Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilginç, izmirin, yerleri

İzmir'in İlginç Yerleri

Eski 07-31-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İzmir'in İlginç Yerleri



KADİFEKALE
İskender’in Anadolu’ya çıkışı ve Pers egemenliğine son vermesi üzerine bölgede Helenistik dönem başlar (MÖ 334-133) Helenler beraberlerinde kendi şehircilik anlayışlarına uygun şehirleşme projeleriyle gelirler Helenlerin istediği, Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi zamanın ticarette ve liman işletmesinde ileri gitmiş şehirleri ile boy ölçüşebilecek bir şehirdir Böylece bir şehrin eski İzmir’de kurulması hem konum ile hem de alanın küçüklüğü nedeniyle imkânsızdı Bunun üzerine İskender, bugün Kadifekale olarak bilinen Pagos tepesi ve eteklerine yeni şehri kurmayı düşünür Efsaneye göre; İzmir’e gelen Büyük İskender, o zaman ormanla kaplı “ Pagos Tepesi “ denilen Kadifekale’de Nemesis Kutsal alanında (İzmirliler çifte Nemesisi yani ikili su perisini kutsal sayarlardı) avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar, rüyasında gördüğü iki Nemesis, İskender’den yeni İzmir kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını ister, uykusundan uyanan İskender, Klaros’un

Apollon kahinine gördüğü rüyayı anlatarak fikrini sorar, kahin rüyayı tek bir cümlede yorumlar :

“ Kutsal Melez Çayı kenarındaki Pagos Tepesi eteklerinde yerleşecek İzmirliler, eskisinden dört kez daha mutlu olacaklardır

Bu yeni İzmir’in kuruluşunda İskender’in Pagos Tepesinde gördüğü rüyanın yorumuna dayanmak yerine, dönemin deniz ve karada gelişen ticari potansiyelinin gelişmesinin dayattığı zorunluluk nedeniyle burada kurulmuş olduğuna inanmak, günümüz için çok daha bilimsel bir yaklaşımdır Nihayet, rakibi General Antiganos’u MÖ302’de öldüren Lysimachos yeni İzmir’in kuruluşunu gerçekleştirir Şehri Pagos tepesi ile İç Limana bakan yamaçlarda kurmaya başlar Böylece 400 yıl önce Lidyalıların istilası ile yurtlarından edilen Meles Çayı etrafında küçük köysel yerleşimlerde yaşayan Homeros’un hemşehrisi İzmirliler, İzmir’e gelip yerleştiler

Anadolu ticaretinde, dönemin en büyük potansiyeline sahip olan İzmir, su kemerleri, gymnasion’u, stadyumu, tiyatrosu ve agorası ile son derece gelişmiş ve düzenli bir kent olarak imar edilir Pagos’ta yer alan tiyatro 16000 kişilik olup, kuzeye bakan seyirci tribünü denize karşı romantik ve muhteşem bir manzara sunar 1638’e kadar tiyatronun duvarlarının ayakta olduğu bilinmektedir


ALTINYOL
Roma dönemi’nde bugünkü Kadifekale’de izlerine rastlanan akropolden itibaren, birisi Basmane (Sard Yolu), diğeri Eşrefpaşa (Efes Yolu) üzerinden denize ulaşan iki yol yapılmıştır Basmane’de Sart Yolu’na ait kalıntılar; Bahri Baba Parkı civarında ise Efes Yolu’na (Altınyol) ait kalıntılar bulunmuştur Halen semt pazarı olarak kullanılmaktadır

AGORA
İzmir’in Namazgah semtinde bulunan Agora, mevcut görünümüyle Roma dönemine aittir Agora antik dönemlerde politik toplantıların ve halkın alışveriş yaptığı bir yerdir İzmir Agora’sı ticari olmaktan ziyade, bir devlet agorası görünümündedir
MS178’de depremle yerle bir olan Agora, İmparator Marcus Aurelius’un özenli çalışmalarıyla yeniden inşa edilmiştir 1932–1941 yılları arasında yapılan ilk dönem kazılarla büyük bir bölümü ortaya çıkarılan İzmir agorasının, dikdörtgen formda, ortada geniş (120 x 180 m) bir avlu etrafında sütun ve kemerler üzerine inşa edilmiş üç katlı ve önünde merdiveni olan bileşik bir yapı olduğu anlaşılmıştır Son dönemlerde yapılan kazılar sonucunda İzmir Agorasının bugüne kadar bilinen en büyük Agora olduğu ortaya çıkmıştır

