![]() |
Hazreti Musa Ve Asası |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hazreti Musa Ve AsasıHAZRETİ MUSA VE ASASI Hazreti Yakub'un nesli olan îsrail Oğulları Yusuf aleyhisselâm Mısır'da vezir olduktan sonra buraya gelmişler ve onun yanında toplanmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun bu tedbirlerle uğraşırken kâhinlerden biri, kendisine şöyle bir haber verdi: — İsrail Oğullarından bir çocuk dünyaya gelecek ve senin saltanatın ve devletin onun eliyle son bulacak! Bunun üzerine Firavun, İsrail Oğullarından doğacak her erkek çocuğun öldürülmesine dair emir verdi ve bu iş için hususî vazifeliler tâyin etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — Kardeşinin izini takip et, ne olduğundan bir haber getir! Hazreti Musa'nın kız kardeşi de onu, Nil'in sularında uzaktan takip etti ve sandığı nehir kenarında bulunan Firavun'un sarayından aldıklarını gördü ![]() ![]() Fakat Hazreti Musa'nın annesi, kızı gelip kendisine durumu haber verinceye kadar ne olup bittiğinden hiç haber alamayarak hayretten ve dehşetten gönlüne hiç bir şey girmiyor, aklı sıfıra inmiş bir halde bekliyordu da, az daha bu telâş ile haber alacağım diye yaptığını sezdirecek, Hazreti Musa'nın durumunu ifşa ediverecekti ![]() Allah (C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() — Sen zaten orada çalışıyorsun ![]() ![]() Sarayda sandık açılmış ve içerisinde nur topu gibi bir erkek çocuk olduğu ortaya çıkmıştı ![]() — Bu yavrucak bana ve sana bir göz aydını olur, bunun hayatına kıymayınız ![]() Zira kendilerinin de bir çocukları yoktu ![]() ![]() ![]() Hazreti Âsiye çocuğa süt verecek bir anne bulunmasını istedi ![]() ![]() ![]() — Size onu emzirecek bir kadın bulayım mı? ![]() — Acele o kadına söyle, diye emir verdiler ![]() Kız koşup annesini saraya alıp getirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü Teâlâ hikmeti icabı Firavun'un en büyük düşmanını ona kendi kucağında büyüttürdü ve Hazreti Musa olgunluk çağına erişti ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa bir gün Saraydan çıkarak şehre indi ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine kavminden olan kimse, düşmanından olan kimseye karşı Hazreti Musa'dan yardım talebinde bulundu ![]() ![]() O anda Hazreti Musa bu yaptığından dolayı nedamet duydu ve Allah'a sığınarak: — Bu olan Şeytanın işîndendir, O cidden şaşırtıcı ve açık bir düşmandır ![]() ![]() ![]() Allahü Teâlâ da kendisini mağfiret buyurdu ![]() ![]() Hazreti Musa da: — Ey Rabbim! Bana olan bu nimetlerin hakkı için artık mücrimlere, suçlulara asla yardımcı olmam, dedi ![]() Fakat bu yaptığının bilinmesi endişesinden Saraya dönmedi ve korku içinde şehirde sabahladı ![]() ![]() Hazreti Musa o kimseye: — Sen besbelli bir yaramazsın, dedi ve yine kendisine hakim olamayarak, o hasmı yakalayıvermek isteyince, adam: — Ey Musa, dün bir adamı öldürdüğün gibi beni de öldürmek mi istiyorsun, ara düzelticilerden olmak istemeyip de yer yüzünde zorba mı olmak istiyorsun? dedi ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa suçunun başkaları tarafından da duyulduğunu anlayarak daha fazla endişe etmeye başladığı sırada, şehrin öte başından bir adam koşarak geldi Ve: — Ey Musa! Haberin olsun heyet, seni işlediğin suçtan dolayı öldürmek için