Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gençler, haydi, ilim, ögrenmeye

Haydi Gençler İlim Ögrenmeye

Eski 12-27-2007   #1
gülgüzeli

Haydi Gençler İlim Ögrenmeye



Peygamberimizin Gençlere Öğütleri!!Ebû Derda (ra) anlatıyor:
"Allah Resûlü'nü (sav) şöyle derken dinledim:
'Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır
Melekler, yaptığı işten dolayı duydukları hoşnutluğu belirtmek üzere ilim öğrenenin üzerine kanatlarını gererler Göktekiler ve sudaki balıklara varıncaya kadar yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ilim öğrenen kimse için mağfiret dilerler
Alimin, ibadetle meşgul olan (âbid) kimseye olan üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir Alimler peygamberlerin varisleridir Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmazlar Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakırlar Kim ilmi elde ederse büyük bir pay ele geçirmiş olur" (Ebû Davud, Tirmizî, İbn Mâce, Beyhaki ve İbn Hibban)
"Oku"
Allah-u Teâlâ'nın, Peygamberi Muhammed'e (sav) söylediği ilk söz Hz Peygamber'in kalbine inen ilk vahiy nuru Vahyin ilk ışıltısı ve ilk aydınlığı
Okumak ilmin yolu; ilim ise bilmenin kaynağıdır Bilgi ise aklın ve kalbin nurudur Bilgi olmadığı takdirde akıl ve kalp, cehaletin ıssız vadilerinde, dalaletin çöllerinde nereye gittiğini bilmez şaşkın bir halde kalakalır Bilgi olmadığı sürece akıl ve kalp asla hidayet yolunu bulamaz
İlimden maksat; bireyin dünya ve ahiret hayâtında kendisinden faydalandığı ve başkalarına da faydalı olduğu her ilimdir Özelikle insanı evrenin, hayâtın ve eşyanın değişmez kanunlarının kaynağı olan Yaratıcı'ya bağlayan ilimdir Çünkü insanın öğrendiği ve keşfettiği bütün bilgilerin yegane kaynağı ve mercii ancak Allah'tır Aynı şekilde elde edilen maddi neticelerin kaynağı da O'dur
Çiftçinin ürün elde etmek, hasat almak ya da istifade etmek amacıyla toprağa bıraktığı çekirdek ya da tohumu düşün Allah işte o çekirdek ve tohumun ürününü verebilmesini belli koşullara bağlamıştır Bu koşullardan bir tanesi eksik olsa, toprağa bırakılan o çekirdek veya tohum asla beklenen ürünü vermez
Çiftçinin ya da ziraatçinin tecrübeleri ve uygulamaları esnasında elde ettiği ilmin kaynağı ve esası Rab'dir Çekirdeğin, tohumun, havanın, suyun, güneşin Rabbi Aynı şekilde çalışan elin, gözlemleyen gözün, şefkatli gönlün Rabbi
Bütün bunların üstünde ise "ümit" var
Bol ve temiz ürün elde etme ümidi
Geçmişte ve günümüzde birtakım insanlar, ümidi ve imani ilmi temelinden saptırarak kendi zanlarınca birtakım zaruri sonuçlara bağladılar Gerçekte onlar hakikatin etrafında dolaşmakta ama ona asla ulaşamamaktadırlar
Çünkü ümit gayb'dır Gayb ise yalnızca Allah'ın kudret ve tasarrufundadır
İlim konusunda, dünyevi ilimleri ve özelliklerini mutlaka anlatacak olsaydım, dini ilimleri anlatmadan geçmezdim Çünkü dini ilimler anlatılmaya daha layıktır Kaldı ki, dini ilimleri anlatmak da ilim öğretme ve öğrenmenin bir çeşididir Bazen zındıklığın amaçlandığı, yıkımın hedeflendiği ve dini ilmin ifsadı niyetiyle öğrendiği durum bunun dışında kalır Bunda ise pek çok tehlike vardır Allahr17;ın Resûlü (sav) ne kadar doğru söylemiş:
"Ümmetim hakkında en çok endişe ettiğim şey, çok bilmiş her münafıktır"
Hadis-i şerîfe, temiz ve iffetli söze dönüyoruz:
"Hiç kuşkusuz ilim öğrenmek farzdır"
İlmin farz oluşuna ilişkin pek çok özendirici faktör vardır "Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır"
"Kolaylaştırır" sözcüğünde duralım
Hadis-i şerîfte buyurulmaktadır ki:
"Cennet gönle hoş gelmeyen şeylerle çevrilidir"
Öyleyse cennet yolu zorlu ve çetindir Cennet'in etrafı meşakkat, yorgunluk ve bıkkınlıklarla kuşatılmıştır Cennet yolcusu pek çok yanılmalara, yanlışlara, tökezlemelere düçar olacaktır
İnsan nefsini tahrik eden şehvet çukurları, keyfi arzuların zirveleri, şehvet dikenleri ve tırmıkları Ter, gözyaşı, mücadele, savaş ve sabır
Bunların hepsi ilmin kaynağına sımsıkı bağlanmış ilim öğrencisinin önünde kolaylaşmaktadır Niçin?
Çünkü ilim öğrencisi, engeller karşısında ancak apaçık bir delille hareket ederek bütün engelleri hiçbir zorluk ve sıkıntı duymadan aşmaktadır Asla şaşkınlığa düşüp yolunu kaybetmemekte, yolda tıkanıp kalmamakta ve tereddüt etmemektedir
İlim öğrencisinin karşılaştığı kolaylığın ilki ve en büyüğü, meleklerin kanatlarıdır
Bu kanatlar ilim öğrencisi için yere iner ve son derece şefkat ve yumuşaklıkla onu üzerine alır Sonra, engellerin üstüne yükselip adeta engellerle alay ederek, onlara aldırmadan geçip gitmesi için meleklerin kanatları ilim öğrencisini kaldırır, yükseklere çıkarır
