(Buradaki sehu) namazın vakti çıkıncaya dek namazı terketmektir” Nitekim bu konu hakkında merfu bir hadiste rivayet olunmuştur
Muhammed b Nasr El-Mervezi dedi ki:
“Bize, Süfyan b Ebi şeybe, onlara İkrime b İbrahim, onlara Abdulmelik İbni Umeyr hadisi anlattı
Onlarda Mussab b Sad’dan, o da babasından Rasulullah’ın (sav) -namazlarında sehu içinde olanlar hakkında- şöyle buyurduklarını rivayet etmiştir:
“şüphesiz ki bunlar namazların vaktinden tehir edenler”58
(58) Bunu Suyuti “Dunil Mensur”: 6/400, adlı eserinde Ebu Ya’laya, İbni Cerir’e, İbni Münzir’e, İbni Ebi Hatim’e “Evsed” adlı eserde Taberani’ye, İbni Merdaveyhe, “Sünenin”de Beyhaki’ye nisbet etmiştir Merfu olması hasebiyle de zayıf saymıştır Vakfı ise sahihtir Hakim de böylecedir Münziri: “Tergib” adlı eserde: 1/382, şöyle demiştir: Bunu İkrime b İbrahim rivayet ile Bezzar rivayet etmiştir ve şöyle demiştir: “Başkası merfu kılmadığı halde hafızlar mevkuf olarak rivayet etmişlerdir” Münziri şöyle demiştir: “İkrime’ye gelince -ki kendisi Ezdi kabilesindendir- zayıflığında icma edilmiştir Doğrusu da onda vakıf olduğudur” Heysemi “Mecme” adlı eserde: 7/134’de şöyle demiştir: “Bunu Taberani “Evsat” adlı eserinde rivayet etmiştir Hadiste; İkrime b İbrahim bulunmaktadır O da gerçekten zayıf birisidir
Hammad b Zeyd şöyle dedi: Bizlere Asım hadisi anlattı O da Musab b Sad’dan, şöyle demiştir Babama:
“Ey babacığım! Rasulullah (sav) “Onlar ki namazlarında tembellik yapmaktadırlar” ayeti hakkındaki kavlini hiç duydun mu? Hangimiz sehv yapmıyoruz ki? Hangimizin içinden -biz namazda iken- bir şeyler geçmiyor ki?” dedim Bunun üzerine şöyle dedi:
“Bu böylece değildir Lakin bu vakti zai etmektir” dedi”59
(59) Bunu, Suyuti, “Darul Mensur” 6/400, adlı eserinde Ebu Yala, İbni Cerir, İbni Münzir, İbni Merdeveyh, “Süneninde” Beyhaki’ye nisbet etmiştir Münziri “Tergib ve Terhib” adlı eserinde: 1/387, şöyle demiştir: “Bunu Ebu Ya’la hasen bir senedle rivayet etmiştir” İbni Kesir: 1/554, şöyle demiştir: “Yazıklar olsun o kimselere ki onlar namazlarında sehv içindedirler” ayeti hakkında: Ya bunun külli olarak yapılması -İbni Abbas’ın dediği gibi- ya da şer’an takdir edilmiş vakitte bunun yapılması konusu Böylece de külli olarak vaktinden çıkmış oluyor Tıpkı, Mesruk, Ebu Duha’nın dediği gibi İlk vaktinde olmasına gelince; devamlı olarak sonuna kadar namazı tehir ederler ya da çoğunlukla böyle yaparlar Hem namazın rükünlerini, şartlarını -istenilen yönü ile- eda etmek hem de bunda huşulu olmak, namazda okunulanların manalarını düşünmek İşte lafız bunların hepsini içermektedir Dolayısı ile, bundan bir şeyi birleştiren herkesin bu ayetten bir nasibi vardır Her kimde hiç şüphesiz tamam olmuş olur Ameli nifak da onun için tamamlanmış olur