hakkındaki emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin hakkında hayırla düşünenlerdenim, dedi ![]() Hazreti Musa derhal oradan korku ile gözeterek ayrıldı ve: — Ey Rabbim, kurtar beni bu zalim kavimden! diye dua etti ![]() — Ola ki, Rabbim beni düz yola çıkarır, diye temenni etti ![]() Bu halde bir memleketten diğer bir memlekete intikal ederken Medyen beldesine vardı ![]() Yolculuk esnasında hayli bitkin düşmüştü ![]() ![]() ![]() Bu insanlardan sakınan genç kızlara: — Derdiniz nedir? Niçin siz de koyunlarınızı sulamıyorsunuz? diye sordu ![]() Onlar: — Biz iki genç kızız, erkeklerin yanına yaklaşamıyoruz ![]() ![]() Hazreti Musa ise: — Peki, iki genç kızsınız da neden koyun otlatmakla meşgulsünüz? diye sordu ![]() — Bizim babamız ihtiyar bir kimsedir ![]() ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa kalkıp onların koyunlarını suladı ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa gölgeye çekildi ve: — Ey Rabbim, ben cidden bana indirdiğin hayırdan dolayı bir fakirim, diye dua etti ![]() Derken biraz sonra iki kız kardeşten biri edep ve haya içerisinde yürüyerek Musa aleyhisselâma geldi ve: — Babam seni davet ediyor, bize su çekiverdiğin, koyunlarımızı suladığından dolayı size karşılığını ödemek için sizi istiyor, dedi ![]() ![]() Kızın babası, Hazreti Musa'ya kim olduğunu, ne sebeple Medyen'e kadar geldiğini sordu, o da başından geçen hadiseleri anlatınca: — Korkma! Kurtuldun o kavimden, o zalimlerden, dedi ![]() Bu zât Allah'ın Peygamberi Şuayb aleyhisselâm'dan başkası değildi ![]() Kızlardan birisi babasına: — Babacığım, onu ücretle tut! Çünkü o, tuttuğun ecirlerin en hayırlısı, kuvvetli ve güvenilir bir kimsedir, dedi ![]() — Haberin olsun, ben şu iki kızımın birini sana nikahlamak istiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa da: — Benimle senin aramızda, iki müddetin her hangisini ödersem, demek benim aleyhime husûmet etmek yok ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Hazreti Musa Ve Asası |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hazreti Musa Ve AsasıHazreti Musa, Şuayb aleyhisselamın yanında anlaşmadaki süreden daha fazla olarak kaldıktan sonra, ailesiyle birlikte Medyen'den ayrılıp Mısır'a doğru yola çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O vakit ailesine: — Durun, benim gözüme bir ateş ilişti ![]() ![]() Ateş gördüğü yere vardığı zaman ise Hazreti Musa'nın kendine nazaran, vadinin sağ kıyısındaki arzda ağaçtan şöyle nida olundu: — Ey Musa, haberin olsun benim, ben Rabbin, âlemlerin Rabbi Allah ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa bu nidayı işitince vücudu sarsıldı, kalbi yerinden oynadı, sessiz ve hareketsiz bir vaziyette olduğu yerde kalakaldı ![]() — O sağ elindeki de ne ey Musa? diye sordu ![]() — O, asam; üzerine dayanırım ve onunla davarlarıma yaprak çırparım ![]() ![]() Allahü Teâlâ: — Bırak onu ey Musa! buyurdu ![]() ![]() — Tut onu, korkma! Biz onu önceki suretine iade edeceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() Musa aleyhisselâm: — Ey Rabbim, benim göğsüme genişlik ver, bana işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çöz ki, sözümü iyi anlasınlar ![]() ![]() ![]() ![]() — Haydi, erdirildin dileğine ey Musa! Şânım hakkı için biz lütfetmiştik