Amasyanın Tarihi Yerleri |
07-31-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Amasyanın Tarihi YerleriAmasya Müzesi Kent merkezinde yer alır 1925 yılında Sultan II Bayezit Külliyesi’ne ait medrese binasının iki odasında toplanan az sayıda arkeolojik eser ile İslami devir mumyaları bir araya getirilerek bir “Müze Deposu” oluşturulmuştur Daha sonra eserlerin çoğalması ve yeni sergileme mekânlarına ihtiyaç duyulması neticesinde müze, 1961 yılında Selçuklu döneminin anıtsal eserlerinden olan Gökmedrese Camii’ne, 22 Mart 1977 yılında ise yeni yapılan bugünkü modern binasına taşınmış, yeniden düzenlenerek tüm eserler kronolojik sıraya göre hizmete açılmıştır Üç katlı olan müzenin bodrum katında deposu, laboratuarı ve diğer hizmet birimleri, alt katında bir sergileme salonu, üst katta ise arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği iki büyük salon yer almaktadır Özellikle, taş eserler ile Sultan I Mesut Türbesi içinde bulunan İlhanlı dönemine ait 6 adet mumya ilgi çekmektedir Hazeranlar Konağı (Etnoğrafya Müzesi) Hatuniye Camii’nin doğusunda yer alan Yalı Evleri dizisindeki en güzel konaktır 19 yüzyıl geleneksel sivil mimari örneklerinden biridir Defterdarlık görevinde bulunan Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına 1872 yılında yaptırılmıştır Konağın iki ayrı girişi vardır Bunlardan birisi sübyan mektebi ile evler arasında arnavut kaldırımlı dar yolun bulunduğu avlu kapısıdır Saçak üzerine kiremit örtülü, çift kanatlı bir kapı, bodrum kat ve haremlik mevcuttur Avlunun batı köşesinde bina ile bütünleşmiş kazan ocağı dikkati çekicidir Bu ocak farklı bir üslupla “hayat” denilen girişlerde değil avluda gerçekleştirilmiştir Diğer bir giriş Hatuniye Camii avlusu ile irtibatlıdır Çift kanatlı selamlık kapısından alçak tavanlı bir mekâna girilir Konağın planında, simetrik bir görünüm hâkimdir Dört köşede birer oda yer alır ve odaların arasında uzanan orta sofa bölümü ön avluya açılır Batı eyvanlarını, giriş kata bağlayan sade korkuluklu ahşap merdivenler işgal eder Katlarda, oturma ve yatak odaları, avlu, kahve odası, ocaklı oda, ebeveyn ve selamlık odaları ile tuvalet, sofa etrafında yer almaktadır 1977 yılında kamulaştırılarak onarıldıktan sonra, konakta bulunan 11 oda Amasya’nın geleneksel evlerinin dekorasyonu örnek alınarak düzenlenmiş ve “Müze Ev” olarak ziyarete açılmıştır Konağın bodrum katı Devlet Güzel Sanatlar Galeri Müdürlüğü’dür Alpaslan Müzesi Taşova ilçesi, Alpaslan Beldesi Belediye Müzesi’nin de ilk çekirdeği 1964′te yöreden toplanan arkeolojik ve etnografik eserlerle oluşturulmuştur 1991 yılında Osmanlı döneminden kalma bir hamam müze olarak düzenlenmiş ve 1994′te de Alpaslan Beldesi Belediye Müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır, Yöresel köy odası teşhirinin yanı sıra prehistorik dönemlerden eserler ile Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait ahşap işçiliğini yansıtan örnekler bir arada sergilenmektedir Kral Kaya Mezarları Amasya Kalesi eteklerinde düz bir duvar gibi dikine uzanan kalker kayalara oyularak yapılmış olan 5 adet mezar, yapıları ve mevkileri itibariyle ilk bakışta dikkati çeken eşsiz bir güzellik arz etmektedirÇevreleri oyularak ana blok kayadan tamamen ayrılan mezarlar birbirlerine ve kaya bloğuna merdivenlerle bağlanmışlardır Vadi içerisinde irili ufaklı toplam 18 adet kaya mezarı bulunmaktadırAmasya’da doğan ünlü coğrafyacı Strabon’un (MÖ 63-MS 5) verdiği bilgiye göre kaya mezarları Pontos krallarına aittir Bu kaya mezarları arasında iyi örneklerden birisi de Aynalı Mağara olarak adlandırılan mezarıdır, Çevre yolunun Samsun güzergâhından sağa ayrılan Ziyaret beldesi yolu üzerinde şehir merkezine en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır Yerden dört basamakla çıkılan 165 m yüksekliğindeki mezar düz yüzeyli bir kayaya oyulmuşturDikdörtgen bir kapıdan girilen mezarda dikdörtgen ve kare şeklinde iki oda vardırAsıl mezar odası dikdörtgen