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Hayyava b şureyh dedi ki:
“Bana Ebu Sahr, kendisinin Muhammed b Ka’b El-Kurazi’ye, yüce Allah’ın:
“Onlar ki namazlarında sehiv (tembellik) içidedirler
ayeti hakkında soru sorduğunu haber vermiştir O da:
“Bu sehv’den maksat namazı terketmektir” dedi Sonra da “Maun”dan” sordu? O da:
‘Hak sahibinden malı kısıtlayıp men etmektir” dedi Bu bilinecek olursa; şüphesiz “veyl” yazıklar olsun diye gelen tehdit sigası Kur’an-ı Kerim’de daha çok kafirler hakkında kurallı olarak gelmektedir Ayette buyurulduğu gibi:
“Müşriklere yazıklar olsun ki onlar zekatı vermezler Ahireti de onlar küfr (inkar) ederler” (Fussilet: 41/6-7)
Bir ayette de:
“Çok yalancı ve çok günahkar olan her bir kimsenin vah haline! O, Allah’ın ayetleri kendisine okunurken işitir de sana onları işitmemiş gibi büyüklük taslayarak ısrar eder İşte ona çok acıklı bir azabı müjdele! Ayetlerimiziden bir şey öğrendiğinde de o, onları alaya alır İşte onlara alçaltıcı bir azap vardır” (Casiye: 45/7-9)
diye buyrulmuştur Başka bir ayette de:
“şedid olan bir azaba düccar olmalarından dolayı kafirlere yazıklar olsun” (İbrahim: 14/2)
diye buyurulmuştur
Ancak iki yerde hariç Bunlarda şu iki ayettir:
“Ölçü ve tartıyı eksik yapanların vay haline!” (Mutaffifin: 83/1)
ayeti ile:
“İnsanları arkadan çekiştiren, yüzlerine karşı onlarla alay eden her kişinin vay haline!” (Hümeze: 104/1)
Bu iki ayetlerde “yazıklar olsun” sözü ölçü ve tartı da aldatma yapanla, arkadan kaşgöz hareketleri ile dalga geçenlerle talik edilmiştir Nitekim sırf bunları yapmakla kişi tekfir edilmez
Namazı terkedene “yazıklar olsun”un verilmesi ise; kafirlerin “yazıklar olsun” kapsamına girmelerinden ya da fasıkların kapsamına girmelerinden olmaktadır Nitekim kafirlerin veyline (yazıklar olsun kapsamına) iki yönle ilhak olmaktadır:
1- Sad’a b Ebi Vakkas’dan bu ayet hakkında sahih olarak gelen bir rivayette kendisi şöyle demiştir:
“şayet namazı terketseler kafir olurlardı Lakin onlar namazın vaktini zai etmişlerdi”60
(60) Bak: 2 nolu rakamın talikine -Geçen sahifede-
2- Küfrüne dair delillerden zikredeceğimiz bu konuyu açıklığa kavuşturmaktadır
Beşinci Delil: Yüce Allah’ın şu kavli:
“Onlardan sonra bir topluluk yerlerine geldi onlar namazları zai ettiler ve şehvetlerine uydular Yakında da ğay (kuyusu) ile karşılaşacaklar” (Meryem: 19/59)
şu’be b Haccac dedi ki:
“Bize Ebu İshak hadisi anlattı O da Ebu Uteyye’den, o da Abdullah b Mesud’dan bu ayet hakkında şöyle dediğini belirtmiştir” “⁄ay”: Cehennem de bir nehir olup, tadı berbat ve dini de çok derindir
Muhammed b Nasr dedi ki: Ubeydullah b Said b İbrahim, onlara da Muhammed b Yezid b Ziyad, hadisi anlattı Muhammed b Yezid b Ziyad (dedi ki): Bana da şarki El-Kattami anlattı ve dedi ki:
“Bana da Lokman b Amir El-Huzai anlattı ve dedi ki: Ben Ebu Umame El-Bahili’nin yanına gittim ve: “Bana Rasulullah’tan (sav) işittiğin bir hadisi anlat” dedim Kendisi ise: “Ben Rasulullah’tan (sav) işittiğime göre kendileri şöyle buyurmuştur” dedi:
“şayet bir kaya parçası cehennemin kenarına atılacak olsa yetmiş (bin yıllık yoldan) sonra ancak “ğay”a ve “Esame”ye ulaşır
diye buyurdu Dedim ki: ⁄ayy ve Esame nedir? dedim şöyle buyurdular:
“Cehennemin en altında bulunan iki tane kuyudur Bunlarda cehennem ehlinin irinleri akıp durmaktadır”61
(61) Suyuti bunu “Darul Mensur”: 4/278, adlı eserinde, İbni Cerir, Taberi, İbni Merdiveyh “Bas” adlı eserde Beyhaki’ye nisbet etmiştir Bunu İbni Kesir tefsirinde 3/128, İbni Cerir’den nakletmiştir şöyle demiştir: “Bu hadis garip bir hadis olup bunun raf edilmesi ise münkerdir” Heysemi “Mecme” adlı eserinnde: 10/389’da şöyle demiştir: “Bunu Taberani rivayet etmiştir Hadis içinde İbni Hibban’ın sika saydığı zayıf raviler bulunmaktadır” Demiştir ki: “Hata yapmışlardır” Münziri “Tergib” adlı eserinde 4/272, şöyle demiştir: “Bunu merfu olarak Beyhaki ve Taberani rivayet etmişlerdir Bunu ikisinden başkaları da Ebi Umeyye’ye mevkuf olarak rivayet etmişlerdir Bu daha sahihtir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




