Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bediuzzaman, mezarı, nursinin

Bediuzzaman Said Nursinin Mezarı Nerde

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bediuzzaman Said Nursinin Mezarı Nerde



Said Nursinin Mezarı Nerde


Said Nursinin Mezarı Hangi Şehirdedir


Said Nursinin Mezarı

Said Nursi'nin mezarı nerededir ?



“Yıkılmış bir mezarım ki, yığılmıştır içinde Said'den yetmiş dokuz emvat ba-asam alama"


Kabir, ebedi istirahatgah olarak kabul edilir Vefat edenler için, "ebedi istirahatgahına defnedildi" tabiri kullanılır Herkes bilir ki, o kişi artık defnedildiği yerde ameli ile baş başadır O yerin dokunulmazlığı vardır Anadolu'nun bazı yerlerinde gömülü olup, sonradan yanından yolun geçtiği mezarlara rastlamak mümkündür Genelde tek bir mezar olarak bulundukları halde, sırf ölüye hürmet babından, kabre dokunulmaz, yolun istikameti değiştirilir Mezara dokunma, büyük bir saygısızlık olarak kabul edildiğinden kimse böyle bir lekeyi üstüne almak istemez Ancak, tarihimizde bunun bilinen bir istisnası vardır Ömrünü, iman hizmetine adayıp, dünya nimetlerinden feragat eden Bediüzzaman, vefat ettikten sonra kabrinde de rahat bırakılmamıştır


Bu olayın iki veçhesi mevcuttur Birincisi, vefat etmiş bulunana ve sevenlerine büyük saygısızlık İkincisi ise, hayatta iken kendisine yönelen teveccühleri daimi bir surette Risale-i Nur'a yönelten, büyük tevazu timsali Bediüzzaman'ın, vefatından sonra kabrine olabilecek yönelmeleri arzu etmediğinden, İlahi Rahmetten, kabrinin bilinmemesi niyazında bulunmasıdır Birincisi son derece çirkin bir hadise iken, ikincisi son derece ulvi bir taleptir Nitekim Cenab-ı Hak'ta kabul buyurmuştur


Bediüzzaman, vefatı ve defnedilmek istediği yerle ilgili olarak, değişik tarihlerde talebelerine yazdığı mektup ve derslerinde temas etmiştir Bu konuda, Risale-i Nur'da geçen kayıtların ilki 1913 yılına aittir Kendi vefatı ve mezarını ziyarete gelenlerin getirecekleri bahar hediyelerini, yok olan medresesinin mezar taşına benzettiği "Van Kalesi" nin başına takmalarını ister Medresesinin ve kendisinin mezarından söz eder (Münazarat, s 13)


Isparta'da vefat edip defnedilmek istediğini, Siracü'n-Nur'daki şu bilgilerden anlamak mümkündür: "Isparta vilayetinde kıymettar kardeşlerimin kucaklarında, teslim-i ruh edip, o mübarek toprakta defnolunmamı kalben niyaz ettim Ve Isparta'ya mevkufen beşinci nefyimi, o kalbi duanın kabul olmasına delil eyledi" "(Isparta) benim için taşı-toprağı ile mübarektir Onun için ben kabrimi o havalide istiyorum"


Emirdağ Lahikası'nda da ahir ömrünü geçirmek istediği ve kabrinin bulunmasını istediği yerlerle ilgili bilgiler mevcuttur Barla kendisi için özel bir öneme haizdir Ahir ömrünü burada geçirmek isteğini belirtir Senirkent'te de oturmak istediğini, ancak iradenin elinde olmadığını ilave eder


Mübarek talebelerini düşünüp, vefat ettiği zaman onların bulunduğu kabristanda defnolunmayı arzuladığında birden bir ihtarın geldiğini ifade Bediüzzaman, sebebini de şöyle kaydeder; "Gerçi Medresetü'z-Zehra'nın merkezi olan Isparta vilayetinde maddeten bulunmak çok cihetle faideli, saadetlidir; fakat nurun mesleği ve Nurcular'ın meşrebi cihetiyle daima berabersiniz Zaman ve mekan, perde olamazlar Şarkta, garpta, şimalde, cenupta, dünyada, berzahta bulunsanız, manen bir mecliste beraber sayılırsınız Onların manevi yardımları daima birbirine oluyor ve sana da gelir"


Isparta havalisinde, ahir ömrünü geçirmeyi arzu etmekle beraber, talebelerinin de fikirlerine başvurur "Medresetü'z-Zehra erkanlarının kararıyla ve İstanbul ve Ankara üniversitelerindeki Genç Saidlerin de muvafakatiyle nereyi benim için münasip görürseniz orayı kabul edeceğim Madem hakiki varislerim sizlersiniz ve şahsımdan bin derece ziyade dünyada vazifemi de görüyorsunuz Bu hayat-ı fanideki son menzili sizin reyinize bırakıyorum"