KIZILÇULLU SU KEMERLERİ
Eski adı Kızılçullu olan ve Şirinyer’de bulunan su kemerleri Meles (Kemer) çayı üzerinde olup Kadifekale’de kurulan kente su getirmek için yapılmıştır Geç Roma dönemine ait iki sıra halindeki kemerlerin yapımında taş, tuğla ve Roma harcı kullanılmıştır Bu kemerler Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar dönemlerinde onarım görmüş ve uzun süre kullanılmıştır

SAAT KULESİ

1901 yılında Sultan Abdülhamid’ in tahta çıkışının 25yıldönümü nedeniyle ve padişahın emri üzerine, Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır Son derece zarif görünümüyle Konak Meydanını bir inci gibi süslemektedir Teras yükseldikçe incelen sivri kemerleri, kubbecikleri, mukarnas işçiliği ve geometrik figürlerle donatılmış olan taş işçiliğinin dantele gibi bir zarafet içinde Saat Kulesi’ni çevrelemesi, oldukça zengin bir görüntü oluşturmaktadır Kulenin saati Alman İmparatoru IIWilhelm tarafından armağan edilmiştir İzmir‘in sembolü olarak kabul edilen Saat Kulesi‘nin altında bulunan odanın dört köşesinde çeşmeler bulunmaktadır

KEMERALTI

Mezarlıkbaşı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanan bölgeyi içine alan tarihi bir çarşıdır Çarşının bugün ana caddesini oluşturan Anafartalar Caddesi, geniş bir kavis çizer Bu kavis, caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın etrafını dolaşmış olmasından kaynaklanmaktadır Liman, zamanla ağzına doğru dolmaya başladığından, yeni yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları yeni binalarla değerlendirilmiştir İlk yapıldığı yıllarda çarşı, kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan sokakları ve arastalarıyla bir kapalı çarşı görünümündeydi
Yakın yıllara kadar, Şadırvanaltı Cami’nden Havra Sokağı’na kadar devam eden sokakların üstü örtülü idi Çarşı, Kemeraltı adını bu bölümünün üstünün kapalı olması özelliğinden almıştır Çarşıya dik olarak açılan bugünkü küçük sokakların bir bölümünün üstü de yine beşik tonozlarla örtülü bulunuyordu Bunlara açılan diğer ara sokaklarla birlikte arastalar oluşmaktaydı Çarşı içinde pek çok han yer almaktadır
Eskiden olduğu gibi günümüzde de Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli alış-veriş merkezidir Eskinin gizemli tonoz ve kubbeli dükkânlarının sayısı oldukça azalsa bile, modern iş merkezleri, mağazaları, sinemaları ve kafeteryaları ile sokakları günün her saati canlı, her türlü alış-verişin yapılabileceği bir site görünümündedir Bu kapalı ve açık mekânlardan oluşan çarşıda geleneksel Türk el sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünler, tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür


KIZLARAĞASI HANI
Kızlarağası Hanı 1744 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılarak hizmete sokulmuştur Osmanlı mimarisinin günümüze gelen, İzmir’deki nadir eserlerinden olan han, diğer Osmanlı Hanları gibi çarşılı ve avlulu hanlar düzenindedir Kızlar Ağası Hanı 4000m2’lik kareye yakın dikdörtgen planlı, avluya bakan kısımları iki katlı, bedestenleri tek katlı yaklaşık 500m2’lik avlusu olan görkemli bir yapıdır
1988–1993 yılları arasında restore edilerek günümüzde turistik bir çarşı olarak hizmete giren Kızlarağası Hanı’nda çok çeşitli el sanatları, her türlü hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş takı, giyim eşyası, nargile ve malzemeleri, deri kıyafetler ve çarpıcı hediyelik eşyalar satışı yapan dükkânlar ile mistik havayı soluyarak çayınızı içebileceğiniz bir çayevi bulunmaktadır Kızlarağası Hanı dün ile bugünü birlikte yaşanacak, İzmir ‘in tek tarihi hanıdır

