01-24-2008
|
#1
|
Berna
|
Din Vazgeçilmezdir
Din Vazgeçilmez Bir KurumdurDin, ferdin de toplumun da vaz geçemeyeceği bir kurumdur Çünkü din insanla beraber doğmuş ve onunla beraber yaşayan bir duygudur İlkel insandan tutun da günümüz insanına varıncaya kadar tarihin hiçbir devrinde insan toplulukları bu duygudan uzak yaşayamamıştır Yani daha açık bir ifade ile dinsiz toplum görülmemiştir Rusya gibi bazı toplumlarda bu duygunun yok edilmesi doğrultusunda yapılan ağır baskılar bile bu duyguyu gönüllerden silememiştir Bu da gösteriyor ki, dinsiz toplum olmaz O zaman akla bir soru geliyor, "İnsan niçin dindardır?" çünkü insan islam fıtratı üzerine yaratılmıştır ve ruh her zaman özünde olanı ister
M Rahmi BALABAN' ın derlediği Diyanet İşleri Başkanlığınca yayınlanan "Son Asrın İlim ve Fen Adamlarına Göre İlim-Ahlâk-İman" adlı esere Diyanet İşleri Başkanlarından merhum A Hamdi AKSEKİ tarafından yazılan "Önsöz"ün "Fertte ve Cemiyette Din İhtiyacının Sebepleri" başlığı altında" şöyle denilmektedir:
"Fransız filozoflarından ve meşhur ilahiyat alimlerinden Auguste Sabatier "Dinler Felsefesi" adlı kitabında şöyle diyor:
"Ben ne için dinliyim? Sorusunu kendime sorar sormaz şu cevabı alıyorum: Ben dindarım, çünkü başka türlü olmaya muktedir değilim; dindar olmak, varlığım ve benliğim için zorunlu bir ihtiyaçtır Bana diyorlar ki, "sendeki bu hal, verasetin -soyaçekimin-, terbiyenin, yahut mizacın -yaratılışın- etkisinden doğmuştur (Yani sen dindar bir ailede büyüdün, din terbiyesi aldın veya da sana has bir yaratılış ) Ben de onlara diyorum ki, gerçi kendi kendime çok defalar bu yolda itirazlarada bulundum; bendeki din duygusunun anne ve babamdan geldiğini, yahut yaratılışımın özel bir etkisi olduğunu söylemek istedim, fakat gördüm ki, bu gibi düşünceler, konuyu geriletiyorsa da çözmüyor Acaba benden evvelkilere ve onlardan öncekilere bu duygu nereden geldi? Sorusu karşıma çıkıyor ve buna cevap bulamıyorum Bununla beraber kişisel hayatımda görmekte ve duymakta olduğum din ihtiyacını beşerin sosyal hayatında daha kuvvetli ve en büyük kuvvet olarak görmekteyim Çünkü dinin eteğine sarılmak hususunda o da benden geride değildir "
O halde din duygusunu tamamen aileye, çevreye ve eğitime bağlamak konuya gerçekten çözüm getirmiyor Bu, sadece doğuşta insanda var olan bu duygunun yönlendirilmesini sağlar Bu konuda Peygamberimiz buyuruyor:
“Her doğan çocuk muhakkak İslâm fıtratı üzerine doğar Sonra annesi ile babası onu yahudi, hristiyan yahutta mecusi yaparlar ”
Peygamberimiz, her doğan çocuğun İslâm inancına yatkın olarak dünyaya geldiğini, sonra ailesinin etkisinde kalarak İslâm inancından saptığını bildirmektedir
|
|
|