08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hz Ali'den R.A İbretli Kıssalar...
- Hz Ali (a s)’ın, Kendi Katiline Karşı Şefkat Ve Merhameti
Emir’ul-Muminin Hz Ali (a s), İbn-i Mülcem’in eliyle bir kılıç darbesi aldıktan sonra, darbenin şiddetinden dolayı bir müddet bayıldı Ayıldıktan sonra İmam Hasan (a s) bir kapta babasına süt getirdi İmam Ali (a s) sütten biraz içtikten sonra geri kalanı İmam Hasan’a vererek şöyle buyurdu: “Bu sütü esirinize (yani İbn-i Mülcem’e) verin ”
Daha sonra buyurdular ki: “Oğlum! Sana olan hakkım hürmetine yenilecek ve içeceklerin en iyisinden ona verin Ben ölünceye kadar ona karşı iyi davranın Yediğiniz şeylerden ona yedirin, içtiğiniz şeylerden de ona içirin ”
Daha sonra Hz Ali (a s)’ın verdiği sütü İbn-i Mülcem’e götürdüler ve o (lanetli) de onu alıp içti
2- İslamî Adabı Riayet Etmek
Bir gün Emir’ul-Muminin Hz Ali (a s), hilafeti döneminde Kufe’nin dışında İslam’ın sığınağında yaşayan zimmi (Yahudi veya Hıristiyan) birisiyle yol arkadaşı oldu
Zimmi adam: “Ey Allah’ın kulu! Nereye gidiyorsun” dedi
Hz Ali (a s): “Kufe’ye” buyurdular
Her ikisi kavşağa kadar birlikte yola devam ettiler Zimmi şahıs kavşağa yetiştiğinde ayrılıp kendi yoluna gitmek istediğinde, Müslüman arkadaşının da Kufe yoluna gitmeyip onunla beraber geldiğini gördü
Zimmi adam: “Sizin kendiniz, Kufe’ye gideceğinizi söylemediniz mi?” diye sordu
Hz Ali (a s): “Evet, söyledim” buyurdu
Zimmi adam: “Siz Kufe yolundan gitmediniz, Kufe yolu öteki yoldur” dedi
Hz Ali (a s): “Farkındayım, ama en iyi arkadaşlık, arkadaşı ayrıldığında onu birkaç adım uğurlamaktır Peygamberimiz bize böyle emretmiştir İşte bundan dolayı birkaç adım seni uğurlamak istiyorum Daha sonra kendi yoluma döneceğim” diye buyurdu
Zimmi adam: “Sizin peygamberiniz böyle mi emretmiştir?” diye sordu
Hz Ali (a s): “Evet” buyurdu
Zimmi adam: “Peygamberinizin dininin dünyaya böyle bir hızla yayılması ve böyle çok takipçiler bulması, kesinlikle onun bu güzel ahlakından dolayıdır” dedi
Zimmi adam Emir’ul-Muminin Hz Ali (a s)’la birlikte Kufe’ye döndü O’nun, müslümanların halifesi olduğunu öğrenince Müslüman olduğunu açıklayarak şöyle dedi: “Sen şahit ol ki, ben sizin dininiz üzereyim ”
3- Yamalı Ayakkabıdan Daha Değersiz Bir Hükümet
Hz Ali (a s), İslam ordusuyla birlikte ahdi bozan muhalifleri ezmek için Basra’ya doğru hareket ettiler Basra’nın yakınlarında “Zîkar” denen bir yere ulaştıklarında, yorgunluklarını gidermek ve orduyu savaşa hazırlamak için onlara oturup dinlenme emri verdi
Abdullah bin Abbas şöyle diyor:
“Ben orada Emir’ul-Muminin Hz Ali (a s)’ın huzuruna vardığımda, Hazretin, (ordu komutanı ve müslümanların reisi olmasına rağmen) kendi ayakkabısını yamadığını gördüm
Hz Ali (a s) bana dönerek şöyle buyurdular: “İbn- i Abbas! Bu ayakkabının değeri ne kadar olabilir?
Ben dedim ki: “Bunun hiçbir değeri yoktur ”
Buyurdular ki: “Allah’a and olsun ki, bu değersiz ayakkabı size hükümet ve önderlik etmekten bana daha sevimlidir Bu hükümet ve önderlikle hakkı diriltip batılı yok edersem o başka ”
(Evet bir hükümetin değeri, hakkı diriltmeğe batılı ise yok etmeğe bağlıdır Aksi takdirde ne değeri olabilir ki!)