İşte bu yüce Allah’ın kitabında buyurduğu:
“Yakında “ğayy” ve “esam” ile karşılaşacaksınız
ayetlerinin manasıdır
Muhammed b Nasr dedi ki:
“Bizlere Hasan b İsa, onlara da Abdullah b Mübarek, onlara da İbrahim b Beşir hadisi haber vermiştir Dedi ki: Bana Zekeriyya b Ebi Meryem El-Huzai haber verip şöyle demiştir Ebi Umame El-Bahili’yi işittim şöyle diyordu:
“şüphesiz cehennemin kenarı ile dibi arası bir tas ya da kaya atılacak olursa elli bin yıl kadar mesafesi olur Bunun büyüklüğü de bunun onlarca büyüklüğünde ve genişliğinndedir” Abdurrahman b Halid b Velid’in mevlası (kölesi):
“Ey Ebu Umame! Bunun altında bir şeyler var mıdır?” diye sordu O da:
“Evet “⁄ay” ve “Esame” vardır” dedi
Eyyub b Beşir o da şafiy b Mati’den şöyle demiştir:
“şüphesiz cehennemde “ğayy” diye isimlendirilen bir vadi vardır Bunda pis irinler akmaktadır Bu da oraya girecek içindir Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
“Yakında ğayy ile karşılaşacaklar
İşte bu ayetin delalet yönü; muhakkak ki Allahu Teala bu alış mekanını namazını zai eden ve şehvetine uyanlar için kalacaktır Kendileri günahkar müslümanlarla beraber olsaydı o zaman ateşin tabakalarından en üst tabakada olurlardı Lakin onlar altındaki mekanda değildirler Çünkü İslam ehli için bu mümkünat dışıdır Bu sadece kafir için mümkündür
Ayette başka bir delil daha vardır O da:
“Yakında ğayy ile karşılaşacaklar ancak tevbe eden, iman edip salih amel işleyen hariç
diye buyurduğu ayetidir Dolayısı ile, şayet namazı zai eden mü’min olsaydı o zaman tevbesinde iman şartı olmazdı Hasıl olduğu gibi tahsil edilirdi
Altıncı Delil: Yüce Allah’ın şu ayeti kerimesi:
“şayet tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse o zaman dinde kardeşlerinizdirler” (Tevbe: 9/11)
Dinde kardeş olmaları namaz kılma fiilleriyle bağlantılı olmuştur şayet kılmazlarsa mü’minlerin kardeşleri değildirler Yine yüce Allah’ın:
“Mü’minler ancak kardeştirler” (Hucurat: 49/10)
ayeti ile de mü’min olamamaktadırlar
Yedinci Delil: Allahu Teala’nın şu ayeti kerimesi:
“Tasdik etmedi ve namaz kılmadı lakin yalanladı ve yüz çevirdi” (Kıyamet: 75/31-32)
İslam, haberi tasdik edip emrede uymayı gözettiği zaman yüce Allah bunun için iki zıt faktör kılmıştır Tasdik etmemek ve namazı kılmamak
Ayette: “Lakin yalanladı ve yüz çevirdi” diye buyurulmşutur Sanki yalanlayan kafir, namazdan yüz çeviren kafir olmakta ve sanki İslam yalanlama ile gider ve namazda yüz çevirme ile kaybolur diye anlaşılmaktadır
Katade’den rivayetle Said şöyle demiştir:
“Tasdik etmedi ve namaz kılmadı” demek; Allah’ın kitabını tasdik etmedi, Allah (cc) içinde namaz kılmadı ancak Allah’ın ayetlerini yalanladı ve O’na (cc) itaat etmekten de yüz çevirdi:
“Sana layıktır (O azab) evet sana layıktır Sonra yine sana layıktır; tekrar tekrar sana layıktır” (Kıyamet: 75/34-35)
Tehdit eseri üzere yine bir tehdit” diye anlaşılır
Sekizinci Delil: Yüce Allah’ın şu ayeti:
“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizleri Allah’ın zikrinden alıkoymasın Her kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana uğrayanlardır” (Münafikun: 63/9)
İbni Cüreyc:
“Ben Ata b Ebi Rebah’ın “Bu farz namazlardır” dediğini işittim” demiştir
Bu ayette delil getirme yönü; şüphesiz ki Allah (cc) mutlak olan hüsranlığı, malları ve çocukları kendisinin namazından alıkoyan kişiye hükmetmiştir Mutlak olan hüsranlık da sadece kafir olanlara verilmektedir Çünkü müslüman günahlarından ve hatalarından dolayı hüsrana girse şüphesiz işin sonunda (imanından dolayı vs) kazanca girer Nitekim yüce Allah bu ayette namazı terkedenin hüsranlığını bazı tekitli kısımlarla tekitlemiş, pekiştirmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




