Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ile, meczi, musikinin, tıp

Musikinin Tıp İle Meczi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Musikinin Tıp İle Meczi




MUSİKİNİN TIP İLE MECZİ

Bilal Demirsoy

Musikî çoğumuz için günlük hayatın vazgeçilmez tutkusudur, kimimiz için de bütün bir ömrün Bazılarımız ise musikî ile hiç ilgilenmez ise de kulak misafiri olmaktan da kurtulamaz Kimimize neşe, kimimize üzüntü vesilesi olur musiki Her halükârda ruhumuzda az çok etkisini hissederiz
Musikî, gönül dünyasında insana birçok halleri yaşatırken, araştırmalara göre insan vücudunda da birçok etkiler meydana getirebiliyor Bu sebepledir ki, tarihimiz boyunca musikî ile tıp el ele olagelmiştir

Musiki İle Tıp El Ele
Musikînin insan üzerindeki etkisinin geçmişten bugüne tartışıldığını biliyoruz Bu etki tecrübeyle sabit; tartışılan da bu değil zaten Bu etkinin olumlu mu olumsuz mu olduğu asıl mesele Musikînin insana zarar verdiğini söyleyenler olduğu gibi, faydalı olduğunu söyleyenler de var Burada işin bu yanından ve fıkhî boyutundan bahsetmeyeceğiz Lakin ecdadımızın musikîyi tedavi maksadıyla kullanmış olmasının, üzerinde durulmaya değer olduğu aşikâr
Klasik diye nitelendirdiğimiz geleneksel Türk musikîsindeki makam ve fasılların, insanın mizacı ve hisleri üzerinde etkileri olduğu yılların tecrübesiyle bilinmektedir Bu sebepledir ki ecdadımız musikîyi hekimlikte tedavi maksadıyla kullanmıştır Fakat buradan musikînin bütünüyle tıbbın bir alt dalı olduğu gibi bir mana anlaşılmasın
Musikî ile tedavinin esas olarak İslâm medeniyetinin sacayakları olan Türk, Arap ve Acem kültürlerinde mevcut olduğunu müşahede ediyoruz Hâce Nusayr Musa, Abdülmümin Sufi, Safiyüddin, Bârid, Keyhüsrev ve özellikle Farabî gibi müslüman bilginlerin kitapları, musikî bakımından rehber sayılabilecek eserler arasındadır Hatta meşhur bir hekim olan Şuûrî, “eğer hekim bunları bilmez ve musikî usüllerinden anlamazsa, hekimlikte tam ve usta olamaz” diyecek kadar musikîye önem atfetmiştir

Nabız İçin 'Usül' Şart
Bilindiği gibi musikimizde makam ve fasılların sistemli olarak icrası için usül gerekmektedir Usül de bir takım vuruşlardan meydana gelir ki, bu vuruşlar da nağmelerin uzayıp kısalması, aralarında fasıla bulunması demektir Bu açıdan musikî usulüne, belli vuruş ve zamanları gösteren nağmelerin ölçüsüdür diyebiliriz
Diğer taraftan, düzenli bir nabzın, zaman ve vuruş ahengi bozulmamış nabız olduğu; atış ahengini kaybeden nabızların kötü sonuçlar hazırladığı da hekimlerimizce bilinmekteydi
İşte bu noktadan hareketle, eski hekimler nabız hareketlerinin hastalıklara bağlı olarak çeşitlilik göstermesinden bir takım manalar çıkarmışlardı İnsan nabzının belli usüller çerçevesinde attığı, her nabız hareketinin bir makama, bir nağmeye uygun olduğu da düşünülmüştü Nabzın her halinin bir musikî makamına uygunluğu görülerek, musikî ile tedavi başlamıştı