olanıdır Kare şeklindeki odada Bizans dönemine ait freskler yer alır Amasya Kalesi Yeşilırmak’m kuzeyinde bulunan ve Harşene Dağı adı verilen dik kayalıklar üzerindedir Timur’dan kaçan Osmanlı Şehzadesi I Mehmet Çelebi, bu kaleye sığınmıştır Kalenin “Belkıs”, “Saray”, “Maydonos”ve “Meydan” adlarında dört kapısı, kale içinde “Cilanbolu” adlı bir su kuyusu, sarnıcı ve zindanları bulunmaktadır Kaleden 70 m aşağıda Yeşilırmak Nehri’ne ve kral mezarlarına kadar uzanan MÖ3 yüzyıla ait merdivenli bir yeraltı yolu ile burç ve cami kalıntıları görülmeye değer niteliktedir Kalenin güney eteğinde Osmanlılar tarafından kullanılmış olan Kızlar Sarayı’na ait kalıntılar ile yamaçlarda yerden 20-25 m yükseklikte düz bir duvar halinde kalker kayalara oyulmuş olan MÖ3 yüzyıla ait irili ufaklı 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır Burmalı Minare Camii Selçuklu Sultanı II Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Vezir Necmeddin Ferruh Bey ve kardeşi Haznedar Yusuf tarafından yaptırılmıştır Birçok onarım ve restorasyon sonucu orijinal görünümünü kaybetmiştir Kıble duvarlarına dikey uzanan üç nefli bir plana sahiptir Selçuklu kümbeti ve burmalı minaresi caminin önemli özelliklerindendir Gökmedrese Camii 1267 yılında Amasya Valisi Seyfettin Torumtay tarafından yaptırılmıştır Cami; medrese ve mezar odası ile kapalı bir külliye şeklindedir Yanında bulunan kümbet mavi renkte çinilerle süslendiğinden Gökmedrese adını almıştır Sadece kesme taş mimarisi olgun oranları ve süslemeleri bakımından Anadolu’da eyvan biçimli portalı olan sayılı camilerdendir Türbe, tuğla ve tek renkli koyu yeşil çinilerden meydana gelmiş zikzak motiflidir Gümüşlü Camii Taceddin Mahmut Çelebi tarafından 1326 yılında yaptırılan cami Amasya’da bulunan ilk Osmanlı dönemi eseri olduğundan önem taşır Kesme taştan yapılmış ve kare planlı olan cami kiremit örtülü ahşap kubbe ile kapatılmıştır Son cemaat yeri ahşap direkler üzerinde ve üçgen alınlıklı bir çatı ile örtülüdür Revak kemerleri yıkılmış kemer yastıkları ortadadır Bayezid Paşa Camii Amasya Emiri Bayezid Paşa tarafından 1414 yılında yaptırılmıştır Yapının planı, küçük birkaç ayrıntı dışında Bursa Yeşil Camiininkine benzemektedir Arka arkaya iki kubbe, öndeki kubbenin yanlarında ikişer küçük kubbesi ile tipik bir zaviyeli camidir Cephenin bazı yerleri mermer kaplamalıdır, oldukça süslemen’ bir kubbesi bulunan abidevi bir son cemaat yerine sahiptir Yörgüç Paşa Camii Sultan II Murat’ın vezirlerinden Atabey Abdullah’ın oğlu Yörgüç Paşa tarafından 1428 yılında yaptırılmıştır Giriş kapısının üstünde geometrik motifler ve çiçek motifleriyle süslenmiş sağır pencerelerin altında bir kitabe yer almaktadır Sofular Camii Sultan II Bayezid döneminde, Beylerbeyi Abdullah Paşa tarafından 1502 yılında yaptırılmıştır Camiyi yüksek kasnaklı bir kubbe örtmektedir Caminin avlusunda bulunan Abdullah Paşa Türbesi, moloz taştan yapılmış olup, altıgen planlıdır Şirvanlı Azeriler Camii Kafkasya’nın Karabağ ve Şirvan şehirlerinden gelerek Amasya’ya yerleşmiş göçmenlerden toplanan yardımlarla Şeyh Hacı Mahmut Efendi tarafından yaptırılmıştır Fethiye Camii Fethiye Mahallesi ‘ndedir Ruhi Tingiz Devlet Hastanesi’nin karşısında yer alan cami, ilk yapıldığı yıllarda kilise olarak inşa edilmiştir Bizans İmparatoru Phocas’m (602-610) kızı Helena tarafından yaptırılmış olan Kilise, 1116 yılında Fetih Gazi tarafından camiye çevrilmiştir Haliliye Medresesi Gümüşhacıköy ilçesi, Gümüş beldesi merkezinde bulunan eser, Çelebi Sultan Mehmet’in Beylerbeyi Halil Paşa tarafından 1413′te yaptırılmıştır Kare planlı, kapalı avlulu bir medresedir Abide Hatun Camii Merzifon ilçesi, Narmca köyünde bulunan cami, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nm annesi Abide Hatun tarafından 17 yüzyılın başında yaptırılmıştır Ahşap üzerine kalem işi teknikle yapılmış uygulamaların güzel örneklerini görmek mümkündür Sultan II Bayezid Külliyesi Sultan II Bayezid