![]() |
Öğünmeye Değer Mi? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Öğünmeye Değer Mi?Bir gün Şakîk-i Belhî, hac için çıktı yola, Bağdat'a vardığında, bir müddet verdi mola ![]() Hârun Reşîd, Şakîk'in, Bağdat'a geldiğini, Duyunca dâvet etti, yanına kendisini ![]() Geldiğinde dedi ki: "Nasîhat eyle bana ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, al aklını başına! Hükümdar olmak ile, mühim bir mevkîdesin, Sen şu büyük zâtları, rehber edinmelisin! Rabbimiz Ebû Bekr-i Sıddîk'ın makamını, Sana ihsân etti ki, veresin tam hakkını ![]() O nasıl doğru ise, sen de öyle olasın, Onun gittiği yoldan, aslâ ayrılmayasın! Ve verdi ki hazret-i Ömer'in makamını, Sen de ayırt edesin, haktan bâtıl olanı ![]() Osmân-ı Zinnûreyn'in, makamını da sana, Verdi ki sarılasın, hayâ ile ihsâna ![]() Hazret-i Ali'nin de, makamını verdi ki, Sen de ilim sâhibi, olasın onun gibi! Sen bu büyük zâtların yolundan ayrılırsan, Şimdiden Cehennim'in, azâbına hazırlan!" Hârun dedi ki: "Devâm et, öğütlerin ne güzel ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, dikkat et, kendine gel! Aldanma bu dünyânın, mal ve saltanatına, Âhirette bunların, faydası olmaz sana ![]() Düşün şimdi bir çölde, günlerce kaldığını, Hararetten susayıp, pekçok bunaldığını ![]() Tam ölecek duruma, gelmişken susuzluktan, O anda biri gelse, hem de serin su satan ![]() Senin de susuzluktan, yanmışken böyle için, Ne kadar mal verirsin, o suyu almak için?" Dedi ki: "Ne isterse, veririm her serveti, Olur mu hiç o zaman, malın ehemmiyeti?" Buyurdu: "Yarısını, isterse servetinin, Verir miydin meselâ, o suyu almak için?" Hârun Reşid dedi ki: "Verirdim hemen elbet, Zîrâ ben ölüyorken, neye yarar bu servet?" Buyurdu ki: "Pekâlâ, içtin ve kandın suya, Lâkin atamıyorsun, o suyu dışarıya, Yâni bir damla bile, idrar yapamıyorsun, Şiddetli sancı ile, kıvranıp duruyorsun ![]() O sırada biri de, çıkagelse âniden, Dese ki kurtarırım, seni ben bu derdinden ![]() Ve lâkin servetinin, öbür yarısını da, Bu kimse isteseydi, verir miydin onu da?" Dedi: "Gâyet tabiî, seve seve verirdim, Zîrâ ben kıvranırken, neye yarar servetim?" Buyurdu ki: "Öyleyse, övünme malın ile, Bir içimlik su kadar, kıymeti yokmuş bile ![]() Hârun Reşid ağlayıp, dedi: "Söyle az daha ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, tövbe et, dön Allah'a! Tövbeyi bir an bile, aslâ geciktirme ki, Tövbe etmeden önce, ölebilirsin belki ![]() Muhakkak pişman olur tövbeyi geç yapanlar, Zîrâ ecel çok zaman, âni gelip yakalar ![]() Bu mübârek velînin hürmetine İlâhî, Pişman olmayanlardan, eyle sen bizi dahi ![]() |
![]() |
![]() |
|