1- Bunu, yenilik ve teceddüde delalet eden fiilin dışında hüsranlığa ve gereksinimlerinin sabitliğine delalet eden isim lafzı ile getirmek
2- Bu ismin -kendileri için isimlendirilenin tam oluşması için- elif ve lam ile sadır olması Mesela sen: “Zeydun El-Alim es-Salih” diye (elif lamlı getirecek) olursan işte bu “Zeydun Alimun Salihun” diye (elif lamsız olarak) bunun tersine, bunun için tanlığın sabit olduğu anlaşılmaktadır
3- Yüce Allah’ın bunun haber ve mübtedasını marife (bilinirlik) olarak kılması
İşte bu da haberin mubte’da’da intisar alametinden olmaktadır şu ayette olduğu gibi:
“İşte onlar felaha uğramış kimselerdir” (Bakara: 2/5)
aynı zamanda:
“Kafirler işte onlar zalim olanlardır” (Bakara: 2/254)
ve:
“İşte onlar gerçek mü’minlerdir(Enfal: 8/4)
ayetlerinde ve benzerlerinde olduğu gibi
4- Mübteda ve Haber’in arasına ayrık zamiri sokmak Bu da fasıl ile birlikte iki ayrı faide içermektedir
a) İsnadın kuvvetli olması
b) Dayanan zamirin dayandırılana hasslığı Gelen şu ayetlerde olduğu gibi:
“Muhakkak ki Allah, O’dur zengin olan, Hamid olan
ve:
“Allah, işte O işiten, görendir” (Maide: 5/76)
ve:
“Muhakkak ki Allah, O’dur ⁄afur olan, Rahim olan” (şura: 42/5)
Dokuzuncu Delil: Yüce Allah’ın:
“Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine ayetlerle öğüt verildiğinde secdeye kapanan ve Rabblerini hamd ile tesbih edenler iman eder Hem onlar büyüklük de taslamazlar” (Secde: 32/15)
Bu ayette delil getirme yönü; şüphesiz Allahu Teala; Allah’ın ayetten zikrolunduğu vakit Rabblerini hamd ile tesbih edip secdeye varmayan kimselerden iman mefhumunu kaldırmıştır şüphesiz Allah’ın ayetlerinin en büyük hatırlatıcısı da namaz ayetlerinin tezkiri’dir Her kime bunlar zikrolunsa oda zikri etmez ve namazda kılmazsa bunlara iman etmiş olmaz Çünkü Allah (cc) bunu mü’minlere has kılmış, onların secde ehli olduklarını vurgulamıştır şüphesiz bu en güzel delil getirme ve en yakın boyutudur şüphesiz; Allah’ın:
“Namazı kılınız” (Bakara: 2/43)
ayetine, sadece bunu ikamet eden (kılan) iltizam eder
Onuncu Delil: Yüce Allah’ın şu ayeti:
“Onlara: Ruku edin denildiğinde onlar ruku etmezler Vay o gün yalanlayanların haline!” (Mürselat: 77/48-49)
Bu ayeti de:
“Yeyin, metalanın biraz! şüphesiz ki sizler mücrimlersiniz” (Mürselat: 77/46)
ayetinden sonra zikretmiştir Nitekim yüce Allah, rukuyu -bu da çağrıldığı vakit namazı- terkeden o kimselere tehdit yağdırmıştır Buradakinden maksad; “Onlar yalanladıklarından dolayı tehdit’tir” denilemez sadece Çünkü Allah (cc) onların namazı terkettiklerini haber vermiştir İşte tehditte bundan da vaki olmuştur