adına, 1485-86 yılları arasında cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret bir külliye olarak yapılmıştır 15 yüzyılın son çeyreğinde yan mekânlı cami mimarisinin gelişmiş bir geçiş dönemi örneğidir Cami beş kubbeli bir cemaat yeri ile geniş bir kemerle birbirine bağlanan arka arkaya iki kubbeli mekân ve buraya açılan yan mekânlardan ibarettir Doğu kısmındaki minaresi renkli taşlarla yivli, batı kısmındaki minare ise palmetlerle süslü olarak yapılmıştır Batıda “U” plan şemasına sahip medrese mevcuttur Doğudaki “L” plan şemail yapı imaret ve konuk evidir Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir Halifet Gazi Kümbeti 1242 yılında Selçuklu Emirlerinden Halifet Alp İbni Tuli için yaptırılmıştır Selçuklu türbeleri tarzında kare bir taban üzerine sekizgen planlı kule şeklinde yapılmıştır Türbenin mekân kısmında bir sandı bulunur Sandukanın güneye bakan kısmında kabartma olarak kıvrık boynuzlu birer koç kafa1 vardır Bu iki koç kafasında iki tane kanat takıl melek başı görülmektedir Türbe güney cephesi haricinde sade görünümlüdür Torumtay Türbesi Amasya Valisi Seyfettin Torumtay’ın ölümü üzerine 1278 yılında yaptırılmıştır Türbe içinde Seyfettin Torumtay’ın torunları ve çocukları vardır Tamamı kesme taştan yapılmış olan türbenin güney cephesinin iki üst köşesi yüksek kabartma motifleriyle Selçuklu taş işçiliğinin özgün bir örneğidir Kapı Ağa (Büyük Ağa) Medresesi Sultan II Bayezid’in Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılmıştır Ön Asya ve Selçuklu mezar anıtlarında görülen sekizgen plan şeması fonksiyon itibariyle ilk defa bu medresede tatbik edilmiştir Her kenarda üçer adet yer alan ve tonozlu revakların gerisinde bulunan kubbeli odaların güney kenarında daha büyük ve yüksek bir kümbet ve örtülü mekâna yarım kubbelerin bağlanması ile meydana gelen “L” planlı bir dershane yapının esasını teşkil eder Duvarlarında üç sıra tuğla arasında moloz taş kullanılmış, giriş daha yüksek tutularak silmelerle yumuşatılmıştır Avluda köşeli sade başlıklar, sütunlar üzerine oturtulmuş dengeli revak kemerleri ve duvar üzerindeki Bursa kemeri uygulaması iç mimariye cazibe kazandırmıştır Dershane önündeki revak kubbesi iç orijinal mukarnas dolgu ile bezenmiştir Bimarhane (Darüşşifa) İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eserdir İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Uduz Hatun adına Anber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılmıştır Yapının özellikle ön cephesi sanat bakımından çok değerlidir Anadolu Selçuklu mimarisinin orijinal sütun başlıkları olan geometrik yaprak tezyinatlı ve mukarnaslı sütun başlıkları kullanılmıştır Türk üçgenlerinden meydana gelen ters dönmüş sütun başlıkları, Anadolu Selçuklu mimarisinde ilk defa bu yapının cephe kenarlarında denenmiştir Bina kesme taşlardan örülmüş ve iki köşesine silindir şeklinde dayanaklar yaptırılmıştır Sadece Amasya Bimarhanesi’ne mahsus bir özellik olarak kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur Anadolu’da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinmektedir Ezine Han Amasya-Tokat karayolunun 35 km sinde bulunan Ezine pazar beldesindedir Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın hanımı Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır İç kısmı kemerli üç bölümden oluşup, tonoz örtülüdür Osmanlı döneminde onarım görmüştür Taşhan Merzifon ilçesinde, 17 yüzyılda inşa edilmiş olan Taşhan, dikdörtgen planlı ve iki katlıdır İç kısmı tamamen kesme taştan yapılmış olup, iki katı boyunca revakların gerisinde kubbeli odalar yer almaktadır Bedesten Merzifon ilçesinde yer alan Bedesten, dikdörtgen planlı ve kubbeli olup dış cepheleri dükkanlarla çevrilidir Eski Hamam Merzifon ilçesindedir Kitabesine göre 1678 yılında yaptırılmıştır Uzunca bir dikdörtgen soyunmalık, bunun arkasında yer alan sekizgen planlı sıcaklık ve onun dört kenarındaki eyvan biçimli nişler ve köşe hücrelerinden meydana gelmektedir |
|