Prof. Dr. Sinsi
|
Kendini Tanımanın / Kendini Bilmenin Hakikati;
KENDİNİ TANIMANIN / KENDİNİ BİLMENİN HAKİKATİ;
"VARLIĞINI YENİDEN VAR EDEBİLMEK  "
Muhterem dostlarım ! Bu ayki nasibimiz, Kendini Bilmek hakkında bir paylaşım  Var oluşumuzun asıl sebebi bu  "Kendini bilen; Rabb'ini bilir  " Rabb'i bilebilmek, sonsuz olduğuna, dolayısıyla imkânsız olduğuna göre; kendini bilmenin de sonsuz olduğu, hatta nihai olmadığı açıktır  Kendini bilmenin en başlıca koşulu, kendimizi asla bilmediğimizin ve bilemeyeceğimizin ön kabulüdür  Buna göre kendini bilmek, kendini ne kadar bilemediğinin bilincine erişmektir  Hakiki manâda kendini bilen insan, kendisi ve çevresi hakkında hiçbir şey bilmediğini fark eden insandır  Zaten ruhsal manâda bilmek; bilmediğini fark etmektir  
Bu duruma göre, insanın derhal kendini acımasızca sorgulaması gerekir  "Ben kimim, niçin bu dünyadayım, vazifem nedir ve vazifem neyedir ? Kendimi gerçekten tanıyor muyum ya da kendimi ne kadar tanıyorum ? Özgür müyüm, nereye kadar ? Düşünce, Duygu ve Davranışlarımın farkında mıyım ? Neden sevemiyorum ? Sevgimde ne kadar koşulsuzum ? Ne kadar farkındayım ? vs  
İnsanın bu sorulara tatminkâr cevaplar verebilmesi için, kendisinin o an bulunduğu durumu ile, muhtemel ne olabileceğini, nereye ulaşabileceğini bir noktaya kadar bilmeli veya hissedebilmelidir  
Ezoterik ve güncel öğretilere göre insan, dört ana bedenden oluşmuştur  
1 BEDEN 2 BEDEN 3 BEDEN 4 BEDEN
Karnal Beden Doğal Beden Ruhsal Beden İlahi Beden
ARABA AT SÜRÜCÜ EFENDİ
1- Hareket Merkezi2- İçgüdü Merkezi3- Seks Merkezi 4- Duygu Merkezi Arzu ve Heyecan 5- Akıl Merkezi Düşünce - Zihin 6- Yük Duygu Merk 7- Yük Akıl Merkezi Asıl Ben - Objektif Şuur ve İrade
Fizik Beden Astral Beden Mantal Beden Kozal Beden
1 - 2 - 3 ÇAKRA 4 ÇAKRA 5 - 6 ÇAKRA 7 ÇAKRA
Bu dört bedeni dengeli ve doğru sıralı kullanamamak; gelişmemiş, kendini bilmeyen bir insanın örneğidir  Böyle bir insan tipinin idaresi, enkarnasyon aracı olan 1 bedeninin (araba) elindedir  Yani 2 3 ve 4 üst bedenleri (at, sürücü, efendi), en alt beden tarafından yönetilmektedir  Buna ters hiyerarşi denir  Bu tür gelişmemiş yani kendini bilmeyen bir insanın hayat içerisindeki ters çalışan varlık yapısının durumunu şöyle tasvir etmek mümkündür  
Dışarıdan gelen tesirlerle çalışan otomatik bir fizik bedeni (araba) vardır  Otomatik faaliyet gösteren bu fizik bedeninden doğan duyguları, arzuları ve heyecanları (atlar), varlığını tamamen kontrol altına almıştır  Bu duygu, arzu ve heyecanlarının oluşturduğu düşünceleri ise (sürücü), ona kendi irade ve kontrolü (efendi) dışında bir yaşam sürdürmektedir  Bu duruma göre, otomatik çalışan fizik bedene temas eden dış tesirler değiştikçe, bu varlık sisteminin çalışma şekli de değişmektedir  Sonuç olarak da ortaya, arzuları, istekleri, tutkuları (atlar) tarafından yaratılmış birbirine zıt iradeleri bulunan, çelişkili bir insan tipi çıkmaktadır  Bu insan gelişmemiştir, mekaniktir, otomatiktir, şuur ve iradesi (efendi) yaşamında devrede değildir  Yaşamını kontrol eden, idare eden, otomatik oluşan Arzuları ve Tutkularıdır  Bu insan tipi, tutsaktır, hapistir, köledir  "İdaresi, enkarnasyon aracı olan bedeninin elindedir  " Dış tesirlerden biri olan hava koşulları dahi değişse, bu tip insanın kişilik yapısı buna bağlı olarak değişir  Güneşli havadaki kişilik yapısı ile bulutlu havadaki kişilik yapısı birbirine hiç benzemez  Bulunduğu ortamın tesirlerinin değişim miktarı kadar değişen kişilik özelliklerine sahiptir  Bu tip insana, dış tesirlerle çalışan otomatik, şuursuz, iradesiz, makine insan denebilir  
