![]() |
Psikiatri |
![]() |
![]() |
#1 |
RaHaTSiZ
|
PsikiatriAlkol bağımlılığı Tarihçe * 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek yapmak için ilk ıslah etmesiyle bira yapımı başladı ![]() * 6 bin yıl önce Sümerler, Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı ![]() * Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve, tahıl ve baldan alkol yapılıyordu ![]() * Metanol, Yunanca Methy ve Sanskritçe Madhu kelimelerinden gelir ve bal, sarhoş eden madde anlamına gelir ![]() * Alkol kelimesi Arapçadan gelmektedir ![]() * Distilasyon, İS 8 ![]() ![]() Alkolizmin Kliniği * Alkolizm, davranışsal bir bozukluktur ![]() * Tekrarlayıcı olarak fazla miktarlarda alınan alkole bağlı problemler gelişmesi anlamına gelir ![]() * Alkolik, kötü sonuçlar doğurmasına rağmen, kompulsif bir biçimde alkol içmeye devam eder ![]() * Alkolizmde, alkol alımının sınırlanması ile ilgili kontrol kaybolmuştur İnsanlar neden içiyorlar? - Zevk almak - Duygudurumu düzeltmek - Stresle başa çıkmak - Alkol içme arzusu (craving, aş erme) Alkoliğin hayatı * İçenlerle arkadaşlık eder, evlenir * İçmek için her zaman neden vardır: mutluluk, neşesizlik, gerginlik vs * İçme fırsatları sonsuzdur: maç, av, parti, tatil, doğum günü vs * Alkolizm ilerledikçe problemler artar, yalnız içmeye başlar, gizlice içer, şişeleri saklar, durumun ciddiyetini saklamaya çalışır * Suçluluk duygusu gelişir, suçluluk ve pişmanlık duygularını bastırmak için daha çok içmeye ve sabahları kalkınca içmeye başlar ![]() Alkolizmde kısır döngü Suçluluk ve anksiyete nedeniyle daha çok alkol alır, alkol aldıkça anksiyete ve depresyon derinleşir ve şu belirtiler ortaya çıkar: Uyku kalitesinde bozulma, gece uyanmalar, depresif duygudurumu, huzursuzluk ve sıkıntı hisleri, panik nöbetleri, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes almada zorluk … ![]() ![]() ![]() Alkolizmde fiziksel bulgular - Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası - Acne rosecea : kırmızı burun - Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık - Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme) - Sigara yanıkları: parmak, göğüs vs’de - Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı) - Hepatomegali (karaciğer büyümesi), karın ağrısı - Spider anjioma - Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurları, uyuşma vs) - Kan tetkiklerinde anormallikler: GGT, MCV, AST, ALT, ürik asit, trigliseritler, üre yükselir Doğal gidiş, cinsiyet farkı Erkeklerde daha erken başlar (20 civarı), sinsi gidişlidir, 30 yaşından önce problemleri farketmek zordur ![]() ![]() Kadınlarda başlangıç daha geç olur, depresyon daha sıktır ![]() Alkolizm tipleri Gamma tipi alkolizm: Çok aşırı miktarda alkolün aralıksız biçimde alındığı epizotların yaşandığı, ama aralarda alkol alınmayan dönemlerin olduğu alkolizm tipi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tip A-B ya da 1-2: Erken yaşlarda başlayan, ailede alkolizm öyküsünün varolduğu, antisosyal kişilik bozukluğu ile birlikte sık görülen kötü gidişli alkolizm ve daha geç yaşta başlayan, aile öyküsünün olmadığı, daha çok depresyonun eşlik ettiği, daha iyi gidişli alkolizm tipi ![]() Komplikasyonlar (alkolizmin sonuçları) Sosyal: Boşanma, terkedilme İş sorunları, devamsızlık Ev-iş-trafik kazaları Adli problemler Tıbbi: 1 ![]() ![]() ![]() Karaciğer harabiyeti, kardiyomiyopati (kalp büyümesi), anemi (kansızlık), yüksek tansiyon, trombositopeni (pıhtılaşma sağlayan hücrelerde azalma), miyopati (kas yıkımı), kanser, teratojenite (anne karnındaki bebekte anormallikler), pankreatit (pankreas iltahabı), pnömoni (zatüre), merkezi sinir sistemi bozuklukları (retrobulbar nörit,Wernike-Korskof Sendromu ve bunaması, serebeller atrofi) Alkol Yoksunluğu belirtileri Otonomik hiperaktivite (terleme, nabız 100’ün üstünde) titreme uykusuzluk bulantı ve kusma geçici halusinasyon ve ilüzyonlar: alkolü bıraktıktan sonra 1-2 gün içinde görülür ![]() psikomotor ajitasyon anksiyete grand mal konvülzyonlar (epileptik nöbetler): alkolü bıraktıktan sonra 2 gün içinde görülür ![]() Deliryum tremens: Uzun süre fazla miktarda alkol alan kişilerde alkolü kestikten 2-3 gün sonra ortaya çıkabilen, ölüm riski taşıyan bir tablodur ![]() Bilinç ve konsantrasyon bozukluğu, görsel halusinasyonlar (gerçekte var olmayan şeylerin görülmesi), bulunduğu zamanı ve yeri karıştırma ile kendini belli eder, hızlı başlayıp dalgalı bir seyir gösterir ![]() En sık eşlik eden psikiyatrik bozukluklar: - Majör Depresyon: Alkol bağımlılarının %30-50’sinde görülür - Anksiyete bozuklukları: %30 sıklıktadır ![]() ![]() - İki uçlu duygudurum bozukluğu (manik depresif b) - Diğer madde bağımlılıkları: başta sigara olmak üzere esrar vs ![]() - Kişilik Bozuklukları: antisosyal ve sınırda kişilik bozuklukları ![]() Alkolizm tedavisi * Alkolikler tedavi için başvurduklarında genellikle ‘dibe vurmuşlardır’ yani sağlık, aile, meslek, sosyal yaşam vb yönlerden büyük kayıplara uğramış ve çaresiz duruma düşmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * Alkolizm tedavisi yoksunluk belirtileri kalktıktan sonra başlar * Hedef ayıklıktır (sobriety): Eşlik eden psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısı ve tedavisi için de bu önemlidir ![]() * Ekip tedavisi gerekir * Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir ![]() * Tedaviden sonra uzun süreli izlem gereklidir ![]() ![]() ![]() * Nüksler (tekrarlamalar) ilk 6 ayda en sıktır ![]() İlaç tedavileri * Disulfiram (Antabus) * Antidipsojenikler: Naltraxone, Acomprasate * Seratonerjik antidpresanlar * Lityum Psikoterapi * Sıcak ama biraz otoriter bir yaklaşım gereklidir ![]() * Adsız Alkolikler gibi kendine yardım grupları tedaviye entegre edilmelidir ![]() * Davranışçı-kognitif tedaviler iyi sonuç verir ![]() * Eğitimsel faaliyetler tedavinin önemli bir parçasıdır ![]() * Psikoterapilerde iç görü üzerinde yoğunlaşılmamalıdır ![]() ![]() * Hastanın içinde bulunduğu aile ele alınmalıdır, çünkü alkolizm bir “Aile Hastalığı”dır ![]() Alkolizm, aşırı alkol kullanımı TANIMLAMA: Genellikle alkolizmin tanımı tanımlayan kişiye göre değişir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BELİRTİ VE BULGULAR : • Şunu unutmamak gerekir ki, alkolizm davranışsal bir bozukluktur ve sürekli ve artan miktarlarda alınan alkole bağlı problemlerin gelişmesi anlamına gelir ![]() •Bir alkolik, tüm kötü sonuçlarına rağmen sürekli alkol içmeye devam eder ve bir süre sonra alkol alımını sınırlayamaz bir hale gelir ![]() •Alkolikler genellikle, alkol içen kişilerle arkadaşlık eder, hatta eşlerini bile onların arasından seçebilir ![]() •Alkolik bir insan, içmek için her zaman bir sebep bulur ![]() ![]() ![]() •Alkolizmin ilerledikçe, alkolik kişilerin sorunları da artmaktadır ![]() ![]() ![]() •Gittikçe artan bir suçluluk duygusu geliştiririler, bu suçluluk duygusu, pişmanlıkla birleşir ve bu duyguları bastırmak için daha çok içmeye başlarlar ![]() ![]() •Alkolizm bir kısır döngüye dönüşür ![]() ![]() ![]() • Arkus senilis: gözün kornea tabakasında yağ halkası •Acne rosecea : kırmızı burun •Palmar eritem: avuç içinde kırmızılık •Asteriksis: Elde flapping tremor (büyük amplitüdlü titreme) •Sigara yanıkları: parmak, göğüs vb ![]() •Morarıklıklar (düşme ve çarpmalara bağlı) •Hepatomegali (karaciğer büyümesi), karın ağrısı •Spider anjioma •Periferik nöropati (el ve ayaklarda his kusurları, uyuşma vb ![]() •Kan tetkiklerinde anormallikler: GGT, MCV, AST, ALT, ürik asit, trigliseritler, üre yükselmesi ![]() ETKİLENEN SİSTEMLER: Alkolün kalbe çok zararlı olduğu bilinmektedir, bir alkolik sadece kalp hastalığına yakalanma riski altında değildir, alkol kalbe direk zarar da verebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALKOLİZM TEDAVİSİ: Alkolikleri tedaviye razı etmek zor bir iştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alkol Tedavisinin Önemli Özellikleri Şunlardır: •Alkolizm tedavisi yoksunluk belirtileri kalktıktan sonra başlar ![]() •Hedef ayıklıktır (sobriety): Eşlik eden psikiyatrik bozuklukların ayırıcı tanısı ve tedavisi için de bu önemlidir ![]() •Ekip tedavisi gerekir •Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre seçilmelidir ![]() •Tedaviden sonra uzun süreli izleme gereklidir ![]() •izlenmezse alkole dönmesi kolaydır ![]() ![]() •Nüksler (tekrarlamalar) İlk 6 ayda en sıklıkla görülür ![]() •Alkol tedavisi, fizyolojik, psikolojik ve sosyal olarak sınıflandırılabilir ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR: • www ![]() ![]() ![]() • Clarck, W ![]() ![]() ![]() • Johnson B ![]() ![]() ![]() ![]() • VVallace, J ![]() ![]() ![]() • National ınslilule on Alcohol Abuse and Congress on alcoohol and Heallh DHHS: Rockville, MD, 1990 Yazarı Dr ![]() ![]() ALZHEİMER HASTALIĞI, BUNAMA,PRESENİL DEMANS TANIMLAMA: Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır ![]() Beynin belli bölgelerinde, bilinmeyen bir nedenle birtakım proteinler