07-30-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ben Ezeldende Senindim Ebediyende Senin Olacağım
yılın sonlarıydı aylardan ekim sarı ve kahvenin her tonunu taşıyan bir şehirde duble yaz yaşıyorduk 15 yaşım yeni gelmişti babam üniversite personeli olduğu için lise yıllarımda üniversiteli gibiydim havuza spor salonuna kütüphaneye rahatça girip çıkabiliyordum temizlikçisinden kütüphane görevlisine bir sürü insanla tanışmıştım
ilk karşılaşmamızda kütüphanede olmuştu o çalışan bir üniversite öğrencisiydi işine dört elle sarılmıştı bana yardım etmekse en sevdiği göreviydi bir kitap ararken başka birine dalıp attığımız kahkahalarla hemen uyarı alıyorduk ee böyle bir kütüphanecinin akıbti de uzun süremezdi
işi bırakmak zorunda kalmıştı artık onu göremiyordum çok sık gidip geliyordum ama utanıp soramıyordum özlüyordum  gülen gözlerini, tatlı sözlerini, sıcak sohbetini; çok özlüyordum  birgün mutlaka gelir ümidiyle bekliyordum
girdiğim bir sınavda aldığım dereceyle bir dersaneye ücretsiz gitme şansını yakalamıştım ilk kayda giderken babam çok kızmıştı:"okul daha yeni başlıyor yorma kendini bu kadar" diye gittim yinede kayda gittim ama üzgündüm BABAMA KARŞI GELMİŞTİM
kayıt yapılır yapılmaz bitkin halimi görünce beni rehberlik servisine yönlendirdiler içeriye girdiğimde"stajyer hocamız sinan bey denildiğinde"yeniden cana gelmiştim müdür odadan çıkar çıkmaz boynuna atladım ama geriçekilirken elinden elime bir yüzük değdi nişanlanmıştı  
zaten ona kendimi layık görmek gibi bir şansım olamazdı o bir öğretmen ben bir öğrenciydim o sadece arkdaşım olarak kalmalıydı can dostum , sevgili arkadaşım  
çok kısa bir zaman sonunda onunla eski samimiyetimizi yeniden kazandık fotoğraf,resim sergilerine,sinemaya filimlere gidiyorduk haftada en az bir kez yemek yiyorduk birbirimizle hayallerimizi paylaşıyorduk vesanki ayrı bedenlerde aynı ruhu taşırcasına benzeşiyorduk
beni beyaz sayfalarla tanıştırdı onun sayesinde onlarca roman ve şiirle tanıştım okudukçazenginleştim,yoğunlaştımv e ona dahada fazla bağlandım artık kalemini ii kullanan bir okuyucu olmuştum
kapalı bir sandıktım onun içiniçime onlaraca malzeme atıyordum;ama işime yarayanıda zorlanmadan buluyordum bazen en mutlu mesud olandım bazenseen umarsız aciz olandım öyle anlar gelirdi ki gülümseyen maskemin ardındaki hüznü bulup dağıtırdı konuşamayan dilimin anlatamadıklarını gözlerimden anlardı
araştırmak ve bundan zevk almak en büyük tutkumdu o da bunu farketmişti ve her fırsatta"araştırmayı seviyorsun demekki ilgilisin,bence sen felsefe okumalısın"derdi
seviyordum onu delicesine ama tek kelime edemiyordum annem geliyordu aklıma:"yıkılan yuvanın üstüne yuva kurulmaz"diyordu onun en yakınındakiydim ama mahreminde başka bir kadın vardı birlikte yaşıyorlardı ve bizi tanıştırmıştı
bir gün yine sohbet ederken askere gideceğini söyledi şaşırdım üzüldüm ama hiç renk vermedim masasından kalkıp yanıma oturdu ve bana "keşke sen 5 yaş büyük olsaydında biz senle 5 yıl önce karşılaşsaydık"dedi ilk defa böylesine özelleşmiş bir cümle kuruyordu gözlerimin içine baktığı her sn de anlıyordum,yada öyle olmasını umud ediyordum"o da beni seviyor diyordum"
o, dönemin sonunda askere gitti bense sonraki yıl lisede son yılım olmasına rağmen dersaneye gitmedim boşluktaydım kimse onun yokluğunu dolduramıyordu kapalı kapılar ardında kalmıştım kalemime küstüm,artık yazmıyordum ilk yılki sınavımda barajı bile eçememiştim
bir yıl sonra tekrardan dersaneye yazıldım en çok gelecek vaad edenlerdendim sınava iki ay vardı etüd salonunda çalışırken omzuma bir el değdi:"yoksa eski dostunu unuttun mu hayırsız "dedi gelmişti dünyalar benimdi
AMA ARTIK EVLİYDİ
şaşkınlığım hat safhadaydı,dualar edip kendimi ondan uzak tutmak için elimden geleni yapıyordum ama olmuyordu birkeresinde"sana döndüm,dedi,hataydı ben seni sevmiştim"dedi mutlu mu olmalıydım yoksa kadere lanetler mi okumalıydım belkide kader buluşturmuştu yeniden bizi okulda çalışıyordu ama sık sık dersane çıkışına geliyordu onunla olamazdım;ama onsuzda yaşayamazdım uzak durmalıydım
yine gitti bu kez hiçbir şey söylememişti sınava bir hafta kala konuştuk"vedayı hakediyordum,biz ii arkadaştık"dedim;"olmaz senden ayrılamazdım,insan her vedayı taşıyamaz"dedi"avucumdakiler cesaretin kırıntılarıydılar,sizse rüzgarınızla onuda çaldınız benden"dedim güldü ve "bu cümleyi ben oradayken kursaydın herşey daha farklı olabilirdi"dedi bu son konuşmamız oldu o andan sonra ne sesini duydum bir daha nede yüzünü gördüm
O YILDA SINAVI KAZANAMADIM ÖLMELİYDİM BUNU HAK ETMİYORDUM ÇÜNKİ BEN EN İYİLERDENDİM
hep dua ettim"allahım ne olur bana geçkalınmamış bir aşk yaşama şansıver dedim "cok ağladım bazense olmayacağını bile bile onu diledim bazende kızdım kendime buna hakkım yoktu o bir başkasına aitti
3 yılki girişimde kalbimin kapılarını sıkıca kapadım ve sınavı kazandım şu anda biyoloji okuyorum ve birinci sınıfım okula geldiğimin haftası YALÇIN Itanıdım mercan gii parlayan gözleriyle vebeni şaşırtan cümleleriyle onu kazandım gördüğüm an anladım o benim dualarımın mükafatıydı benim için gönderilmişti banaydı
şu ana kadar hiç bir şeyden haberi yok tesadüfen denk gelip okumadığı müddetçe ve bende söylemedikçe olmayacaktır
"""işte yalçın seni ilk gördüğüm andan beri söylemek isteyipte söyleyemediğim buydu seni çok seviyorum """
onu çok seviyorum eskilerimi buldum ve çok mutluyum-çünki aşkım çok taze-böylesene güzel duyguları yeniden taşımak çok güzel onu tanımak yenice yaşamaya başladğım bu şehirde karşıma çıkan ve tadına doyulamayan tek şey bu şehire tutunmamdaki an büyük sebep
İŞTE CANIMIN İÇİ HERŞEY BÖYLE
SEN SEV YADA SEVME BEN EZELDENDE SENİNDİM EBEDİYENDE SANA KALACAĞIM
|
|
|