DÖNERTAŞ SEBİLİ
Anafartalar Caddesi ve 945 sokak kesişiminde konumlanan Dönertaş Sebili, kösesindeki sütunun dönmesinden dolayı bu adı almıştır 1814 yılında yapılan sebilin banisinin Osmanzade Seyyid İsmail Rahmi Efendi olduğu düşünülmektedir Yapı, İzmir’in en güzel ve bakılı sebillerindendir
Dörtgen planlı sebilin üstü kubbeli olup, alaturka kiremit kaplıdır Her iki sokak cephesinde birer pencere ile 945 sokakta hazneye giriş sağlayan kapı vardır İki pencere arasında ve köşeye konan, süslü başlıklı, geçmişte dönen yuvarlak mermer sütun cephenin çarpıcı bir öğesidir Mermer kaplı cephe, bitkisel motifler, manzara ve hat bezemeler ile süslenmiştir

ST POLYCARP KİLİSESİ
St Polycarp Kilisesi MS 155 yılında inancından dolayı Romalılar tarafından bugünkü Kadifekale yakınında bulunan stadyumda 86 yaşında şehit edilen StPolycarp adına yapılmış olup, İzmir’in en eski kilisesidir Yapımı 1625 yılına kadar uzanmaktadır Osmanlı İmparatoru Sultan Süleyman'ın müsaadesi ve Fransa Kralı XIII Louis'in iradesi ile inşa edilmiş ve Kapusin rahiplerine verilmiştir Kilise ve sonradan binaya eklenmiş olan manastır, 1688 yılında bir deprem geçirmiş ve sonra da yanmıştır 1690 ve 1691 yıllarında Kilise ve müştemilatı yeniden inşa edilir 1742 yılında çıkan ******li bir yangında ne kiliseye ne de Fransız mahallesine bir zarar gelmez Böylesine bir yangından kurtulmuş olmak St Polycarp'ın mucizesine dayanır 1763'te bir başka yangın daha çıkar Manastır harap olur, kilisede önemli zararlar meydana gelir

ASANSÖR
Mithatpaşa Caddesi ile Halilrıfatpaşa semti arasındaki yükselti farkından dolayı, iki semt arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacı ile, 1907 yılında Musevi işadamı Nesim Levi tarafından bir asansör inşa edilmiştir50 mlik yükseklikte yer alan Halilrıfatpaşa semtine 155 basamaklı merdivenle çıkılıyordu Buraya inşa edilen asansör kulesi ile, iki semt arası birleştirilmiştir Bu kulede iki asansör bulunmakta, bunlardan soldaki buharla, sağdaki ise elektrik ile çalışmaktaydı1985 yılında gerçekleştirilen restorasyonla her iki asansör de elektrikle çalışır duruma getirilmiştir1994 yılında yapılan ikinci restorasyonda Asansör Sokağının çevre düzenlemesi yapılarak, hizmete sokulmuştur Tarihi Asansör binasının bulunduğu sokakta ayrıca, dünyaca ünlü ses sanatçısı Dario Moreno’nun da yaşamış olması bu bölgeye duyulan ilgiyi daha da arttırmaktadır

HÜKÜMET KONAĞI
1868-1872 yılları arasında yapılmış olan Hükümet Konağı Türklerin ulusal bağımsızlık savaşı olan Kurtuluş savaşında çok önemli bir yere sahiptir Çünkü 9 Eylül l922’de Türk ordusunun İzmir’e gelmesiyle Hükümet Konağına çekilen Türk bayrağı aynı zamanda İzmir’in kurtuluşunu simgeler Bu nedenle Konak yakın tarihte yandıktan sonra yeniden yaptırılmıştır Bunun için düzenlenen mimari proje yarışmasında bayrağın çekilmiş olduğu balkonlu bölümün korunması ön görülmüştür

