Yarım Kalan Aşk Hikayem:(

Herşeyin başlangıcı 2004'ün Eylül ayıydı Arkadaşımla Adana'ya gitmiştikArkadaşım orda okuyordu ve oralıydı Üniversiteden bir kızı seviyordu arkadaşım ve o kızın yeğeninin sünnet düğünü vardı bizde oraya arkadaşımla beraber gitmiştik Kız arkadaşının ailesi beraberliklerini bilmiyordu bu yüzden biz bi köşeye oturduk ve uzaktan düğün törenini izliyorduk Düğün pistinden ben bir kız görmüştüm ve cok beğenmiştim arkadaşıma kim oldugunu sordugumda bana kız arkadaşının kuzeni olduğunu söylemişti Bir arkadaşıyla piste dans ediyorduSaçlarıyla gözleriyle yüzüyle hareketleriyle bir melek gibiydi Ben çok cekingen biriyim ve orda arkadaşıma onu beğendiğimi söyleyememiştim ne de olsa Adana daydım ve bi kac gün sonra İstanbul'a dönecektik Ve neticesinde bir kaç gün sonra İstanbul'a döndük arkadaşımla
2005'in Şubat ayı ben askere gittim ve 15 ay sonra 2006'ın Mayıs ayında askerden döndüm Askerden döner dönmez iş arayışına başladım aylar böyle iş aramakla geçti
Ve O gün: 28 Ağustos Pazartesi günü arkadaşım evime geldi ve beni yatağımdan kaldırdı 'Kalk Pınar senle konuşmak istiyor' ben şaşırmıştımPınar kim di?Arkadaşıma sordugumda o Adana'ya gittiğimizde gördüğüm kız imiş(Bu arada arkadaşım ve kız arkadaşı ben askerdeyken nişanlanmışlardı) Nişanlısı beni tanıyordu ve Pınar kendisinin nişanlandıgı için cok sevindiğini ve keşke benimde böle bir erkek arkadasım olsaydı diye dertleştiktlerini söledi bu sohbet sırasında benden bahsetmişler ve beni Pınar'a anlatmışlar Ve Pınar beni görmek istemiş arkadasımda beni oyüzden cağırıyormus internet cafe de msn'den görüşmek içinBen şaşkınlıkla ve heyecanla üstümü giyindim ve cafeye gittikO'nu gördüğümde yine o gece ki melekle karşılaşmıştımMsn'de biraz sohbet ettikten sonra birbirimizin telefon numaralarını aldık ve ayrıldık O günün akşamı arkadasım bize geldi ve 'Nasıl Pınar'ı beğendin mi?' diye sordu bende onu çok önceden beğendiğimi arkadaşıma anlattım o da' Ne duruyorsun ona çıkma teklif etsene' deyip telefonu elimden aldı benim adıma Pınar'a çıkma teklifi etti Birkaç dakika sonra cevap geldi ve ben cok sevinmiştim cevabı Evet diO günden sonra hergün telefonda konuşuyor ve birbirimizi daha iyi tanımaya calısıyordukVe tanıdıkca birbirimizin ruh ikizi oldugumuzu herşeyimizle ortak yönlerimizle anlamıştık Günler böle geçiyordu artık sözlenmekten nişandan ve evlenmekten bahsediyorduk Bana mektup da göndermişti içine parfümünü sıktığı Beni çok sevdiği ve sonumuzun Uğur ve Çiğdem gibi ( Uğur ve Çiğdem arkadaşım ve nişanlısı) olması için hergün dua ettiği yazıyordu benden de böle bir mektup istediği yazıyordu içine parfümünü sıktıgım
