![]() |
Rahmet, Bereket Ve Mağfiret Mevsimi Geldi Yine |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Rahmet, Bereket Ve Mağfiret Mevsimi Geldi YineRahmet, Bereket ve Mağfiret Mevsimi Geldi Yine Rahmet, Bereket ve Mağfiret Mevsimi Geldi Yine ![]() Rahmet, Bereket ve Mağfiret Mevsimi Geldi Yine Prof ![]() ![]() ![]() Marmara Üniv ![]() Peygamberimizin Ramazan'ı "sabır ayı" olarak tanımlaması, onun gerçekçiliğinin açık delilidir ![]() ![]() Hiç kuşkusuz üç aylar ve onların içinde de özellikle Ramazan-ı şerif ayı toplumda yaygın bir harekete, berekete ve genel bir güzelleşmeye vesile olur ![]() ![]() Ramazan ayının gündelik hayatımıza getirdiği bu görünür ve hissedilir güzellikler, hiç şüphesiz manevi hayatımızdaki güzelleşmenin yansımalarıdır ![]() ![]() Yine hemen herkes bu görünür güzelliği ve manevi derinliği bir şekilde dile getirebilir ![]() ![]() Hadisçi Muhammed b ![]() ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize Şaban ayının son günü bir hutbe irâdetti ve şöyle buyurdu: "Ey Müslümanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü ![]() ![]() Bu ay, Allah Teâlâ'nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır ![]() Bu ayda kim bir hayır işlerse, başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır ![]() ![]() Bu ay, sabır ayıdır ![]() ![]() Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır ![]() Bu ay, müminin rızkının arttığı bir aydır ![]() Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur ![]() ![]() - Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar ettirecek imkana sahip değildir… dediler ![]() Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem; "Allah Teâlâ bu sevabı bir oruçluyu bir hurma veya bir yudum su ya da bir içim süt ile iftar ettirene de verir" buyurduktan sonra hutbesine şöyle devam etti: "Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bir aydır ![]() ![]() Bu ayda dört şeyi çok yapınız ![]() ![]() ![]() ![]() Kim bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah onu benim havuzumdan sulayacak o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber Efendimiz hutbesinde Ramazan-ı şerîfin, müminlerin fert ve toplum hayatları, dünya ve ahirette kendilerine kazandıracağı neticeler açısından ne denli büyük bir fırsat olduğunu açıklamakta; hiçbir ayırım yapmaksızın tüm müminler için geçerli büyük müjdeler vermektedir ![]() ![]() Rahmet/bereket Mağfiret/arınma-aklanma Cehennemden kurtuluş ![]() Bir aylık sürede üçte birlik dilimlerle bu üç büyük nimete kavuşabilme imkanına sahip olduğumuzu bilmek herhalde son derece etkileyici bir iyileşme teşvikidir ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan Peygamber Efendimiz'in, "Allah'ı hoşnud edecek iki iş" olarak takdim ettiği, tevhid ikrarı ve mağfiret dileği, dikkat edilirse, her müminin diliyle gerçekleştireceği iki iyiliktir ![]() ![]() ![]() Gerek "Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi", gerekse Ramazan'da yapılacak iyilik ve ibadetlerin, başka zamanlarda yapılanlardan çok farklı karşılık göreceğine dâir beyân-ı peygamberî, "Ramazanın fevkalâde bir imkan" olduğunu göstermektedir ![]() ![]() ![]() Söz bu noktaya gelmişken, Ramazan'a duyulan saygıdan dolayı yapılacak her olumlu hareketin mutlaka bir kıymeti olacağını vurgulamakta fayda görmekteyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin Ramazan'ı "sabır ayı" olarak tanımlaması, onun gerçekçiliğinin açık delilidir ![]() ![]() "Uzak kalamayacağınız iki iş, cenneti istemek, cehennemden kurtulmayı temenni etmek" tespiti de bir yandan, Peygamber Efendimiz'in gerçekçiliğinin bir başka ifadesi olurken, bir yandan da yapılmasını uygun bulduğu bir tavsiyesini yansıtmaktadır ![]() ![]() ![]() Peygamber Efendimizin hutbesinden anlaşıldığına göre Ramazan, en tabiî isteklerimizden en önemli görevlerimize kadar her şeyin değerinin çok büyük ölçüde arttığı bir mevsim olmaktadır ![]() ![]() Ramazan ayının gündelik hayatımıza getirdiği bu görünür ve hissedilir güzellikler, hiç şüphesiz manevi hayatımızdaki güzelleşmenin yansımalarıdır ![]() Bu ayda kim bir hayır işlerse, başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır ![]() ![]() RAMAZANDA DEĞİLSE, NE ZAMAN? Dün gece notlarımı karıştırırken bir kayıt buldum onlar içinde ![]() ![]() ![]() “Hâza Ramazan kad câe Tüftahu fîhi ebvâbu’l-cenne ve tuğlegu fîhi ebvâbü’n-nâr ve tüğallu fîhi’ş- şeyâtîn ![]() Bu’den li men edreke ramazane felem yuğfer lehu ![]() İzâ lem yuğfer lehu fîhi, femetâ?” (İbn Ebî Şeybe, Musannef, II ![]() ![]() ![]() Önce sevindim, sonra düşündüm ve takıldım bir kelimeye ![]() ![]() ![]() ![]() “Yine Ramazan geldi, Tüm mağfiret imkanlarıyla, Cennet kapıları ardına kadar açık, Cehennem kapıları sonuna kadar kapalı ![]() Şeytanlar bağlı, kısıtlı ![]() Böyle bir aya erişip de bağışlanmamış olana yazık! Ramazanda da bağışlanmazsa insan, Peki başka ne zaman?” “Yine hazan mevsimi geldi” diye hayıflananlara, benim gibi ömrünün son baharını yaşayanlara herkesten daha anlamlı, acı ve belki de etkili bir uyarı, bir soru, bir hatırlatma ![]() Sizi bilemem ama ben, bu “peki ne zaman, femetâ!” sorusu kadar bana etki eden, düşündüren, yüreğimi hoplatan, beynimi zonklatan bir başka “ne zaman” sorusu hatırlamıyorum ![]() Sevinç yumağının içine, tam orta yerine kuşku özünü bir atom çekirdeği gibi yerleştiren bu soru… Karalanmış, kirlenmiş ömür defterini temizleme ümidinin doğduğu mevsime yönelik en acı sonu hatırlatan bu soru… Ne yapıp edip aklanmak gereğini vurgulayan, bu iş için “başka zaman yok” diyen ah bu soru… Sarstı beni, yüreğimi, ümitlerimi tâ derinden ![]() ![]() Yalnızlık kötü be dostlar böyle dehşet anlarında ![]() ![]() ![]() Yoksa hazırlığınız tamam, niyetiniz sağlam, yüreğiniz ayakta, rahmet ve mağfiret sağnağında tepeden tırnağa aklanmaya, paklanmaya hazır mısınız? Sonuçtan emin misiniz? Böyle bir itminan haline imrenilmez mi? Ama ben hâlâ o “peki ne zaman?” sorusunun hatırlattığı talihsizlik ihtimaline uğramaktan, aklanamamaktan, rahmet mevsiminde susuz kalmaktan, yıkanamamaktan korkuyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Korkuyorum işte be dostlar, korkuyorum ![]() “Bu ramazan, evet bu ramazan!” diyebilsem, bu cevabı şöyle bütün gücümle avazımın çıktığı kadar yürekten bir bağırabilsem, buna bir niyet, bir ahd edebilsem rahatlıyacağım ![]() ![]() Niyetlerinizle, dualarınızla destek olur musunuz bana dostlar? Ben size, sizin için geçerli olmasın bu “peki ne zaman?” sorusu diye dua ediyorum ![]() ![]() Ve soruyorum bir kere daha kendi kendime; Aklanmak, “Ramazanda değilse, peki ne zaman?” Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Dergi 2005 Ekim sayısında yayınlanmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
|