Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
iftira, peygamber, zevcesine

Peygamber Zevcesine İftira

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Zevcesine İftira




PEYGAMBER ZEVCESİNE İFTİRA

Hazreti Aişe radıyallahu anhâ'nın şöyle anlattığı nakledilir:
Allah'ın Resulü bir sefere çıkmak istediği zaman, zevceleri arasında kur'a çeker ve içlerinden kime isabet ederse beraberinde de onu götürürdü, işte böyle savaşlarından biri olan Benî Mustalik harbinde çektiği kur'a bana düşmüştü; Ben de hicâb âyeti nazil olduktan sonra Peygamber aleyhisselâm ile beraber yola çıktım Devemin mahmilinde kalıyor, bir yerde mola verdiğimiz zaman da orada bulunuyordum Bu şekilde yola devam ettik Peygamber aleyhisselâm bu harbi bitirip döndüğü ve Medine'ye yaklaştığımız zaman, kafileye konaklamak için izin verdi Ben de bu istirahat sırasında abdest bozmak için kalkarak gittim Askerin -mola verdiği mevkiiden uzaklaşıp abdestimi bozduktan sonra eşyalarımın bulunduğu yere döndüm Bir de, gerdanlığımı düşürdüğümün farkına vardım ve onu aramaya gittim Ararken bir süre kalmıştım Bu arada içinde bulunduğum kafile hareket etmiş, benim mahmilimin içerisinde olduğumu sanarak, onu alıp deveme yüklemişler Mahmilimin içinde olmadığımın farkına varmamışlar Çünkü kadınlar o vakitler şişman olmadıklarından hafif yapılı idiler Zira çok az bir şeyler yiyorlardı Bu sebeple mahmilimi kaldırırken hafif olmasına aldırış etmemişler Ben zaten o vakit, genç bir kadındım Böylece deveyi çekip yola çıktılar Asker oradan ayrıldıktan sonra ben de gerdanlığımı buldum Askerin konakladığı yere geldiğim zaman, orada kimseler kalmamıştı Ben de, orada olduğum yerde kaldım ve beni arayıp döneceklerini düşündüm Bu hal içerisinde beklediğim yerde otururken, uyku basmış ve uyuya kalmışım
Safvan bin Muattal Sulemî Zekvanî askerin arkasından giderdi Benim bulunduğum yere gelince, bir insan karaltısı görmüş ve yanıma yaklaşıp beni görür görmez de tanımıştı Zira hicâb âyeti inmezden evvel beni görürdü Beni görüp tanıyınca, ölmüş olduğumu zannederek «innâ lillahî ve innâ ileyhi raciûn» demesi ile uyandım Yüzümü örttüm Allah'a yemin ederim ki, bunu söylemesinden başka kendisinden bir söz duymadım
Nihayet devesini dizleri üzerine çöktürdü Ayağını hayvanın diz kapağına koydu ve bu şekilde ben deveye bindim Hayvanı çekerek beni götürdü Asker günün en sıcak vaktinde bir yerde konakladıktan sonra kendilerine yetiştik
Bu hadise sebebiyle iftira yürütenler helak oldu İftirayı yürütenlerin başı Ubeyy bin Selûl idi Sonra Medine'ye vardık Ben bir ay hasta halde yattım, iftira edenlerin lafları ağızdan ağıza yayılıyordu Ben ise bunların farkında değildim Fakat, Peygamber aleyhisselâmın bana, daha önce hastalandığım vakitlerde gösterdiği iltifatı göstermemesi, derdimi fazlalaştırıyordu Çünkü Allah'ın Resulü ziyaretime geliyor, «şu hasta nasıl?» demekle kifayet ediyor, sonra gidiyordu Ben insanlar arasında dolaşan kötülükten habersizdim