sana diğer bir defa daha ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa: — Ey Rabbimiz, korkarız ki, Firavun bize şiddetle saldırır, yahut azgınlığını artırır, dedi ![]() — Korkmayın! Çünkü ben sizinle beraberim, işitirim ve görürüm ![]() ![]() İlâhî hitab sona erince Hazreti Musa heyecanla geldi, gördüklerini ve işittiklerini zevcesine anlattı ve kardeşi Harun aleyhisselâm ile beraber bu vazifeyi yerine getirmek için Firavun'a gideceklerini bildirdi ![]() Hazreti Musa kardeşi Harun aleyhisselâma vardı ve Tur dağında kendilerine tevdî edilen ilâhî emri tebliğ ettikten sonra beraber Firavun'un yanına gittiler ![]() Hazreti Musa ile Hazreti Harun Firavun'un yanına girince, Musa aleyhisselâm açık ve düzgün bir dil ile tebliğe başladı: — Biz âlemlerin Rabbi ve senin de Rabbin olan Allahü Teâlâ'nın peygamberleriyiz, İsrail Oğullarına eziyet etmekten vaz geç ve onları bizimle beraber serbest bırak! Allahü Teâlâ bizi sana bu emrini tebliğ için gönderdi ![]() ![]() Bunun üzerine Firavun, Hazreti Musa'ya: — Seni çocukken biz büyütmedik mi? Hem bizde ömründen senelerce kaldın ![]() ![]() ![]() Musa aleyhisselâm: — — Evet, o adamı öldürdüğüm zaman şaşkınlardandım ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun: — Âlemlerin Rabbi de nedir? diye sordu ![]() — Göklerin ve Yerin ve bütün aralarında bulunanların Rabbidir ![]() ![]() — Dinlemez misiniz? Sizin inandığınız Rabbinizin ve evvelki atalarınızın Rabbi, diye söyledi! Her halde size gönderilmiş olan peygamberiniz mutlak mecnûn, dedi ![]() ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa: — O, Maşrik ve Mağribin ve bütün aralarındakilerin Rabbidir, eğer siz akıl sahibi iseniz, diye cevap verdi ![]() — Yemin ederim ki, eğer benden başka bir ilâh kabul edersen seni mutlak ve muhakkak o zindandakilerden ederim, dedi ![]() Hazreti Musa: — Yâ! Sana apaçık isbat edecek bir şey getirdi isem de mi? Firavun: — Haydi, getir onu bakayım eğer doğru söyleyicilerden isen? dedi ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa asasını yere bırakıverdi ve o apaçık bir ejderha kesiliverdi ![]() ![]() Firavun etrafında bulunan devlet adamları cemaatına: — Bu, her halde çok usta bir sihirbazdır ![]() ![]() ![]() Onlar da: — Bunu ve kardeşini alıkoy, şehirlere de derleyici kimseler yolla ki, bütün bilgiç ve sihirbazları getirsinler ![]() ![]() Nihayet varılan karar üzerine toplanan sihirbazlar Firavun'a geldiler ve hep beraber devlet adamları ve halkın gözü önünde Hazreti Musa ve Hazreti Harun ile üstünlüklerini isbat için hazır oldular ![]() — Siz de hazır mısınız, sanırız biz sihirbazlara tabî olacağız ![]() ![]() — Bizler galib gelirsek bize büyük mükâfaat var mı? diye sordular ![]() Firavun da: — Elbet vereceğim, hem o zaman siz muhakkak benim yanımda makam ve mevkilere de kavuşacaksınız, dedi ![]() — Biz mi başlayalım, yoksa sen mi önce başlarsın? dediler ![]() — Siz atın ortaya, ne atacaksanız, diye cevap verdi ![]() Bumm üzerine sihirbazlar hemen iplerini ve sopalarını attılar ve: — Firavun'un izzeti hakkı için biz galib geleceğiz elbette! dediler ![]() Sihirbazlar ortaya attıkları bu sopalar ve iplerle aslı olmadık hayaller gösterdiler ve gözlerini boyayarak halka son derece dehşet ve korku verdiler, öyle olmuştu ki, iri iri