birikir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BELİRTİ VE BULGULAR: Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır ![]() ![]() ![]() Alzheimer hastalarında tabloya çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder ![]() ![]() Zihinsel bozukluklar: • Unutkanlık • Öğrenme güçlüğü • Konuşma bozukluğu • Yolunu kaybetme • Kişileri tanıyamama • Karar verme güçlüğü Ruhsal bozukluklar: • Huzursuzluk • İlgisizlik • Saldırganlık • Uyku bozukluğu • Amaçsız dolaşma • Gerçekdışı hayaller • Depresyon TANI: Alzheimer belirtileri ile başvuran hastalara yapılacak radyolojik ve laboratuvar incelemeleri sonrası uygulanacak tanı kriterleri ile Alzheimer Teşhisi % 90 doğruluk ile konulabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() HASTALIĞIN SEYRİ: Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyen, ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerek, hastayı geri dönüşsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan bir hastalıktır ![]() Genel olarak 3 evreye ayrılır: •Birinci evrede, unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı kelimeleri bulamama, işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez ![]() •İkinci evrede, bellek kaybı belirginleşir, yakınlarının isimlerini unutabilir, yolunu kaybedebilir, konuşma bozukluğu artar, yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma ihtiyaç duyabilir ve bazı hayaller görebilir ![]() •Üçüncü evrede, artık aile üyelerini tanımayabilir, yemek yemede ve yürümede güçlükler başlar, idrarını ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir ![]() Alzheimer hastalığı, yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir ![]() TEDAVİ: Alzheimer hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bugün için ne yazık ki yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAYNAKLAR: • Abrams, W ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() • Tierney, M ![]() ![]() ![]() ![]() • Plurn, F ![]() ![]() ![]() Yazarı Dr ![]() ![]() ANAREKSİA NERVOZA Genel olarak 12-18 yaşları arasında başlayan ve şişmanlamaya karşı ağır korku yüzünden bilinçli olarak aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlenen bir bozukluktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En temel belirti aşırı kilo alma korkusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerin yeme davranışlarında ve yiyeceklerle olan ilişkilerinde gariplikler gözlenebilir ![]() ![]() Anoreksia Nervoza' nın nedenleri günümüzde kesin olarak bilinmemektedir ![]() ![]() ![]() Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir ![]() 1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme ![]() 2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma ![]() 3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır ![]() ![]() 4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır ![]() Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımı, daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olup, dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir ![]() Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk gelişiminin erken evrelerinde, anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başına,özgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir ![]() Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler: Hastalarda kansızlık, vücut su- tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler, beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir ![]() Kimlerde görülmektedir: Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olup, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() Son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır ![]() Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri: - Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır ![]() ![]() -Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyon, alkolizm, şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır ![]() ![]() - Aile yapıları itibariyle, bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı ![]() -Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı -Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı - Geçmişte yaşanan cinsel, fiziksel tacizler ![]() Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları: - Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler - Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır ![]() - Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilen, onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler - Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir ![]() Hastalığın seyri: Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiği, dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiği, ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir ![]() ![]() Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler: -Ailede aşırı geçimsizlik, tartışmalı ortam -bulimianın hastalığa eslik etmesi -Kusma, dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları -Obsesif-kompulsif, histerik, depresif, nörotik davranış yapıları, zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniyle, kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastrit, kolit vb ![]() -Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi ![]() Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşı, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır ![]() Tedavi: Anoreksia Nervozalı hastaların tedavisi çoğu kez güçlüklerle doludur ![]() ![]() ![]() ![]() Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#2 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriANAREKSİA NERVOZA Genel olarak 12-18 yaşları arasında başlayan ve şişmanlamaya karşı ağır korku yüzünden bilinçli olarak aşırı zayıf kalma çabaları ile belirlenen bir bozukluktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En temel belirti aşırı kilo alma korkusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kişilerin yeme davranışlarında ve yiyeceklerle olan ilişkilerinde gariplikler gözlenebilir ![]() ![]() Anoreksia Nervoza' nın nedenleri günümüzde kesin olarak bilinmemektedir ![]() ![]() ![]() Aşağıdakilerin varlığı halinde bu rahatsızlıktan bahsedilmektedir ![]() 1-Bulunduğu yas grubu ve boy uzunluğu acısından normal kabul edilen en az kilo ya da bu ağırlığın üzerindeki bir kiloyu kendisi için uygun bulmayıp,kabul etmeme ![]() 2-Yas ve boy göz önüne alındığında beklenenden daha düşük bir kilosu olmasına rağmen kilo almak veya şişmanlamaktan aşırı derecede korkma ![]() 3-Kişinin kilosu ya da vücut şeklini algılayışında bozukluk vardır ![]() ![]() 4-Bayanlarda birbirini izlemesi gereken en az 3 adet döneminin olmaması Bu rahatsızlığın kısıtlı ( bu durum yaşanırken kişide bir anda "patlayıncaya dek" yeme ya da kendini kusmaya ya da lavman- idrar söktürücüler ile yediklerini çıkarma davranışının olmadığı) tip ya da bu sayılan davranışların olduğu tiksinircesine yeme/ çıkartma tipi olarak 2 şekli vardır ![]() Hastaların çoğunun düşünce içeriği yemek ile ilişkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıkınırcasına yeme-çıkartma tipine ait grubun alkol-madde kötüye kullanımı, daha çok duygusal durumda dalgalanmalar ve cinsel aktivitelere sahip olup, dürtülerini kontrollerinin daha zor olduğu gözlenmiştir ![]() Kişiler kilo kayıplarını arttırmak için fiziksel egzersizler yapar ya da yorucu fiziksel uğraşılar içine girerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk gelişiminin erken evrelerinde, anne-çocuk iletişiminde çocuğun kendi başına,özgür davranışları üzerine yapılan müdahalelerin önemine dikkat çekilmektedir ![]() Anoreksia başlangıcı sonrasında genellikle obsesif- kompulsif davranışlar başlayabilir ![]() ![]() ![]() Bu kişilerde hastalığın yol açtığı vücutsal değişimler: Hastalarda kansızlık, vücut su- tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroid bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda ostrojen dediğimiz kadınlık hormonu ,erkeklerde testesteron denen erkeklik hormonu düzeylerinde düşme sonucu cinsel işlevlerde azalma, kalp atımında azalma ve düzensizlikler, beyin boşluklarının beyin dokusuna oranla kapladığı hacmin artışı oluşabilmektedir ![]() Kimlerde görülmektedir: Bu rahatsızlık düzenli ve bol çeşitli yemek yeme olanaklarının olup, göze hoş görünmenin zayıf bir vücut yapısı ile paralel düşünüldüğü bati toplumlarında, kentsel alanlarda daha çok gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#3 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriSon yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalara göre hastalığın yüz bin kişide 15-20 arasında görüldüğü saptanmıştır ![]() Rahatsızlığın oluşumunda etkili risk faktörleri: - Yaşanılan sosyo-kültürel çevrenin etkisi ile zayıflığın kesin güzellik ölçütü olması durumu yaygınlaştırmaktadır ![]() ![]() -Bu rahatsızlığı olanların ailelerinde depresyon, alkolizm, şişmanlık ve gene bir yeme bozukluğuna daha çok rastlanmaktadır ![]() ![]() - Aile