Biraz iyileşmeye başlayınca, bir gün dışarı çıktım Ummü Mistah da benimle birlikte Menası denilen yere doğru çıktı Menası bizim kaza-yi hacet ettiğimiz yerdir Ancak geceleri oraya çıkardık Bu, evlerimiz yakınında hela yapmaya başlamadan önce idi Adetimiz ilk arapların âdeti gibi, şehrin dışında bir yeri abdest bozmak için kullanmak idi Evlerimizin içerisinde hela yapmaktan eza duyardık, işte bu şekilde Ümmü Mistah ile beraber gittik Ummü Mistah Abdi Menafin oğlu Ebû Rnhm'un kızıdır Anası da Hazreti Ebû Bekir'in teyzesidir İhtiyacımızı tamamladıktan sonra kendisi ile beraber eve doğru yürüdük Yolda Ummü Mistah'ın ayağı elbisesine takılarak kaydı
Bunun üzerine Ummü Mistah:
— Mistah helak olsun! diye söylendi Ben de kendisine:
— Ne kötü konuştun, Bedir harbine katılmış olan kimseye nasıl böyle dersin? dedim
Ümmü Mistah:
— Şuna bak, onun ne söylediğini duymadın mı? diye cevap verdi Ben:
— Ne söyledi ki? diye sordum
Bunun üzerine Ummü Mistah, iftiracıların konuştuklarını bana anlattı Bunu duyunca hastalığım bir kat daha fazlalaştı
Bundan sonra evime dönünce Peygamber aleyhisselâm yanıma gelerek:
— Bu hasta nasıl? diye sordu Ben de:
— Anne - babamın yanına gitmeme izin verir misin? dedim Bu haberler hakkında ebeveynimden katı bilgi almak istiyordum Peygamber aleyhisselâm izin verdi Ebeveynimin yanına geldim
Anama:
— Anacığım, bu insanlar neler konuşuyorlar? diye sordum Anam:
— Kızcağızım, üzülme, kocasının kendisini- sevdiği ve aynı zamanda ortakları da olan, çok az güzel kadın vardır ki, onun hakkında doğru - yanlış şeyler konuşulmuş olmasın! dedi
Ben:
— Sübhânellah, demek insanlar bunu söylediler! dedim O gece göz yaşlarım dinmeden, gözüme uyku girmeden ağlayarak sabahladım
Bu mesele ile alâkalı vahiy gecikince, Allah'ın Resulü Ebû Talib'in oğlu Ali ile Zeyd'in oğlu Usame'yi çağırdı Onlarla ailesinden ayrılıp ayrılmamak hususunda müşavere edecekti Usâme radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmm ailesinin suçsuz olduğunu ve Peygamber aleyhisselâmın da onlara karşı olduğunun bilindiğini söyledi ve:
— Ey Allah'ın Resulü, aileni terketme, onlar senin iffet sahibi zevcelerindir Onlar hakkında iyilikten başka bir şey bilmiyoruz, dedi Hazreti Ali ise:
— Ey Allah'ın Resulü, Allah sana zevce kıtlığı vermemiştir Onlardan başka çok kadınlar vardır Eğer Hazreti Aişe'nin hizmetini gören cariye Berire'ye sorarsan, o aana doğruyu söyler, dedi
Sonra Peygamber aleyhisselâm Berîre'yi çağırdı ve:
— Ey Berîre! Aişe'de bir kötülük gördün mü? diye sordu Berîre:
— Seni hak ile gönderen zâta yemin ederim ki, onda kendisini ayıplayacağın bir şey görmedim Ancak, o genç bir kadındır Evinin hamurunu tutar da uykuya dalar, sonra da evin koyunu gelip o hamuru yer Bundan daha fazla ayıplanacak bir şeyi yoktur, diye cevap verdi
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm kalktı ve Abdullah bin Ubeyy bin Selûl'e karşı kendisine yardımcı kimseler isteyerek minberde şöyle konuştu:
— Ey müslümanlar topluluğu, aileme karşı kötü ağız ve çirkin harekette bulunan adama karşı kim bana yardımda-bulunur? diye sordu Allah'a yemin ederim ki, ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum Yine kendisinde hayırdan başka bir şey bilmediğim bir adama da kötülük ettiler Halbuki o adam, hiç bir vakit ben olmadan ailemin yanına girmemiştir