KÜLTÜR ve TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ
1891’de kurulan İzmir Ticaret Borsası, 1919’a kadar yapıda etkinliğini sürdürmüş, işgalden sonra 1921’de ise Yunan Milli Bankası’nın kullanımına ayrılmıştır 1922’den sonra İzmir Merkez Postanesi ve Paket Postanesi olan yapı, halen İzmir Turizm Bölge Müdürlüğüdür
İzmir’deki 19yüzyıl başı kagir mimarisinin tipik bir örneği olan yapının özellikle dövme demir parmaklık ve korkulukları ile kapı saçağı Art Nouveau stilindedir

İZMİR MİLLİ KÜTÜPHANE ve ELHAMRA SİNEMASI
Türkiye’nin Milli adını taşıyan ilk Kütüphanesi olan İzmir Milli Kütüphanesi, İttihat ve Terakki Fırkası’nın çabalarıyla,1912 yılında okumuş, kültürlü Türk gençlerinin yetiştirilmesi amacıyla, Beyler Sokağı’ndaki Salepçizade Konağı’nın selamlık bölümünde hizmete girmişti Bugünkü binasının yapımına 1922’den sonra başlayarak, 1926 yılında Elhamra Sineması tamamlanarak hizmete açılmış, kütüphane binası ise 1933 yılında tamamlanabilmiştir Bu anıt eserin projesi Mimari Tahsin Servet Bey tarafından Neo-Klasik tarzda hazırlanmıştır

İZMİR DEVLET TİYATROSU (ESKİ TÜRK OCAĞI BİNASI)
1925 yılında Türk Ocağı İzmir Şubesi binası olarak yapılan eserin mimarı Yüksek Mimar Necmettin Emre Beydir Yapı 1Milli Mimarlık tarzının özelliklerini taşıyan, kubbeli, iki katlı zarif bir örnektir

TBMM EGEMENLİK EVİ (ESKİ BELEDİYE)
Eski Belediye binası olarak bilinen TBMM Egemenlik Evi, günümüzde İzmir’in Hisarönü denilen yöresinde yer alır
Ulusal mücadele yıllarında İzmir Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı’nın çalışmalarına mekan teşkil eden ve uzun yıllar belediye hizmetlerinin yürütüldüğü bina 1997 yılından itibaren bir kültür ve sanat merkezi olarak faaliyet göstermektedir Yapının giriş katında bir kafe ve Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nca hazırlanmış kültür yayınlarıyla birlikte orijinallerine bağlı kalınarak sınırlı sayıda üretilmiş tarihi Yıldız Porselenleri ve Hereke Halıları’nın satış reyonu, ikinci katta ise, Ulu Önder Atatürk’ü konu alan daimi bir fotoğraf sergisiyle beraber, sergi ve gösteri salonları yer alıyor

ALSANCAK GARI
1856 yılında İzmir-Aydın demiryolu hattının yapılması için imtiyaz, İngiliz girişimci Wilkin ve dört arkadaşına verildi İmtiyaz 1857 yılında « İzmir’den Aydın’a Osmanlı Demiryolu » kumpanyasına devredildi1857 yılında Vali Mustafa Paşa döneminde temeli atılan demiryolunun başlangıcında yer alan Alsancak Garı, 1858 yılında hizmete açılmıştır

HALİL RIFAT PAŞA KÖŞKÜ
19 yüzyılın sonlarında inşa edilen Halil Rıfat Paşa Köşkü’nün ana giriş cephesi taşıt yoluna, yan cephelerinden biri yayalar için düzenlenmiş merdivenli yola, diğer iki cephesi ise arka ve yan bahçeye bakmaktadır Parsel üzerinde iki adet yapı yer almaktadır Bunlardan ilki ana yapı diğeri müştemilat yapısıdır Ana yapı iki katlı olup müştemilat ise tek mekânlı bir yapıdır Köşk aslına uygun onarım ve yeniden düzenleme çalışmalarının tamamlanmasından sonra hizmete açılarak TULOV Vakfı tarafından Kültür ve Eğitim Merkezi olarak işlevlendirilmiştir