yapıları itibariyle, bağımsız hareket serbestisinin verilmediği ve aile işleyişi açısından yeterli keyif alınmayan doyum sağlanamayan ilişkilerin varlığı ![]() -Öncesinde var olan aşırı şişman beden yapısı -Çocukluk cağı başlangıçlı diabet ( seker hastalığı) varlığı - Geçmişte yaşanan cinsel, fiziksel tacizler ![]() Rahatsızlıktaki kişisel düşünce yapıları: - Kişisel açıdan kendilerini yardıma muhtaç ama yardim edilemez görürler - Kendi ve çevreleri üzerindeki denetimi kaybetme korkuları vardır ![]() - Aşırı bir şekilde başkalarının görüşlerine bağımlı olarak özgüvenlerini koruyabilen, onların yeterli ya da olumlu desteği olmadığında kendilerini bir hiç olarak görürler - Bir şey ya tam olmalı ya da hiç olmamalı seklinde bir düşünce yapısı olan kişilerdir ![]() Hastalığın seyri: Hastaların yarısının ilerleyen donemde iyileştiği, dörtte bir oranında hastanın kısmen iyileştiği, ancak bir miktar yakınmalarının sürdüğü belirlenmiştir ![]() ![]() Hastalığın gidisine olumsuz etki yapan faktörler: -Ailede aşırı geçimsizlik, tartışmalı ortam -bulimianın hastalığa eslik etmesi -Kusma, dışkılamayı arttırıcı ilaç kullanımları -Obsesif-kompulsif, histerik, depresif, nörotik davranış yapıları, zeminde bulunan psikiyatrik sorunlar nedeniyle, kişide vücutsal yakınmaların fazlaca gündeme gelmesi (gastrit, kolit vb ![]() -Hastalığı inkar eden davranışlar içine girilmesi ![]() Hastalığın gidisini olumlu etkileyen etmenler arasında ise erken başlangıç yaşı, hastalığı kabul etmek ve kendine güvenen bir kişilik yapısının bulunması sayılmaktadır ![]() Tedavi: Anoreksia Nervozalı hastaların tedavisi çoğu kez güçlüklerle doludur ![]() ![]() ![]() ![]() Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#4 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriANKSİYETE-2- 1 ![]() Anksiyete (bunaltı), hemen hemen her insan tarafından yaşanan bir duygudur ![]() Asıl amacı, yaşamın sürdürülmesi ve uyum davranışının gelişimini sağlamaktır ![]() ![]() ![]() Bunaltı, çeşitli bedensel ve ruhsal belirtilerle kendini gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Bunaltı, kalıtımsal, biyokimyasal, çevresel, kişisel etmenlerle ortaya çıkabildiği gibi, çeşitli hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlara bağlı olarak da oluşabilir ![]() Bunaltı en sık gözlenen ruhsal belirtilerdendir ![]() ![]() ![]() Fobi, gerçekte tehlikeli olmayan bir nesne, etkinlik veya durumdan dolayı kişide sıkıntı yaratan ve mantıksız olan bir korku duyulması durumudur ![]() ![]() ![]() Kişinin, sosyal ortamlarda veya beceri gerektiren etkinliklerin yapılması söz konusu olduğunda, utanç duyacağı durumlara düşecek davranışlar yapabileceği korkusuyla bu tür ortamlara girmekten çekinmesi ise, sosyal fobi olarak adlandırılır ![]() ![]() Panik atak; aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir ![]() ![]() 2 ![]() Tekrarlayan, beklenmedik Panik Atakları ve Ataklar arasındaki zamanlarda başka Panik Ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı duyma yada Ataklara ve olası kötü sonuçlara karşı önlem olarak ( işe gtimeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek yada içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su ,alkol, çeşitli yiyecekler taşima gibi) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir rahatsızlıktır ![]() Panik atak geçirme endişesi, kişinin sosyal, mesleki ve ailevi yaşantısını önemli ölçüde etkileyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Obsesif-kompulsif bozukluk yada toplumdaki yaygın adıyla " titizlik hastalığı", kişiyi rahatsız edici gelen, bir türlü akıldan çıkmayan, tekrarlayıcı dürtü yada düşüncelerin varlığı ( obsesyon, yani saplantı ) ve kişi bu saplantılarından kurtulabilmek için geliştirdiği davranışlardan(komplsiyon, yani zorlantı) oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Yanlız olmadığınızı unutmayın ![]() ![]() ![]() Bu broşür, sizi bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#5 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriBorderline kişilik Aşağıdakilerden en az besinin varlığı ile birlikte ,genç erişkinlik döneminde başlayan , kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla karakterize bir durumdur ![]() 1-Gerçek ya da varsayılabilecek , olası bir terk edilmeyi önlemek için çılgınca çaba harcamak ![]() 2-Karsısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma ve aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer ![]() 3-Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, arkadaşlık, cinsel durum ya da önem verilen kültürel- ahlaki değer anlayışında değişkenlikler 4-Kendine zarar verme olasılığı fazla olan ,2 ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (aniden çok para harcama, madde kullanımı,hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme, önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar) ![]() 5-Tekrarlayan bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme (bıçak,jilet vs ![]() 6-Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen surelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri) 7-Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi ![]() 8-Öfkeye hakim olamama (kavga etme, yüksek sesle hakaret,çiğlik atma eşya kırma gibi) ![]() 9-Stresle ilişkili gelip geçici kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler Rahatsızlığın asal özelliği karşılıklı birebir ilişkilerde , kendilik algısı (kendine bakış , kendini kabul ediş ve kendini sergileyiş) ve duygulanımda tutarsızlık ile ilişkileri etkileyebilen ani hesapsız davranışlardır ![]() Bu kişilerde sürekli bir ayrılık ve reddedilme fikri yaşandığı için bu gibi bir durumun izlenimi edinildiğinde duygulanım, kendilik hissi ve davranışlarda önemli farklılıklar yaşanır ![]() ![]() ![]() ![]() Birebir ilişkilerinde özellikle karsı cinsten kişilere sürekli bağlanma, onları bir eski yunan tanrı ya da tanrıçaları gibi görüp yüceltirler ![]() ![]() ![]() ![]() Hedefleri, inandıkları değerler, arkadaş yapıları, cinsel eğilimleri, benimsedikleri görüşler ,mesleki heves ve amaçları değişkendir ![]() Devamlı olarak kendilerini boşlukta hissettikleri için uğraşıp, oyalanacak bir şeyler arıyor gibidirler ![]() ![]() Bu kişiler için" insanin kendi kendine ettiğini 7 mahalleli etmez "sözü çok uygun düşer ![]() ![]() Yoğun stresli dönemlerde halusinasyon dediğimiz varolmayan ses,görüntü vs ![]() ![]() Kendileri yada çevreye yabancılaşma yasayabilirler ![]() ![]() Eğitim ve evlilik hayatları fırtınalı bir denizde filikayla yolculuk gibidir ![]() ![]() Eşlik eden bozukluklar: -Depresyon ve distimi -Alkol-madde kullanım bozuklukları -Yeme bozuklukları -Travma sonrası stres bozukluğu -Dissosiyatif kimlik bozukluğu -Diğer kişilik boz ![]() Toplumda görülme oranı: Genel nüfus içinde % 2-3 oranında görülmektedir ![]() ![]() Rahatsızlığın cinsiyet- kalıtım özellikleri : Toplum geneli ile karşılaştırıldığında rahatsızlık gösterenlerin 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rahatsızlığın oluş sebepleri: Rahatsızlıktaki merkezi serotonin işlevindeki azalmanın öfkeli ve dürtüsel davranışlarla ilişkili olabileceği düşünülmüştür ![]() Bir başka görüşe göre de çocuk gelişmesinde 1,5-2,5 yas arası donemde çocuğun ayrılma ve kendi basına davranışlar sergileyebilme çabalarına annelerinden gelen cezalandırıcı tavırların şiddetli ayrılık korkularına yol açtığı öne sürülmüştür ![]() Gene benzer bir görüşe göre çocuk- ebeveyn ilişkisinin erken dönemlerindeki bozukluklar ( çocuğun yeterli dikkate alınmayıp, hislerini ve davranışlarını gözardı etmek çocukta uygun, olumlu ve sabit bir benlik hissi oluşmasını önleyecek ,sürekli desteğe gereksinim duyacaktır ![]() ![]() Ailesel özellikleri: Bu kişilerin ailelerinde erken donemde ebeveyn kaybı,travma tik ayrılmalar ya da her ikisi yüksek oranda bulunmaktadır ![]() Genellikle her iki ebeveynde de belirgin bir şekilde psikiyatrik sorun vardır ![]() ![]() Aileler saldırgan davranışlar, alkolizm, fiziksel ya da cinsel tacizler (ki bunlar hastaya da uygulanmıştır) nedeniyle yıpranmış veya parçalanmıştır ![]() ![]() Hastalığın sureci: Rahatsızlık gençlik donemi öncesinde konuya dikkat verememe, öğrenme güçlükleri ve toplumsal çekilme, sosyal ortamlardan soğukluk ile kendini göstermektedir ![]() ![]() ![]() Rahatsızlıkta intihar tehditleri önemsenmelidir ![]() ![]() Tedavi: Bu kişilerin uzun sureli bireysel psikoterapiden faydalanırlar Bireysel terapide bilişsel- davranışçı terapi yanında duygulanım dalgalanmaları ve ani dürtüsel davranışlar için ilaç tedavileri uygulanabilmekte, intihar eğiliminin olduğu yoğun gerilim dönemlerinde kısa sureli hastanede yataklı tedavi uygun olmaktadır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#6 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriRahatsızlığın cinsiyet- kalıtım özellikleri : Toplum geneli ile karşılaştırıldığında rahatsızlık gösterenlerin 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rahatsızlığın