Kusur Müfettişi |
07-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kusur MüfettişiKusur Müfettişi Kusur Müfettişi İnsanların kusurlarını sayıp dökmek, açıklarını bulmak onun gâye-i hayatıdır sanki! Kusur müfettişi, gece-gündüz etrafına sadece bu gözle, kusur arama ve tarama gözüyle bakabiliyor, nasıl iştir, anlamak mümkün değil Sanki bu işle görevlendirilmiş ve işini milim aksatmayan emirber bir nefer edâsıyla kusur arıyor, kusur konuşuyor, kusur gözlüyor, kusur özlüyor, kusur solukluyor Aslında bu hâliyle bilmiyor ki tepeden tırnağa kendisi kusur kesiliyor Güzellikleri göremiyor; böyle bir kâbiliyeti varsa da körelmiş ve sönmüş Kusur müfettişliği tamamen onun fıtrat-ı sâniyesi ve en önemli yanı olmuş Kusur müfettişliği, üzülerek söyleyeyim ki çok yaygın Bazıları belli başlı vasıfları itibariyle, bakıyorsun göz dolduruyor, insanın içine inşirâh veriyor Ama maalesef öte yandan bakınca öyle büyük zaafları, boşlukları var ki “O mu, at gitsin; bu mu, boş ver, batsın; şu mu, onun şöyle daha bilmem neleri var” Ve daha neler neler! Aman Allahım! Hele bir de, ‘Daha başka şöyle yanları da var ama ben açmayayım, bu kadarlıkla iktifâ edeyim' deyip işi müphemleştirerek, her türlü yanlışlığa çağrışım yaptırarak insanların zihninde şüpheler bırakmak var ya! Doğrusu bana, pek affedilebilir bir cürüm gibi gözükmüyor bu durum Kusur müfettişi, kendisini mükemmel görür O, hep mâsumdur, zekidir, müthiştir! Kendisi uçar, dikenli tarlalarda koşar, önüne gelen her problemi aşar! Kusur müfettişi, objektifi hep başkalarına tutar, merceğinin altında hep mâsumlar, hep başkaları vardır Kendisi sırça saraylarda, dokunulmazlık zırhlarına bürünmüş, Cenneti -güyâ- garantilemiş bir saadet yolcusudur Kusur müfettişinin dili de uzundur İşten ziyâde konuşmayı sever Yorumları sathîdir, insafsızdır, zâlimanedir Kusur müfettişi önüne geleni kırar geçer, tırpanlar ama pek de haberi yoktur arkada bıraktığı tahribattan ve bu durumun onun indinde önemi de yoktur İnsanlar ona içten içe kırılırlar ama bazen yüzüne söyleyemezler Çünkü bunların bir kısmının makamı ve mevkisi vardır! Bir gün başı sıkışır, etrafına bakar da kimsecikleri göremez Belki o zaman da anlamaz yaptığı cürümlerin nelere mâl olduğunu Anlasa da zaten iş işten geçmiştir Şahsen, kusur müfettişlerinden çok o kusur sahiplerini seviyorum Sevmiyorum kusur müfettişlerini Uzak kalmak istiyorum, insanları yanlış yapsınlar diye gözetleyen ve bıyık altından kıs kıs gülmeye hazırlanan insafsızlardan Kusur-hatâ insanlık icabı Önemli olan özür ve tevâzu İnsanların hatâlarını araştırıp, onlarda kusurlar bulup ve bu arada kendisini dev aynasında görerek bir nev'i gizli gurura girmektense, kusurlarla tevâzu ve mahviyete yönelmek, hacâlete bürünüp iki büklüm olmak daha insanî Evet kusur avcısı, “Sana yakıştıramadım; sen de mi?; onun şöyle bir özelliği de var; bakmayın böyle olduğuna, o şöyle de yapar; daha neler var neler!” der durur Bakışları hep kusur taramak için çalışır Beklentisi hatâdır Yanlışın zamanını gözetler dâima Sinesi-vicdanı oldukça dardır Kendisine sadece egosu yardır Böylelikle cürümleri dağlar kadardır Allahım! Kusur