08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölmeyen Sevgi

Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi  Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı Ellerinde her zamanki çiçeklerden vardı Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller  Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller  Hepsinin üzerinde damlalar vardı Sanki ağlıyor gibiydiler Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, "Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi aynı böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu Senelerdir birbirlerini sevmelerine rağmen ikiside sevgisinden hiç bir şey kaybetmemişti  Onları hiç bir şey ayıramazdı  Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm  
Genç adam telaşla saatine baktı Sevdiği yine geç kalmıştı, 1 dakika gece kalmıştı Üstelik o, sevdiğini bekletmemek için dakikalarca önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu Ama sevdiği her zaman bunu yapıyordu Devamlı kendisini bekletiyordu Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü  
Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denizlere dikti Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza karşı olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu Sonsuzluğa uzanıyordu Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü Kendi aralarında sözleneceklerdi Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonrada gidip iki yüzük almıştı Bu kadar önemli bir günde bari onu bekletmemeliydi Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü Güllerin yaprakları nedense hala yaşlı idi Bir türlü anlamıyordu onları Her şey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı  
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı
Genç adam öyle heyecanlıydı ki sevdiğine kavuşmak için can atıyordu  Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara  Ne kadar güzel dansediyorlardı havada Tekrar saatine baktı genç adam Endişelenmeye başlamıştı Sevgilisi yine geç kalmıştı, hem de çok  Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu İşte her gün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine söz vermiyorlar mıydı? O zaman neden gelmemişti yine? Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı Hayır hayır olamazdı Sevdiğine bir şey olamazdı Onsuz hayat yaşanmazdı ki  O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam Bunun düşüncesi bile hoş değildi Gözlerini yere indirdi Gözyaşlarını kimsenin görmesini istemiyordu Zaten nedense etrafındaki insanlar ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı Rahatsız olmaya başladı bakışlardan
Artık bıkmıştı  Yine sevgilisi geldi aklına Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı Gözlerini kapattı
7 sene oldu dedi 7 senedir her gün bu sahildeydi, sevdiğini bekliyordu Daha fazla dayanamadı Kalbi parçalanacak gibi oluyordu Gözlerinden 1 damla daha yaş güllerin üzerine damladı  Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mırıldandı  Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu  Genç adam ayağa kalktı Sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı  
Ona olan Aşkı ve Sevgisi onunla beraber ölmemişti
|
|
|