oluş sebepleri: Rahatsızlıktaki merkezi serotonin işlevindeki azalmanın öfkeli ve dürtüsel davranışlarla ilişkili olabileceği düşünülmüştür ![]() Bir başka görüşe göre de çocuk gelişmesinde 1,5-2,5 yas arası donemde çocuğun ayrılma ve kendi basına davranışlar sergileyebilme çabalarına annelerinden gelen cezalandırıcı tavırların şiddetli ayrılık korkularına yol açtığı öne sürülmüştür ![]() Gene benzer bir görüşe göre çocuk- ebeveyn ilişkisinin erken dönemlerindeki bozukluklar ( çocuğun yeterli dikkate alınmayıp, hislerini ve davranışlarını gözardı etmek çocukta uygun, olumlu ve sabit bir benlik hissi oluşmasını önleyecek ,sürekli desteğe gereksinim duyacaktır ![]() ![]() Ailesel özellikleri: Bu kişilerin ailelerinde erken donemde ebeveyn kaybı,travma tik ayrılmalar ya da her ikisi yüksek oranda bulunmaktadır ![]() Genellikle her iki ebeveynde de belirgin bir şekilde psikiyatrik sorun vardır ![]() ![]() Aileler saldırgan davranışlar, alkolizm, fiziksel ya da cinsel tacizler (ki bunlar hastaya da uygulanmıştır) nedeniyle yıpranmış veya parçalanmıştır ![]() ![]() Hastalığın sureci: Rahatsızlık gençlik donemi öncesinde konuya dikkat verememe, öğrenme güçlükleri ve toplumsal çekilme, sosyal ortamlardan soğukluk ile kendini göstermektedir ![]() ![]() ![]() Rahatsızlıkta intihar tehditleri önemsenmelidir ![]() ![]() Tedavi: Bu kişilerin uzun sureli bireysel psikoterapiden faydalanırlar Bireysel terapide bilişsel- davranışçı terapi yanında duygulanım dalgalanmaları ve ani dürtüsel davranışlar için ilaç tedavileri uygulanabilmekte, intihar eğiliminin olduğu yoğun gerilim dönemlerinde kısa sureli hastanede yataklı tedavi uygun olmaktadır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#7 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriBoşanma ve çocuk üzerine etkileri Boşanma hiç kuşkusuz, çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan birisi ve potansiyel olarak onların gelişmelerini ciddi bir biçimde etkileyecek bir dizi değişikliği de beraberinde getirmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1975’ten bu yana boşanmalar yılda 1milyonu aştı ![]() Bugün yapılan iki evlilikten biri boşanma ile sonuçlanacak 1983’te doğan çocukların %45’nin anne babası boşanacak ![]() ![]() Evliliklerin yarısı ilk 7 yıl içerisinde sona eriyor ![]() ![]() Bu istatistiksel veriler boşanmanın ciddi bir sosyal sorun olduğunu şüphe götürmez bir tarzda kanıtlamaktadır ![]() ![]() Boşanma ile ilgili düşündürücü gerçeklerin ve anne babası boşanmış çocukların gelişimle ilgili ve psikolojik sorunlar yaşamak açısından diğer çocuklardan daha fazla risk altında olduğuna dair artan verilerin ışığı altında, giderek daha fazla çift aileyi dağıtmanın doğru olup olmayacağını sorgulamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde evliliklerin sona ermesi sık rastlanır bir olay olduğu için, bir çok çocuk- çok küçük olanlar hariç- boşanma kelimesini bilmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amato ve Keith (1991) boşanmış ailelerin çocuklarıyla ilgili yapılan 92 çalışmanın metaanalizini yapmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevilen Ebeveynin Kaybına Tepkiler Disforik tepkiler Diğer bakımvericiye tepkiler Dışa vuran Tepkiler Acı ve umutsuzluk Kendini rahatlatma Bağımlılık Kayıp korkusu Kızgınlık Huzursuzluk Bebeklik Kederli, ağlayan, yasta, apati Parmak emme, oyuncaklarına sarılma Yapışkanlık Ayrılık kaygısı Ayrımsız öfke Ajitasyon Okul öncesi Ağlama (fakat azalmış), üzüntü, çekilme Masturbasyon Yapışkanlık, bakım görme arzusu Ayrılık kaygısı Oyunlarda kızgınlık ve öfkenin dışa vurması Ajitasyon Orta Çocukluk Ağlama, üzüntü Yapışkanlık, mızmızlanma, bebeksi konuşma, bağımsızlık Okul fobisi İtaatsizlik, okuldan kaçma, suç işleme Huzursuzluk, okul başarısında azalma Ergenlik Gözü yaşlılık, üzüntü, bitkinlik Okul fobisi Asilik, kavgacılık, kabalık, ilaç kötüye kullanımı, içki kullanma, evden kaçma, seksüel aktlar Huzursuzluk, okul başarısında azalma Okul öncesi yaşlar Okul öncesi çocukların ebeveyn boşanmasına tepkileri Regresyon Emosyonel gereksinimlerde artma Bağımlılık, Clinging (yapışkanlık, yetişkinin eteklerinin dibinden ayrılmama) Artmış Agresyon Korku, üzüntü, kızgınlık olarak gözlenebilmektedir ![]() Klinik çalışmalarda genel olarak okul öncesi dönemdeki çocukların akut yas dönemimi yaşantılarının benzer olduğu belirtilmektedir ![]() Gelişimsel evreye bağlı olarak 3 özgün faktör zedelenebilirliği (vulnerability) belirlediğine işaret edilmektedir (Roseby, 1985): Cinsiyet (Gender): Bir çok bildiride okul öncesi erkeklerin, kızlara oranla daha fazla gelişimsel bozuklar gösterdiği ve bu problemlerin daha uzun sürdüğü gösterilmiştir (Emery 1982, Hetherington ve ark 1978, 1979, Hodges ve Bloom 1984, Kurdek ve Berg 1983, Wellerstein ve Kelly 1980b) ![]() ![]() ![]() ![]() Boşanma öncesi evde yaşanan Stres: Boşanma öncesi yaşanan olayların niteliği önemlidir ![]() Ebeveynlik işlevlerinin yeterli gösterilmemesi (Lack of adequate parenting): Bu durum çocukların güven ve otonomi duygusunu olumsuz olarak etkilemektedir (Wertman 1972) ![]() Kısa Dönemdeki (Akut ) Etkiler Okul öncesi çocukların bilişsel, gelişimsel sınırlılıkları ve duygusal immaturiteleri sebebiyle, boşanmaya tepkileri abartılı olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Davranışsal Tepkiler Regresyon Artmış Agresyon Klinik çalışmalarda okul öncesi çocukların çoğunun, anne ve babasının ayrılmasına ve boşanmasına, gelişimlerinde tamamladıkları bir aşamaya geri dönerek tepki gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() Tipik gerileme davranışları parmak emme, yatağı ıslatma, tutturmalar, anne ve babaya vurma, anne babaya aşırı düşkünlük gösterme ve eskiden sevilen bir oyuncuğa yada nesneye tekrar bağlanmaktır ![]() Çocuklar, anne ve babalarının evliliğinin sona ermesine duydukları öfkeyi, yaşlarına, kişilik özelliklerine ve ailenin durumuna göre değişen şekillerde ifade ederler ![]() ![]() ![]() ![]() Duygusal Tepkiler Wallerstein ve Kelly (1975) boşanma veya ayrılma kararını açıklandığı erken yas evresindeki 2 ![]() Korku, anksiyete ve üzüntü İrritabilite Akut seperasyon anksiyetesi Uyku Problemleri Bilişsel konfüzyon Otoerotik aktiviteler (masturbasyon) Bütün çocuklar anne ve babalarının ayrılmasından ve ailenin dağılmasından sonra korkuya kapılırlar ![]() ![]() ![]() Bu dönemde çocuklar yaşadıklarına bir anlam verebilmek için fantazilere ve masallardaki büyülü olaylara sığınabilirler ![]() ![]() ![]() Çocuklar anne babanın ayrılma kararı konusunda söz hakkına sahip değillerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anne ve babanın boşanmasının üzerinden yıllar geçse de, hatta onlar ikinci kez evlenmiş olsalar bile bir çok çocuk hala onları bir araya getirme hayalleri kurar, bazen anne ve babalar çocuklarına yanlış sinyaller vererek, onların boş yere umutlanmasına yol açarlar ![]() Okul öncesi yaşlardaki çocukların çoğu cansız nesneleri insan gibi düşünür ve anne ve babanın onları her türlü şeyden koruyabileceğine inanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uzun Dönemdeki Etkiler (Long-term Effects) Wallerstein (1984), erken dönemdeki bulguların aksine, 10 yıllık takip çalışmalarında: küçük çocukların daha büyük çocuklara oranla anlamlı derecede daha az emosyonel problem yaşadıklarını saptamıştır ![]() ![]() Erkek çocukların Cinsiyet Özdeşimi Yapılan ilk çalışmalarda (Biller 1970, Westman 1970): cinsiyet özdeşimi ve bozulmuş güven ve otonomiyi araştırmak amacıyla araştırmalar yapmışlar ![]() ![]() Santrock (1970) yaptığı çalışmada 0-2yaş, 3-5 yaş ve 6-9 yaşlarında boşanma veya ayrılık yaşamış 11 yaşındaki çocukları çalışmasına almış: erken yaşlarda boşanma yaşayan çocukların daha düşük derecede agresyon gösterdiklerini bildirmiştir ![]() Psikoanalitik alnda çalışan araştırmacılar ve klinisyenler baba-yokluğu çalışmalarında tipik olarak altını çizdikleri; ödipal evrede artmış agresyonu erkekliği telafi ile açıklamaktadırlar (Gardner 1977) ![]() Kızların Cinsiyet Davranışı Kalter ve Rembar (1981) 3-5 yaşlarında ebeveyn ayrılığı veya boşanmış ergen kızlarla yaptıkları çalışmada; bu kızların arkadaşlarına karşı daha fazla agresyon gösterdiklerini, aynı yaş grubundaki erkeklere oranla daha fazla akademik problemler yaşadığı gözlenmiştir ![]() ![]() Hetherington (1972): 13-17 yaşında intakt, dul ve boşanmış aile kızlarıyla yaptığı çalışmada: boşanmış ailelerdeki kız çocuklarının dul ailesi kız çocuklarına oranla daha fazla heteroseksüel patern ve düşük benlik sayısı saptamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Davranışsal ve akademik etkiler Kalter ve Rembar (1981) ‘e göre anne-baba ayrılığını ödipal dönemde yaşamış, anlamlı derecede daha yüksek derecede okul davranış problemleri yaşadıklarını bulmuştur ![]() ![]() Blachcberd ve Biller (1977): baba yokluğu yaşayan erkek çocukların okul başarılarını araştırmasında: 