Alıntı Yaparak Cevapla

Peygamber Zevcesine İftira

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamber Zevcesine İftira




Bunun üzerine Saad bin Muaz radıyallahu anh kalkıp:
— Ey Allah'ın Resulü, ben sana yardım eder ve o adamın hakkından gelirim Eğer Evs kabilesinden ise onun boynunu vururum, kardeşlerimiz Hazrec kabilesinden ise, emir buyurursanız, emrinizi yerine getiririz, dedi
Bu açıklama karşısında Hazrec'lilerin reisi olan Saad bin Ubâde radıyallahu anh kalktı Saad bin Ubâde bundan önce iyi bir kimseydi, fakat bu anda kabile hislerine mağlûp olarak Said bin Muaz'a dedi ki:
— Allah'a yemin ederim ki, yalan söylüyorsun Sen onu öldüremezsin, öldürmeye gücün de yetmez!
Buna karşılık olarak Saad bin Muaz'ın amcaoğlu Useyd bin Hudayr radıyallahu anh konuştu ve Saad bin Ubâde'ye:
— Allah'a yemin ederim ki, sen yalan söylüyorsun, onu muhakkak öldürürüz, sen münafıkları tutan bir münafıksın, dedi Bu şekilde iki Ensâr kabilesi Evs ile Hazrec'liler arasında durum gerginleşti Hattâ Peygamber aleyhisselâm minberde iken kavga etmeye hazırlandılar Allah'ın Resulü de onları devamlı olarak sakinleştirmeye gayret etti Nihayet sustular, Peygamber aleyhisselâm da sükût etti
— O gün gözyaşlarım kesilmeden ve gözlerime uyku girmeden ağladım, iki gün, iki gece ağlarken anne-babam yanımda bulunuyorlardı Ağlamaktan yüreğimin parçalanacağını sanıyorlardı Her ikisi yanımda oldukları halde, Ensârdan bir kadın yanıma gelmek için izin istedi Girmesine izin verdim Girip oturdu ve benimle beraber ağlamaya başladı Biz bu hal içerisinde ağlarken, Peygamber aleyhisselâm içeriye girdi Selâm verdikten sonra oturdu Halbuki bu dedi - koduların ortaya çıktığı zamandan beri hiç yanımda oturmamıştı Bir ay hakkımda vahiy inmediği halde beklemişti
Oturunca önce şehadet getirdi Sonra şöyle buyurdu:
— Bundan sonra, ey Aişe, hakkında şöyle şöyle bazı şeyler duydum Eğer suçun yoksa Allah seni temize çıkaracaktır Bir suç işlediğin, Allah'a tevbe ve istiğfar et Çünkü kul, günahını itiraf edince Allah onu afveder Peygamber aleyhisselâm konuşmasını bitirince, gözyaşlarım kuruyup kesildi, bir damla dahi akmadı
Babama:
— Peygamber aleyhisselâmın söylediklerine cevap ver! diye söyledim Babam:
— Allah'ın Resulüne ne söyleyeceğimi bilmiyorum, dedi Bu defa anneme: -
— Sen cevap ver! dedim O da:
— Ben de Allah'ın Resulüne ne diyeceğimi bilmiyorum, diye konuştu
Bunun üzerine, çok Kur'ân okumayan genç bir kadın olduğum halde, dedim ki:
— Allah'a yemin ederim ki, ben, bu dedi - koduyu işittiklerinizi, bunun içinizde yer ettiğini ve doğru olduğunu kabullendiğinizi biliyorum Suçsuz olduğumu söylesem ki, Allah suçsuz olduğumu bilir, inanmayacaksınız Allah'ın suçsuz olduğumu bildiği bir şeyi kabul etsem, ona inanacaksınız Allah'a yemin ederim ki, ben, size Yusuf aleyhisselâmın söylediğinden başka bir misâl bulamıyorum O, «Sabr-ı cemilden başka bir şey kalmamıştır» (Yusuf Sûresi) demişti Sizin şu anlatışınıza karşı sığınılacak ancak Allâhü Teâlâ'dır