halatları, uzun uzun sırıkları ve sopaları ortaya atıp bütün vadiyi sanki biribirine binmiş, sarmaş dolaş olmuş hareketli yılanlarla dolmuş gibi müthiş bir manzara içerisinde gösterdiler ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Hazreti Musa Ve Asası |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hazreti Musa Ve AsasıBu manzara karşısında Musa aleyhisselâm da bir an korkuya kapılmış ve sihirbazlara mağlûb olacağını zannetmişti ![]() — Elindeki asanı yere koyuver! buyurdu ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa asasını yere koyuverince bir de ne görsünler, Musa'nın asası onların bütün küçüklü büyüklü uydurma yılanlarını yutan ve toplayan bir ejderha oluvermiş ki hepsini silip süpürüyor ![]() ![]() ![]() — Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un davet ettiği Rabbe iman ettik! dediler ![]() Sihirbazların bu hareketiyle İsrail Oğullarından bir çokları da îman edince, bu durum karşısında Firavun iyice küplere bindi ve: — Ben size izin vermeden evvel ona îman ettiniz öyle mi? Anlaşıldı ki, o size sihri öğreten büyüğünüzmüş ![]() ![]() Firavun Hazreti Musa'nın mucizesi hakkında uydurduğu sihir şüphesi üzerine yapılan tecrübe ve imtihan neticesinde hakkın açığa çıkması üzerine kendisinin mağlûb olup küçük düştüğünü ve davet ettiği sihirbazların da hakka teslim olarak îman ediverdiklerini görünce derhal bunun bir hile olduğunu ortaya attı ve şu tehdidi ilâve etti: Şimdi yakında anlayacaksınız; bu hilenize karşı size neler yapacağım ![]() Bu tehditler îman kalblerine yerleşmiş bulunan sihirbazlar üzerinde hiç bir korku tesiri uyandırmadı ve Firavun'a şöyle cevap verdiler: — Biz şüphe yok ki, nihayet Rabbimize döneceğiz, senin tehdidinle hak olan ölümden korkacak değiliz, bunu biz Rabbimize dönmek için bir minnet sayarız ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun'a karşı metanetle böyle cevap verdikten sonra Allahü Teâlâ'ya iltica edip: — Ey Rabbimiz, bize su gibi her tarafımızı kaplayacak, şirk ve küfür, hile ve isyan nankörlüklerinden yıkayacak, temiz tutacak büyük ve feyizli bir sabır ver ![]() ![]() Firavun'un maiyetindeki devlet adamları ise, kendisine: — Sihirbazları asıp kesip de Musa'yı ve kavmi olan İsrail Oğullarını bırakacak mısın ki, arzda fesad çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terk etsinler? diye Firavun'u körüklediler ![]() Firavun da cevaben: — Onların oğullarını yine fazlasıyla öldürür, kadınlarını da bırakırız ![]() ![]() ![]() Buna karşılık Musa aleyhisselâm kavmi, Firavun'un bu tekrar büyük katle girişeceği haberi üzerine telâşa kapılınca onlara şu iki emri ve müjdeyi vererek: — Allah'a sığının ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun Hazreti Musa'ya îman edenlere karşı muhtelif zulümler plânlarken, Allahü Teâlâ da kendisine inanan bu kullarını o zalimden muhafaza etmek için çeşitli belâlara musallat kıldı ![]() ![]() Önce sekiz gün geceli gündüzlü şiddetli bir karanlık içerisinde hiç kesilmeksizin yağmur yağmış, kimse evinden dışarı çıkamamış, sel evlerine dolmuş, boğazlarına kadar su içinde kalmışlar, aralarında israil Oğullarının hanelerine ise bir şey olmamış, bu şekilde Mısır bir hafta müddetle deniz gibi olmuş, hiç bir şey yapamamışlardı ![]() — Rabbine dua et, bu belâyı başımızdan