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Buna göre bizler şöyle diyoruz:
“Gerçekten, yüce Allah’ın namazı emrettiğini doğrulayacak bir kimsenin, namazı zaten devamlıca terkinde ısrarlı olacağı söz konusu olamaz Çünkü gerek adete ve gerekse tabiata göre de; bir kimsenin kesin olmak; yüce Allah’ın gündüz ve gece olmak üzere beş vakit namazı farz kıldığını, terkedildiği vakit en büyük cezalara çarptırılacağını bilecek ve doğrulayacak, buna rağmen de namazı kılmamakta ısrarlı olacak” İşte bu gerçekten imkansız bir konudur Hiç bir zaman namazın farz olduğunu kabul eden bir kimsenin terkedeceği söz konusu bile olamaz Çünkü iman kişiyi namaza emreder Öyleki kalbinde buna gidecek bir emiri dinlemiyorsa zaten onun kalbinde iman bulunmuş değildir
Hiçbir zaman kalben hükümlerine ve amellerine, kişiye (doğruca) ulaştıramayacak ne bir bilgiye ve ne de bir kişinin sözüne uy! İç muhasebenle de iyice düşünki; kişinin kalbi vaad ve tehdide, cennet ve cehenneme, namazın, yüce Allah’ın kıldığı bir farz; oluşuna, terkedeni de cezalandırıp, akıbet vereceğine, kişiyi namazı kılmaktan hiçbir şeyin engellemeyeceğine, kişi terkettiği zaman -sıhhatinde, afiyetinde olsun- olmasın Allah’ın onu bildiğine, iyice aklı açık olmalı ve temmül etmesi gerekir
İşte bu kadarı, imanı sadece tasdik olarak gören kişilerden gizli kalmış birer konudur şayet bu vacib bir fiil ve terki haram olan bir şeyle yakın olmasa işte bu kulun kalbinin kesin bir imanla olduğunu en imkansız kılmaktadır Ne itaat fiili ve nede günahı terk konusu husule gelmez Biz de diyoruz ki:
“İman tasdik etmektir Lakin bu tasdik, sadece haber verileni kabul edipte ona teslim olmamak, amel etmemek demek değildir şayet sadece tasdik etmenin itikadı iman sayılmış olsaydı, o zaman iblis, Firavun, ve kavmi, Salih’in kavmi ve -Muhammed’in (sav) Allah’ın Peygamberi olduğunu kabul eden- yahudiler ve bunu bilen uşakları hem mü’min ve hem de sadık kimseler olurlardı
Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak ki onlar seni yalanlamazlar
Yani (Ya Muhammed!) Senin sadık olduğuna inanırlar
“Lakin zalimler yüce Allah’ın ayetlerini bile bile inkar ederler” (En’am: 6/33)
Nitekim “cahd”: Bile bile inkar; ancak hakkı bildikten sonra olmaktadır Allahu Teala şöyle buyurmşutur:
“Kalpleri onlara inandığı halde zulümle büyüklenmeleri sebebi ile onları inkar ettiler” (Neml: 27/14)
Musa (as) Firavun’a şöyle demiştir:
“Andolsun ki, bunları birer ibret olmak üzere göklerin ve yerin Rabbinden başka kimsenin indirmediğini bilmişsindir” (İsra: 17/102)
Bir ayette de Allah (cc) yahudiler hakkında şöyle buyurmuştur:
“Onlar bunu tıpkı oğullarını bildikleri gibi bilmektedirler Muhakkak ki onlardan bir grup bildikleri halde hakkı gizlemektedirler” (Bakara: 2/146)
Bunlardan (bu konuyu açıklamak hakkında) daha açık birer delil de; yahudilerden iki fırka Rasulullah’a (sav) gelip, Nübüvvetine delalet eden sorular sordular (Sonra da):
“Biz senin şüphesiz nebi olduğuna şahitlik ederiz” dediler Bunun üzerine Rasulullah (sav):
“Öyleyse bana tabi olmanızı kısıtlayan nedir?”
diye buyurdular Onların ikisi de:
“Muhakkak ki, Davud, zürriyyetinde nebilerin bitmemesi için dua etmiştir Bizlerde, eğer sana tabi olursak yahudilerin bizleri öldürmelerinden korkuyoruz” dediler62
(62) Tirmizi: 2734, istizan bölümünnde: El ve ayağın öpülmesi hakkında babda; Aynı zamanda, Tefsirul Kur’an bölümünde: Beni İsrail suresi hakkında babda; Nesai: 2/172, Kanın haramlılığı bölümünde; İbni Mace’de bundan bir parça tahriç etmiştir: 3705 de Edeb bölümünde: Erkeğin başka bir erkeğin elini öpmesi babında; Ahmed: 4/240’da rivayet etmiştir İsnadında zayıflık vardır
Onlar şüphesiz Rasulullah’ın (sav) Peygamber olduğunun itikadını dilleriyle söyleyip mutabık olarak ikrar ettiler Ancak bu tasdik ve ikrarla imana girememişlerdi Çünkü onlar Rasulullah’ın (sav) emrine teslim olmadılar ve O’na itaat etmeyi gerekli kılmadılar
Aynı zamanda Ebu Talib’in küfrüde böylecedir Kendisi hakikaten de Rasulullah’ın (sav) sadık olduğunu biliyor ve dili ile bunu ikrar ediyordu Bunu şiirinde bilip açıkça belirtmişdir de Ancak kendisi (bunları söylediği halde) İslam dinine girmemiştir Nitekim tasdik etme konusu iki şeyle tamam sayılır