Oysa ki, Kendini Tanıma, Kendini Bilme ve Kendini Kontrol Etme faaliyetinde bulunmuş bir insan tipinde durum tamamen tersine çalışmaktadır  Gelişmiş insan modeli olan böyle bir tip, asıl benini, asıl egosunu, şuur ve idrakleri ile iradesini yaşamında öncül kılmış, ziyadesiyle aktive etmiştir  Onun, Şuur ve İradesine hizmet ve itaat eden bir Düşünce Merkezi ve Zeka faaliyeti vardır  Bu insan, dışındaki ortamdan kendisine kadar gelmiş olan tesirleri önce bu Düşünce Merkezi ve Zekasıyla karşılar  Düşünce merkezi ve zeka faaliyetine hizmet ve itaat eden Duyguları, Arzuları ve Heyecanları oluşur  Sonuç olarak da, Akıl merkezine tabi duygu, arzu ve heyecanlarına hizmet ve itaat eden Fizik Beden hareket eder  İşte doğru yönde çalışan yani kendini bilen bir varlık tipi  
Bizler, dünya tatbikat sahasına enkarne olmadan önce, kendimizin ve ruhsal planımızın imkân ve ihtiyaçlarına uygun kişilik özellikleri ile öz varlığımızı donatırız  Kendi istek, irade ve seçimlerimizle özümüzü örttüğümüz bu kişilik özelliklerine, enkarnasyon örtülerimiz denir  O enkarnasyon süresince deneyimlemeyi seçtiğimiz haletleri (hayat planımızı) kolaylaştırıcı, destekleyici kişilik özellikleridir bunlar  Bunlara ASIL KİŞİLİK özellikleri denir  Bunlar, özümüze hizmet etsin diye seçtiğimiz, bizim olan, ben olanlardır  "Ben kimim diyorsanız, aradığınız cevap, bu, asıl kişilik özelliklerinizdir  "
Bir de, dünyaya doğduktan hemen sonra, dışımızdan, başkaları tarafından, onayımız alınmadan bize yüklenen kişilik özellikleri vardır ki, bunlara da SAHTE KİŞİLİKLERİMİZ denir  Oğlum doktor olacak; o, aslan gibi; o, büyük adam olacak;vs  Örf, adet, gelenek, toplum kabulleri, inanç sistemlerinin zorlamaları, bunlar bize ait olmayan, ben olmayan kişilik özellikleridir  
Asıl kişilik özelliklerimiz, bizim mutlaka o enkarnasyon içerisinde açığa çıkarıp kullanmamız gereken çok lüzumlu, özümüzü örten örtülerdir  Sahte Kişiliklerimiz ise, Asıl Kişiliklerimizi örten marazi yapılarımızdır  İşte bu sahte kişilikleri tespit etmek, teşhis etmek ve tek tek varlığımızdan uzaklaştırmak, bizleri asıl kişilik özelliklerimize kavuşturur ki, buna, Kendini Bilmek, Kendini Tanımak denir  Bizim kozmik asli görevimiz, asıl olan enkarnasyon örtülerimizi yani asıl kişiliğimizi açığa çıkartmaktır  Dünya yaşamında kişiliksiz öz olarak bulunmak mümkün değildir  Fizik plan koşulları asla buna müsait değildir  Doğarken getirdiğimiz bu kişilik özellikleri, asıl ben'lerimizdir  Varlığımızı yeniden var etmek, yaşam süresince bu asıl beni açığa çıkartıp kullanmak demektir  
Sahte kişiliklerimiz, egomuza hizmet eden ve egomuzca desteklenen özelliklerimizdir  Ve kendilerini, asıl kişilik gibi bize gösterirler  Bu bir illüzyondur  Ondan dolayı, bu kandırmaca içerisinde tespit edilmeleri çok çok zordur  Hakiki manadaki gelişmemize engel teşkil ederler  Dünya madde aleminin kaba titreşimlerine gömülmemize kolaylık sağlarlar  Uyuyan, otomatik, mekanik, şuursuz insan, sahte kişiliklerini, asıl kişilikleri zanneden, onlarla yaşam süren insandır  Bu durum; insanı, ruhsal planının ikaz ve dürtülerine maruz bırakır ki; bu da gerilimli, bol hadiseli, ıstıraplı, zor bir yaşam demektir  
Kendini Bilme samimi niyeti, gayreti içerisinde olan bir insan ise; sahte kişiliklerinden arınıp, asıl kişilik özelliklerini açığa çıkardıkça; yaşamı, akıcı, mutlu, huzurlu, engelsiz, az ıstıraplı ve randımanlı olur  İkazsız ve dürtüsüz bir yaşam onundur artık  
Hepimize böyle bir yaşam biçimi temennilerimle  Yolumuz Sevgi olsun 
|