Özellikle 1950'den sonra, artarak devam eden bir Urfa'ya gitme arzusu ve hazırlığına başladığı görülmektedir Kendine ait bulunan yatak, yorgan, portatif somya vs eşyalarıyla, kendisine intikal ettirilen bir asır evvelin müceddidi olan Mevlana Halid-i Bağdadi'nin cübbesini, Urfa'ya götürülmek üzere Vahdi Gayberi'ye teslim eder Bilahare kendisinin de Urfa'ya gideceğini ilave eder Aradan yaklaşık on sene geçtikten sonra gitme arzusu gerçekleşir Ancak, ömrünün son yıllarını değil, son günlerini geçirmek, peygamberler diyarında vefat etmek üzere buraya gelmiştir


Bediüzzaman, arkasında bir halife değil, Risale-i Nur Külliyatı gibi bir hazineyi bırakarak Hakk'ın rahmetine kavuştu Hayatta iken, arzu etmediği bir hususun vefatından sonra gerçekleşmesini asla istemedi Önce, gereksiz kabir ziyaretinin yapılmaması ikazında bulundu "Dostlar uzaktan ruhuma fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler Kabrimin yanına gelmesinler Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir Risale-i Nur'daki azami ihlas ile bütün bütün terk-i enaniyet için buna bir manevi sebep hissediyorum" dedikten sonra, kendisini Nurlara vakfetmiş birinin kabri başında nöbet tutarak, lüzumsuz ziyaret edenlere bu hususu bildirmesini ister


Emirdağ Lahikası'nda yer alan, talebelerine yaptığı son dersinde ise, daha dikkat çekici ifadelere yer verir "Benim kabrim gayet gizli bir yerde bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lazım geliyor Bunu vasiyet ediyorum Çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor" Evet, Bediüzzaman'ı arayan Risale-i Nur sayfalarında bulabilir ve sohbet edebilir Ruhuna fatiha göndermek isteyen herkes, bulunduğu yerde okumak suretiyle (mezarına uğramasına gerek kalmadan) gönderebilir ve göndermelidir


Bediüzzaman, 23 Mart 1960 yılında, mübarek Ramazan ayının Kadir Gecesi'nde Hakk'ın rahmetine kavuştu ve Urfa'daki Halilürrahman Dergahı'ndaki caminin bahçesine defnedildi Ancak, 27 Mayıs İhtilali'nden sonra darbeciler tarafından, buradan alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü Cenab-ı Hak bazen şerleri hayreyler Bunda da öyle oldu ve farkında olmadan nebbaşlar, Bediüzzaman'ın duasının kabulüne vesile oldular


Kabrin nakledilmesi kararını alan darbeciler, Bediüzzaman'ın kardeşi Abdülmecid Ünlükul'a Cemal Tural vasıtasıyla bu kararı ilettiler; "Abinin kabrini Şark ahalisinden ve Güney sınırımızdan kaçak gelip ziyaret edenler var Nazik bir zamandayız Sizin de iştirakiniz ile kabrini Urfa'dan alıp, İç Anadolu'ya nakledeceğiz Şu kağıdı lütfen imzalayın" diyerek daha önceden adına yazmış bulundukları dilekçeyi zorla imzalattılar Her ne kadar, "Seyda'yı bari kabrinde rahat bırakın!" dediyse de dinletemeyip kararlarından vazgeçiremedi


Bu nakli Abdülmecid Ünlükul'un arzusuyla gerçekleştirdikleri kılıfıyla kendisini de alarak (o zaman Konya'da ikamet etmektedir) Urfa'ya hareket ettiler 12 Temmuz 1960 tarihinde gece yarısı kabri yıkarak tabutu içinden çıkardılar Aradan 3,5 ay gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen cesedin tazeliğini korumasına ve yeni vefat etmiş gibi görünmesine hayret ettiler Kendileriyle getirdikleri tabuta naklettikten sonra Isparta'ya götürerek yine bir gece yarısı ve bilinmeyen bir yere defnettiler Darbeciler zulmederken, Kader-i İlahi Bediüzzaman'ın arzusunu yerine getirdi Artık kimse, kendisini rahatsız edemeyecek ve nazarlar Risale-i Nur'dan başka yere kaymayacaktı


Ülkenin idaresini elinde bulunduran Milli Birlik Komitesi'nin bilgisi dahilinde mezarın nakli olayının gerçekleştirildiği, Alparslan Türkeş'in Mustafa Cemal Bayındır'a konuyla ilgili olarak yazmış bulunduğu 20 10 1992 tarihli mektubundan, açık bir şekilde anlaşılmaktadır Türkeş, İçişleri Bakanı emekli general Muharrem İhsan Kızıloğlu'nun konuyla ilgilendiğini yazmaktadır Abdülmecid Ünlükul'a zorla imzalattırılan mektup, bir dosya halinde ve kendi isteğiyle yapıldığı tutanaklara geçirilmiş ve bu şekliyle toplantıda okunarak, komite üyelerine talimatlarının olup olmadığının sorulduğu, daha sonra işlemin gerçekleştirildiği görülmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.