4- Benden Sorun!
Emir’ul-Muminin Hz Ali (a s) halka konuşma yaptıklarında şöyle buyurdular:
“Ey insanlar! Sizin aranızdan ayrılmadan önce, bana ne sormak isterseniz sorun Allah’a and olsun ki, sorduğunuz her soruya cevap vereceğim ”
Bu sırada Sa’d bin Vakkas ayağa kalkarak şöyle dedi: “Ey Emir’ul-Muminin! Benim baş ve sakalımda ne kadar kıl var?”
Hz Ali (a s) cevaben şöyle buyurdular:
“Allah’a and olsun ki, habibim Resulullah (s a a) senin bu soruyu benden soracağını bana haber vermiştir! Senin başındaki her kılın altında sana lanet eden bir melek ve sakalının her kılı altında da seni tahrik eden bir şeytan vardır Senin evinde de Resulullah (s a a)’in torunu Hüseyin’i öldürecek bir çocuk (Ömer bin Sa’d) vardır! Bunun nişanesi ise, söylediğim şeyin mısdakıdır ”
Ömer bin Sa’d o zaman elleri ve karnı üzerinde emekliyordu Hz Hüseyin (a s) kıyam ettiğinde Ömer bin Sa’d Hz Hüseyin (a s)’ı öldürmeyi üstlendi ve sonuç Hz Ali (a s)’ın buyurduğu gibi oldu
5- Yaşayışta Orta Halli Olmak
Ala bin Zeyd, Hz Ali (a s)’ın Basra’daki zengin ashabından biri idi Hasta olduğundan dolayı Hz Ali (a s) onun ziyaretine gitti Evinin genişliği ve güzelliği İmam (a s)’ın dikkatini çekti O bu işinde israf yapmıştı
İmam (a s) şöyle buyurdular:
“Ey Ala! Bu büyüklükteki evi dünyada ne yapacaksın? Oysa sen ahirette böyle bir eve daha muhtaçsın (Çünkü bu evde birkaç günden fazla kalmayacaksın Ahirette de böyle geniş evinin olmasını istiyorsan, bu evde misafir ağırla, akrabalara ihsanda bulun, ilahi ve dini kardeşlerinin hakkını öde Bu işleri yapmış olursan, Allah-u Teala diğer dünyada bu ev gibi sana geniş ev verir ”
Ala: “Senin emirlerine uyacağım” dedi Sonra şöyle arz etti: “Ey Emir’ul-Muminin! Ben kardeşim Asim’den şikayetçiyim ”
İmam (a s): “Neden, ne yapmıştır?” diye sordu
Ala cevaben şöyle dedi: “Rahat olmayan giymiş, dünyadan koparak inzivaya çekilmiş, yaşantıyı kendisiyle ailesine zorlaştırmıştır
İmam (a s): “Onu benim yanıma getirin” diye emretti
Asim’i getirdiklerinde Emir’ul-Muminin Ali (a s) yüzünü ekşiterek şöyle buyurdular:
“Ey kendi nefsinin düşmanı! Şeytan aklını çalarak seni bu yola sürüklemiştir Kendi çoluk çocuğundan utanmıyor musun? Neden çocuklarına merhamet etmiyorsun? Tertemiz rızkları sana helal eden Allah’ın onlardan yararlanmanı istemediğini mi zannediyorsun? Sen Allah katında böyle bir düşünceden daha düşüksün ”
Asim: “Ey Emir’ul-Muminin! Sen neden kuru ve katıksız ekmek yiyor ve rahat olmayan elbise giyiyorsun? Ben sana uymuşum” dediğinde İmam (a s) şöyle buyurdular:
“Yazıklar olsun sana! Ben senin gibi değilim, benim başka bir vazifem vardır Çünkü ben müslümanların önderiyim Ben yiyecek ve giyeceğimi, fakirlerin fakirliğin zorluk ve meşakkatine tahammül etmeleri için onların yiyecek ve giyeceklerinin haddine indirmeliyim Bu benim önderlik vazifemdir Ama senin böyle bir vazifen yoktur ”
Asim, İmam (a s)’ın sözlerinden sonra normal elbisesini giyip kendi işiyle meşgul oldu
|
|
|