Meleklerin kanatlarında manevi dereceler kateden ilim öğrencisi dünya hayâtının ağırlıklarından hafiflediğini, yeryüzünün kir ve pisliklerinden gönlünün ve vicdanının temizlendiğini hisseder
Vicdanında hoşnutluk nağmeleri ve mutluluk melodileri ses verir Yüzünde derin bir neşe belirir
Sonra bütün bunlar yola devam etme azmi ve kararlılığı biçiminde davranışlarına akseder
Bu durum gerçekte Hz Peygamber'in (sav) haber verdiğinden başka bir şey değildir:
"Göktekiler ve sudaki balıklara varıncaya kadar yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ilim öğrenen kimse için mağfiret dilerler"
Denizlerin karanlık mağaralarında ve yoğun su katmanları altında yaşayan balıklara varıncaya kadar tüm canlılar ilim öğrenen kimse için sürekli mağfiret diliyorlar Mağfiret dilekleri su katmanlarını yarıyor, nihayet suyun yüzeyine çıkıyor ve bir ahenk içinde diğer dualara katılıyor
Sevgili gençler
İlim öğrencisinden bütün dünya razı ve hoşnuttur
Aileden başlayıp tüm canlılara varıncaya kadar bütün dünya
Makam ve onur bakımından ilim öğrencisinin sahip olduğu fazilet ve üstünlüğe denk hiçbir fazilet ve üstünlük yoktur İbadetle meşgul olan (âbid) kimse Allah katında ve insanlar nezdinde yüksek bir derecede olduktan sonra, ilmiyle amel eden alim de, elbette daha yüksek bir makamda ve daha ulvi bir mertebede olacaktır
Alimin âbid kimseye olan üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir
Dolunayın bulunmadığı bir gecede yıldızlar parlak bir biçimde ortaya çıkarlar ve etrafa ışık saçarlar Hatta ışığı cılız en uzaktaki yıldız bile belirginleşir, göze gelir Ama ay ortaya çıkıp dolunay halini aldığında o yıldızlar tutulur, gizlenir ve tevazu gösterirler
Alim ile âbid arasındaki fark işte böyledir!!
"Alimler peygamberlerin varisleridir Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmazlar Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakırlar Kim ilmi elde ederse büyük bir pay ele geçirmiş olur"
Büyük bir miras, ağır bir sorumluluk, zor bir emanet
Kime bu miras verilmiş ve o da bunları hakkıyla takdir edip kıymetini bilerek, gereğini yerine getirmiş ise muhakkak o dosdoğru bir yola (sırat-ı müstakim'e) iletilmiştir Kime de bu miras verilmiş ve o da bunları hakkıyla takdir edemeyerek kıymetini bilmeyerek, gereğini yerine getirmemiş ise muhakkak onun ameli boşa gitmiştir Ve kime de bu miras verilmemiş ve o da bunları elde etmek için gayret göstermemiş ise muhakkak o dünyasını ve ahiretini ziyan etmiştir
Sevgili gençler
Göz ve kalplerimizden cehalet örtülerini kaldırmaya ve ardından hayât yolculuğunu sürekli olarak başkalarının ardısıra giden ve onlara uyan kuyruk insanlar olarak değil; onurlu önderler olarak sürdürmek için bu mirası elde etmeye ve ona olan güveni yeniden sağlamaya ne kadar muhtacız
Aklıma konuyla alakalı çok güzel bir hikaye geliyor
Rivayetlere göre;
Hz Peygamber'in vefatından sonra Ebû Zerr (ra), bir gün Medine'nin çarşılarını dolaşıyordu İnsanları kargaşalı bir halde gördü Dünya hayâtı onları iyiden iyiye meşgul etmiş, hayât meşgalesi onlara egemen olmuş, akıl ve duygularını esir almıştı
Ebû Zerr (ra), dünya hayâtının müslümanları bu derece meşgul etmesinden endişeye kapıldı İnsanlara seslendi:
"İnsanlar! Şimdi mescidde Muhammed'in mirası dağıtılırken siz mal ve ticarete kendinizi kaptırmış ne yapıyorsunuz?!"
Bu söz üzerine insanlar derhal mescide koşuştular
Ancak mescidde rukü ve secde eden, ibadet edenlerle birlikte, ilim öğreten alim ve ilim öğrenen öğrenciler ve fıkıh öğreten fakîh ve fıkıh öğrenen öğrencilerden başka bir şey göremediler Derhal homurdana homurdana geldikleri gibi ökçeleri üzere geri döndüler Ebû Zerr'e (ra):
"Mescidde, söylediğinden bir şey göremedik?!" dediler Ebû Zerr (ra):
"Muhammed'in mirası işte odur, cevabını verdi
Bu bir hatırlatma ve öğüttü
Sevgili gençler
Ben de size ve kendime bu mirası hatırlatıyor ve onu öğütlüyorum Zira hatırlatma ve öğüt, Allah'a inanan (mü'min) insanlara fayda verir





(Kardeşlerim burada bahsi geçen ilim kavramını şu an okullarda okutulan (dayatılan) derslerle karıştırmayalım Bunların bi çoğu ahirette işimize bile yaramayacak bilgi yığınlarıdır
Fakat yazı da dikkatle okuduysanız Allah ilminden bahsediliyor bu da demektir ki her müslüman bayan ve erkeğin öğrenmesi farz olan ilim Bu öyle bir ilimdir ki nerede bulursak ona yapışmamız, sarılmamız gerekirHaydin! Allahın bu güzel dinini öğrenmeye ve öğretmeye koşalım)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.