araştırayım derken, gıybete boğulmuş gidiyor da farkında değil Hatâ bulayım derken sû-i zandan sû-i zanna yuvarlanıyor da umurunda değil Varsa yoksa işi gücü kusur bulmak, yanlışları sayıp dökmek Kusurları bul; ama sakın bunu kendine bir meslek edinme Hatâları düzelt; ama bunu kasıla kasıla gülerek yapma İnsanları doğruya, güzele yönlendir; ama bu arada kendini ak sütten çıkmış beyaz kaşık görme Yapacaksan bunu insafla yap ve münsif olmayı sakın unutma Adaleti elden bırakma İnsanlar yanlış yapınca içten içe sevinme Ve n'olursun, akşama kadar bu işle uğraşmayı bırak Biraz da kendine bak Gıybet mü'mine yakışır mı? Sû-i zan müslümana uyar mı? İnsanların hatâ yapmasına içten içe sevinmek, yanlış yaptıklarında kahkaha patlatmak dürüst bir insana yakışır mı? Bir tek sen misin kusursuz? Bir tek sen misin suçsuz? Bir tek sen misin hatâsız? Gerçekten irfan sahibi, olgun ve vicdanı engin müminler asla kusur müfettişliği yapmaz Zaten hatâ yaptığına bin pişman insanları asla utandırmaz Gönül insanlarının özelliklerinden biri de kusur müfettişliği yapmamaktır Otuz kırk yıldan beri kürsülerden “Zinhar kusur müfettişliği yapmayın, birbirinizin kusurunu araştırıp dökmeyin, gözlerinizi yumun, gözlerinize–kulaklarınıza inanmayın ve müminler hakkında hep hüsn-i zan edin” diyen Gönül İnsanı -haşâ- boşa mı konuşuyor? Kitaplarla, makâlelerle imdada koşan bu Ahlâk Âbidesi bunları defaatle anlatmadı mı? Anlatılan bütün bu güzellikler hâlâ mı bizim şuuraltı müktesebâtımıza mâl olmadı? Önde olmak, makâm ve mansıp sahibi olmak kusur müfettişliği yapmayı mı gerektirir? Yer ve duruma göre Allah'ın bir lütfu veya bir mekri olarak kabul edilebilecek olan makam ve mevkiler kusur müfettişliği için mi vardır? Oralar güzel rehberlik yapmak, insanlara yumuşak nasihatlerde bulunmak, onları güzelliklere yönlendirmek ve hüsn-i misâl olma yerleri değil mi? “O böyle, onu geç; şu şöyle, onu at; bunun da canı cehenneme!” Çok yazık! Evet, toplumda, kişiler arasında müsbet tenkitler, eleştiriler olmalı; kalpleri kırmadan birbirimizi denetlemeliyiz Ancak, kendilerini gökten inmiş bir melek gibi kabul eden ve kendisinin dışında herkesi nasihata muhtaç zavallılar olarak gören kusur müfettişlerinden kimse hoşlanmıyor Kusuru görmenin ve onu tedâvi etmenin de yolları, usûlü, âdâbı ve erkânı vardır Her şeyin başı sevgi Sevgiyle, paslı kilitler açılır; gönlümüze nurlar, güzellikler saçılır Tenkit sevgiyle yapılmalıdır İnsanı, insanın özünü sevmelidir Kusurlar gelip geçicidir Yeter ki insan, insan olsun Kusur müfettişleri insanların iki ayağını bir kaba sokar; tekellüflere zorlar, telaşlandırdıkça telaşlandırır Ve hatâ üstüne hatâ yaptırır Ve o da bir telekulak gibi her an hatâ gözetler Kusur müfettişleri! Bırakınız insanların yakasını Nazarlarınızı kendinize çeviriniz biraz Emin olun, yaparken yıkıyorsunuz Hem de bir daha dirilmeme pahasına öldürüyorsunuz Bana da acı gelen bu sözlerimi, ‘Arz-ı Hal' adlı makâleden konuyla ilgili bir parçayla bitiriyorum “Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdetâ nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur mütfettişi” Bayram Kusursuz Herkulorg |
|