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




1- Doğruluğuna iman
2- Kalbin sevmesi ve teslim olması
Bu yüzden Allahu Teala İbrahim’e (as) şöyle buyurmuştur:
“Ey İbrahim! Rüyanı gerçekleştirdin” (Saffat: 37/105)
Nitekim İbrahim (as) rüyayı gördüğü vakit rüyasının doğru (sadık) olduğunu itikad etmişti Çünkü Peygamberlerin rüyaları vahiy’den emrolunduğu şeyi yaptıktan sonra rüyasının doğru olduğu (gerçekleştiği) kılınmıştır
Aynı zamanda Rasulullah’ın (sav):
“Ferc ya bunu tasdik eder (zina yapar) ya da yalanlar (kabul etmez, zinayı terkeder)”63
(63) Buhari: 11/22; İstizan bölümü: Ferc olmadan organların zina etmesi babında; aynı zamanda kader bölümünde: “Haramun ala karyetin ehleknaha” babında; Müslim: 2657, kader bölümünde: Zinanın ve başkasının insanoğluna kılındığı hazzın miktarı babında rivayet edilmiştir
Burada tasdik fercin bir ameli olarak kılınmıştır Kalbin temenni ettiği olarak (değil) Yalanlamada bu olayı (zinayı) terketmek demektir Bu da apaçık gösteriyor ki tasdik sadece amelle sahih olmaktadır
Hasan şöyle demiştir:
“İman temenni ve tehayyülden ibaret değildir Lakin iman kalpte beslenen ve amelin de tasdik ettiğidir” Bu merfu olarak rivayet edilmiştir64
(64) İbni Ebi şeybe: “İman” adlı eserde -93- rivayet etmiştir Bu Hasan üzerinde mevkuf bir hadistir Ondan sahih değildir İsnadında Zekeriyya b Hakim El-Habti vardır Kendisi helak eden (yanlış yapan) kimse idi Zehebi de bunu söylemiştir Helak edenlerden başkası da bunu merfu olarak Hasan’dan rivayet etmiştir İmam Suyuti: “Camius-Sağir” adlı eserinde: 5/356, bunu İbni Neccar’a, “Müsnedil-Firdevs adlı eserde Deylemi’ye, Enes’ten gelen rivayetle nisbette bulunmuştur Münav şerhinde şöyle dedi: Ala dedi ki: Bu hadis münkerdir Bunu Abdusselam b Salih El-Abid tek olarak rivayet etmiştir Nesai onun hakkında: Terkedilmiştir demiştir İbni Adiy ise: “Zayıflığı hususunda icma edilmiştir” Ceyyid bir senedle bu söz, Hasen’den bu manası ile rivayet edilmiştir” demiştir Doğrusu da budur
Sözün maksadı şu ki; kılındığı zaman mükafat, terkedildiği zamanda tehdit bulunan namazın vacibiyeti konusu, kesin bir tasdikle sadece amel ve teslimiyet olmadan olması olanaksız bir şeydir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Namazı Terkedenin Kafir Olacağını Söyleyenlerin Sünnetten Delilleri Faslı