kaldır da sana îman edelim, demişler, Hazreti Musa da dua etmiş ve tehlike bertaraf olmuştu ![]() — Bizim korktuğumuz şey bir musibet değil, hakkımızda bir hayırmış, diyerek îman etmemişlerdi ![]() Bunun üzerine Allahü Teâlâ onlara çekirge sürüleri göndermiş, mahsullerini ve meyvelerini yiyerek, evlerine, tavanlarına, elbiselerine kadar sarmış, yine Musa aleyhisselâma gelip feryâd etmişler, aynı şeyleri söylemişlerdi ![]() ![]() — Eh, bu kalan bize kâfi gelir, diyerek yine îman etmekten kaçınmışlardı ![]() Bunun üzerine Allahü Teâlâ onlara bit ve haşeratı musallat kılmış, bunlar çekirgeden arta kalan şeyleri yemeye ve elbise ve bedenlerine kadar girerek derilerini emmeye başlamıştı ![]() Hazreti Musa'ya üçüncü defa müracaat ederek, bunların kaldırılmasını istemişler ve Allah'ın emriyle o da kalkmıştı ![]() — Artık senin bir sihirbaz olduğunda şüphemiz kalmadı, demişlerdi ![]() Bunun üzerine deniz tarafından gayet yoğun bir karaltı çıkmış ve neticesinde kurbağalar başlarına yağmaya başlamıştı ![]() ![]() ![]() Lâkin Firavun ve tabileri yine ahidlerini bozmuşlar, fesad ve küfürden ayrılmamışlardı ![]() ![]() ![]() Bu âfetlerin her biri ayrı ayrı birer açık mucize idi ![]() ![]() ![]() ![]() — Ey Musa, Rabbine sana verdiği ahd ve peygamberlik ile bizim için dua et, yemin olsun sana îman edeceğiz ve İsrail Oğullarını seninle beraber mutlak ve mutlak göndereceğiz, derlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun ve kavminin Hazreti Musa ile onun kavmi olan israil Oğullarına karşı yaptıkları zulümlerden, Allahü Teâlâ kendilerini tamamen halâs etmeyi murad edince Musa aleyhisselâma: — Kullarımı gece Mısır'dan yürüt ![]() ![]() Bunun üzerine Hazreti Musa ve Harun aleyhisselâm, israil Oğullarına gizlice Mısır'dan çıkmak üzere hazırlanmalarını emrettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Firavun'un askerlerini gören israil Oğulları hemen telâşa kapılarak: — Eyvah, yakalandık! dediler ve korkmaya başladılar ![]() Musa aleyhisselâm ise: — Hayır, asla, Rabbin muhakkak benimledir, bana kurtuluş yolunu gösterecektir, dedi, Bunun üzerine Allahü Teâlâ, Hazreti Musa'ya: — Asan ile vur denize! diye vahyetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazreti Musa denizi geçtikten sonra Allahü Teâlâ tarafından vadolunan kitap için tayin edilen bir vakit olmak üzere Zilkâde'nin başından Zilhicce'nin onuna kadar gündüzüyle devam eden bir ay on günlük bir münacâata çıktı ki, bunu Tur dağında oruçlu olarak geçirmiş ve nihayet münacaat ile bazı ilâhî kelâmlara mazhar olup Tevrat'ın levhaları kendisine indirilmişti ![]() ![]() ![]() Bursa'lı İsmâil Hakkı Hazretleri der ki: — Tarikat ehli, kırk gün sülûkü bu hâdiseye delâlet eden âyetlerden almıştır ![]() Dilimizdeki «çile» tabirinin de aslı budur ![]() ![]() İşte Hazreti Musa İsrail Oğullarını denizden geçirdikten sonra Tur'da ilâhî emir ile çile çıkarırken arkasında israil Oğulları Samirî isimli birinin delaletiyle buzağıya tapmaya başlamışlardı ki, ne kadar haksız bir nankörlüktür ![]() ![]() İsrail Oğulları daha sonra da Allahü Teâlâ'nın bir çok nimetlerine kavuşmuşlar, ancak zaman zaman bunlara da nankörlükte bulunmuşlardır ![]() ![]() ![]() (Kasas, Enbiyâ, Sâffat, Şuarâ, Gafir, Ahzab ve Fürkan Sûreleri) |
![]() |
![]() |
|