Prof. Dr. Sinsi
|
Coşunca Akıp Gitmişim...
Yıllar geçti gitti Hızlı mı, yavaş mı pek bilemem ama, sanırım zaman hep aynı hızla ilerledi durdu da ben bazen onu dolu, dolu kullandım, bazen hiç önemsemedim akışını izledim  Kimi zaman elime geçen olanakları "Bu bir fırsattır" diyerek kullanmaya çalıştım, kimi zaman burnumu kıvırıp, kibirle yanından uzaklaştım Kimi zaman "Yaşamasaydım" derken, kimi zaman Dünyalar benim oldu Sevinç çığlıkları attım  Uzatmayalım, inişleriyle çıkışlarıyla sıradan bir yaşamdı geçen yıllar 
Birden ne oldu da bu öykü başladı O sıradan yaşam, anlatıma konu olabilecek bir olaya dönüştü, tümüyle anımsamıyorum Ama gönül bu, bazen tuğrayı gözünden vuruyor  Sizin sıradan dediğiniz yaşamınız, birden ömür denen merdivenin üst basamaklarına ulaşmadan kanatlanıp bulutlara erişiyor, sevinç ve mutluluk içinde uçuşuyorsunuz Ben burada kuş gibi uçmaktan değil, kelebek gibi uçuşmaktan, bir oraya, bir buraya, bir şuraya kanat çırpmaktan söz ediyorum Gönlüm işte böyle uçuşuyor  Kıpır, kıpır yerinde duramadan, durup dinlenmeden, bıkıp usanmadan uçuşup duruyor 
Eh kolay değil Deli gönül coşunca bir kez, onu tutmak olanaksızmış Alır başını gidermiş Kah coşar çağlarmış, kah başını çarpa, çarpa dolanır yanarmış  Onu dizginlemek, ona "Dur hele" diyebilmek olmazmış Coştu ya bir kez! Onu izlemekten başka bir seçeneğiniz kalmazmış  Kıyıya çekilip coşup çağlamasına, çarpa, çarpa köpük, köpük beyazlamasına bakılırmış  Deli gönül bu: Coşar da coşar işte  Fokurdayarak akan, köpüren sular gibi ıslık çalan yel gibi, şakırdayan yağmur gibi akar, akar, akarmış 
- Neden coştun birden? Ne oldu sana deli gönül?
- Sorma Olan oldu işte Yaşamadığım kadar güzel, yaşanmayacak kadar ulu bir an oldu  Çaldı gitti gönlümü  Bir şimşek, bir ışık: Çakınca kör oldum Onu izler oldum 
- Deli gönül çarpa, çarpa, coşa köpüre, sevinçle nereye gider?
- Coştu deli gönül Bırak hele ona karışma 
- İyi ya! Nerelere gidecek? Yıllar boyu sustu da şimdi nerelere gidecek?
- Sen kim olursun da karışırsın? Sen ne bilirsin de onunla uğraşırsın? Gönül bu: Susar, susar da coşar birden 
- Hem de ne coşma! Ne dağ kaldı Ne de ova Sildi süpürdü her yanı 
- Yeter be dostum! Yeter! Anladım coştu Ama merak bendeki de Sana ne ola?
- Ben uçtum bir kez Bırak süzüleyim Bırak uçmanın keyfini yaşayayım 
- Bırakayım seni de, meraklandım bir kez  Nedir seni bu hallere koyan?
- Unut onu sen! Kimselere diyemem Ben yıllarca bekledim Hep mutlu olmak istedim Yakardım Sızlandım Geceleri aya, yıldızlara seslendim Gönlüm için dilekte bulundum Kurttan, kuzudan, uçan kuştan, sallanan yapraklardan, yağmurdan ve yelden destek bekledim Sonunda mutluluğa eriştim Şimdi mutluluğun gizemini söyler miyim?
- Bilemem senin durumunu  Gözlerin parlamıştı Yüreğindeki kıpırtıyı, soluğundaki kesintiyi görünce ola ki bir sorunu vardır, bir otacı gerekir demiştim  Nereden bilirim "Sevda"dır seni coşturan, köpük, köpük akıtan 
- Olmadı işte Sana sevdadan söz eden oldu mu? Sevgiyi de dilime dolamadım Bu sözcükleri nereden çıkarttın?
- Hiç! Seni üzmek istemem Sana durup dururken açıklama gereği duyacağın bir şeyler söylemiş olmak da istemem  Ben yalnızca 
- Nedir "Yalnız" olan? Bir coşkuya kucak açıp sevinçle desteklemek mi? Yoksa yaşamadığın için mutluluğu ve sevinci yaşamış olana engel olmak mı?
- Ben  Hiç böyle düşünmemiştim
- Bence düşünmüştün Ama ben hemen anladım Bıraksaydım, umursamasaydım ne güzel deşerdin gönlümü  Ne güzel seçerdin düşüncelerimden işine gelenleri  Ben coştukça gürül, gürül, sen elindeki kovayı daldırıp çektikçe bulanık kumlu suyu, ne güzel çarpıtırdın yaşamı  O saf duyguları kendince yorumlayarak, o içten gelen sevinç ve mutluluğu yürekten yıkarak ne güzel yok ederdin 
- Öyle deme, üzülürüm
- Üzülmemen bir yanılgı Sen baştan beri üzülmesi gerekensin  Sen değil misin bana her koşulda engel çıkaran? Her zaman beni üzecek bir neden bulan?