5 yaş öncesi ebeveyn boşanması yaşayan latans yaşı erkek çocukların anlamlı derecede daha sık okul başarısızlığı yaşadıklarını saptamıştır ![]() Çoğu baba sevgi doludur ve çocuklarının hayatında olumlu bir rol oynar ![]() ![]() ![]() Babasız evlerde büyüyen erkek çocukların daha az rekabetçi, sporla daha az ilgili, başkalarına bağımlı ve daha saldırgan oldukları araştırmalarda saptanmıştır ![]() ![]() ![]() Babasız büyüyen kız çocuklar ise karşı cinsle ilişki kurmakta zorlanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Araştırma sonuçları çatışmalar sonucu yıpranmış bir ailede yaşayan çocukların, boşanmış ailelere oranla daha fazla problemler yaşadığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuçta çocuklar bir geçiş gösterirler: orijinal aileden tek ebeveynli aileye, genellikle anne ile, eğer yeni bir evlilik olursa yeni aileye ve yeni ebeveyne ve sıklıkla yeni kardeşlere uyum sağlamakla yüz yüze kalır ![]() Boşanmada annenin velayetindeki erkek çocukta özel sorunlar oluşmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üvey babaya yakınlaşma ilişkilerinde problemler özellikle kız çocuklarında yaşanıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hetherington (1989) yeniden evlenmenin sıkıntılı dönemlerinde kardeşlerin olmasının tampon ya da destekleyici olup olmayacağını sorgulamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#8 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriEBEVEYN BOŞANMASI VE ÇOCUĞU TEPKİSİ Latans Yaşı Çocuklar Gelişimin latans döneminde sosyal farkındalık ve kendini farkındalık önemli ölçüde artar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Okul öncesi çocuklardaki gibi kızlar erkeklere oranla daha fazla davranış problemleri gösterirler ![]() ![]() Kısa Dönemdeki Tepkiler Davranışsal Tepkiler Bir kaç çalışmada latans dönemi populasyonda; erkeklerin (tıpkı okul öncesi çocuklar gibi) kızlara oranla daha fazla kızgınlık ve stres gösterdiklerini tanımlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hess ve Camara; boşanmanın kendisinden ziyade aile çatışmalarının agresyon seviyesini daha güvenilir yordadığını saptamıştır ![]() ![]() Emosyonel Tepkiler 6-8 yaşındaki çocuklar fantazi veya inkar ile üzüntü ve yaslarını geçiremezler (Wallerstein & Kelly 1980b) ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak: hem okul başarısında hem de arkadaş ilişkilerinde azalma; geç latans dönemi çocukların yarısında gözlenir ![]() ![]() Aile ilişkileri Wallerstein ve Kelly (1980b) ve Adams (1982): boşanma ve ayrılık yaşayan ergenlerin aile ilişkileri dışında tipik olarak destek ararlar ![]() ![]() ![]() ![]() Okul başarısı Hetherington, Camara ve Fatherman (1981); ebeveyn yokluğu ve akademik başarının araştırıldığı 58 çalışmayı analizlerinde; tek ebeveynli ailelerin çocuklarının daha düşük notlar aldıklarını bildirmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() Uzun Dönem Etkileri Wallerstein ve Kelly (1980b): 5 yıllık takip ettikleri: 9-12 yaş erkek çocuklarında yaptığı araştırmada boşanma kararı veya erken yas evresinde kızgınlık yaşayan grubun, kızgınlığının daha da arttığını belirtmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Walter ve Ramber (1981): latans döneminde boşanmayı yaşamış erkek çocukların ergenlik döneminde okul başarısızlığı ev okuldan kaçma olaylarını sık yaşadıkları, oysa bu dönemdeki kızların okul problemleri az gösterdikleri yolundaydı ![]() ![]() ![]() ![]() Hetherington (1972): okul öncesi ve latans döneminde boşanmayı yaşamış kızları ergenlik dönemlerinde değerlendirmiş: okul öncesi yıllarda boşanmayı yaşamış kızlarda heteroseksüel davranışları daha ciddi bulmuştur (erkeklerle etkileşimde artmış anksiyete ve baştan çıkarıcılık) ![]() ![]() ERGENLER Sağlıklı, bütünleşmiş kimliğin gelişmesi için aileye bağımlılığın yavaş yavaş azalması gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısa Dönemdeki Etkiler Davranışsal Tepkiler Peterson yaptığı çalışmada (1982): babası yok olan erkeklerin, intakt ailelere oranla daha geleneksel erkeklik sergilediklerini belirledi ![]() ![]() Wallerstein & Kelly (1980b) ve Schwartzberg (1980) ergenlerde yaptıkları çalışmalarda ebveyn boşanmasına iki farklı yolla tepki gösteriyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebeveyn boşanmasının ergen kızların seksüel davranışlarına etki ettiğini bildiren başka çalışmalarda vardır (Hainline & Feig 1978, Hetherington ve ark 1979a): Bu kızların flörte daha erken başladıkları, daha fazla cinsel aktivitede bulundukları, erken yaşta evlendikleri ve büyük olasılıkla evlilik öncesi gebe kaldıklarıydı ![]() Emosyonel Tepkiler Araştırma ve klinik bildiriler: ebeveyn boşanmasına ergenlerin ciddi emosyonel tepkiler gösterdiklerine işaret etmktedirler ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı ergenler stratejik olarak aileden kendisini çekmekte, böylece daha az kızgınlık duymakta ve çabuk uyum sağlamaktadırlar ![]() Okul Davranışları ve Başarısı Bir çok çalışmada boşanmış ailelerdeki ergenlerin daha düşük akademik ve bilişsel performans gösterdiklerini saptamıştır (Allison &Furstenberg 1989, Rosenthal & Hansen 1980) ![]() ![]() Uzun Dönemdeki Etkileri Boşanmanın Kuşaklar Arası Geçişi Bir kaç çalışmada ebeveynleri boşanmış ailelerin bireylerin evliliklerinin boşanma ile sonuçlanma olasılığı daha yüksektir (Ganog, Coleman & Brown 1981) ![]() BOŞANMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Beş ve sekiz yaş arası Çocuklar beş yaşına geldiklerinde duygularını ve saldırganlık gibi bazı dürtülerini kısmen de olsa kontrol edebilmeyi öğrenmiş olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dokuz ve On iki yaşlar arası Bu yaş grubundaki çocuklar genellikle, anne babanın ayrılmasını ya da boşanmasını daha iyi kabullenirler, ancak yaşamlarına yansıyan sonuçları nedeniyle onlara öfke duyabilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yaşlardaki çocuklar için rol modelleri önemlidir ![]() ![]() Çocuklarınızın boşanmanıza uyum sağlamalarına yardım etmek için atacağınız ilk adım yapmanız gereken şeylerin bilincine varmaktır: Ailenizin kendine özgü koşulları içerisinde ayrı yaşama ve boşanmanın ne anlama geldiğini çocuklarınızın anlamalarını sağlamak ![]() Çocuklarınıza, yaşlarına uygun biçimde, boşanmanın onları nasıl etkileyeceğini somutu ifadelerle açıklamak Çocuklarınızı her zaman sevileceklerine ve en iyi şekilde bakılacaklarına inandırmak ve bu yönde davranmak ![]() Çocuklarınızı diğer ebeveyn ile mutlu ve sıcak bir ilişki sürdürmek için cesaretlendirmek ve bunun için elinizden geleni yapmak Eski eşinizle ilişkiyi mümkün olduğu kadar sorunsuz sürdürmek ![]() ![]() Çocuklarla ilgili konularda eski eşinizle işbirliği yapmak ![]() Çocuklarınızın sizin için yeri doldurulamaz ve değerli varlıklar olduğunu hissetmelerini sağlamak ![]() Hayatlarındaki başka insanlardan ve uzmanlardan yardım ve rehberlik istemeleri için çocuklarınıza yardım etmek ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#9 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriBulumia nervoza Dönem dönem gelen aşırı yemek yeme, kilo alma ve bir yandan da kilo almayı durdurma çabaları ile devam eden bir bozukluktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulimia Nervoza bütün toplumlarda %1 oranında görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeme atağının en temel özelliklerinden biri yeme eylemini kontrol edemeyeceği veya önleyemeyeceği duygusudur ![]() ![]() ![]() ![]() Yeme atakları günün herhangi bir anında oluşabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#10 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriÇekingen kişilik Aşağıdaki belirtilerden en az dördünün varlığı ile birlikte erişkinliğin erken dönemlerinde başlayan yetersizlik duyguları, sosyal acıdan kendini geri çekme ve başkalarınca olumsuz değerlendirilmeye aşırı duyarlı olma, fazla incinme ile seyreden bir kişilik bozukludur ![]() 1-Başkaları tarafından kabul görmeme, küçümsenme, eleştirilme, dışlanma endişeleriyle sosyal ilişki gerektiren islerden uzak durma 2-Sevilip, sayıldığına kesin inanmadıkça başkalarıyla iletişim kurmak,görüşmek istemez 3-Hafife alınıp, dalga geçileceği endişesi ile yakın ilişkilerde rahat davranamaz,bu ilişkilerde tutukluk yasayıp, kendini ve sahip olduklarını ortaya koyamaz 4-Başkalarının da bulunduğu iletişim gereken ortamlarda düşünce içerikleri yoğun bir şekilde eleştirilme, dışlanma düşünceleri ile kaplanmıştır 5-Hissettikleri yetersizlik duyguları nedeniyle, daha önce karsılaşmadıkları kişilerle ayni ortamda bulunduklarında istedikleri gibi hareket edememelerine, konuşma ve davranışlarında kısıtlılık hissetmelerine yol acar ![]() 6-Kişiler kendilerini sosyal acıdan yeteneksiz, renksiz, etkisiz ,zayıf veya diğer kişilere göre daha değersiz bireyler olarak görürler ![]() 7-Küçük düşüp, mahcup olacakları seklindeki düşünce yapıları nedeniyle kendi baslarına bireysel