İkinci Deli; Sünnetten bu konuya delile gelince; bunun da bazı yönleri mevcuttur
İlk Delil: “Sahih” adlı eserinde Müslim’in Cabir b Abdullah’tan rivayet ettiği hadistir Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“Kişi ile küfür arasında namazın terki vardır”65
(65) Müslim: 82, İman’da: Namazı terkedene küfür isminin beyanı babında; Ebu Davud: 4678, sünnette: İrca’yı red etme babında; Tirmizi: 2622 İman’da: Namazı terkeden hakkındaki babda rivayet etmişlerdir
Bunu Ehli Sünen rivayet etmiştir Tirmizi de bu hadisi sahihlemiştir
İkinci Delil: Yezid b Hubeyb El-Eslemi’nin rivayet ettiği hadistir Kendisi Rasululah’ın (sav) şöyle dediğini işitmiştir:
“Bizimle onlar arasındaki ahid namazdır Her kim namazı terkederse kafir olur”66
(66) Tirmizi: 2623 İman’da: Namazı terkeden kimse hakkında bab; Nesai: 1/231-232; Namaz’da: Namazı terkedenin hükmü babında; Ahmed: 5/346; Hakim: 1/6’da bunu sahihlemiştir Zehebi de onaylamıştır
İmam-ı Ahmed ve Ehli Sünen rivayet etmiştir Tirmizi de: Sahih hadistir İsnadı Müslim’in şartı üzeredir demiştir
Üçüncü Delil: Rasulullah’ın (sav) kölesi Sevban’ın rivayet ettiği hadis Kendisi Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işitmiştir:
“Kul ile küfür ve iman arası namaz bulunmaktadır şayet namazı terkederse şirk koşmuş olur”67
(67) Münziri: “Tergib ve Terhib” 1/379, adlı eserde şöyle demiştir: Hibetullah Et-Taberi’nin rivayet ettiği sahih isnatlıdır Geçen iki hadiste buna şahitlik etmektedirler
Hibetullah Et-Taberi rivayet etmiş ve: “Müslim’in şartına göre hadisin isnadı sahihtir” demiştir
Dördüncü Delil: Abdullah b Amr b As’ın Rasulullah’tan (sav) rivayet ettiği hadis
Kendisi bir gün namazı hatırlatmıştır Bunun üzerine Rasulullah (sav):
“Her kim namazı muhafaza ederse onun için (bu) bir nur ve burhan olur Kıyamette de bir kurtuluş olur Kimde bunu muhafaza etmezse bu ona ne bir nur ne bir burhan ve ne de bir kurtuluş olur Kıyamet gününde Karun Firavun, Haman ve Ubey b Halef ile beraber olur”68
(68) Ahmed: 2/169; İbni Hibban: 254, Bu hadisi Heysemi “Mecma” adlı eserinde 1/292, Taberani’nin “Kebir ve Evsad” eserlerine nisbette bulunmuştur şöyle demiştir: “Ahmed’in ricali sika’dır Münziri ise şöyle demiştir: İsnadı ceyid’dir “Tergib” adlı eserinde 1/386, geçmektedir
İmam Ahmed “Müsned”inde, Ebu Hatim ve İbni Hibban “Sahihin”de rivayet etmişlerdir Nitekim bu dört kişinin isminin geçmesi ile özelleşmesi onların kafirlerin başları olduklarından dolayıdır Bu hadiste çok beliğ bir nükte de söz konusudur Bu da (kişiyi) namazını muhafaza etmesinden ya malı, ya mülkü ya makamı ve yahut da ticareti alıkoymaktadır Kimin malı kendisini namazdan alıkoyuyorsa işte Karun ile beraberdir Kimin mülkü namazdan alıkoyuyorsa o da Firavun ile beraberdir Kimin de makamı namazdan alıkoyuyorsa o da Haman ile beraber ve kimin ticaret kişiyi namazdan alıkoyuyorsa o da Ubey b Halef ile beraberdir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Beşinci Delil: Ubade b Samit’in rivayet ettiği hadis Dedi ki:
“Rasulullah (sav) bana tavsiyede bulundu ve şöyle buyurdu:
“Allah’a bir şeyi ortak koşmayın Kasten de namazı terketmeyin Her kim namazı kasten bilerek terkederse (İslam) milletinden çıkar
Bunu “Sünen”de Abdurrahman b Ebi Hatim rivayet etmiştir”69
(69) “Tergib ve Terhib” 1/379 adlı eserde Münziri bu hadisi Taberani’ye ve “Namaz kitabı” adlı eserde Muhammed b Nasr’a nisbette bulunmuştur şöyle demiştir: “Her iki isnadda bir beis yoktur
Altıncı Delil: Muaz b Cebel’in (ra) rivayet ettiği hadis Kendisi şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Her kim kasten farz namazı terkederse ondan Allah’ın zimmeti beri olmuş olur”70
İmam Ahmed rivayet etmiştir şayet İslam üzere baki kalmış olsaydı o zaman onda İslam’ın zimmeti bulunurdu
(70) Sayfa: 25’de tahrici geçmişti
Yedinci Delil: Ebu Derda’nın rivayet ettiği hadis şöyle demiştir: Bana Ebul Kasım, namazı kasten terketmememi nasihat etti
“Her kim kasten namazı terkederse işte ondan Allah’ın zimmeti beri olmuş olur”71
Bunu Abdurrahman b Ebi Hatim “Sünen”inde rivayet etmiştir
(71) Sayfa: 25’de tahrici geçmişti
Sekizinci Delil: Muaz b Cebel’in rivayet ettiği hadisi şerif Rasulullah’tan (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“İşin başı İslam, direği ise namazdır”72
(72) Tirmizi: 2619, İman bölümünde: Namazın hürmeti hakkında babda; İbni Mace: 3973, Fitneler bölümünde: Fitneden dili kaçındırmak babı; Ahmed: 5/231, Abdurrazzak o da Muammer’den olan hadisten Bu 237’de şu’be tarıki ile Hakan’dan o da Urve En-Nazil’den o da Muaz’dan rivayet edilmiştir Bu muhtasar olarak: 5/236’da Veki hadisinden o da Süfyan, o da Abdulhamid b Behram o da şehr b Huseb, o da Abdurrahman b ⁄anem’den rivayet edilmiştir Bu hadis “İman” adlı eseri olan İbni Ebi şeybe’nin sayfa: 2’de bulunmaktadır Bu hadiste bu yolları ile sahih bir hadistir
Kısaltılmış sahih bir hadistir Bu hadisle delil getirmek; muhakkak ki yüce Allah namazın İslam’dan olduğunu haber vermiştir Öyleki tıpkı çadırı ayakta tutan direk konumundadır namaz Nitekim çadırın yıkılması da çadırın ayakta kalmasını sağlayan direklerin yıkılması sonucu meydana gelmiştir Öyleki İslam’da namazın kılınması ile yok olur
şüphesiz bunu bu haliyle Ahmed’de delil getirmiştir
Dokuzuncu Delil: “Sahihayn”da, Sünen’de ve Müsned’lerde Abdullah b Ömer’in rivayet ettiği hadis Dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“İslam beş şey üzerine bina edilmiştir “La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah” kelimesine şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, (Allah’ın) evini hacc etmek ve oruç tutmaktır”73
(73) Ahmed: 2/26-93-120’de rivayet etmiştir Buhari: 1/46-42 İman’da: Rasulullah’ın (sav): “İslam beş şey üzere bina edilmiştir” kavli hakkında bab; Müslim: 16, İman bölümünde: İslam’ın rükünleri babında; Tirmizi: 2736 da: “İslam beş şey üzerine bina edilmiştir” babında; Nesai: 8/107, İman’da: İslam kaç şey üzerine bina edilir? Babında rivayet etmişlerdir
Ahmed rivayet etmiştir Bazı lafızlarda da: “İslam beştir” diye buyurulmuştur ve zikretmiştir Nitekim bunun delil getirilişi bazı yönlerle olmaktadır
1- Rasulullah (sav); İslam’ı beş rükün üzerine bina edilen bir kubbe gibi kılmıştır Bir tane büyük rüknü (direği) yıkılacak olursa İslam’ın kubbesi yıkılıverir