İNÖNÜ EVİ
Sarıhafız (Türkyılmaz) Mahallesi Mekke Yokuşu 842 sokakta şimdilerde İnönü Sokağı No:20’de bulunan ev İsmet İNÖNÜ’nün Cumhurbaşkanlığı yılarında o zamanki İzmir Belediye Başkanı DrBehçet UZ tarafından Belediye adına satın alındı1950 sonrasında ev İzmir Belediyesince satılmak istendi ev Ayla EN tarafından satın alındı ve İnönü Vakfına bağışlandı Belediye Başkanı Yükse ÇAKMUR zamanında evde onarım gerçekleştirildi ve iç düzenlemesi yapıldı Vakıftan sağlanan eşya ve resimler yerleştirilip ziyarete açıldıİnönü evi daha sonra köklü bir restorasyon geçirdi ve 24071999 günü ziyarete yeniden açıldı

UŞAKİZADE KÖŞKÜ
Beyaz Köşk veya Latife Hanım Köşkü olarak anılan Uşakizade Köşkü,Uşakizade Muammer Bey’in babası Sadık Bey tarafından yaptırılmıştırGöztepe’de eğimli bir araziye yapılan köşk üç katlı olup zemin katında hizmet amaçlı odalar,birinci katında dört,ikinci katında ise altı oda bulunmaktadırGazi Mustafa Kemal Paşa 14 Eylül 1922’den 27 Temmuz 1924 tarihine kadar Uşakizade Latife Hanım Köşküne beş kez gelmiş ve 91 gün kalmıştır27 Ocak 1923 günü Karşıyaka’ya trenle gelen Mustafa Kemal Paşa Muammer Beye Kızı Latife Hanım ile evlenmek istediğini söyler ve evlenirlerAtatürk bu köşkte İzmir İktisat Kongresinin çalışmalarını yapmıştırAtatürk Cumhurbaşkanı olarak köşke geldiğinde İktisat Bakanı Celal BAYAR ve Muammer Beyle İş Bankasının kuruluşunu gerçekleştirmiştir

ESKİ OSMANLI BANKASI
Bina 2 Kordon ile Fevzi Paşa Bulvarı’nın kesiştiği köşede bulunmaktadır 1926 yılında Mimar C Mogneli tarafından yapılmış ve zaman içinde Osmanlı Bankası olarak kullanılmış bina, günümüzde banka niteliği taşımasa da bu adla anılmaktadır

VAKIFBANK BİNASI
Fevzi Paşa Bulvarı’nın başlangıcında 1931 yılında yapılmış olup 1 Ulusal Mimari dönemi ve Art Deco tarzının izlerini taşımaktadır

ZİRAAT BANKASI
1930 yılında yapılan bina zamanının banka mimarisinin tipik örneklerindendir

İZMİR TİCARET BORSASI
Türkiye’nin ilk Ticaret Borsası’nın günümüzde de faaliyetini sürdürdüğü yapı 1928 yılında yapılmıştır

İZMİR ATATÜRK LİSESİ
Montrö ve Lozan Meydanları arasında çok geniş bir alanda kurulu olan Lise, bugünkü adını 1942 yılında almıştır

MİTHATPAŞA ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ
1881 yılında ıslah evi olarak yapılan bina, süreç içinde fonksiyon değişikliği ve ilave yapılarla değişikliğe uğramıştır 31 Mart 1997 yılında çıkan yangınla dört duvar kalınca yeniden yapılmıştır

İZMİR KIZ LİSESİ
1917 yılında İttihat ve Terakki Mektebi olarak yapılan yapı, 1985 yılında Kız Lisesi olarak öğretimine devam ederken yangınla kül olmuştur Yeniden yapılan bina 1990–1991 öğretim döneminde eğitime tekrar başlamıştır

SAYAÇ ATÖLYESİ
Karataş’ta 1880’li yıllarda yapılan bina, on yıl boyunca boş ve harap olarak dururken aslına uygun olarak restore edilen yapı, çocuk konservatuarı olarak kullanıma açılacaktır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.