Pınar Aşkım herşeyim benim ilk sevgilimdi mektubu nasıl yazıcagımı bilmiyordum en güzeli olmasını istiyordum yazıp yazıp yırtıp tekrar yazıyordum mektuplarıBen işe başlamıştım işimin saati belli değildi Arkadaşım Aşkım'ın İstanbul'a gelecegini sölemişti bana çünkü arkadasım evleniyorduBen havalarda uçuyordum çünkü günler sonra Aşkımı yakından görüp elini tutup saçlarını okşayacaktımOna seni seviyorum kelimesi ilk defa yüzüne söyleyecektim Ben en güzel kıyafetlerimi giyip arkadaşıma gittim düğünden bir gün önce çünkü evde eğlence vardı İçeri girdim ve Aşkım'ı gördüm dilim tutuldu Hiçbişey yapamadan yanında oturuyordum İçimden ona sarılmak sevdiğimi söylemek elini tutmak geliyordu ama yapamıyordum çünkü içerisi çok kalabalıktı ve teyzesi de gelmişti İstanbul'a Biz daha rahat olmak için mutfaga gittik orda tekrar merhabalaştık ve konusmaya başladık onu çok sevdiğimi söledim o da bana Elini tutuyordum gizlice çünkü heran teyzesi mutfaga girebilirdi Ben saçlarını koklarken ne yapıyorsun diye sordugunda saçlarını kokladıgımı söylediğimde cok şaşırmıştı O günü bugun yaşamış gibi hatırlıyorum Düğün günü gelmişti tekrar Uğur'lara gidip tekrar konustuk Aşkım la Düğün sonunda vedalaşmıştık ve ben hiç ayrılmak istemiyordumSanki kötü birşeylerin olucagını sezmiş gibi dakikalarca elini tutup gözlerinin içine baktımVe hoşcakal diyebildikDüğün teleşından ve heyecandan olsa gerek Aşkım'a yazdıgım mektubu vermeyi unutmuştum
O günden sonra yine telefonda dakikalarca konusup gelecegimizi planlamaya calısıyorduk Aralık da bayram vardı ve ben Adana'ya gidip ailesiyle tanısacaktım artık zamanı gelmişti Çünkü konusmalarımız hep nişan ve düğün üzerine geciyordu
Ve Aşkıma Ölümü Hiç Yakıştıramadıgım hayallerimin yıkıldıgı Gün:
30 Kasım sabahı arkadasım aradı ve Pınarla en son nezaman görüştüğümü söyledi bende dün gece görüştüğümü söylemiştim Bana hemen 'Bize Gel' diyordu durmadan sesinin telaşlı ve ürkek olmasından birşeyler oldugunu anlamıştımHemen üstümü giyinip arkadasımın yanına gittim Eve girdiğimde ağlama sesleri ayaklarımın baglarını cözdüArkadasım telefonda Adana'ya bilet ayırttırıyorduArkadaşıma ne oldu diye sordum söylemedi Çiğdem'e sordum oda söyleyemedi çünkü hıçkıra hıçkıra ağlıyordu En son Uğur'un annesi 'Kadir sana bişey söyleyecegim ama sakin ol kendini bırakma tamam mı ? Pınar öldü' dedi Ben o an yıkıldım konusamadım ağlayamadım bile şoktan ne yapacagımı bilmiyordumNa Nasıl oldu Ne zaman oldu diyebildim
Pınar kansızlık(AkdenizAnemisi)hastasıydı dogdugu günden beri bununla savaşıyordu ve 30 Kasım sabahı fenalaşıp hastaneye götürene kadar onu kaybetmişim
Hemen eve bile haber vermeden uçaga binip Adana'ya gittimAşkım'ın evine vardıgımda daha da kötü oldumBayılmak üzereydimBu nasıl olurdu Aşkım'a bunu hiç yakıstıramıyordum ben ona toz konduramazken böyle bişeyi kabullenemiyordumDurmadan ağlıyordum
Sonra mezarlığa gittikAşkım'ı birkez bile sarılamadan doyamadan topraga vericektim bu beni daha da yaralıyordu Toprağa verirken topragı gözyaşlarımla nemlendiriyordum sankiHerkes gittikten sonra Aşkım'a topraga sarılmak istedim Sarıldım kokladım sanki Aşkım'ın kokusu burnuma geliyorduSonra cebimden cıkardıgım veremediğim mektubu topraga gömdümHayattayken yapamadıgımı