07-30-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bahar Düşleriyle Ölmek.
Sokaktaki gürültüler artık ulaşmıyordu bile kulağına Sıcacık bir banyo ve kendisine kucak açacak şefkatli bir dosta ihtiyacı vardı Daha sonra günlerce uyumaya…
“Hadi,kalk Sabah oldu,kahvaltın hazır ”diyen bir ses duymak istiyordu kulakları
Çok şey mi istiyordu?Belli ki çoktu istedikleri Öyle olmasaydı ne işi vardı şimdi kaldırımlarda
Öylesine soğuk,öylesine acımasız esiyordu ki rüzgâr Kar alabildiğine yağıyor,titreyen ellerini ısıtmaya yetmiyordu nefesi Ayakkabıları ise çoktan terk etmişti ayaklarını Her zamanki köşesine çömeldi
Kapılar…Yüzüne kapanan kahrolası kapılar…Kapılarda mıydı suç yoksa kapatanlarda mı?Cevabını kim verebilirdi bu sorunun?
“Üşüyorum,anneciğim Gel beni ısıt ”dedi sesli olarak Sesini duyan olmadı Gözlerini gökyüzüne çevirdi sonra Kanatları zor açılan,belki de biraz sonra donacak olan birkaç karaltı gördü alaca karanlıkta Onlardan ne farkı vardı ki…İnsan olması,kuşlarla aynı kaderi paylaşmasına engel değildi Kuşlar yuvalarına ulaşabildikleri an kendisinden daha şanslı olacaktı üstelik Onların sağlam kanatları vardı yine işe yarayan…Kendisinin ise sadece donmak üzere olan kolları…
Hava iyice kararmış,sokaktaki tek tük ayak sesleri de duyulmaz olmuştu artık Hiç kimse sormamıştı “gidecek yerin var mı?”diye
Vücudunu topladı,dizlerini kollarının arasına aldı Gözleri,uyumak için çırpınıyor,vücudu gittikçe ağırlaşıyor,ayakları karıncalanıyordu…Uyku bir kurtuluş olur muydu acaba?Bir boşluk içerisine düşer gibi olduğunu hissetti
Küçük bir öğrenciyken, öğretmeninin anlattığı ”Kibritçi Kız” masalını hatırladı Kendisinin yakabileceği bir tek kibriti bile yoktu
Kim bilir, bu saatlerde kaç çocuk sıcacık sobanın başında babasına,annesine sarılıyordu Kaç çocuk da kendisiyle aynı kaderi paylaşıyordu
Kar taneleri,bir anda bahar çiçeklerine dönüştü,ağaç dallarında Yüreğinin bir yerine kor parçaları koydular sanki Artık üşümeyecekti Yaşıtları sıcacık yataklarında uyurken,kendisini bahar çiçeklerini hayal etmeye mahkum edenler,taşıyamayacağı sorumlulukları yükleyenler omuzlarına…Sihirli sopayı gösterip sonra çekip gidenler…Yüzüne kapıları kapatanlar üşümeliydi bundan sonra
Sıcak bir kucak bulma ümidiyle yanına yaklaşan minik bir kediden başka varlığını hisseden olmadı Kollarını son bir gayretle uzattı,kucağına aldı kediyi
“Biliyor musun,ben senin kadar şanslı değilim;çünkü beni koruyacak bir paltom bile yok ”diyebildi ancak
Moraran dudakları sustu Kolları iki yanına düştü Bir süre sonra katılaşan bedenini yoklayan minik kedi de terk etti onu
Ertesi gün donmuş bedeninde darp izleri aradılar,bulamadılar Suçluları aramak ise akıllarına hiç gelmedi
Sokak çocuğuydu o Sokakta doğmadı;ama sokakta bahar düşleri kurarken öldü
Fazla bir şey istemedim sizden
Ne cicili bicili giysiler,
Ne ekmek arası döner
Ne bisiklet,ne de bir genç odası
Bir kap yemek,biraz ekmek
Bir yatak bir yorgan;
Ve kapalı bir mekan
Hakkım yok muydu bu kadarına?
|
|
|