Bunu söyledikten sonra, dönüp yatağıma yattım Katî olarak suçsuz olduğumu biliyordum Ancak, Allah'a yemin ederim ki, Allâhü Teâlâ'nın hakkımda kıyamete kadar okunacak bir vahiy indireceğini sanmıyordum Buna göre, durumum Allah'ın, hakkımda vahiy suretiyle bir şey buyuracağı kadar değerli değildir Fakat, Peygamber aleyhisselâmın, Allâhü Teâlâ'nın -beni tebrik ettiğine dâir bir rüya görmesini ümid ediyordum
Allah'a yemin ederim ki, Peygamber aleyhisselâm bu meclisten ayrılmadan ve ev halkından bir tek kimse dışarı çıkmadan Allah'ın Resulüne vahiy geldi Vahyin şiddetinden kendisine ânzî bir hal oldu Hattâ vahyin ağırlığı dolayısiyle, kış mevsiminde bulunduğumuz halde, inci gibi ter dâneleri yüzünden akıyordu
Vahyin nazil olması sona erince, gülerek ilk söylediği şey:
— Ey Âişe, Allah suçsuz olduğunu bildirdi, sözü oldu Bunun üzerine annem:
— Kalk, Allah'ın Resulünün yanına git! dedi Ben:
— Hayır, gitmem ve ancak Allâhü Teâlâ'ya hamdederim, dedim
Nihayet Allâhü Teâlâ «iftirayı yapanlar sizden küçük bir zümredir» (Nur Sûresi) meali ile başlayan on âyetin hepsini indirdi
Allâhü Teâlâ, suçsuz olduğumu ifade buyuran bu âyetlerini indirdiği zaman, Hazreti Ebû Bekir radıyallahu anh: -
— Allah'a yemin ederim ki, Aişe hakkında bu iftiraları söyledikten sonra Mistah'a hiç bir zaman artık yardımda bulunmayacağım, dedi Halbuki Mistah fakir ve Ebû Bekir'in akrabası olduğu için ona devamlı yardımda bulunurdu Hazreti Ebû Bekir böyle deyince Allahü Teâlâ, «Sizden zengin ve fazilet sahibi kimseler, akrabalarına, miskinlere, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermeyeceklerine dair yemin etmesinler Avf ve bağış ile muamele etsinler Allah'ın günahlarınızı mağfiret etmesini istemiyor musunuz? Allah mağfiret edicidir, merhamet sahibidir» (Nur Sûresi) mealindeki Ayet-i Kerîmeyi inzal buyurdu
Bu Ayet-i Kerime nazil olunca, Ebû Bekir radıyallahu anh:
— Bilâkis, ben Allah'a beni mağfiret etmesini istiyorum, dedi ve Mistah'a yapmakta olduğu yardımı tekrar vermeye başladı, bu yardımı asla kendisinden esirgemeyeceğim, diye söyledi
Hazreti Aişe devamla der ki:
Peygamber aleyhisselâm benim meselem hakkında Zeyneb binti Cahş radıyallahu anhâ'ya da sorar ve:
— Ey Zeyneb, bildiğin ve gördüğün bir şey var mı? derdi Zeyneb de: — Ey Allah'ın Resulü, kulağımı ve gözümü korurum Hayırdan başka bildiğim bir şey yok, diye cevap vermişti
Zeyneb radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâm'ın zevceleri içinde kendini, benim derecemde kabul ederdi Allah onu muhafaza etti Fakat kız kardeşi Hamne, onun lehine benimle mücadele etmeye teşebbüs etti ve iftirayı yapanlardan helak olanlar arasında o da helak oldu Yani ona da kazf cezası tatbik edildi
Suçsuz olduğuma dâir vahiy nazil olunca Peygamber aleyhisselâm minbere çıkıp bunu anlattı ve inen âyetleri okudu Minberden indikten sonra da iki erkek (Hassan bin Sabit ve Mistah bin Usâse) ile bir kadına (Hamne binti Cahş) iftira cezasının tatbik edilmesini emir buyurdu ve bunlara ceza uygulandı (Bu sahabîler daha sonra tevbe etmişlerdir)




(Buhari, Müslim, Tirmizi)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.