girişimlerde bulunamaz ve yeni aktivitelere başlamak ya da başkalarına katılmak istemezler ![]() Bu kişiler yeni sorumluluk ve dolay isiyle eleştiri alma olasılığı, odak noktası olma,üstlerle daha çok ilişki kurma ve inisiyatif kullanma durumları nedeniyle islerinde daha üst konumlara yükselme tekliflerini reddedebilirler ![]() ![]() ![]() Utangaç,ürkek, yalnız, kendini gizlemeye çalışan, sesi soluğu çıkmayan, kendini frenleyen kişilerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beraber görülen bozukluklar: -Sosyal fobi -Depresif bozukluklar -Diğer kişilik bozuklukları (borderline , paranoid, sizoid, sizotipal k ![]() ![]() Toplumda %0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#11 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriÇocuk ve erişkinde psikiatrik ilaç tedavisi 1952 yılında klorpomazinin psikiyatride kullanılmaya başlanmasıyla ilk adımını atan psikofarmakoloji son yıllarda gelişen teknolojik ilerlemeler ile beyin nörokimyasının ve görüntülemesinin daha iyi tanınmasını ve ilaçların etki mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamış ve daha seçici ve daha az yan etkili ilaçların bulunmasıyla önem kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antidepresanlar: Trisiklik Antidepresanlar (TCA) Kullanım alanı: Çocukluk ve ergenlik depresyonları, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, özel öğrenme güçlükleri, enürezis, enkoprezis, mental retardasyon ve otizmde kendine zarar verici ve saldırgan davranışlar ![]() Kalp-damar sistemi üzerine yan etkisi: Çocuklarda ve ergenlerde TCA’ya başlamadan önce baseline EKG çekilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocuk ve ergenlerde TCA’la depresyon tedavisine 1,5 mg/kg/gün ile başlanmalı ve her üç günde bir 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Trisiklik antidepresanlara cevap vermeyen çocuk ve ergenlerde farklı sınıftan iki antidepresanın birlikte kullanılması; lityum karbonat, psikostimulanlar, tiroid hormonu ve anksiyolitik ilaçların tedaviye eklenmesi yararlı olabilir ![]() Obsesif kompulsif bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde klomipraminin etkinliği gösterilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TCA’lar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda (DEHB) psikostimulanlara göre bazı avantajlara sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DEHB ile komorbidite gösteren bozukluklar arasında davranım bozukluğu ve karşı gelme bozukluğu %50 oranlarındadır ![]() ![]() Enürezis ve enkoprozis’de TCA’ların kullanılması genellikle tedavinin ilk aşaması değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri (SSRI) Kullanım alanı: Çocukluk ve ergenlik depresyonu, obsesif kompulsif bozukluk, hiperaktivite, anksiyete ve panik bozuklukları, Tourette sendromu, trikotillomani, mental retardasyon, Prader-Willi sendromu, Lesch-Nyhan sendromu, enürezis, otizm ![]() Yan etkiler: TCA’ların kullanılması sırasında görülen antikolinerjik, antihistaminik, sedasyon, ağırlık artışı, EKG değişiklikleri gibi yan etkiler SSRI’ların kullanılması sırasında daha az görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Serotonin gerialımını inhibe etme güçlülükleri yönünden SSRI’lar yüksekten alçağa doğru sıralanırsa paroksetin, fluvoksamin ve fluoxetin şeklindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fluoksetinin metaboliti norfluoksetindir ve en az ana bileşik kadar güçlü serotonin inhibitörüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Paroksetinin metabolitleri serotonini ve monoamin gerialımını inhibe etmez ![]() ![]() ![]() Sertralinin ana metaboliti desmetilsertralindir ve sertralinden 5-10 kez daha az güçlüdür ![]() ![]() Fluvoksaminin metabolitlerinin aktif olmadığı bildirilmektedir ![]() ![]() SSRI’lar, özellikle fluoksetin ve sertralin MAOI’leri veya L-triptofan ile birlikte kullanıldığında ateş, myoklonus, konfüzyon, hipertermi, rijidite, takikardi, hipotansiyon, koma ve ölümle karakterize serotinin sendromu görülebilir ![]() ![]() Çocuk ve ergenlerde en sık kullanılan SSRI fluoksetindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Psikostimulanlar Kullanım alanı: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme bozukluğu, tik bozukluğu ![]() Yan etkiler: Psikostimulanların en sık görülen yan etkileri günün geç saatlerinde verildiğinde uykuya başlamada güçlük, iştahsızlık, kilo kaybı, başağrısı, dinlenme sırasında kalp ritminde artış ve sistolik kan basıncında hafif yükselmedir ![]() ![]() Aşırı hareketlilik, kısa dikkat süresi ve yetersiz dürtü kontrolü ile karakterize olan DEHB’nda en etkili ilaçlar psikostimulanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Psikostimulanlar, DEHB ile komorbit olan bozuklukların tedavisinde diğer ilaçlarla birlikte kullanılabilir ![]() ![]() Klonidin Kullanım alanı: Tik bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve davranım bozukluğu ![]() Yan etkiler: Klonidinin en fazla görülen yan etkisi sedasyondur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Klonidin antihipertansif bir ilaçtır ![]() ![]() ![]() ![]() Klonidin, DEHB’da psikostimulanlara alternatif bir ilaç olarak kullanılabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() DEHB’nda klonidin tedavisine başlamadan önce kan basıncı ve nabız değerleri kaydedilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Klonidin mide bağırsak kanalında hızlı emilir ![]() ![]() ![]() ![]() Antipsikotikler Kullanım alanı: Çocukluk ve ergenlik başlangıçlı şizofreni, otizm ve mental retardasyonda iletişim, hareket ve davranış bozuklukları , tik bozuklukları ![]() Yan etkileri: Tipik antipsikotik ilaçların yan etkileri:Parkinsonizm, bradikinezi, distoni ve akatizi şeklinde motor yan etkiler; kayıtsızlık, duygulanımda küntlük, haz alamama, apati ve inisiyatifte azalma, enerji azalması, sosyal güdülenme kaybı, düşünme süreçlerinde yavaşlama, dikkat yoğunlaşmasında sorunlar, anksiyete, disfori; tardif diskinezi; nöroleptik malign sendrom ![]() Atipik antipsikotik ilaçların yan etkileri: Klozapin ile agranulositozis, risperidon ile sedasyon ve ortostatik hipotansiyon, olanzapin ile kilo artışı ve karaciğer enzimlerinde artış, zotepin ile sedasyon, konvulsif nöbetler ve karaciğer fonksiyon testlerinde artış, quetiapin ile karaciğer enzimlerinde artış, T4 düzeylerinde azalma ve geçici nötropeni, sertindol ile ejakulasyon hacminde azalma, kilo artışı ve QTc’de uzama ![]() Genel olarak kabul edilen görüş şizofrenik hastaların antipsikotik ilaçlarla tedavi edilmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tipik antipsikotik ilaçların mezolimbik ve mezokortikal sistemlerde antidopaminerjik etki sonucu şizofreni belirtilerini iyileştirdiği kabul edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Klozapin tipik antipsikotiklerden daha az ekstrapiramidal belirtiler yapmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atipik antipsikotiklerin ekstrapiramidal sisteme etkilerinin olmaması veya az olması, prolaktin düzeylerini etkilememesi, negatif belirtiler üzerine etkin olması, tardif diskinezi yapmaması ve uzun süre kullanılabilmesi avantajlarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#12 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriRisperidon güçlü antiserotonerjik, antidopaminerjik ve antiadrenerjik etkileri olan bir benzisokzazol türevidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Olanzapin kimyasal yapı ve farmakolojik profil açısından klozapine benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer atipik antipsikotikler zotepin, quatiapin, sertindol ve ziprasidondur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Quetiapin de bir dibenzotiazepin türevidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sertindol, 5-HT2A, D2 ve alfa 1-adrenoreseptörlere afinitesi yüksek ve eliminasyon yarı ömrü yaklaşık üç gün olan atipik bir antipsikotiktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ziprasidon oldukça yeni bir ilaç olup 5 HT2/D2 reseptör antagonistidir ![]() ![]() Anksiyolitikler Son yıllarda, çocuk ve ergenlerdeki anksiyete bozukluklarının tedavisinde ilaç kullanımında belirgin bir artış görülmektedir ![]() ![]() ![]() Kullanım alanı: Fobik bozukluk, ayrılma anksiyetesi bozukluğu, aşırı anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, posttravmatik stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi anksiyete bozuklukları ![]() Yan etkileri: Antihistaminik ilaçların antikolinerjik yan etkisi, aşırı yorgunluk yapması ve bazı hastalarda konvulsif nöbeti ortaya çıkarıcı yan etkileri vardır ![]() ![]() Benzodiazepinler aşırı sedasyon, sersemlik, dengesiz yürüme, konuşmada tutukluk, çift görme, titreme, bazen istenilenin tam tersi olan aşırı uyarılma durumu gibi tepkiler ve fiziksel bağımlılık yapabilir ![]() Antidepresanlarla ilgili yan etkilerden önceki bölümde söz edilmiştir ![]() Difenhidramin ve