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




2- Bu rükünlerin olmasında, Rasulullah (sav) bu direkleri (rükünleri), İslam’a kubbe olması ile iki şehadet kelimesine karine olmuştur Her ikisi de rükündür, namazda rükündür, zekatta rükündür Dolayısı ile bu rükünlerden bir rükün yıkılacak olursa, İslam’ın kubbesi nasıl diğer rükünlerle ayakta durabilir? Çünkü yıkılmıştır artık
3- Rasulullah (sav) bu rükünleri bizzat İslam’ın kendisi olarak kılmıştır İslam isminin kapsamı içindedir Dolayısıyla bunların hepsini barındıran diye ismi olan bir şey ki bir bölümü gidecek olursa ismi de gidecektir, özellikle rükünlerinden olup ta, rükün olmayan cüzleri gibi de değilse, evin duvarı gibi vs Eğer düşecek olursa evde çöker Direk, odun ve kerpiç vs ise bunun hilafınadır
Onuncu Delil: Rasulullah’ın (sav) buyurduğu şu hadis:
“Her kim namazımızı kılar, kıblemize döner, kestiklerimizden yer ise işte o müslüman bir kimsedir Onun lehine olan bizim de lehimize, aleyhine olan bizim de aleyhimizedir”74
(74) Buhari: 1/217, Namaz bölümünde: Kıbleye dönmenin fazileti babında rivayet etmiştir
Bu hadisin delalet ettiği yön iki vecihledir
1- Bu üç özellikle Rasulullah (sav) bir kişiyi müslüman saymıştır Bunların dışında müslüman olamaz
2- Kişi doğuya namaz kılsa, kendisi müslümanların kıblesine doğru -anlatıldığı halde- kılmazsa müslüman olmaz Dolayısı ile, türüyle namazı terketse ne olur?!
Onbirinci Delil: Abdullah b Abdurrahman’ın Darimi’den rivayet ettiği hadisi şerif Kendisi şöyle dedi:
“Bize Yahya b Hassan, onlara Süleyman b Karn hadisi anlattı O da Cabir b Abdillah’tan rivayet etmiştir O da Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:


Alıntı Yaparak Cevapla

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?

Eski 08-02-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namazı Terkeden Küfren Mi? Yoksa Hadden Mi?




Namazı Terkedenin Kafir Olacağına Dair İcma’dan Deliller Faslı

Sahabenin icmasında gelecek olursak; İbni Zenceveyh dedi ki: Bize Ömer b Rabi, onlara da Yahya b Eyyub hadisi anlattı O da Yunus’dan, o da İbni şihab’dan dedi ki:
“Ubeydillah b Abdillah b Utbe bana hidisi anlattı Abdullah b Abbas, Ömer b Hattab’a kendisi mescitte iken taunlu olduğu bir sırada geldiğini haber vermiştir Kendisi: “Ben ve (gelen) topluluk cünüp olduk” dedi Nitekim kendilerini evine sokuncaya dek mescitte benimle beraber idiler İnsanlara namaz kıldırması için, Abdurrahman b Avf’a emretti Dedi ki:
“Ömer’in evine girdiğimiz vakit alimin kavuşup kaplayacağından (korkuya kapıldı) hava da sarıya çalana dek bu korku ondan gitmedi Nihayet ufuk belirdi ve:
“İnsanlar namaz kıldılar mı?”
dedi Bizler de: “Evet” dedik Bunun üzerine o:
“Namazı terkedenin İslam’ı yoktur
Başka siyakında ise:
“Namazı terkedinin İslam’da nasibi yoktur”79
demiştir
(79) Sayfa: 21’de geçmişti
Sonra da abdest suyu istetti Abdest aldı ve namaz kıldı Bu kıssayı da zikretti ve:
“Bu sahabelerin yanında söyleyen bir söz idi Nitekim bu söze hiç birisi karşı çıkmamıştır” Bu hadisin bir benzeri önceden geçen Muaz b Cebel, Abdurrahman b Avf ve Ebu Hureyre’den gelmişti Bunda, sahabelerden ihtilaf içinde olanını bilmemekteyiz
Hafız Abdulhak El-Eşbili “Namaz” kitabında şöyle demiştir: şüphesiz sahabenin çoğunluğu ve sonrası, bütün vakti çıkana dek kasten namazı terkedenin kafir olacağına dair hüküm vermişlerdir Ömer b Hattab, Muaz b Cebel, Abdullah b Mesud, İbni Abbas, Cabir, Ebu Derda, vs bunlardandır Aynı zamanda konu ile ilgili (görüşü) Ali b Ebi Talib’den de rivayet mevcuttur Bunların hepsi sahabedendirler Sahabeden (olmayıp kafir olur diyenler) ise şunlardır: Ahmed b Hanbel, İshak b Rahaveyh, Abdullah b Mübarek, İbrahim en-Nehai, Hakem b Uyeyne, Eyyub Es-Sehteyani Ebu Davud Et-Tayalisi, Ebu Bekr b Ebi şeybe ve Ebu Hayseme Zuheyr b Harb’tırlar



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.