Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göre, görünüşe, hüküm, vermek

Görünüşe Göre Hüküm Vermek

Eski 07-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Görünüşe Göre Hüküm Vermek






Görünüşe Göre Hüküm Vermek
GÖRÜNÜŞE GÖRE HÜKÜM VERMEK
İNSANLARIN DIŞ GÖRÜNÜŞÜNE BAKARAK HAKLARINDA
HÜKÜM VERMEK VE GİZLİ HALLERİNİ ALLAH'A BIRAKMAK


Âyet

1 "Eğer tövbe eder, namazı kılar, zekâtı verirlerse, onları serbest bırakın"
Tevbe sûresi (9), 5

Müşriklerle savaştan bahseden âyetlerden sonra gelen bu hüküm kısmı, onlarla savaşmaktan vazgeçmenin ve mü'min olduklarına karar vermenin belirtilerini sıralamaktadır Bu belirtiler; tövbe etmek, namaz kılmak ve zekât vermektir Bunları yerine getiren kimse ile savaşılmaz Bir kimsenin bunları kalben inanarak mı yaptığı, yoksa canını kurtarmak için mi böyle davrandığı gibi bir araştırmaya da girilmez Çünkü kalblerdekini bilmek, bizim elimizde ve gücümüz dâhilinde değildir Bizim vazifemiz, dışa akseden görüntü ve belirtilere göre hareket etmektir Bu sebeple, genel bir kaide konulmuştur : Biz zâhire yani dış görünüşe göre hükmederiz; kalblerde gizleneni ise Allah bilir
Hadisler
391 Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ben, Allah'tan başka bir ilâh bulunmadığına, Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehâdet edip, namazı dosdoğru kılıncaya ve zekâtı hakkıyla verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum Bunları yaptıkları takdirde, kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar İslâm'ın gerektirdiği haklar ise bunların dışındadır Onların gizli hallerinin hesabı Allah'a âittir"
Buhârî, Îmân 17, 28, Salât 28, Zekât 1, İ'tisâm 2, 28; Müslim, Îmân 32-36 Ayrıca bk Ebû Dâvûd, Cihâd 95; Tirmizî, Tefsîru sûre (88); Nesâî, Zekât 3; İbni Mâce, Fiten 1-3
Açıklamalar
İslâmda harp değil sulh esastır Savaş, bir gaye ve hedef olarak kabul edilmez Sulhü ve sükûnu sağlamak, insanlığı mutlu kılmak için her türlü çareye başvurulduktan sonra netice alınmazsa, savaşmak mecbûriyetinde kalınabilir İslâm'a göre savaşın gayesi, yeryüzünü küfür ve şirkin hâkimiyetinden, zâlimlerin zulmünden arındırmak, Allah'ın dininin herkese ulaşmasını sağlamak, Allah ile kulları arasındaki engelleri ortadan kaldırmaktır Kimse müslüman olmaya zorlanamaz; ancak müslüman olmak isteyenlere engel olunması önlenir; müşrikler ve kâfirler ya İslâm'a girmek, ya İslâm'ın hâkimiyetini kabul etmek, ya da sulh yapmak yollarından birini tercih ederler
Hadisimizde kendileriyle savaşılacağından söz edilen kimseler, öncelikle müşrikler ve kitap ehli olmayan putperestlerdir Kitap ehli olan yahudi ve hıristiyanlarla savaşılmasının sebebi ise, Allah'a inanmakla beraber, inançlarının bozukluğu ve Hz Muhammed'in Allah'ın resûlü olduğuna inanmayışlarıdır Bu kimseler İslâm'ın hâkimiyetini kabûl etmeye ve müslüman olmadıkları takdirde cizye vermeye mecbûr edilirler
Allah'a ve Resûlüne inandıklarını söyleyenlerle, yani kelime-i şehâdet getirenlerle artık savaşılmaz Daha sonra onlardan namaz kılmaları, zekât vermeleri ve İslâm'ın diğer şartlarını yerine getirmeleri istenir Çünkü kelime-i şehâdet getirip İslâm'a girenler, İslâm dîninin bütün gereklerini yerine getirmeyi kabul etmiş sayılırlar Bunları yapıp yapmadıkları, İslâm yönetimi tarafından takip edilir Dinin gereklerini yerine getirmeyenlere ise gereken yapılır
Bütün bunlara, insanların zâhirî halleri, dışa akseden söz ve davranışları esas alınarak karar verilir Onların içlerinde sakladıkları niyet ve düşüncelerin, yaptıkları gizli kapaklı işlerin hesabı Allah'a aittir Kimsenin niyeti, kafasında ve gönlünde gizlediği düşüncesi, başkalarını ilgilendirmeyen özel hayatı araştırılmaz
"İslâm'ın hakkı" denilerek istisnâ edilen kısım ise, işlediği suçtan dolayı ölümü hak edenin öldürülmesi, malının alınmasını gerektiren bir suç işleyenin malının alınmasıdır
Hz Ebû Bekir, zekât vermeyi reddedenlerle savaşmaya karar verirken, Kur'ân'ın ilgili âyetleri ile birlikte bu hadîsi de kendisine delîl edinmişti Hadisin gösterilen kaynaklarından bazısında, bu açıkça belirtilmektedir Bu hadis, pek çok sahâbe tarafından rivayet edilmiş olup, mütevâtir hadisler arasında sayılır
Hadisi 1078 ve 1212 numaralarda tekrar ele alacağız
Hadisten Öğrendiklerimiz
1 Müslüman olduğunu söyleyen ve İslâm'ın emirlerini yerine getiren kimseyle savaşmamak dînî bir vecîbedir
2 Bir kâfirin müslüman olduğuna hükmetmek için kelime-i şehâdet getirmesi yeterlidir
3 Kişiler, dış görünümleri ve davranışlarına göre değerlendirilir, haklarındaki hüküm de buna göre verilir
4 Gizli olan niyet ve düşüncelerin hesabını sormak, kulların vazifesi olmayıp Allah'a âittir
5 Kelime-i şehâdet getiren ve İslâm'ın emirlerine uyan bir kimse, işlediği suçlardan dolayı hesaba çekilir ve ölüm cezasına veya başka bir cezaya çarptırılır
6 Kelime-i şehâdet getiren bid'atçı tekfîr olunmaz, imansızlıkla suçlanmaz
Riyazüs Salihin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.