- Yeter! Dayanamayacağım Sustum işte
- Niye susuyorsun? Bence susmamalısın Eğer hak seninse susmadan konuşmalısın Yok senin hakkın yoksa, bence başından beri yoktu, bunca yıl hakkın olmadan neden konuştun? Neden bunca yıl konuşarak, söylenerek bana engel oldun? Beni ne sandın? Yoksa senin çevrendekiler istediği için mi böyle davrandın? "Onu önemseme Çok kolay kandırırsın" mı dediler? Bence sen asıl kanan kişi olmalısın  Asıl sen utanmalısın beni kandırmaya, karşına almaya kalktığın için 
- Hiç bu biçimde bakmamıştım
- Bakamazdın Hala baktığını da sanmıyorum Sen esen yele göre yön değiştiren bir yelken gibisin Onunla kabarıp gövde gösterirsin Kendi başına soluk, durgun ve düşkünsün Rüzgar olmasa beş para bile etmezsin  Beş para nedir bilir misin? Nereden bileceksin  Tarihteki en küçük para birimi olduğunu nereden bileceksin 
- Yapma Aşağılama beni Başkaları da mı böyle düşünüyor?
- Sanırım evet! Belki de çok daha kötüsünü  En acısını seçmiş olmalarının önemli bir nedeni olmalı
- Önemli olan nedir ki?
- Paraya tapanlar için bile bir değer taşımıyorsun
- Bu kadar kötü bir insan mıyım?
- İnsan olup olmadığını bilemem İnsan olanın bir değeri olurdu Ona saygıyla bakan birileri olurdu  Değil mi ki paraya tapanlar bile sana bakmaz, onların gözünde bile bir değerin yoktur, senin için değersizsin diyebilirim Senin bu yaşamda insan olma olasılığın yoktur diyebilirim 
- Yeter artık İyi ki sordum Bitirdin beni Ben ne yaptım sana?
- Bilmez misin ne yaptığını? Ben coşmuşken köpük, köpük, benden alıp kucaklasan, arkamdaki köpüklerin sönmesini beklesen, öfkemi dindirirdin  Benim gücümü karartacağına, benim uçuşumu körelteceğine, beni yüceltirdin  Şimdi yüce tepelere ulaşmışken, başım dumanlara girmişken senin yardımına gereksinimim yok Senin zararın da bana değin ulaşmaz Senin söylentilerin ancak suyun dibini bulandırır O da kısa bir süre için Yaşam da, su da berraktır Mutluluk bu berraklığın içindedir 
Ne diyeceğini bilemedi Geldiğinde yüzüne taktığı güleç maskeyi çıkartmıştı Başını öne eğdi Sonra ellerini göbeğinin altında birleştirip yavaş, yavaş oradan uzaklaştı  Başı da, gönlü de eğilmiş, eski hırçınlığı kalmamıştı 
- Yine yordu beni Hep böyle yapıyor Ne zaman kabaran bir coşkuyla dolup taşsam bana engel oluyordu Bu kez ben kazandım Onu kötü yakaladım Aklıma geleni, düşündüklerini ya da düşünmediklerini bulup hepsini söyledim Sonunda başardım Susturdum onu  Bak bıraktı peşimi Uzayıp gidiyor işte En azından bugün artık beni rahatsız etmez Ben de kollarımı açar, yüreğimdeki coşkuyu dilediğim gibi saçarım
- Tüm sevincimi ve mutluluğumu toplayıp başımı göğe kaldırarak birikimlerimi aktarmalıyım
dedikten sonra haykırarak dizeleri sıralamaya başladı:
Ben neyim ki benimle uğraşırsın
Benim seninle bir derdim yok
Benim derdim gönlümle 
Bir söz geçirsem ona:
İsterdim, suskun olmasını
İsterdim, boynu bükük sessizliğini
İsterdim, gözleri önünde,
Arada kısacık kaçamaklar,
Başkaca bir duygu olmasın 
Kim istemez ki:
O güzel gözleri,
Kocaman kara kirpikleri,
Soluyan burun delikleri,
Al, al olmuş yanakları
Titreyen dudakları 
Herkes ister
Eğer kimsesizse,
Eğer ona bakan yoksa,
Eğer başı önüne eğikse 
Yok coşku doluysa biri,
Köpükleri kovalarken
İzlerken peşi sıra
Yüreği kıpırdarken
Çıkma karşısına:
Bakar gibi görünse de kadın
Bil ki başkadır çıkarı
Vardır nedeni severken adamın
Ona eziyet etmesinin
Bil ki bunu kurmaktadır yıllardır
Yaşam zehir olsa da, olmasa da 
Hoplaya zıplaya kumsalda Güneşin battığı yöne doğru yürürken, çevredeki gölgelerin uzayıp uzaklaştığını, bir süre sonra yok olduklarını görüp sevinçle gülümsemeye başladı 
|