Herkese Ayrı Telden
Hekimlik tarihimizde İstanbul’da, Fatih’te, Edirne’de ve Bayezıd tımarhanelerinde musikî ile ruh hastalıkları tedavisi yapıldığını görüyoruz Hastaların musikî dinleyerek rahatladıkları, ızdıraplarını unutarak bu nağmeler sayesinde iyileştikleri görülmüştü
Hastalar, kederliler ve zincire bağlama zarureti duyulan deliler için, her birinin haline-hastalığına uygun ayrı musikî enstrümanları çalınıyordu Gün geçtikçe hastalar, çalınan nağmelerin daha fazla tesirinde kalıyor, bu etki çoklarının sağlıklarına kavuşmalarını sağlıyordu Fakat burada dikkat çekici husus şuydu: Herkese aynı musikî tesir etmiyor, hastalığın türüne göre nağmelerin, makamların değiştirilmesi gerekiyordu
Bu tecrübenin bir neticesi olarak, Osmanlı dönemi tımarhanelerinde günün belli vakitlerinde musikî icra etmek için 4 köszen, 16 tablzen, 12 trampete, 20 nakkarezen, 19 zurnazen ve 7 zilzen’den oluşan Mehterhane-i Hakanî hazır bulunuyordu Bundan başka tımarhanelerin kendilerine has musikî kadroları da vardı Bu kadrolarda, mehterandan farklı olarak ney, keman, musikâr, tanbur, santur ve def gibi bazı musiki enstrümanlarını kullanan sâzendeler ve şarkı okuyan hânendeler bulunurdu

Her Hastaya Ayrı Makamdan Reçete
“Zevkler ve renkler tartışılmaz” denir ama iş tıbbın alanına girince artık tartışılıyor Çünkü hangi musiki enstrümanının ve tarzının hangi mizaç üzerinde tesiri olduğu uzun araştırmalar sonunda anlaşılmış ve belli başlı hastalıklar için iyi geldiği bilinen değişik makamlar kesin tedavi amacıyla icra edilir olmuştu
Tabiplerin sunduğu reçetelere göre: Rast makamı, felce; Irak makamı, nevrotik hastalara; Isfahan makamı, zekâ ve hafıza gücü canlandırılmak istenen hastalara; Rehavî makamı, başağrısı ve iç sıkıntısına müptela olanlara iyi geliyordu
Hastalıklara göre yapılan bu tasnifin yanı sıra, bir de hastaların mizaç ve görünüşlerine göre makamlara sınıflandırmaya tabi tutulmuştu Buna göre: Irak makamı, saldırgan ve esmer hastalara; Rast makamı, soğuk mizaçlı ve sarışın olanlara; Köçe makamı, beyaz tenli ve sakin tabiatlılara uygunluk gösteriyordu
Musiki makamlarının hasta-lıklara etkisini, meşhur bir hekim olan Şuûrî’nin mısralarında da görüyoruz:
“Yanıp yakınmasının böyle güzel olmasına şaşılır mı?
Gülistanda bülbül, şarkılarını Rast makamında söyler
Kafamız düşünceden tasadan kurtulsun
Rehavî makamından nağmeler dinlet bize çalgıcı!”
Evet, bu bir tecrübe; klasik musikimizin ruh sağlığına etkisi var ve şayet doğru makam doğru zamanda dinlenirse deva etkisi yapıyor Tabii bu işi bilen hekimlerin tavsiyelerince
Eski-yeni hemen hemen bütün tabiplerin söylediği bir şey var: Tedavi için moral şarttır
Musikînin insan üzerinde ne gibi etkileri olduğunu aktardık Şunu da unutmamak gerekir ki, ahlâkî değerlerimizi etkileyen musikînin içeriği de makamı kadar önemli Zira dinlenen musikinin insanın düşünce dünyasına da yön verdiği bilinmekte
Yüzünü Hakk’a yöneltmiş kimseler için musikî, O’nu hatırlatır, kutsal değerleri anlatır, O’na rapteder, O’nu çağrıştırır Ya da öyle olmalıdır Belki o zaman dinlenen musikî cana şifa, ruha gıda olabilir Günlük hayatın gaileleri kalbimizi perde perde sardığında, bize Dost’u hatırlatan, kalbimizi O’nun yadıyla coşturan bir musikî ilaç gibi gelmez mi?
Evet; musiki zevkimizi tekrar gözden geçirip, hangilerinin şifa olduğunu, hangilerinin gönlümüzü ve kulaklarımızı kirlettiğini düşünmemiz gerekiyor Bu noktada manevi tabiblerin tavsiyelerine riayet etmek herhalde en doğrusu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.