hidroksizin gibi antihistaminik ilaçlar sık kullanılanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Benzodiazepinlerin olumlu etkileri çocuk ve ergenlerde erişkinlerdeki kadar kesin değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yarı ömrü 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antidepresanların anksiyete bozukluklarında kullanılması üzerindeki çalışmalar daha çok TCA’lar üzerinde yoğunlaşmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Benzodiazepin olmayan, azopiron olarak sınıflandırılan buspiron da anksiyete giderici bir ajan olarak çocuk psikiyatrisinde kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Propranolol yarı ömrü 4-6 saat olan beta bloke edici bir ajandır ![]() ![]() ![]() Duygudurum düzenleyicileri Çocuk ve ergenlerin iki uçlu duygulanım bozukluklarında en etkili ve yararlı ilaç lityumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynaklar Yüksel N ![]() ![]() ![]() Shaffer D ![]() ![]() ![]() Hunt R, Minderaa R, Cohen D ![]() ![]() ![]() Birsöz S, Turgay A ![]() ![]() ![]() Wilens TE, Biederman J, Spencer T ![]() ![]() ![]() Campbell M, Schopler E, Cueva JE, Hallin A ![]() ![]() ![]() Campbell M, Cueva JE ![]() ![]() ![]() ![]() Wilens TE ![]() ![]() ![]() ![]() Rey-Sanchez F, Gutierrez-Cesares JR ![]() ![]() ![]() Coupland NJ ![]() ![]() ![]() Potenza MN, McDougle CJ ![]() ![]() ![]() Kurlan R, Como PG, Deeley C, McDermott M, McDermott MP ![]() ![]() ![]() Cook EH, Rowlett R, Jaselskis C, Leventhal BL ![]() ![]() ![]() Como PG, kurlan R ![]() ![]() ![]() Jain U, Birmaher B, Garcia M, Al-Shabbout M, Ryan N ![]() ![]() ![]() Gerlach J, Peacock L ![]() ![]() ![]() Meltzer HY, Okayli G ![]() ![]() ![]() Fleischacker WW, Hummer M ![]() ![]() ![]() ![]() ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİNDE KULLANILAN ANTİDEPRESANLAR A-Trisiklik Antidepresanlar Jenerik adları: İmipramin, amitripitilin, klomipramin, desipramin, nortriptilin Kullanım alanları: Çocukluk ve ergenlik depresyonları, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, özel öğrenme güçlükleri, enurezis ve enkoprezis, mental retardasyon ve otizmde kendine zarar verici ve saldırgan davranışlar ![]() Yan etkileri: Otonomik, örn ![]() Nörolojik, örn ![]() Gastrointestinal, örn ![]() Üriner, örn ![]() Ruhsal, örn ![]() Somatik, örn ![]() Kardiyovasküler, örn ![]() Ortalama doz: 10-75 mg/gün B-Serotonin Gerialım İnhibitörleri Jenerik adları: Fluoksetin, sertralin, paroksetin, fluvoksamin Kullanım alanları: Çocukluk ve ergenlik depresyonu, obsesif kompulsif bozukluk, hiperaktivite, anksiyete ve panik bozuklukları, Tourette sendromu, trikotillomani, mental retardasyonda ve otizmdeki davranış sorunları, Prader-Willi sendromu, Lesch-Nyhan sendromu, enurezis Yan etkileri: Fluoksetin ile bulantı, baş ağrısı, irritabilite, uykusuzluk, ishal, iştahsızlık, baş dönmesi, uyuklama Sertralin ile bulantı, baş ağrısı, ishal, ağız kuruluğu, uykusuzluk, uyumaya eğilim, baş dönmesi, tremor, yorgunluk, mide ağrısı, hafif sedasyon Paroksetin ile bulantı, yorgunluk, ağız kuruluğu, güçsüzlük, konstipasyon, baş dönmesi, uykusuzluk Fluvoksamin ile bulantı, uyumaya eğilim, güçsüzlük, baş ağrısı, ağız kuruluğu, uykusuzluk, karın ağrısı Ortalama doz: Fluoksetin 10-60 mg/gün Sertralin 50-200 mg/gün Paroksetin 10-50 mg/gün Fluvoksamin 50-150 mg/gün ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİNDE KULLANILAN PSİKOSTİMULANLAR Jenerik adları: Metilfenidat, dekstroamfetamin, pemolin Kullanım alanları: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme bozuklukları, tik bozukluğu Yan etkileri: Uykuya başlamada güçlük, iştahsızlık, kilo kaybı, baş ağrısı, dinlenme sırasında kalb ritminde artış ve sistolik kan basıncında hafif yükselme ![]() Ortalama doz: Metilfenidat 10-30 mg/gün Dekstroamfetamin 5-20 mg/gün Pemolin 8 ![]() ![]() ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİNDE KULLANILAN ALFA-2 NORADRENERJİK RESEPTÖR UYARANI Jenerik adı: Klonidin Kullanım alanları: Tik bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve davranım bozukluğu Yan etkileri: Sedasyon, göz yaşında azalma, ağız kuruluğu, bulantı, allerjik reaksiyonlar, depresyon, idrar retansiyonu, uykusuzluk, kabuslar, işitme hallüsinasyonları, hipotansiyon Ortalama doz: Klonidin 0 ![]() ![]() ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİNDE KULLANILAN ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR Tipik antipsikotikler Jenerik adları: Haloperidol, klorpomazin, tioridazin, flufenazin, trifluoperazin, pimozid Kullanım alanları: Çocukluk ve ergenlik başlangıçlı şizofreni, otizm ve mental retardasyonda iletişim, hareket ve davranış bozuklukları , tik bozuklukları ![]() Yan etkileri: Tipik antipsikotik ilaçların yan etkileri: Parkinsonizm, bradikinezi, distoni ve akatizi şeklinde motor yan etkiler; kayıtsızlık, duygulanımda küntlük, haz alamama, apati ve inisiyatifte azalma, enerji azalması, sosyal güdülenme kaybı, düşünme süreçlerinde yavaşlama, dikkat yoğunlaşmasında sorunlar, anksiyete, disfori; tardif diskinezi; nöroleptik malign sendrom ![]() Ortalama doz: Çocuklarda Ergenlerde Haloperidol 0 ![]() Klorpromazin 10-200 mg/gün 50-600 mg/gün Tioridazin 10-200 mg/gün 50-600 mg/gün Flufenazin 12 ![]() Trifluoperazin 2-20 mg/gün bilinmiyor Pimozid l-6 mg/gün 1-9 mg/gün Atipik antipsikotikler Jenerik adları: Klozapin, risperidon, olanzapin, zotepin, quatiapin, sertindol, ziprasidon Kullanım alanları: Çocukluk ve ergenlik başlangıçlı şizofreni, otizm ve mental retardasyonda iletişim, hareket ve davranış bozuklukları, tik bozuklukları Yan etkileri: Klozapin ile agranulositozis, daha az olarak asteni, indifferans, anhedoni, güdü ve inisiyatif kaybı, düşünme süreçlerinde yavaşlama ve yoğunlaşma zorluğu; risperidon ile sedasyon ve ortostatik hipotansiyon; olanzapin ile kilo artışı ve karaciğer enzimlerinde artış; zotepin ile sedasyon, konvulsif nöbetler ve karaciğer fonksiyon testlerinde artış; quatiapin ile karaciğer enzimlerinde artış, T4 düzeylerinde azalma ve geçici nötropeni; sertindol ile ejakulasyon hacminde azalma, kilo artışı ve QTc’de uzama Ortalama doz: Klozapin 300-400 mg/gün Risperidon 05-6 mg/gün Olanzapin 2 ![]() Zotepin bilinmiyor Quetiapin bilinmiyor Sertindol bilinmiyor Ziprasidon bilinmiyor ÇOCUK VE ERGEN PSİKİTAYRİSİNDE KULLANILAN ANKSİYOLOTİK İLAÇLAR Jenerik adları: Benzodiazepinler (alprozolam, oksazepam, diazepam, klordiazepoksit), antihistaminikler (difenhidramin, hidroksizin), azopiron (buspiron), beta bloker (propranolol) Kullanım alanları : Fobik bozukluk, ayrılma anksiyetesi bozukluğu, okul korkusu, aşırı anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, posttravmatik stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi anksiyete bozuklukları Yan etkileri : Benzodiazepinler aşırı sedasyon, sersemlik, dengesiz yürüme, konuşmada tutukluk, çift görme, titreme, bazen istenilenin tam tersi olan aşırı uyarılma durumu gibi tepkiler ve fiziksel bağımlılık yapabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Propranolol kan basıncını düşürebilir ![]() Ortalama doz : Alprozolam çocuklarda 0 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÇOCUK PSİKİYATRİSİNDE İLAÇLA TEDAVİDE SON GELİŞMELER Prof ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#13 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriDEMANS: UNUTKANLIK TANIM: Kişinin entelektüel ve sosyal yeteneklerinin, günlük fonksiyonlarını etkileyecek şekilde ilerleyici bir kaybıdır ![]() ![]() Demanslı bir kişide; hafıza, düşünme, mantık yürütme, yer ve zaman tayini, okuduğunu anlama, konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluklar görülür ![]() ![]() ![]() Normal yaşlanma sürecinde beyin fonksiyonları bir miktar geriler ancak her yaşlıda demans belirtileri bulunmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demans 65 yaşının üstünde olan insanların yaklaşık %15'inde görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BELİRTİLER: Hafif derecede; ------------------------ Unutkanlık (özellikle yakın döneme ait hafıza problemleri), Konuşurken doğru kelimeleri bulamama, Okuduklarını anlamada zorlanma, Zaman kavramında bozukluk, Mantık yürütme ve karar vermede zorluklar, İş ve sosyal aktivitelerde düzensizlik, Hobi ve aktivitelere ilgi kaybı yaşanır Orta derecede; ------------------------ Unutkanlık daha belirgin hal alır ![]() Hasta işlerini yapabilir fakat bağımsız yaşaması kendisi için zararlı olabilir ![]() Hijyenik bakımını sürdüremez, giyimi düzensizleşir ![]() İşini ve aile sorumluluklarını ihmal etmeye başlar ![]() Dışarıda kaybolabilir veya bulunduğu yeri karıştırabilir ![]() Anormal davranışlar başlayabilir ![]() Demans şiddetlendikçe; Yakınlarını dahi tanıyamaz hale gelir ![]() Ev içinde yolunu bulamaz ![]() Günlük basit işleri yapamaz ![]() Konuşmaları anlaşılmaz olur ![]() Mesane ve barsak inkontinası başlar ![]() Devamlı bir bakıcıya ihtiyaç vardır ![]() Son aşamalarda; ------------------------ Hastanın tüm vücut fonksiyonları etkilenir ![]() Tümüyle yatağa bağımlı hale gelir ![]() Genellikle bir enfeksiyon ile hasta kaybedilir ![]() TEŞHİS: Demans hastalığının kesin teşhisi ancak otopsi yapılarak beyin dokusunun mikroskop altında incelenmesiyle konur ![]() ![]() ![]() Demans araştırması sırasında hastanın tiroid fonksiyon testleri, sifiliz, B12 vitamin düzeyi vb ![]() ![]() ![]() TEDAVİ: Unutkanlık bir çok kognitif (bilişsel, zihinsel) problemin, demansın, veya depresyonun belirtisi olabilir ![]() ![]() ![]() Pek çok araştırmacının amacı, yalnızca unutkanlığa sebep olan hastalığın seyrini yavaşlatmak değil, hastalığın başlamasını da önlemektir ![]() ![]() Tedavi yöntemlerinin başında hastaya danışmanlık ve destek vermek gelmektedir ![]() ![]() Yaşlanma ile beraber ortaya çıkan ileri derecedeki unutkanlıklarda tedavideki ilk hedef ilerlemeyi durdurmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() TEDAVİ ÖNERİLERİ Bilişsel Belirtilerin Tedavisi Davranışsal Belirtilerin Tedavisi Tedavideki Yeni Yönler (Antioksidanlar, Antienflamatuvarlar, Östrojen ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#14 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriDEPRESYON Depresyon Bir rahatsızlıktır, sık görülür ve tedavi edilebilir ![]() Depresyon toplum içerisinde yaygın olarak görülen ve tedaviye cevap verebilen bir ruhsal rahatsızlıktır ![]() -ruhsal çöküntü hissi (mutsuzluk, karamsarlık) -ilgi azalması, isteksizlik -eskiden zevk alınan şeylerden zevk alamaz hale gelme -umutsuzluk, çaresizlik -kendine karşı güvensizlik, kendini suçlama -dikkati toplamada güçlük, unutkanlık -sürekli yorgunluk, halsizlik, enerji azlığı -uykusuzluk/aşırı uyuma -hareketlerde yavaşlama -iştahsızlık/aşırı yeme -cinsel istekte azalma -ölüm ve intihar düşünceleri DEPRESYONU BAŞLATAN NEDENLER Depresyonu çoğunlukla birden fazla etken başlatır ![]() Biyolojik Etkenler: Bazı kişilerde kalıtım yoluyla geçebilen bünyesel özellikler depresyona yol açabilir ![]() Kişisel Özellikleri: Titiz, evhamlı, kılıkırk yaran, ya da olumsuz düşünmeye eğilimli kişilerde depresyon daha sıktır ![]() Üzücü Yaşam Olayları: Boşanmalar, bir yakının kaybı, ilişkilerde yaşanan güçlükler, göç, işsizlik, doğum, ağır hastalıklar gibi yaşam olayları bir depresyon dönemini başlatabilir ![]() ![]() TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ? Depresyon uygun bir şekilde tedavi edilirse tümüyle düzelebilen bir rahatsızlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() İlaç tedavileri aşağıdaki durumlarda gereklidir -depresyon orta ve ağır şiddette ya da kişinin gün içerisinde faaliyetlerini yürütmesini engelleyecek bir düzeyde ise, -ölüm ve intihar düşünceleri varsa, -daha önce hastanın bazı akrabaları da depresyon geçirmişse, yani aileden gelen, kalıtımla geçen bir yatkınlık söz konusu ise, -hasta daha önce de depresyona girm işse ve bu depresyon ilaçla tedavi edilmişse, İLAÇLARIN BAZI ÖZELLİKLERİ bağımlılık yaratmazlar, olumlu etkileri iki üç hafta sonra ortaya çıkar(bu nedenle uzun bir süre düzenli olarak kullanılmaları gerekir) bazı yan etkilere yol açabilirler(ağız kuruluğu, bulantı, baş dönmesi gibi) ![]() ![]() alkolle birlikte alındıklarında tehlikeli sonuçlara yol açabilirler ![]() depresyon tümüyle düzelse bile hekime danışmadan ilaç kesilmemelidir ![]() DEPRESYONLA NASIL BAŞA ÇIKABİLİRSİNİZ? Günlük Faaliyetlerinizi Mümkün Olduğunca Artırın Bu kendinizi hem daha iyi hem de daha az yorgun hissetmenize neden olacaktır ![]() ![]() Bunun için; Rahatsızlanmadan önce yapmak zorunda olduğunuz ya da severek yaptığınız işlerin birer listesini çıkarın ![]() Günlük faaliyetlerinizi planlayın ve planınıza yukarıda hazırladığınız listelerin her ikisinden de bazı maddeler ilave edin ![]() Haftalar içerisinde bu maddelerin sayısını giderek artırmaya çalışın ![]() Başlangıçta biraz zorlanacaksınız, sabırlı olun ve cesaretinizi, umudunuzu kaybetmeyin ![]() Yaşadığınız Sorunların Bir Listesini Yapın Bu sorunları çevrenizdeki güvendiğiniz kişilerle tartışın(doktorunuz, eşiniz, arkadaşlarınız) ![]() Bu sorunları çözmek için elinizdeki imkanlar nelerdir? Başkaları bu konuda ne düşünüyorlar? Bu imkanları kullandığınızda size ne yarar sağlar? Atacağınız adımları ve karşılaşacağınız güçlükleri kaydedin ![]() Her aşamada geriye dönüp bakın, katettiğiniz yolu değerlendirin ![]() Hayatınızda İyi Giden Şeylerin Bir Listesini Yapın İnsanlar depresyonda iken sahip oldukları olumlu özellikleri ve hayatlarında iyi giden şeyleri değerlendiremezler ![]() Depresyona girmeden önceki durumunuz hakkında düşünün ![]() Kendinizle ve hayatınızın değişik yanlarıyla (aile, çocuklarınız, iş vb ![]() ![]() Olumsuz Düşüncelerinizle Mücadele Edin İnsanlar depresyonda iken kendilerini ya da gelecekle ilgili olarak olumsuz düşünme eğilimindedirler ![]() ![]() ![]() Örnek: “Arkadaşım tarafından eleştirildim, zaten hiçbir işi doğru dürüst yapamıyorum” “Kocam beni terketti, değersiz işe yaramaz biriyim” Olumsuz Düşüncelerinizi Yenmek İçin -Bu tür düşüncelerinizi ve sizde yarattığı duyguları bir yere yazın ![]() -Kendinize şu soruları sorun: Bu düşüncelerin doğruluğunu destekleyen kanıtlar var mı? Farklı bakış açıları olabilir mi? Başka bir kişi benzer bir durumda ne düşünürdü? Kendinizi daha iyi hissettiğiniz zamanlarda bu olaya nasıl bakardınız? -Giderek her bir olumsuz düşüncenin daha olumlu bir düşünce ile yer değiştirdiğini farkedeceksiniz ![]() Aşağıdaki gibi: “Arkadaşım tarafından eleştirildim ama herkes zaman zaman eleştirilebilir ![]() ![]() ![]() DEPRESYONU YENEBİLİRSİNİZ! KAYNAK: Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi dökümanlarından yararlanılmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Psikiatri |
![]() |
![]() |
#15 |
RaHaTSiZ
|
![]() Cevap : PsikiatriDikkat eksikliği hiperaktif çocuk Çocuklarda Dikkat Eksikliği Dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu (DEHB) için teshis ölçütleri: Aşağıdaki (1) veya (2) maddelerinden en az birinin karşılanması gerekir ![]() 1-Aşağıdaki dikkatsizlikle ilgili maddelerden en az altısının , en az 6 ay boyunca, çocuğun gelişim düzeyiyle uyumlu olmayarak ve çocuğun uyumunu bozacak şekilde varolması gerekmektedir ![]() a- Genellikle ayrıntılara dikkat edemeyip, iş, okul ve diğer aktivitelerde dikkatsizce hatalar yapmak ![]() b- Genellikle oyunlarda ya da verilen görevlerde dikkati sürdürmekte zorlluk çekmek ![]() c- Kendisiyle karşılıklı olarak konuşulduğunda, dinliyor izlenimi alınmaması ![]() d- Genellikle kendisine öğretilip,gösterilmesine karşın, bunlları uygulayamayıp, okul ödevleri, işyerindeki görevler ve ev işlerini tamamlayamamak ![]() e- Çoğunlukla yapacağı aktiviteler ve planları sıralayıp, düzene koyamamak ![]() f- Beyin gücü gerektiren görevlerden ( ders yapmak gibi) kaçınma, hoşlanmama , ya da bunları yapmaya isteksiz olma ![]() g- Çeşitli aktiviteler için gerekli oyuncak, ders araç ve gereçleri gibi şeyleri sıkça kaybetmek ![]() h- Konu dışı çevresel bir uyaran tarafından kolayca dikkatin dağılması ![]() i- Günlük olağan aktivitelere karşı da unutkanlık hali ![]() 2-Aşağıdaki aşırı haraket ve dürtüsellik belirtilerinden en az altısının, en az 6 ay boyunca , çocuğun gelişim düzeyiyle uyumlu olmayarak ve çocuğun uyumunu bozacak şekilde varolması gerekmektedir ![]() Aşırı hareketlilik ile ilgili özellikler: a-Sürekli olarak el ya da ayaklarını hareket ettirmek, yerinde oturamayıp,oturduğu yerde kıpırdanmak ![]() b-Oturmasının beklendiği ve gerekli olduğu ortamlarda (sınıfta ders esnasında olduğu gibi) yerini terkedip dolaşmak ![]() c-Uygunsuz olmayan ortamlarda ( sınıf, kalabalık mekanlar gibi) koşmak, bir yerlere tırmanmaya çalışmak gibi davranışlar sergilemek ![]() d- Oyun oynarken ya da boş vakit aktivitelerinde sessiz bir şekilde davranamama, gürültü çıkararak birşeylerle oyalanabilmek ![]() e-Daima ‘sanki bir motor tarafından çalıştırılıyor’ şeklinde hareket halinde bulunmak ![]() f-Sıklıkla aşırı ölçüde konuşmak ![]() Dürtüsellikle ilgili özellikler: g-Kendisine sorulmakta olan soru tam olarak tamamlanmadan, yanıtlamaya çalışmak ![]() h-kendisine herhangi bir şey için sıra gelmesini bekleyememek ![]() i-Çevresindekilerinin iznini almadan , aniden konuşma ya da oyunlarına katılımak, müdahale etmek ![]() B-Bu şekilde kişide sorunlara yol açan yakınmaların 7 yaş öncesinde başlaması gerekmektdir ![]() C-Sorunlara yolaçan yakınmaların en az 2 farklı alanda kendini göstermesi gerkmektedir ( okulda, işte ya da evde gibi) ![]() D-Toplumsal alan, okul hayatı ya da iş ortamında kişinin işlevselliğinde belirgin bozulmanin varlığı ![]() E- Rahatsızlığa ait yakınmalar başka bir psikiyatrik bozukluğa bağlı olmamalıdır ![]() Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, aşırı hareketlilik, dikkat eksikliği ve impulsivite olarak sınıflandırılabilen üç temel belirti kümesinden oluşur ![]() |
![]() |
![]() |
|